Önemli: Hikayeyi merak edenler buradan başlayıp, tanıtım amaçlı bıraktığım bölümleri okuyabilir veya ana sayfamda yer alan "İyi Olan Kazansın!" hikayesinden devam edebilir.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Uzun bir aradan sonra gittiği gece kulübünden memnuniyetsiz bir ruh haliyle dönen genç adam, sebebini zevk anlayışının değişmesine yormanın en doğrusu olacağına karar verdi. Aksi takdirde henüz yirmi dokuz yaşında hayattan zevk alamadığı fikrini, kabullenmesi gerektiğini düşünerek istemsizce yüzünü buruşturdu. Gürültünün ve boş konuşmaların başını şişirdiği ortamdan sessiz ve sakin yuvasına kavuşmasıyla yaşadığı rahatlama hissine, kendi selameti için en uygun tanımın bu olacağına kanaat getirdi.
Asıl rahatsızlık duyduğu konunun kulüpte birbirinden güzel kızlar varken, konuşmaya başlamalarıyla bütün ilgisini kaybetmesi olduğunu kabul ederek farklı bir açıdan canı sıkıldı. Her şeyin yolunda görünmesine rağmen gelecekten ne beklediğini ve üzerinde bıraktığı kafa karışıklığıyla hayatındaki eksikliği sorgulamasına sebep oldu. Özellikle son dönem eksikliğini hissettiği durumun, yakın zamanda birbiri ardına evlenen dostlarına bağladı. Furyanın abi diye hitap ettiği patronayla başlayıp en yakın dostlarının da katılmasıyla, yalnız kalmasından kaynaklandığını kabul etmek zorunda kaldı. Arada toplandıkları halde genellikle eşleri ve çocuklarıyla vakit geçirmeyi tercih eden adamlara karşı bir nevi özenti duymasına yordu. Mutlu olmalarına sevindiğini düşünürken hazırladığı kahveyle salona geçip televizyonun karşısına kuruldu.
Eline aldığı kumandayla bir müddet kanalları gezmesinin ardından, slow parçaların çaldığı bir müzik programında karar kılıp arkasına yaslandı. Bir şeyler yapma ihtiyacıyla kütüphanesine göz gezdirirken, kitap okuyacak ruh halinde olmadığını hissederek bu sefer de telefonuna uzandı. Eğitimini üstlendiği güvenlik elemanında gördüğü ve oyalanmak için ideal olduğunu düşünerek başladığı Kelimelik oyununu açtıktan sonra mücadeleci doğasına yakışır bir dikkatle rakiplerine karşılık vermeye girişti. Elindeki harflerle kelime üretmek ve bu arada en yüksek puanı toplamak üzerine kurulu olan oyunda, strateji üzerine aldığı eğitim ile kitap okumaya düşkünlüğünün meyvelerini toplamaya başladı. Kolay kolay kimsenin karşısında duramadığı ve üst üste yenilgi yaşayıp pes eden rakiplerine, yüzde doksan ikilere varan skoruyla fark atmanın haklı gururunu yaşadı.
Rastgele oyundan yeni bir kurbanın ağına düştüğünü görünce, haince sırıtarak oluşturduğu ilk kelimeyi başlangıç noktasının üzerine gelecek şekilde yazdı. Hemen karşılık gelmesi üzerine parmaklarını esnetirken, geç saate rağmen rakibinin ayakta olduğunu, dolayısıyla seri bir ele başlayacaklarını anlayıp yenmeye odaklandı. Harfleri yerleştirme şeklinden ve kurduğu kelimelerden zeki birisiyle karşı karşıya olduğunu fark ederek dört elle oyuna sarıldı. Tam sevdiği gibi bekletmeden ve mücadele ruhunu destekler tarzda başa baş giderken, üç yıldıza yönlendirdiği harflerden kırk sekiz puanlık bir kelime kurup voleyi vurduğunu düşündü. Artık sona yaklaştıklarını ve arayı bu derece açtıktan sonra toparlanamayacağına kanaat getirdiği sırada, yaptığı atakları hayretle karşıladı.
"Yok artık, yine yakaladı! Pöç de ne demek, öyle bir kelime mi var?"
Kendi kendine söylenirken sona kalan beş harfi dikkatli kullanması gerektiğinin farkındalığıyla heyecanlandığını hissetti. Hem hoşuna giden hem de sinirine dokunan durum karşısında karşı atağa geçerek olayı bitirecek noktayı koydu.
"Vee son bir hamle kala yirmi iki puan, hadi bunu da geç de görelim." demesiyle eş zamanlı oyundan düşünce ağzı açık kalarak ekrana bakakaldı. "Haaa!.. Ne yani, kaybettim mi şimdi!"
'Biten' oyun sayfasına girince, bir puanla önüne geçen rakibine karşı gerçekten kaybettiğini anlayarak sinirle kaşları katıldı. Yenilmişlik duygusunun verdiği hazımsızlığın yanı sıra, saygı duyduğu 'ASYAREN' kullanıcı adlı hasmının skorunu merak ederek, dünya haritasının yer aldığı profil resmine bastı. Yüzde elli beş gösterdiğini görünce, "621 oyundan sadece 338 ini alabilmişsin. Anlaşılan tamamen tesadüf, şanslı bir gününüzdesiniz bayım veya bayan her kimsen! Henüz tebrik etmek için çok erken, o iş öyle kolay değil hiç heveslenme. Hodri meydan ASYAREN, şu başarının sırrını bir kanıtlayalım." diye söylenirken, istek gönderip beklemeye başladı. Saatin bire geldiğini, bu vakitten sonra davetine ne cevap vereceğini merak ederek diğer oyunculara karşılık vermeye geçti.
"Harika, buraya kadar ağıma düştün! ASYAREN, sen bittin ahbap."
Kabul ettiğini görür görmez yeni karşılaşma sayfasına girerken, hırs yaptığı ve son anda hazmetmekte zorlandığı yenilgiye karşın, rakibini hafife almaktan vazgeçip bütün dikkatini oyuna yöneltti. Birbiri ardına paslaştıkları hamlelerin arasında, karşı tarafın zeki ve kelime dağarcığının çok kuvvetli olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. Gittikçe dolmaya başlayan panonun üzerinde harfler tükenirken, bir son dakika golü daha yememek için kaşlarını çatarak bütün konsantrasyonu ile ekrana kilitlendi. Bir kaç sefer öne geçmesini algılamakta zorlanarak, bu derece iyi oynayan bir kişinin yüzde elli beşlik başarı diliminde bulunmasına anlam veremedi. Son üç harf kaldığı sırada aralarındaki on yedi puanlık farkla yeneceğine emin olmasına rağmen memnuniyet duyamadı. Bu eli alınca bir rövanş yapıp öne geçmeyi düşünürken, ikinci bir sefer şaşkınlıkla telefonuna bakakaldı.
"Haaa!.. Berabere mi? Siktir, şaka mısın nesin kardeşim ya, bu kadar da olmaz artık!" Dilini damağında şaklatırken birbiri arkasına küfrederek, "Sinir oldum haa..." diye söylenmeye devam etti. "Kahretsin, nerede hata yaptım acaba? Ya çok şanslısın ya da benden kaynaklı bir sorun var."
Kontrollerini tekrarladığı sırada bu sefer rakibini tanıma ihtiyacı duyarak mesaj atmaya karar vermesiyle, konuşma butonunu tıklayıp, 'Merhaba' diye yazdıktan sonra cevabını bekledi.
'Slm'
"Ööff, sen de şu yeni yetmelerden birisi misin? Dur bakalım şimdi anlarız!"
'İyi oynuyorsunuz, tebrik ederim.'
'Siz de tşk.'
'Teşekkür ederim... Durumdan pek memnun olduğum söylenemez, yeni bir oyuna var mısınız?'
'Uyar'
"Uyar, öyle mi? Cevaba bak, zibidi! Ulan dünkü çocuğa mı yenildim! Kesin bu erkek, başka türlü izahı yok."
'Peki, o zaman gönderiyorum.'
'Ok'
"O, Ok'u alır, münasip bir tarafına monte ederim! Hıyar herif, Ok'muş. Kabul etmek lazım, zeki bir hıyar! ASYAREN ne demek acaba? Profil resminde dünya haritası yer aldığına göre Asya Kıtasını mı kastediyor acaba! Yazdıklarına bakarsan gençten birisi olmalı olmasına da bilgi dağarcığıyla yaşı ve üslubu kendi içinde çelişiyor. Hayret!" diye söylenirken yeni oyun için davet gönderdi. Gıcık olmakla saygı duyma arasında gidip gelen duyguları, işin içine merak da girince hiç yapmadığı bir şeyi hayata geçirip rakibini tanımaya karar verdi.
'İyi oyunlar.'
'Tşk size de.'
"Buna da şükür, noktalama işaretlerini kullanmaya başladı. Sanırım pek konuşkan biri değiliz ahbap! Bakalım kimin nesisin, şimdi öğreniriz."
'Kolay kolay yenilmem, bu yüzden beni şaşırttınız!'
'Her şeyin bir ilki vardır bilader, alışırsınız. İnsana mütevazı olmayı hatırlatır.'
"Oohaaa!.. İyi laf soktu, tebrik etmek lazım. Bir de şu hırslanmamı engelleyebilsem. Bilader dediğine göre erkek olma ihtimali yüksek diyeceğim, yine de emin olamıyorum!"
'Alışacağım ne malum, skorunuza bakılırsa siz alışkınsınız sanırım.'
'Beğenemediniz mi? Alt tarafı oyun, fazla takılmaya gerek yok. Kelime dağarcığımı belki, kişiliğimi burada geliştirecek değilim.'
"Hadi ya! Ok'lar gitti hazır cevap ve zeki birisi geldi." diye söylenirken, bir yandan oynamaya devam ederek hala cinsiyeti hakkında kesin bir fikri olmadığını düşündü. Hemcinsleriyle kıyaslanınca çok ender şahit olduğu iğneleyici üslubu karşısında, sebebini anlayamadığı bir dürtüyle biraz daha deşmeye karar verdi.
'O konuda hem fikirim, yine de rekabetten zarar gelmez. Yanılıyor muyum?'
'Boş işler bunlar. Olay basit: İyi olan kazansın. Diğer bir deyişle çok okuyan ve kelime dağarcığı geniş olan... Bunun için rakip olmaya gerek yok, oyna geç.'
"İyi olan kazansın! Boş iş ha, gösteririm ben sana boş işi!"
'Eyvallah, dediğin gibi olsun... Ben, Suat.'
'YUNUS!!!?'
'Kullanıcı adım... Denizi ve yüzmeyi çok severim, yunus balıklarına duyduğum hayranlıktan dolayı profil ismi olarak kullanıyorum.'
'Anladım.'
"Anladım!.. O kadar mı? Eee, hadi ismini söylemeyecek misin?"
'Size nasıl hitap etmeliyim?'
Aradan iki dakika geçtiği halde cevap gelmeyince, 'Sustunuz, bir problem mi var?' diye yazarak sebebini anlamak için saçma bir istek duydu.
'Duruma göre değişir.'
"Durum mu? Neden bahsediyor bu? Kız mısın, erkek misin diye de sorulmaz ki! Bayansa peşine düştüğümü zannedip korkacaktır, kaçması işime gelmez yenildiğimle kalırım. Düşün bakalım oğlum, cinsiyetini merak ettiğimi belli etmeden nasıl karşılık vermeli!"
'Biraz daha açarsanız memnun olurum, imayı çözemedim.'
'İsmimi ne yapacaksınız? Sonuçta sıradan bir oyuncuyum Suat Bey, sanal ortamdayız ve tek gayemiz boş zamanımızı değerlendirmek.'
"Aahhaaa bingoooo!.. Şüphelenmekte haklıymışım, sen kadınsın değil mi yavrum, hem de kurnaz bir kadın! Vayy be, bu iş gittikçe ilginç olmaya başladı! Şimdi sizi ürkütmeden nasıl iletişim kurmayı başarırız ona bakalım." diye evin içinde sesi yankılanırken, ilgisini çeken kadın hakkında daha fazla bilgi almak için saygılı bir lisanla yazmaya girişti.
'Aynı durumdayız, art niyet olmadığına sizi temin ederim. Maksat muhabbet, fikir alışverişi ve zamanı güzel değerlendirmek. Zeki insanları severim. Sanal ortamda bile olsa muhabbet babında dostluk kurmayı isterim. Bunda bir kötülük göremiyorum, haksız mıyım?'
"Biraz abartmış olabilirim, buna keza tam anlamıyla yalan da sayılmaz. Taktik savaşının kuralları açık, rakibini tanıyacak, kurnaz olacak ve ona göre gardını alacaksın. Tabii erkek olsaydın işler değişirdi hanımefendi, kabul etmek lazım erkeğin doğasında karşı cinsi fethetmek var! Hele ki karşısında hala yenik durumdaysa çok tehlikeli olabilirler." demesiyle fikrin cazipliğine gülmeye başladı. Bu arada hamle yapan kadına karşılık verirken, yeni mesaj gelmesi üzerine hemen okumak için sayfaya girdi.
'Olabilir... Mesafemizi korumayı başarabildiğimiz müddetçe sanal dostluk mümkün, zaten o aşamayı geçmeye kalkınca ipini çekiveriyorum. Yani engeli yiyor, baştan söyleyeyim de sonra şaşırmayın.'
"Bak seeeen, tehdit ha!.. Ne istediğini bilen ve açık sözlü kadınları severim ASYAREN Hanım. Deneyimlerin mi konuşuyor?"
'Sanırım çok rahatsız eden oluyor?'
'Hem de nasıl. Bazı şahıslar bunun bir nevi zeka oyunu olduğunu unutup flört etme yeri gibi görüyor. Oynadığı oyun sayısı ve skor oranına bakıp rahatlıkla kimler olduğunu anlayabilirsiniz. Cevap vermeyince de küfürler yazıp oyundan çıkmayı, yani hükmen yenilgiyi kabul ediyorlar.'
'O zaman ben şanslı sayılırım, Yunus ismimi görünce sorgulamaya gerek duymadan otomatikman teslim oluyorlar.'
'Çok aşağılayıcı.'
'Katılıyorum. Muhtemelen profil isminizden cinsiyetinizi anlayamadıkları için kontrol ediyorlardır.'
'Bilmem belki, olasılık dahilinde.'
"O da ne demek? Bu yüzden mi selam verdiğimde bilader dedin... Sorgulayan adamlara erkek taklidi yapıyorsun! Hımm, şimdilik bunu belli etmemekte fayda var, anlaşılan askıntı tiplerden hoşlanmıyorsun. Güzel..."
'Neden öyle dediniz?'
'Kendi ismimle oynuyorum da ondan... Zeki ama yeteri kadar dikkatli değilsiniz.'
"Vaayy vaayy vay!.. Lafı gediğine güzel oturtuyorsunuz hanımefendi, dua edin şimdilik ipler sizin elinizde! ASYAREN... Ne yani ismin ASYAREN mi?"
Çıkarım yapmak için ismin yazılı olduğu alana bakarken, 'ASYA olsa REN tek başına bir şey ifade etmiyor. AS olsa YAREN...' diye düşündüğü sırada olayı çözünce sırıtarak bir yandan cevap yazmaya başladı.
"Asya Yaren!.. Asya... Bak işte bunu sevdim, adın çok güzelmiş!"
'İsminiz Asya Yaren, öyle değil mi?'
'Evet Suat Bey.'
'Rica etsem şu Bey hitabını kaldırabilir miyiz, kendimi çok yaşlı hissetmeme sebep oluyor.'
'Peki.'
'Yaren, soyadın mı Asya?'
'Tabii ki değil, ikinci ismim.'
"O zaman küçük bir deneme yapalım, bakalım ne derece yaklaşmama müsaade edeceksin!"
'Sanırım soyadını söylemezsin :))'
'TC numaramı da ister misin?'
'Annenin kızlık soyadını da verirsen olur.'
'Rüyanda görürsün :) İlginç, burada erkeklerin kesinlikle kadınlardan daha meraklı olduğunu öğrendim. İlk oynamaya başladığımda neyle karşılaşacağımı bilmediğim için ayıp olmasın diye merhaba diyenlere cevap veriyordum.'
'Eee...'
'Adın, yaşın, nerede yaşıyorsun diye başlayıp ardı arkası kesilmeyen sorularla muhatap olmanın şaşkınlığını yaşadım. Şimdiye kadar bayan oyuncularla bir iki sefer merhabalaşmaktan başka tek bir muhabbetim bile olmadı.'
'Aaahhh... Taş köşeliymiş, kafam yarıldı!'
':)))'
"Gülücük ha, Asya'cım! Büyük bir gelişme, o zaman işi şirinliğe vurabiliriz. Bakalım bu gevşememize yarayacak mı?"
'Demek meraklıyız öyle mi? Halbuki ben daha yaş kısmına gelememiştim. Hay Allah, tam da onu sormak üzereydim, malum meraklıyız ya :))'
'Haa ha, çok komik. O kadar merak ediyorsanız 15 yaşındayım.'
"Hadi oradan, mümkün değil! Umarım benden büyük değilsindir. Saçmalama oğlum, yalnızlık başına vurdu galiba! Karşındaki annen yaşında bir kadın bile olabilir. Eh o zaman biz de dost oluruz, muhabbetini sevdim!"
'İstersen biraz daha destekli at, ha ne dersin?'
'Tamam, o zaman 85 olsun :)'
Küçük bir kahkaha atarken sevimli tavrı karşısında yerinde doğrularak, 'Yok, bu da olmadı. O yaşta teknolojiyi bu derece iyi kullanan sayılı insan vardır, öyle bile olsa mesaj yazabileceklerini zannetmiyorum. Hem bu saatte muhtemelen hepsi uyuyordur.' diye yazıp gönderdikten sonra heyecanla cevabı bekledi. İki saat önceki sıkıntılı ruh haline karşılık enerjik hissetmesine sebep olan bu garip diyalogdan çok hoşlandığını düşündüğü sırada, ekranda beliren cümleyle gülümsemesi yüzünde büyüdü.
'Tüühh, hay Allah çok zekisin, bak yine yakalandım. Sonuç olarak ikisinin arasında bir yerde işte.'
'Teveccühünüz, teşekkür ederim hanımefendi.'
'Hem bayanların yaşı sorulmaz, çok ayıp size hiç yakıştıramadım beyefendi.'
'Benim suçum yok, erkeklerin meraklı olduklarını siz söylediniz. Amacım sadece haklılığınızı kanıtlamak, yoksa tamamen masumum.'
'Yaa :)) Eminim öyledir.'
"Harika, gülücüklerin sayısı artmaya başladı. Bu doğru yoldayız demektir Asya'cım."
'Bence yaşın 30 civarında olmaIı :)))'
'Yaklaştın sayılır :))'
'Aşağıya mı yukarıya doğru mu?'
'Aşağıya, 26 yaşındayım.'
"İşte bu beee!.. Zor oldu ama nihayet gerçeği..." diye her ne halta yarayacaksa memnuniyetini ifşa ederken yazının devamı gelince bozuldu. "Siktir!"
'Kusura bakmayın çok geç oldu, uykum geldi. Size iyi geceler, oyuna daha sonra devam ederiz.'
'Nasıl istersen Asya, iyi geceler.'
:))
:))
Nezaketen, hissetmediği gülen yüzünü de gönderdikten sonra bir süredir oynamayı bıraktıkları ele dönen genç adam, karşılık geleceğini ümit ederek bir müddet beklemesinin ardından hayal kırıklığıyla telefonu kapattı.
"İsmimi tek başına yazamıyorsun, halen sizli bizli konuşmakta ısrarcısın öyle mi Asya... Mesafesini koruyor! Aslında haksız da sayılmaz, tanımadığı herifin tekiyim. Hımm, ilginç! Asya Yaren..."
Yaşını bile sormaya tenezzül etmeyen, zorlamayla cevap verdiği isteksiz karşılığından anlaşılan bir kadına karşı, bu derece merak duymasını kendisi bile algılayamadı. Hayatındaki boşluktan kaynaklandığına, aslında büyütülecek bir şey olmadığına kanaat getirdiği sırada, sorularına verdiği iğneleyici cevapları hatırlayarak sırıtmaya başladı. İki metrelik boyuna rağmen çevik bir hareketle koltuktan kalkarken, biraz daha temkinli yaklaşma kararıyla uyumak üzere yatak odasının yolunu tuttu.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Herkese merhaba, bonus hikaye olduğu için fırsat buldukça yazacağım, yani ne zaman yeni bölüm geleceği belli değil. Boş vakit bulduğum an yazacağıma emin olabilirsiniz.
Yeni bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın, sevgiler :))