Gül'e Ait (TAMAMLANDI)

By mineselen

5.9M 319K 22.1K

Duygularını rafa kaldırmayı hayat biçimi olarak seçen genç adam, sevmenin ne demek olduğunu bilse de sorumlul... More

Gül'e Ait Tanıtım
Gül'e Ait 1. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 1. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 2. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 2. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 3. Bölüm 1.kısım
Gül'e Ait 3. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 4. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 4. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 4. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 6. Bölüm
Gül'e Ait 7. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 7. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 7. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 8. bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 6. kısım
Duyuru
Gül'e Ait 9. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 9. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 9. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 2. kısım
DUYURU
Gül'e Ait 10. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 13. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 13. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 2. kısım
Duyuru
Gül'e Ait 16. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 17. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 17. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 17. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 3.kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 19. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 20. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 20. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 20. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait Final 1- 1. Bölüm 1. kısım
Final 2- 1. Bölüm 1. kısım
Final 2- 1. Bölüm 2. kısım
"Gül'e Ait" Bitti
İyi Olan Kazansın! (Tanıtım)
İyi Olan Kazansın! 1. Bölüm
İyi Olan Kazansın! 2. Bölüm 1. kısım
İyi Olan Kazansın! 2. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın 3. Bölüm 1. kısım
DUYURU
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 3. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 4. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 5. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 6. kısım
İyi Olan Kazansın! 4. Bölüm 1. kısım
İyi Olan Kazansın! 4. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 1. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 3. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 4. kısım

Final 1- 1. Bölüm 2. kısım

53.2K 3.1K 228
By mineselen



Nişanlısının kolunda evden çıkan genç kadın, neredeyse bir yıldır beraber oldukları halde titremesine sebep olan heyecanla nikah masasına ilerlemeyi sürdürdü. Elinin üzerine kapanan parmaklar, içinden geçenleri hissedercesine uyguladığı baskıyla varlığını ortaya koyarken, duyduğu mutluluğa rağmen bütün gözlerin üzerinde olmasının stresini aşmayı başaramadı. 'Hepsi tanıdığım ve sevdiğim insanlar, endişelenecek bir şey yok!' diye kendisine telkinde bulunduğu sırada, aşık olduğu adama odaklanarak sakinleşmeye çalıştı.

Canından çok sevdiği Faruk'uyla resmiyete dökecekleri birlikteliğe başlamak için atacakları imzalar, kalbinde zaten var olan mührü tasdiklemekden öteye geçemeyeceğini düşündü. Onsuz bir hayatı tahayyül dahi edemeyecek kadar bağlandığı aşkının, sevgisine, kollarında geçecek bir ömre şükrederek yapacağı sürprize konsantre olmaya çalıştı. Otomatikman gözü Pınar'ı bulunca, başıyla onay veren dostundan güç alarak aynı şekilde karşılık verdi. Deli gibi çarpan kalbi, seslerini duyamıyor olsa da alkış tutarak gülümseyen dostların sıcak bakışları arasında, abisinin işaret dili bildiği için anlaştığı nikah memuru ve şahitlerle selamlaşıp müstakbel kocasının yardımıyla sandalyesine oturdu.

Özenilerek hazırlanmış beyaz çiçeklerin süslediği nikah masasına, rengarenk kıyafetleri içindeki sevdiği insanlara göz gezdirirken, Faruk'un koluna dokunmasıyla nikahın başladığını anlayarak gülümsedi. Ailesi ve işitme engelli arkadaşları için her iki dili birden kullanan adamı izlerken, heyecanını dizginlemeye, üst üste yutkunarak odaklanmaya çalıştı. Kendisine hitaben, 'Evlenmeyi kabul ediyor musunuz?' cümlesinin tamamlanmasıyla, derin bir nefes alarak yanına, aşkının güzel gözlerinin içine bakacak şekilde döndü. Ağzını birkaç sefer açıp kapattıktan sonra tüm cesaretini toplayarak, Pınar'la aylardır gizli gizli çalıştığı performansını sergilemeye girişti.

"Ee-veeet..."

"Haaa!.."

"Ee-veet, ka-buul ee-di-yorum Faa-ruukk... Faa-ruukk, see-nii cook seee-vi-yorum."

"Çağla!.."

"Ee-veet."

Hayret nidalarının yanı sıra ayyuka çıkan alkış seslerinden habersiz, gözleri yaşaran, buna keza şaşkınlıkla açılan ağzı kulaklarına varasıya gülümseyen erkeğine bakarken, yanağından süzülen yaşla beraber mutluluğuna iştirak etti. Başarısız olma endişesi ve dile getirdiği sayılı kelime için çektiği bütün sıkıntılı sürece rağmen, yüzünde okunan ifadenin hepsine değdiğini düşündü. Bütün dünya ile ilişkilerinin kesildiği dakikalarda iki elini birden tutarak üzerine öpücük bırakan erkeğinin, 'Çağla'm, bir daha söyle aşkım! Evet de, Faruk de, seviyorum de!.." diyen dudaklara cevap olarak başıyla onay verdi.

"Faa-ruukk..."

"Güzelim!"

"Ee-veeet... Ee-veet, ka-buul ee-di-yorum Faa-ruukk... Faa-ruukk, see-nii cook seee-vi-yorum."

"Evet, ben de bir tanem, ben de kabul ediyorum! Seni seviyorum güzelim!"

'Haa!.. Faruk Bey, daha size sormamıştım!' diyen nikah memuruna boş bir bakış attıktan sonra umursamadan Çağla'ya dönerken, güzel sesini tekrar tekrar duyma arzusuyla "Aşkım, konuşuyorsun!" diyerek hayretini dile getirdi. Arada anlaşılmaz sesler çıkarsa da kulağına şiir gibi gelen ses tonunu yine dinlemeyi arzuladı. Adını söylemesinin ardından ellerini çekince, işaret diline geçeceğini anlayıp ufak da olsa hayal kırıklığı hissetti.

"Faa-ruukk... Düğünümüzde sana cevap verebilecek kadar konuşmayı çok istiyordum, sağ olsun Pınar beni kırmayıp öğretmeyi kabul etti. Bunun ötesi benim için çok zor aşkım."

"Anladım! Olsun Çağla'm, hiç önemli değil. Her akşamüzeri odaya kapanma sebebiniz bu muydu?"

"Ee-veett."

"Beni çok mutlu ettin aşkım!"

"Ufak bir düğün hediyesi olarak düşün, Faa-ruukk."

"Hayatımda aldığım en güzel hediyeydi Çağla, hele sesini duymak dünyalara bedeldi! Teşekkür ederim güzelim."

"Canım... See-nii cook see-vi-yorum."

"Ben de seni çok seviyorum. Adımı ve sevdiğini her zaman söyle olur mu?"

"Zevkle... Ne zaman istersen, Faa-ruukk."

Dünyaya kapattığı dimağı, "Çağla'm!.." derken alkış seslerine karışan konuşmalara açılınca, bakışlarını misafirlere çeviren genç adam, gözyaşlarını silen hanımlar ve ilgiyle kendilerini izleyen kalabalıkla göz göze geldi. Duygusal anları uluorta yaşamaya alışkın olmayan benliği, normalde utanacağı halde içinden taşan mutluluk yüzüne yansıyarak gururla gülümsedi. Bir eşi ifadeye sahip abisinin karısına eğilerek konuşmasını, kendisine bu zevki yaşatan genç kadının yanağından süzülen yaşları silerken Çağla'ya başardın işaretini yapmasını izledi.

"Teşekkür ederim yenge, sayende çok değerli bir mucizeye şahitlik..."

"Aay... Ay ne olur sus abi, yoksa ben susamayacağım! Bir şey değil abicim, zevkle yardımcı oldum." Sözlerini bitirir bitirmez kırpıştırdığı gözleriyle kocasına dönerek, "Çınar, makyajım akmış mı?" diye sordu.

"Hayır güzelim!"

"Ay iyi o zaman çok şükür, bir an duramayacağımı sandım. Çağla bademin benim, ne güzel konuştu değil mi? Bir tek ç harfini öğretemedim gitti, cook da takıldık kaldık."

"Hiç önemli değil, harikaydı! Vaayy be, demek benden bile sakladığın büyük sırrınız buymuş. Doğuştan işitme engellilerin konuşabildiğini bilmiyordum."

"Enikonu olmasa da büyük uğraşlar sonucu konuşabilirler. Çok zaman isteyen ve zor bir süreç ama imkansız değil. Şu üç cümle için ne zamandır çalıştığımızı biliyorsun, ağzından ne çıktığını bilmeden yönlendirmeyle hava üflediğini düşün."

"Hımm, haklısın! Yani bir nevi ezberlettin mi?"

"Eh öyle de denebilir. Ç dışında kusursuz söyletene kadar yüzlerce kez harfleri tekrarladık, en son kelimelere geçtik. İlk başta sadece 'Evet ve Faruk' demek istedi, onlarda başarılı olunca eklemeler yaptık. Ama ses tonu çok güzel değil mi Çınar'ım... Bak mesela bunu Cağla söylüyor olsa Cınar diyecekti."

"İstediği gibi söylesin, hiç önemli değil! Pınar, seninle gurur duyuyorum güzelim, azim ve özverine, hele sevdiğin insanlara verdiğin değere hayranım."

"Çınar'ım, ailemin ve dostlarımın varlığıyla hayat buluyorum. Ben sizlerin mutluluğuyla besleniyorum!"

"Farkındayım, bunu daha önce de söylemiştin. Sevilmeyi fazlasıyla hak ediyorsun Pınar. Yalnız, yine de insan hiç olmadı kocasına biraz... Neydi o kelime, haa çıtlatırdı."

"Olmaz efendim, o zaman işin tadı kaçardı."

"Onu bunu bilmiyorum da müthiş bir sürpriz oldu. Fıstığım, çabana değmiş harika bir şey yaptığını söyleyebilirim."

"Canımın içi, aşkım benim... Teşekkür ederim."

"Pınar, bence..." diye başlayıp devam edeceği sırada boğaz temizleme sesine başını çevirirken, aptallaşan nikah memurunun araya girmeye çalıştığını fark edince pişkince sırıtarak konuyu uzatmaktan vazgeçti. Düğünden çıkıp garip bir parodiye dönen törenin, sevgili karısıyla yaşamaya başladığından beri hayatının bir parçası olduğu için yadırgamadan izlemeyi sürdürdü. Bir yanda yoğun uğultu, diğer tarafta kendi aralarında aşk ilanlarına devam eden evliyle evlenmek üzere arasındaki çift ve hepsinin ortasında dikkat çekmek için cebelleşen adamın haline acıyarak, "Pınar'la ben de evet diyoruz. Değil mi Pınar?" diye olaya son noktayı koydu. Körle yatan şaşı kalkar misali, kendi şakülü de kayan ve gün geçtikte karısına benzemeye başlayan doğasından memnun, nikah memurun balık gibi açılıp kapanan ağzını sırıtarak takip etti.

"Hııı!.. Ama..."

"Eveeeeet, şahitlik ediyoruz memur bey çok teşekkür ederiz. Faruk abi, işlem tamam defteri imzalayabilirsiniz."

"Tamam yenge, sağ ol. Çağla, şurayı imzala güzelim."

"Nee? Pınar Hanım, daha büyük şehir belediyesinin bana verdiği yetkiye gelecektim..."

"Hani şu, yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum dediğiniz kısım mı?"

"Evet!"

"Hah, ben de onu diyordum memur bey, bak siz de aynısını söylediniz işte... Tebrik ederim, gelini öpebilirmişsin abicim."

"Ama!..

"Hayırlı olsun inşallah, Allah bir yastıkta kocatsın... Ay canlarım benim ya, birbirlerine ne kadar yakışıyorlar değil mi hayatım?"

"Haa, evet. Aşkım!"

"Efendim Çınar."

"Adam sana alışkın değil, sanırım şok geçiriyor. Haline bak, ağzı açık kaldı."

"Hakikatten ha çok komik görünüyor! Ne oldu ki? Aman boş ver birazdan düzelir. Çınar, ne düşünüyorum biliyor musun, artık bu konuda profesyonel sayılırız. Şu yetki midir nedir her neyse biz de mi alsak acaba, gayet güzel nikah kıyarız. Allahallah, adam hala garip garip bakıyor!"

Anlamadığı için dudağını büzdüğü sırada kahkahayla gülmeye başlayan Çınar'a içgüdüsel olarak katılırken, önüne uzatılan defteri imzalayıp sırasını savdı. Dans müziğinin çalması üzerine yeni evli çifti öperek piste yolcu etmelerinin ardından, kocasının koluna girerek artık uzman bir şahit sıfatıyla masasına döndü. Bozulmaya yüz tutan makyajlı hanımların ve abi niyetine sevdiği adamların tebriklerini kabul ettikten sonra dansa kalkacakları zamana kadar aralarına katılarak yerine yerleşti.


***


"Babası, biz geldik al bakalım kızını... Aay ay, şuna bak Asaf, seni görünce nasıl da heyecanlandı. Sen babayı mı özledin annecim."

"Uuuugguuhhh."

"Fıstığım, hoş geldin. Babacım, gezmeklere mi gittin sen?"

"Aauugghhh..."

"Ben de seni çok özledim güzelim."

Dans etmelerinin ardından Damla'yı göz hapsinde tutmaya devam eden kocasını daha fazla huzursuz etmemek için bahaneyle alan genç kadın, hevesle sarılıp kucaklamasına bakarak rahatladığını anladı. Gıdığına saldırıp öptükçe kahkahalar atan kızına katılırken, hayatında karşılaştığı en güzel sahnelerden birisi olduğunu düşündü.

'Sanki Asaf'tan önce hayatımda hatırlanacak güzel bir sahne mi oldu. Hepsi seninle başladı aşkım ve sayende katlanarak artmaya devam ediyor. Allah bozmasın... Ne kadar sevgi dolu bir insansın, şefkatli ve iyi niyetlisin.'

Yanından ayırmadığı telefonuyla bu ölümsüz anı fotoğraflarken, ailesi için hazırladığı albüm için güzel bir kare oluşturacağını düşündü. Daha çok bebeklerini ve Asaf'ı konu alan resimlerde, Kerem veya Damla'nın kucağında uyuması, sabahları oğlunun adet edindiği yatak ziyaretleri, çarşı alışverişine çıktıklarında göğsünün üzerine yerleştirdiği kanguruda kızını taşıması, baba oğul çıktıkları bahçe turlarına hazırlanmalarını ve nicelerini sevgiyle andı. Hiç yaşamadığı duyguyu çocukları adına mutlulukla karşılarken, Asaf gibi bir babası olsa nasıl bir hayatı olacağını merak etmekten kendisini alamadı.

'22 seneden sonra kazanmaya başladığın özgüveni, herhalde ilk günden itibaren tatmaya başlardın! Ebeveyn ve kardeş sevgisinin hazzını yaşardın. Bu güne de şükür, ya hayatıma hiç girmeseydi! Asaf sadece eşin değil ki Gülizar, yeri geldiğinde koruyup kollayan yol gösteren baban, yanında dağ gibi dikilip hakkımı savunan abin de oldu. Bir ailede olması gereken bütün kimliklere tek tek soyundu. Güzel yürekli erkeğim, Gül'e Ait'im... Benim ailem sensin ve kazandırdığın bütün değerlerle bizim ailemizin temelisin.'

Hayatına eş sıfatıyla girmekten onur duyduğu genç adamın, her anlamda kendisini hiç yanıltmadığını düşündü. Çocuklarına düşkün ve şefkatli bir baba olmasının yanı sıra, sevgide sınır tanımayan ve bunu göstermekten çekinmeyen ilgili bir eşin, insanın başına gelebilecek en güzel şey olduğuna karar verdi. Aile oldukları ilk günler, uyum sağlama sürecinde ufak tefek sıkıntılar yaşasalar da vicdan sahibi kişilikleri ve duyarlı dostları sayesinde, geldikleri noktada hepsi adına mutlu olduğunu hissetti. Düşünceleri arasında aşkla cilveleşen çifti izlerken, masaların çevresinde oynayan oğlunun kendisine doğru geldiğini görünce, elinde taşıdığı torbanın ne olduğunu anlamaya çalışarak gülümsedi.

"Anne!.."

"Kerem, o ne annecim?"

"Pootaagaa... Anne, soyugla."

"Aa aaa! Onu nereden buldun? Asaf!.."

"Eee... Tamam kabul ediyorum, suçlu benim. Kerem'in canının çektiğini öğrenince bizim çocuklardan birisine rica ettim."

"Hayatım, sana inanamıyorum!"

"Babaa, abii veedi."

"Teşekkür ettin mi Kerem?"

"Etiim."

"Aferin babacım... Ne yapayım Gül'üm dayanamadım, nasılsa yakın mesafe yarına kadar beklemesine gerek yoktu. Merak etme güzelim, garsonlardan birisine söyleriz onlar halleder."

"Çok hoşsun Asaf!"

"Anne..."

"Tamam annecim, şimdi hazırlayacağım! Ver sen torbayı."

"AI. Pootaagaa..."

"Evet bebeğim."

"Gülizar, sana iş çıkardım. Sen Damla'yı al, ben onunla ilgilenirim."

"Aşkolsun ne işiymiş o, bebeğimin canı pootagaa istemiş zevkle yaparım. Hiç kalkma hayatım, hemen gelirim."

Bir kaçını ayırmasının ardından bir yandan gülerken garson avına çıkan genç kadın, durumu izah ettikten sonra masaya dönerek oğlunu hemen getirecekleri konusunda ikna etmeye girişti. Kısa sürede halleden adamın dilimlenmiş halde getirdiği meyveyi, iştahla saldıran oğluna yedirmeye başladı. İkizlerin ve tattırmalarına karşılık yakın zamanda ek gıdaya geçen Damla'nın bile hoşuna gitmesiyle, beylerin memnun bakışları altında çocuklara vermeye devam etti.

"Ah annem, çok özür dilerim bebeğim bu kadar sevdiğini bilseydim kendi ellerimle gider bahçeden toplardım! Neden hiç akıl edemediğimi ben de bilmiyorum."

"Abimin söylediğine göre yeni olgunlaşmışlar, o yüzden haberinin olmaması normal. Bunlar yaz portakalı, cinsi farklı."

"Çok ilginç, hiç duymamıştım."

"Çiftliğin arka tarafına yeni kurulan serada yetiştiriliyorlar da ondandır. Yarın gezdiririm, çok hoşuna gideceğine eminim."

"Sevinirim canım... Kerem, bak Pınar teyzen de kardeşlere yediriyor."

"Yaaız."

"Evet."

"Nehee."

"Oy aşkım, Nehee değil, Neee-hir..."

"Neeehee..."

"Boş ver Gül'üm istediği gibi söylesin, nasılsa yakında doğrusunu öğrenecek. Biz de bu arada zevkini çıkarırız."

"Haklısın."

Oğlunun sevimli lehçesinin çok hoşuna gittiğini düşünürken, "Gülizar, anlaşılan Damla da çok sevdi. Yediriyorum ama dokunmaz değil mi?" dediği sırada ucundan tuttuğu portakal dilimini çekmeye kalkmasıyla bağıran kızının haline sırıttı. Bu kadar kısa bir sürede, böylesine bağlanacağını tahmin etmediği çocuklarını canından çok sevdiğini düşündü. Kollarının arasında sağlam ve bir o kadar incitmekten çekinerek dikkatle tuttuğu bebeğinin, komik haline dayanamayıp başının üzerinden usulca öptü. Elini sımsıkı tutan, minik olduğu kadar tombul parmaklara, ne istediğini gayet güzel ifade eden tavrına bayılarak, minik prensesini hayranlıkla izlemeyi sürdürdü.

"Canım kızım benim, çok tatlısın annecim! Bir dilimden bir şey olacağını zannetmiyorum, hem sadece suyunu emiyor. Yine de başka verme istersen Asaf, iyi gidiyoruz riske atmayalım."

"Ne riski?

"Alışkın değil belki gaz yapabilir."

"Tamam canım... Kerem, heyt be aslanım nasıl iştahlı yedin öyle herkesin canını çektirdin."

"Baba, al."

"Sağ ol babacım, ben yemiş kadar oldum."

Kardeşini sürekli gözetim altında tutan, gülümsemeyi unutmuş, çevresindeki yetişkinlere endişeyle bakan çocuk yerine, ilk haftalarda güvenini kazanmayı başardıkları oğlunun mutlu ifadesi içinin titremesine sebep oldu. Ne zaman Damla'yı götürdükleri için arkalarından ağladığı günü hatırlasa, vicdanını sızlamasına sebep olan anların ve az kalsın yapacağı hatanın ağırlığını her daim üzerinde taşıyacağını hissetti. Şimdi geriye baktığında tüylerini ürperten duygunun, endişeleri yüzünden evladını kaybetmekten son anda kurtulan bir babanın acısı olduğunu anladı. Kendi babasıyla yakalayamadığı bağları, seneler sonra 'Oğlum.' diye sevdiği bu minik bedende tatmanın haklı gururunu yaşadı. Ebeveyn olmanın sadece aynı kanı taşımakla alakası olmadığını kanıtlayan, anneliğe soyunan karısının sütünü getirecek, benim çocuklarım dedirtecek kadar saf ve güzel bir duygu olduğunu düşünürken, bakışlarını ikisi üzerinde gezdirmeyi sürdürdü. Göz göze geldiği Gülizar tarafından izlendiğini fark edince, bu muhteşem kadını bulduğu günün miladı olduğuna karar verdi. İfadeleriyle anlaştığı karısına aşkını ilan ederken, usulca oynayan dudaklardan, 'Ben de.' dediğini okuyarak usulca gülümsedi.

Konuşmalar arasında elleri yüzleri temizlenip babalara postalanan çocuklar aradan çıkınca, oyun havasının çalmasıyla yengesinin gözetiminde ayaklanan karısını hayranlıkla izlemeye koyuldu. Kadınların hayatlarına girmesinden sonra sıcakkanlı doğaları sayesinde daha yakın ilişkilerin kurulduğu bahçe halkının da katılımı ile kalabalıklaşan pistte, güneş gibi parlayan Gül'ünü aç gözlerle seyretmeyi sürdürdü. Şimdiden gecenin geç saatlerinde yalnız kalacakları dakikaları saymaya başladığı sırada, gözleri, doymak bilmeyen bir arzu duyduğu güzelinde, garsonların servis yaptığı yemeklerden atıştırarak çocuklarıyla ilgilenmeye devam etti.



&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&



Herkese merhaba güzel dostlar, güzel dilekleriniz için bir kere daha teşekkür etmek istedim :) Bekletmemek adına bölüm biraz aceleye geldi, umarım beğenmişsinizdir. Hafta sonu görüşmek üzere sevgiyle sağlıcakla kalın, kendinize iyi bakın :))

Not: Merak edenler için işitme engellilerin konuşması hakkında verdiğim bilgiler doğrudur. İnternetten araştırmamın dışında, emin olmak için birinci elden mail yoluyla ve dernek öğretmenleriyle telefonla görüşerek bilgi aldım. Yani gerçeklikten kopmadan ve abartmadan yazmaya dikkat ettim. 

Sevgilerimle :))   






Continue Reading

You'll Also Like

3.6M 132K 73
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...
849K 16.7K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
62.5K 843 9
'Işık, ışığım canını yakmak istemiyorum bugünün güzel geçmesini sağla ve bana geleceğin yolları kısaltmaya çalış bebeğim akşam sizdeyim bana söylemek...
1.7M 55K 39
Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini gözlerime dikti. Soru dolu bakışlarla y...