sweet chaos, yoonmin✔

Por dollshwa

116K 10.2K 6.4K

- roommate au senin hakkında daha fazla şey öğrendikçe zevklerim, alışkanlıklarım ve her şeyim değişiyor Más

1: sevgilim olur musun
2: senden nefret ediyorum
3: beni etkilemeye mi çalışıyorsun
4: yalan söyledim
5: aşık mı oldun
6: birlikte misiniz
8: birbirimize alıştık
9: ben gitmezdim
10: seni rahatlatacağım
11: ilgisi hoşuma gitmişti
12: sevgili değiliz
13: senin için endişelendim
14: sevgili(m)le vakit geçireceğim
15: senden hoşlanıyor
16: senin gibi birinden hoşlanmam
17: yeni oda arkadaşımla tanış
18: seni kıskandı
19: ona karşı hislerin mi var
20: senden gözlerini alamadı
21: başkalarıyla yakın ol(m)ana dayanamıyorum
22: yıldızların altında benimle dans et
23: beraber tatile gidiyoruz
24: herkesten sakla(m)ak istiyormuş gibi
25: seni sevdiler
Final: happy ending

7: onu öptüm

4.8K 457 198
Por dollshwa

5sos - wildflower

-

Sabah yataktan düşme tehlikesi ile uyandığımda yaşadığım trajikomik olayın etkisinden çıkmam zaman almıştı. Gözlerimi açtığımda Jungkook'u ve Yoongi'yi görmem beni daha da korkutmuştu üstelik. O kadar çok yüksek ses vardı ki, onların sesi yüzünden uyanmıştım ve henüz kendime gelememişken Jungkook'un verdiği ani tepki yüzünden düşme teklikesi atlatmıştım. Belki ranzanın üst katından düşsem bir şey olmayabilirdi fakat yine de henüz kendimde değilken böyle bir şey yaşamak beni korkutmuştu.

Aradan birkaç saat geçmişti fakat ben hâlâ Jungkook'un neden orada olduğunu veya neden Yoongi ile tartıştığını bilmiyordum. Jungkook odada kalıp bir süre benimle ilgilenmiş ve ben bu sürede kendime geldiğimde ona neden odamızda olduğunu ve neden kavga ettiklerini sorduğumda konuyu geçiştirmişti. Benden bir şey saklıyor olma ihtimalleri çok yüksekti fakat sakladıkları şeye dair hiçbir fikrim yoktu.

Şimdi ise odamda Taehyung ve Seokjin ile birlikte oturuyorduk. Yoongi, ben uyandığımda yaklaşık beş dakika benim yanımda kaldıktan sonra yanımdan ayrılmıştı ve nereye gittiğini de söylememişti. Jungkook gittikten sonra da Taehyung ve Seokjin yanıma gelmişti. Genelde yurtta beraber takılmazdık, bunun nedenini hiçbirimiz bilmiyordu ve doğrusu bir neden de aramıyorduk. Birbirimiz hariç başka arkadaşlarımız da vardı ve onlar genelde kendi bölümlerinden olan arkadaşları ile birliktelerdi. Buna rağmen yedimizin arkadaştan öte bir bağımız vardı.

"Jimin iyi olduğuna emin misin? Yüzün solgun gözüküyor ve çok baygın bakıyorsun. İstersen revire gidelim." Seokjin yüzümü ellerinin arasına alarak bir sağa bir sola çevirerek yüzüme bakarken geriye çekildim.

"Beni düşündüğünüz için teşekkür ederim ama gerçekten iyiyim. Bir şeyim yok hyung, artık şu odadan çıkabilir miyiz? Hem acıktım hem de sabahtan beri burada durmak beni sıktı." dediğimde onlar da acıktıklarını söylemişler ve benim hazırlanmamdan sonra boş vakitlerimizde gittiğimiz tavukçuya gitmeye karar vermiştik.

Yolda ara sıra ikisinin konuşmasına katılmıştım. Aklım Jungkook ve Yoongi'deydi. Hâlâ aralarında ne olduğunu ve Jungkook'un neden benden sakladığını merak ediyordum. Neler olduğunu öğrenmek istiyordum. Bir yanım Jungkook'a anlatması için ısrar etmemi söylüyordu, bir yanımsa anlatmadıysa üstelememin bir anlamı olmadığını, boşuna ısrar etmemem gerektiğini söylüyordu. Kararsız kalmıştım ve bu sinir bozucuydu.

Tavukçuya geldiğimizde siparişleri vermemizin ardından Taehyung birden bana seslendiğinde konuştukları konuyu bilmediğimden bir süre ne diyeceğimi bilememiş ve bu yüzden de sessizce onlara bakmıştım.

"Jimin, artık ne olduğunu anlat." Ofladım ve oturduğum yerde doğruldum. Onlara olanları anlatsam bana yardım etme ihtimalleri vardı. Hem kim bilir, belki de onlar Jungkook ve Yoongi'nin arasındaki şeyi biliyorlardı ve böylece de ben olanları onlardan öğrenebilirdim.

"Sabah Jungkook ve Yoongi yüzünden düşüyordum. Tartışıyorlardı ve neden tartıştıklarını Jungkook'a sordum ama bana söylemedi. Hatta sorumu yok saydı." dediğimde ikisi de tip tip bana bakıyordu.

"Niye öyle bakıyorsunuz? Söyle dediniz, söyledim. Neden tartıştıklarını biliyor musunuz? Yoongi dedi mi bir şey?"

"Hayır söylemedi. Biz de merak ettik ama işi olduğunu ve daha sonra söyleyeceğini söyledi. Zaten telefondan konuşuyorduk. Sana bir şey olmuş, yanında durmam için aradı, Seokjin hyung ile birlikteydim ben de, o yüzden beraber geldik." Taehyung'un söyledikleri ile gözlerim kocaman açıldı. Yoongi'nin bana bakmaları için onu araması hem beni mutlu etmiş hem de garip hissettirmişti. Aynı zamanda benim yanımdan gidecek kadar önemli olan işini de merak etmiştim.

"Yoongi'nin seni aradığını bilmiyordum. Ben Jungkook haber vermiştir sanıyordum." dediğimde Taehyung'un dudağı yukarı kıvrıldı. Yüzünde oluşan yapmacık gülüşle "O beni aramaz ki." dedi. Kaşlarım çatıldı. Arkadaş grubumuzda Taehyung'un benden sonra en çok yakın olduğu kişi Jungkookdu ve ondan böyle bir cevap beklemiyordum.

"Sizin aranızdan su sızmazdı, ne oldu Taehyung?" Seokjin, sormak istediğim fakat bir türlü dudaklarımı aralayıp sormadığım soruyu sorduğunda hızlı nefes alış verişlerim eşliğinde hızlı hızlı başımı sakladım. "Evet, siz çok yakınındınız. Ne oldu anlat çabuk."

Taehyung konuşmak için ağzını açtığında siparişlerimizi getiren garson ile duraksadı. Garson siparişleri sırayla masaya bırakırken gözlerimi Taehyung'dan çekmiyordum. Neler olduğunu çok merak ediyordum. Aynı zamanda merak ettiklerim arasında neden olan biten şeyleri bize söylemedikleri de vardı. Aramızda olan her şeyi, tartışmaları, buluşmaları anlatırdık fakat ne Taehyung ne de Jungkook bunu bize söylememişti.

Yoongi hariç.

Emin değildim fakat Jungkook, Taehyung ile arasında olanları Yoongi'ye anlatmış ve bu yüzden onunla tartışmış olabilirdi. Anlattığı kişinin neden Yoongi olduğunu merak etsem de bunu düşünmeyi daha sonraya erteledim ve Taehyung'a odaklandım.

Garson yanımızdan ayrıldığı gibi Seokjin ile birlikte Taehyung'a anlatması için baskı yapmaya başlamıştık fakat o yalnızca önüne konan tavuklarla ilgilenip ağzını yalnızca tavukları yemek için açmıştı.

"Taehyung-ah artık anlat, meraktan çatlayacağız."

"Hyung haklı. Hem Taehyung hani birbirimizden bir şey saklamayacaktık. Neden söylemiyorsun?" dediğimde kolasından bir yudum aldı ve yemeğe ara vererek bakışlarını bize çevirdi.

"Jimin, hadi ama. Sen de biliyorsun kimsenin her şeyi söylemediğini. Eminim hepinizin sakladığı bir şey vardır." Yutkundum. Evet, vardı. Yoongi ile aramda olanları hiçbirine söylememiştim. Yoongi herhangi birine söyledi mi bilmiyordum. Fakat sahte sevgili olayında bile arkadaşları öğrendiği için tepesi atan birinin, öpüşmemizi ya da ona ağız işi vermemi herhangi bir arkadaşına anlayacağını düşünmüyordum.

"Çocuklar, yediğim yemeğe kadar her şeyi size söylüyorum ben. Gizlim saklım yok." diyen Seokjin ile yüzümde bir gülüş oluştu. Haklıydı. Seokjin'in her şeyini biliyorduk. Hem biz arkadaştan sonra olanları hem de arkadaş değilken olan her şeyi biliyorduk. Seokjin oldukça açık sözlüydü ve utanç verici anlarını bile dalga geçmemizi umursamadan anlatıyordu.

"Tamam, anlatacağım, ama bir şartla." diyen Taehyung ile göz devirdim. Fakat bu merakla "Şartın ne?" diye sormama engel olmadı.

"Eğer sen de bizden sakladığın bir şeyi söylersen ben de söylerim." Şu an yalnızca üçümüz olsak da ve onların sır tutabileceğini bilsem de Yoongi ile aramdakileri söylemeye hazır olduğumdan emin değildim. Yoongi söylediğimi öğrenirse ne tepki verir bilmiyordum. Aslında umurumda da değildi, aramız bu aralar iyi olsa da onun bana kızması veyahut sürekli bir şeylerime kusur bulması umurumda değildi.

Şartını kabul edip etmemek arasında gidip gelirken beklemediğim bir anda dudaklarımdan "Kabul ediyorum." cümlesi döküldü. Taehyung'un yüzünde bir gülümseme oluştu.

"Söyleyeceğim ama önce şunları yiyelim." dediğinde Seokjin ile birlikte ona hak verip önümüzdeki yemekleri yemeye koyulduk. Sabahtan beri bir şey yemediğim için çok açtım ve Taehyung yüzünden bir süredir önümde duran güzel tavuklara dokunmamıştım bile.

Sessiz bir şekilde yemekleri yedikten sonra içeceğimden büyük yudumlar alarak Taehyung'a diktim bakışlarımı. "Anlat artık."

"Tamam anlatıyorum. Anlattıktan sonra ne düşünürsünüz bilmiyorum ama sonuçta ısrar eden sizdiniz." dedi ve kıkırdadı. Anlamlandıramadığım bir tavrı vardı ve bu ne hissedeceğimi şaşırmama sebep oluyordu.

"Geçen hafta fakülteden arkadaşlarımla dışarı çıkmıştım. Biraz sarhoş olmuşum ve odaya gittiğimde de Jungkook'u öptüm." demesiyle içtiğim kola boğazımda kaldı. Öksürmeye başladığımda Seokjin yanıma gelerek sırtıma vurmaya başlamıştı.

"Biliyordum böyle olacağını." diyerek omuz silktiğinde zorlukla konuştum. "Sen Jungkook'a mı aşıksın?"

"Aşık değilim. Aynı odayı paylaşıyoruz sadece. Onu her şekilde gördüm ve oldukça seksi biri ama arkadaşım sadece. Bakmayın bana öyle, aşık olmadığıma eminim. Sadece sarhoştum ve o an çok yakındık. Hem beni itebilirdi fakat yapmadı, karşılık verdi." Bunu demesiyle yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Şu an ondan bunları dinlemek beni oldukça şaşırtmıştı. Birazdan benzer şeyleri benim de anlatacak olmam beni geriyor olsa da şu an odaklandığım tek şey Jungkook ve Taehyungdu.

"Yüzündeki gülümsemeye bakacak olursan ileri gittiniz." Seokjin'in bunu demesiyle Taehyung'un yüzündeki gülümseme silindi. "Hayır ileri gitmedik. Sadece öpüştük. O geceden sonra da bana soğuk yapmaya başladı. İki gün önce de müdürle konuşmuş ve artık oda arkadaşı değiliz. Bu yüzden kavga ettik. Hoseok hyunga ya da Namjoon hyunga demediyse büyük ihtimalle Yoongi hyunga söyledi bunu. Sabah tartışmalarının sebebi bu olabilir."

En yakın arkadaşlarımdan birinin benimle benzer şeyler yaşaması beni hem şaşırmış hem de biraz olsun, çok çok az, sevinmemi sağlamıştı. Belki bencilceydi sevinmem, sonuçta yakın arkadaşıyla arası bozulmuştu ve artık aynı odada kalmıyordu fakat en azından ben birazdan olanları anlattığımda beni anlayacaktı. En azından ben anlamasını umuyorum.

"Jungkook ile bu iki gün içinde konuşmayı denedin mi?" diye soran Seokjin ile Taehyung derin bir nefes çekti içine. "Konuşmayı denedim ama yüzüme bakmadı. Ben de çabalamayı bıraktım. Yeni oda arkadaşım Jiminlerin bölümdenmiş, ona alışmaya çalışıyorum. Her neyse, Jimin ben anlattım sıra sende."

Az önce içmeyi bıraktığım kolayı yeniden dudaklarıma götürdüğümde büyük bir yudum almak isterken kolanın bitmiş olduğunu fark etmem yüzümü buruşturmama sebep oldu.

"Geçen hafta Yoongi'yi öptüm."

O an bunu ne şekilde diyeceğimi tek bir saniye bile düşünmemiş, detaylara girmeden yalnızca bu cümleyi söylemiştim. Taehyung donuk bir yüzle bana bakarken birden gülmeye başladığında Seokjin de ona katılmıştı.

"Güzel şaka Jimin. Şimdi bizden sakladığın asıl şeyi söyle."

"Şaka falan değil. Onu öptüm. Geçen hafta akşam beraber kafeye gittiğimizde onun kucağına oturmuşum ya, o günün ertesi ya da ondan sonraki gün, her neyse zaman önemli değil, hatırlamıyorum pek. Onu öptüm ve o da şoka girdi. Sonra da odadan gitti."

Onlara anlattığım tek şey ilk öpücüğümüzdü. Ne o günün geri kalanında olanları anlattım ne de dün gece Yoongi'nin beni kucağına çekip öpmesini anlattım. Böyle bakınca onlardan gizlediğim çok şey olduğunu fark etmiştim fakat bunu bir kenara bıraktım o an. Evet gizlimiz saklımız olmayacak diye bir söz vermiştik fakat bazı şeyleri kendimize saklamalıydık.

"Sen ve Yoongi. O kadar garipsiniz ki. Sürekli birbirinizle uğraşıyorsunuz, birbirinizden nefret ettiğinizi söylüyordunuz. Şimdi senin onu öpmüş olmana inanamıyorum." diyen Seokjin ile güldüm. O böyle deyince Yoongi ile aramdaki şey çok komik gelmeye başlamıştı.

"Evet nefret ediyoruz birbirimizden. Ama nefret etsek de birbirimizle uğraşmıyoruz. Hem onu hiç öpmemişim gibi davranıyoruz. Böylesi iyi."

"En azından birileri yok sayıp aynı odada kalmaya devam ediyor." Taehyung gülerek önündeki boş bardağı sıktığında yüzümdeki gülüş dondu. Bir şeyler yapmalı ve o ikisini barıştırmalıydım.

"Artık yurda geri dönelim mi?"

Ve hesabı ödeyip yurda döndük.

Odaya geri döndüğümde kendimi koltuğa atarak bugün olanları düşünmeye başladım. Belli etmesem de Taehyung ve Jungkook'un arasının bozulmasına üzülmüştüm. Hâlâ Taehyung'un neden onu öptüğünü anlayamasam da bunu düşünmeyi bırakmıştım. Ne de olsa ben de Yoongi'yi öperken düşünmemiştim.

Bir şeyler yapmalı ve o ikisini barıştırmalıydım. Yeniden oda arkadaşı olmaları zor olsa da en azından eskisi gibi yakın olabilirlerdi ve bu yeterliydi.

Öylece tavanı izleyerek plan kurmaya çalışırken açılan kapı ile kafamı çevirdim ve Yoongi'yi gördüm. Uzandığım yerde doğrulurken Yoongi de içeri girmiş ve yatağına oturmuştu. Birkaç dakika sessizce birbirimize baktık. Tahminlerime göre Taehyung ve Jungkook olayını biliyordu ve bana yardım edebilirdi. Bu yüzden ondan yardım istemeliydim.

Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım ve pürüzlü sesimle konuştum.

"Taehyung ve Jungkook'u barıştırmalıyız."

O an garip bir şey oldu. Ben bunu dediğim an Yoongi de aynı cümleyi kurdu. Bu tatlı tesadüf yüzümde bir gülümsemenin oluşmasına sebep oldu. Yoongi'ye baktığımda onun da gülümsediğini görmemle gülüşüm daha da büyüdü.

"Taehyung ve Jungkook'u barıştırmalıyız." Başımı sallayarak onayladım onu.

"Onları barıştırmalıyız."

***

bu fik nerelere gidiyor cidden bilmiyorum ama umarım beğeniyorsunuzdur

görüşlerinizi yazarsanız sevindirik olurum
sizi sebiyorum, kendinize iyi bakın

Seguir leyendo

También te gustarán

40.5K 3.6K 27
O çocuk kadar saftı, bir çocuk kadar korunmaya muhtaçtı. O her gece koridorun köşesinde hıçkırıklarını bırakırken ben sadece onun gözyaşlarını silen...
28.1K 2.3K 14
[yoonmin] Park Jimin, doymak bilmez tatmin duygusunu her gece başka biriyle gidermeye çalışırken ev arkadaşının kalbini nasıl günden güne paramparça...
38.5K 3.7K 30
Sana hep aşıktım! On beş yıl önce seninle ilk tanıştığım andan beri. O gün bu gündür her dakika seni sevdim.
201K 19.5K 42
"Sen! Yedek Parçalı!" xx for all my adult children