''Hadi çıkalım Zeynep, seni bilmiyorum, ama benim güzel bir temiz havaya ihtiyacım var.'' dedi Duygu.
''Olur, tabii, nereye gidiyoruz?''
''Zahide anneye gidiyoruz, artık sende bu ailenin bir gelini sayılırsın, hatta gelinisin desek daha doğru olur , o sana bu aileyi ve ailemizin senden ne beklediğini, senin düşüncelerini öğrenmek istiyor. Bunları söyledikten sonra Duygu, takılma boş ver ibisine kolunu havada salladı.
''Aslında böyle söylememeliydim belki, sonuç olarak Zahide Hanım'ın evine gidiyoruz, ben tahminimi söyledim sana, onun kesin bunlar konuşacağını söyleyemem, ama gayet eminim ki sana bir kaç önerisi olabilir. Sanırım hemen her konuda olduğu gibi Merve'nin de bu konularda söyleyecek bilgileri vardır, am sen yine de ona dikkat et.''
Duygunun arabasına doğru yürürken, Zeynep ,Duygunun Merve hakkında söylediklerinden rahatsız olmuştu. Onu savunma gereği duyunca ''Merve'nin bazen çok konuştuğunu ve biraz patavatsız olduğunu kabul ediyorum ama bana ya başka birine zararlı bir davranışını görmedim, böyle bir davranışta bulunacağını da sanmıyorum.''
'' Ben onu inan senden daha iyi tanıyorum, onun kafasından nasıl şeyler geçtiğini iyi bilirim. O da Mert'in büyük hayranlarından biriydi. Ama bundan bir kaç sene önce aile bir karar aldı, patron çocuklarının hiç birinin işyerinde çalışanlarla bir ilişkisi olamayacağı ve olmaması ile ilgili ,Merve de bu anlaşmayı bildiği için, bir ilişki yaşamak hevesi için bir adım atamadı. Ama bu prensip anlaşması benim Semih ile olan beraberliğimizden sonra bu anlaşmanın bir önemi kalmadı.
Arabaya binince emniyet kemerlerini taktılar ve Duygu arabayı çalıştırdı, ama Zeynep'in aklındaki soru işaretleri azalacağına her an çoğalıyordu sanki, Arabayı otobana doğru sürerken, Zeynep, '' ben senin Semih ile olan ilişkinin bu şirkete başlamadan önce başladığını duymuştum. o zaman ilişkinizin şirketteki bu prensip anlaşmasıyla fazla bir ilgisi olduğunu sanmıyorum.''
'' Allah aşkına sen hiç magazin okumaz mısın canım, her neyse bu magazinciler, benim Semih ile olan ilişki mi, bu ailenin üyelerinin yaptığı prensip anlaşmasını ihlal etmiş gibi gösterdiler. Bu da Merve'nin önünü açar gibi olmuştu, ama tam Merve Mert için ümitlenip harekete geçecekken, Hakan da Mert de senin peşine düşünce zavallı Mervecik açıkta kaldı.''
Zeynep, duyduklarının şaşkınlığı için de bütün olanları sindirmeye çalışırken, bir süre sessiz kalıp, Duygunun dediklerini düşündü. Ve aslında Merve'nin söylediği bazı sözler dönüp durdu kafasında, her zaman sanki ağzından laf almaya çalışır gibi gayret gösterirdi, Mert hakkında bilgiler almaya çalışırdı." bu konu da beni uyardığın için sana teşekkür ederim," dedi.
Duygunun Zeynep'e bakan koyu kahve gözlerinde bir sempati vardı, onun çok samimi olduğunu hissedebiliyordu.
" Her zaman en yakın arkadaşin olarak gördüğün birinin, aslında art niyetli birisi olduğunu sana söylemeye calisan kişi ben olduğum için çok üzgünüm. Yine de üzüleceğini bilsem de ben doğruyu yaptığımı düşünüyorum. Eğer sana bunları söylemeseydim, sen onun eline önemli kozlar verebilirdin."
Zeynep oturduğu koltuğuna iyice yaslanarak yanında ki yeni akrabasına baktı. Ne garip bir " Evet " kelimesi , insanı hiç tanımadığı bir ailenin üyesi ve bir sürü akraba sabibi yapabiliyor, diye geçirdi içinden.
Kısa bir süre daha gittikten sonra, araba yokuş yukarı giden yola sapmıştı. Birazdan büyük demir kapının önüne geldiklerinde Duygu çantasından kapının uzaktan kumadasını çıkararak kapıyı açtı, araba harika çiçekler ve gölge yapıcı ağaçlarla süslü bakımlı bir yolda ilerledikten sonra, muhteşem bir konağın önündeki açık alana geldi. Evin ön bahçesinde mini bir çiçek bahçesinin ve yan tarafında iki üç ağacın gölgesinde çok şık bir kamelya içinde harika bir masa vardı. Masaya biraz uzak bir yerde bahçenin kenarına Duygu arabayı durdurdu. Masanın başında oturan hafif yaşlı kadın Zahide hanımdan başkası olamazdı.
Zeynep, daha ilk görüşte bu kadında özel bir şeyler olduğunu fark etmişti. Yakın bir zamanda eşi Mehmet bey ile evliliklerinin ellinci yılını kutladıklarına göre Zahide hanım yetmişlerinde vardı. Ama görüntü olarak altmışlarında zor gösteriyordu. Gelip geçen yıllar güzelliğinden pek bir şey götürmemişti, bu yüzden olacak hala çok güzeldi.
'' Merhaba, Mert'in gözlerini kimden aldığı belli oluyor dedi '' Zeynep, kendini tutamayarak. Aslında ilk kez aynı ortamda bulunduğun çok samimi olmadığın birine il söylenecek sözler bunlar değildi ama Zeynep, Zahide hanımı görünce heyecanına yenik düşmüştü.
Zahide hanım, Mert'in gülüşü gibi içten ve samimi bir şekilde gülümsemişti.'' Aslında Hakanın da aynı şekilde '' dedi. '' Yoksa bunu daha önce fark etmedin mi ?''
Zeynep, hiç beklemediği bir soru karşısında oldukça şaşırmış, ne diyeceğini bilememişti.
'' Ben.. şey.. evet, haklısınız, ama ben geçekte fark etmemiştim, Ama bir birlerin bu kadar benzeyen ikizler olduğunu düşünürsek sanırım bu çok normal. '' dedi, mahcup bir şekilde gülümseyerek.
Zahide hanım, Zeynep in söylediklerini pek umursamamıştı. Daha sonra " Bizde cehennemi hisseden birinin gözü sadece o duyguyu o ilk karşılaştığında yaşadığı kişiden başkasını görmez bu yüzden fark etmemen gayet normal." dedikten sonra uzanıp Zeynep i yanaklarından öptü.Daha sonra Duygu ya doğru hareketlendi "gel buraya sevgili kızım, kıskanma hemen ", deyip onu da öperek oturmaları için masanin etrafında bulunan koltukları gösterdi. Daha sonra Zeynep e dönerek " senin de Duygu gibi bana
Zahide anne demeni rica ediyorum, artık sende benim bir kızımsın . Ayrıca bugün bizim günümüz bugün oturup kadın kadına konuşacağız. Erkekler, hayat, çocuklar ve tekrar erkekler hakkında konuşacağız kaçınılmaz olarak " dedi.
" Bu bana kesinlikle uyar" dedi Duygu. " Özellikle de erkekler hakkında olan kısmı..."
" Sana gelirsek Zeynep, sanırım senin için çocuklar daha çok ilgini çekecektir? "Dedi Zahide hanım.
" Şimdilik hayır Zahide anne."
Zahide hanım Zeynep in bu sözlerine " bakalım zaman bize ne gösterecek, ben bu konularda pek sık yanilmam. Ama madem bir bebek söz konusu değil, o zaman yemeğimizi yanında bir kırmızı şarap alabiliriz öyle değil mi? " dedi en cana yakın gülümsemesiyle.
Zeynep" lütfen kusuruma bakma Zahide anne ben..." derken araya girdi Zahide hanım.
" Aaa... Tabii seni anlıyorum. Senin işinin başına dönmen lazım ve buradan ayrılıp tekrar yine işinin başına döneceğin için bir şey içmek istemiyorsun, anlıyorum seni kızım " bunu söyledikten sonra boş ver dercesine elini sallayıp Zeynep in bardagina kırmızı şaraptan koydu. " inan bana bu senin daha rahat hissetmeni sağlayacak, unutma bugün benim iyi bir gün geçirmem size bağlı, bana bu konuda yardımcı olmanız lazım. Ayrıca benim iyi bir öğleden sonra geçirmem için iyi bir kırmızı şarap ve güzel bir sohbet yeter. Bu sohbetle birbirimizi daha iyi tanımış olacağız."
Zeynep, Zahide hanımı kırmamak için bir yudum aldı şarabından " güzel olduğu kadar tehlikeli bir öneri benim için. En son içtiğim kırmızı şaraptan sonra Mert ile evlenivermiştim."
Masadaki diğer iki kadın da onun bu sözlerine samimi ve icten gülerek tepki verdiler. " İşte cehennem böyle bir şeydir. Aklı başında, ciddi ve mantıklı insanları bir anda aşık ve ihtiraslı kişilere dönüştürebilir."
Böyle bir yorumu hiç beklemeyen Zeynep, içindeki merak duygusuna engel olamayarak " acaba size bir şey sorabilir miyim ? Sizin bu cehennem olayına fazlaca inandığınızı biliyorum Zahide anne, Mert bana bunun sizin yaşamınızı nasıl değiştirdiğini ve sizi zor bir seçim yapmaya zorladığını söyledi.
"Zor olmaktan daha çok üzücü ve tatsız bir seçimdi."
Zeynep bu defa da Duygu ya dönerek " peki Duygu sen gerçekten inanıyor musunbu cehenneme ?"
Duygu koltuğuna iyice yerleşip, bir yudum şarap aldıktan sonra Zeynep e dönerek " sen inanmıyorsun galiba? " dedi.
" Bu bana bir fantezi yada bir masal gibi geliyor" bunu söyledikten sonra Zeynep Zahide hanım a özür diler gibi baktı.
" Evet bana da ilk başlarda öyle gibi geliyordu. Inan bana bu çok normal."
" Başında dediğine göre, artık zamanla seninde buna inanmaya başladığını gösteriyor."
Masadaki kadınların hiçbiri gülmüyordu artık,ciddi bir hava oluşmaya başlamıştı.Duygu gayet ciddi olarak Zeynepe '' Söyle bakalım senden bu sefer çok samimi bir cevap istiyorum Zeynep, Mert ile ilk karşılaştığında, ilk temasınızda aranızda hiç garip bir şeyler olduğunu hissettin mi? Elektriklenme gibi bir şey.''
''Evet öyle bir şey oldu, bunu gayet net bir şekilde hissettim.''
''Peki daha sonraları onu görmesen bile bu duygunun etkisini hissettiğin tesiri altında kaldığın zamanlar oldu mu? Arkanı Mert ve Hakana dönsen hangisinin kim olduğunu bilmesen de kimin kocan, kimin kayınbiraderin olduğunu bulabilir misin? ''
''Bilmiyorum, emin değilim.'' Zeynep o an gerçekten ne diyeceğini bilemedi, belki yüzlerin görse , bakışlarından ve mimiklerinden ayırt edebilirdi kimin kim olduğunu. Ama yüzlerini görmeden böyle bir ayrımı yapabilmesi çok zordu, yüzde elli şansı vardı.