Yaşadığı badirelerin arasında Hafize ablanın da dahil olduğu dört kadınla savaş veren genç kız, en sonunda abilerine karşı inandırıcılığını kaybeder diye başladıkları konu hakkında teslim bayrağını çekmek zorunda kaldı. Utanarak bilgi verdiği Asaf'ın mantıklı bulması üzerine, ne ara temin ettiklerini çözemediği gelinliği giymek için kendisini hazırlanırken buldu. Erkek evinden kız çıkmaz diyerek sabahın erken saatinde Çağla'yla beraber geldikleri büyük evde, üç koldan üzerinde çalışan kadınların arasında şaşkınlığı son raddeye geldi. Biri makyajını, diğer ikisi bir yandan atışıp dururken saçını şekle sokan dostlarının, kahkahaların havada uçuştuğu ortamda, evlilik sebebinin buruk ruh halinden sıyrılıp kendisini ilgiyle Pınar'la Irmak'ın komik hallerini izlerken buldu.
"Hadi len manyak! İğrenç oldu işte."
"Pınaaarr!"
"Ne, yalan mı? Kafasına kuş kondurmuş gibi duruyor. Tavus kuşu! İndir be şu saçı."
"Kızım, moda böyle."
"Allahallah, başlatma modasına! Alnı açık, yüzü zaten çok güzel, yakışmadı işte. Ay çekil şuradan Irmak ya..."
"Öööff... Her şeye müdahilsin!"
"Zevkliyim. Ver şu maşayı."
"İyi aman al. Bayan çokbilmiş, fazla zaman kalmadı biraz acele et."
"Hemen hallederim. Ay aşkım benim, çok güzel oldun bitanem. Beyaz goncam, Allah nazarlardan saklasın."
"Sağ ol Pınar!"
"Bir şey değil Gül'üm, zevkle yapıyoruz."
"Çok iyisiniz." Sözlerine devam edecekken çenesinden tutan parmaklar yüzüne aşağıya indirince, Çağla'nın pörtleterek baktığı gözleriyle karşı karşıya geldi. Ellerini kaldıran genç kadının, 'Kıpırdanıp durma Gülizar, çalışamıyorum. Sen buraya bak, onların konuşması bitmez.' demesi üzerine, cevap vermesine sıra kalmadan konuşmayla işaret dilini harmanlayan Pınar'ın itiraz cümlesi araya girince şaşırmadı.
"Haaahhh! Halt etmişsin sen onu, çenen olmayabilir ama elin benden aşağıya kalmaz."
"Hadi oradan, kimse seninle yarışamaz. Çenesi düşük."
"Bana baksana sen..."
"Pınar... Çağla..."
"Haa! Ne var?"
"Efendim Irmak!"
"Bu muhabbet bitmez, ikiniz de hemen kesin. Yarın istediğiniz kadar tartışırsınız."
"Mantığın sesi konuştu! Haklısın, özür dilerim. Rövanşımızı sonraya bırakalım Çağla."
"Bana uyar. Tabii Gülizar'ı lafa tutup durmazsan.''
"Anlaştık. Hadi sen işine bak. Ha Çağla, saçı böyle daha güzel oldu değil mi?"
"Harika gidiyor, aynen devam et."
"Canım benim, Çağla bademim... Tamam, sustum."
"Çok şükür!"
'Aranıyorsun!"
"Şey, Pınar!"
Alışkın olmadığı ilgi karşısında şaşkına dönen genç kız, birbirinden farklı duyguları bir arada yaşamanın çelişkisiyle, doğru yaptıklarından emin olmak istedi. Asaf'a güzel görünme arzusu, sevdiğine varma heyecanı ve gerçek bir evlilik olmamasının hüznü birbirine karışırken, Çağla'nın makyaj malzemelerini kurcalamasından faydalanarak, "Çok abartmadık mı?" diye sordu.
"Ay yine başlama Gülizar, bugün senin düğün günün çok güzel olman lazım."
"Biz... Bizim gerçekten evlenmediğimizi biliyorsunuz!"
Irmak'a dil çıkarırken, "Hee, geçer geçer, düzelir anam." diyen genç kadın, sırıtmaya başlayan dostuna katılarak, ifadesini Gülizar'dan saklamak için arkasına dolandı. Bu saf kızın dünyadan haberinin olmadığını, aynı evin içinde yaşarken birbirine deli gibi aşık olduklarını düşündüğü çiftin, ne kadar süre evcilik oynayacaklarını merak etti. Ellerinin arasından yağ gibi akan gür bukleleri yerlerine oturturken, 'Düzelmezse de biz icabına bakarız.' diye düşündü.
"Efendim! Ne geçer anlayamadım?"
"Yakında anlarsın canım, işi uzmanına bırak, öğretirler merak etme. Olmadı, doğa kanunları devreye girer. Sen şimdi onu boş ver, öyle veya böyle her ne sebeple giydiysen gelinliğin hakkını vermek lazım."
"Peki!"
"Harika... Gülizar, hayatımda gördüğüm en güzel ikinci gelinsin."
"Yaa! Çok teşekkür ederim."
"Bir şey değil aşkım... Şimdi önüne dön, huysuz makyözün kızıyor"
"Pınar!"
"Hıııı... Efendim Irmak'ım."
"İlki kimdi? Ben tanıyor muyum?"
"Ay hem de çok iyi tanıyorsun. Tabii ki bendim."
"Helal olsun Pınar, hakikatten megalomansın!"
"Aşk olsun Irmak, çok kötü kalbimi kırdın. Çirkin miydim yani?"
"Hayır da! Eee... Ne bileyim, öyle birden bendim deyince şaşırdım! Yok, tabii ki çok güzeldin hayatım."
"İşte, ben de aynı şeyi söylüyorum."
"Peeeess!.. Pes arkadaş, yuh diyorum Pınar."
"Doğruyu söylüyorum diye mi?"
"Konuyu, döndürüp dolaştırıp, eğip büküyorsun, en son kendi dediğine çıkarıyorsun."
"Zekiyim de ondan... Kızım, o güne kadar hiç yerlere kadar beyaz elbise giymemiştim. Gardırobum, kot, tişört, bir iki tane etek ve spor kıyafetten ibaretti. Saçım başım yapılmış, profesyonel makyaj ve gelinlikle, kendimi Sindrella gibi hissettim. Eh, dürüst bir insan olduğuma göre yalan söylemenin alemi yok. Güzeldim işte... Toka verir misin?"
"İyi be tamam, öyleydin!.. AI."
Laf dalaşında yenemeyeceği deneyimleriyle sabit olan kadına bakarken, havalara girmesin diye içinden haklı olduğunu ekleyerek istemsizce gülmeye başladı. Bir yandan son rötuşları tamamlayan Pınar'ın yaptığı işi inceleyip, bu modelin Gülizar'a daha çok yakıştığını kabul etmek zorunda kaldı.
"Ellerine sağlık, çok güzel oldu."
"Teşekkür ederim canım... Darısı başına Irmak'ım, seni de beyaz gelinlik içinde görmeye az kaldı."
"Hayırlısıyla inşallah." Minik çiçekleri, arkada dağınık topuz yaptıkları saçların arasına yerleştirmesi için yardım ederken saatin bire yaklaştığını görünce, her zamanki gibi yaptığı işe odaklanan Çağla'nın önünde elini sallayıp kendisini görmesini sağladı.
"Daha çok var mı?"
"Bitti sayılır."
"Güzel... On beş dakika kaldı, henüz gelinliği giydirmedik."
"Tamam, siz hazırlayana kadar tamamlarım."
"Harikasın... Pınar."
"Geldim."
Peşinden ilerleyen genç kadına, Gülizar duymasın diye işaret diline geçerek, "Gelinliği hiç denetmedik Pınar, ya terslik çıkarsa." derken endişesini ortaya koydu.
"Zannetmiyorum! Kadın garanti verdi, çıkmayacak."
"İnşallah!"
"Kızım, boşuna mı üst bedenini likraIı aldık. Hem Çağla'nın üzerinde denedik, bedenleri neredeyse aynı sen de gördün harika durdu."
"Biliyorum, ama yine de çok geçe kaldığımız için endişeleniyorum."
"Beni de stres yapma Irmak, çok güzel duracak gör bak."
"Tamam!'
Yatağın üzerine serdikleri gelinliği Pınar'la beraber alan genç kadın, olay gündeme düştüğünden beri büyük bir titizlikle ayrıntıları planlayan kadının haklı olduğunu umdu. Kış gelini olduğu için özellikle dantel kollu ve göğüs kısmı nispeten kapalı seçtikleri modelin sorunsuzca uyması için dua etti. Arka fermuarını açarken kaşları kalkan kadının, şeytani bir ifadeyle sırıttığını görünce, "Ne?" diye sordu.
"Şiiiişşşşt. Sussana kızım."
"Haa!" Aralarındaki mesafeyi kontrol edip kısık sesle konuştuğu takdirde duyma mesafesinin dışında olduğunu hesaplayan genç kadın, ses tonunu iyice alçaltarak Pınar'a döndü. "Ne oluyor Pınar?"
"Görürsün... Ver bakayım şunu bana."
"Gelinliği mi?"
"Evet."
"Al! Ne yapacaksın?" derken genç kadının fermuarın tutamacını kopartmak için uğraştığını görünce gözlerine inanamadı. "A aaaa! Manyak mısın sen be, ne yapıyorsun?"
"Sensin manyak, sesini yükseltme."
"Pınar, delirdin galiba, neden koparmaya çalışıyorsun? Ay tam nikaha gider ayak, kızım bıraksana şunu!"
"Ya bi dur. Çek elini, bir bildiğimiz var herhalde."
"Ay sen beni öldüreceksin Pınar!"
"Allah korusun, manyak manyak konuşma sinir etme beni!"
"Kopacak şimdi, yapma şunu!"
"Allahallah, zaten kopartmaya çalışıyorum. Bok var bu kadar sağlam yapmışlar. Hah, tamam işte halloldu."
"Aaaaa! Geri zekalı, koparttın!.. Neyi halloldu?"
"Sensin... Aman neyse ne, bu replik çok banal olmaya başladı. Dua et yeğenime hamilesin Irmak, yoksa üzerine uçmuştum. Hayal gücün yok kızım senin, çok sığ düşünüyorsun."
"Hadi oradan! Güzelim elbisenin içine ettin!"
"Abartma Irmak, alt tarafı küçücük bir metal parçası koparttım. Sebebimi öğrenince bu söylediklerinden dolayı utanacaksın."
"Ay çok merak ettim Pınar, ne olur utandır beni!"
"Alay et sen, son gülen iyi güler. Kızım, biraz pratik düşünsene. Bu iki saftiriğin birbirlerine aşık oldukları konusunda hemfikir değil miyiz?"
"Eveeeeet!"
"Bağırma. Hah, işte sebep bu... Biraz itici güce ihtiyaçları var, ben de bedavadan destek veriyorum."
"Haa!.. Ne diyorsun sen be, ne itici gücü... Bunun fermuarla ne alakası var?"
"Yok anam, aynı frekanstan konuşmuyoruz. Irmak'ım, eşeğin aklına karpuz kabuğu düşüreceğiz."
"Eşek!"
"Haaa, Asaf abi."
"Eşek, Asaf abi!"
"Aynen... Gece diyorum, gelinlik içinde güzeller güzeli bir gelin diyorum, fermuarını tutma yeri olmadığı için açamıyor diyorum. Hani eve gidince anlarsın ya... Bu durumda bir insan ne yapar, yardım ister. Kimden, kocasından... Şimdi de anlamadıysan yuuuhh diyorum."
"Haaa, o yüzden yaptın!"
"Çok şükür. Ufacık bir yardım diyelim, şimdilik ısınma turları. İşe yaramazsa gelecek günlerde hizmetlerimiz tam hızıyla devam edecek. Ha Irmak, kurdelesini bağlarken iki üç kere üst üste sıkı düğüm at. Abim biraz ter döksün."
"Ay Pınar, yemin ediyorum senden korkulur!"
Kahkaha atan genç kadın, dilinin ucunu çıkarırken kafasını sağa sola oynatarak şebekliği de işin içine kattı. Hamile refleksiyle olmayan karnının üzerine elini koyarak gülmeye başlayan kadınla, havada el çaktıktan sonra tatmin olmuş bir ruh haliyle hedef kitleye döndü. Kaçamak bakışlar atan Gülizar'ın gülme sebebini merak etse de çekingen doğası yüzünden sormaya çekindiğini tahmin ederek, aklına ilk gelen konuyu anlatmaya başladı. Bir yandan güle oynaya kıyafeti üzerine giydirirken, Çağla'nın soran bakışlarına karşılık, 'Sonra anlatırım.' diye işaret etmesinin ardından sinsi planlarını yürürlüğe koymaya devam etti.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Merhaba, yarın tamamlayıp atacaktım ama sanırım sabırsızlananlar var :)) Arkası yarın yapalım dedim, kalanını tamamlamaya çalışacağım :) Görüşmek üzere...