Gül'e Ait (TAMAMLANDI)

By mineselen

5.9M 319K 22.1K

Duygularını rafa kaldırmayı hayat biçimi olarak seçen genç adam, sevmenin ne demek olduğunu bilse de sorumlul... More

Gül'e Ait Tanıtım
Gül'e Ait 1. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 1. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 2. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 2. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 3. Bölüm 1.kısım
Gül'e Ait 3. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 4. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 4. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 4. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 6. Bölüm
Gül'e Ait 7. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 7. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 7. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 8. bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 6. kısım
Duyuru
Gül'e Ait 9. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 9. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 9. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 2. kısım
DUYURU
Gül'e Ait 10. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 13. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 13. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 2. kısım
Duyuru
Gül'e Ait 16. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 17. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 17. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 17. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 3.kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 19. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 20. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 20. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 20. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait Final 1- 1. Bölüm 1. kısım
Final 1- 1. Bölüm 2. kısım
Final 2- 1. Bölüm 1. kısım
Final 2- 1. Bölüm 2. kısım
"Gül'e Ait" Bitti
İyi Olan Kazansın! (Tanıtım)
İyi Olan Kazansın! 1. Bölüm
İyi Olan Kazansın! 2. Bölüm 1. kısım
İyi Olan Kazansın! 2. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın 3. Bölüm 1. kısım
DUYURU
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 3. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 4. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 5. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 6. kısım
İyi Olan Kazansın! 4. Bölüm 1. kısım
İyi Olan Kazansın! 4. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 1. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 3. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 4. kısım

Gül'e Ait 14. Bölüm 3. kısım

55.4K 3.3K 292
By mineselen



"Yoooo... Yoookk abi, yani, Doğan abi estağfurullah, yanlış anladın öyle demek istemedim!"

"Seeenn, bizle dalga mı geçiyorsun Iaaann... Kalıbına bakan da uzaktan adam zanneder, bu kadar insan toplanmış ölümden kurtardığımız kardeşinin selameti için dil döküyoruz. Hem de faili sen olduğun halde... Teşekkür edeceğin yerde abuk sabuk konuşup benim sinirlerimi zıplatıyorsun."

"Ta... Tabii haklısın, teşek... teşekkür ede..."

"Kırarım ulan senin o kemiklerini, tek tek, lime lime ederim deyyus."

"Ööö... Özür dilerim abi! Doğan abi, vallaha niyetim kötü değildi."

"O yüzden mi adamlarını getirdin."

"Abi yemin ederim sizleri tanımadığım için şey, şey ettiydim..."

"Tedbir mi olsun dedin. Siktir oradan... Bak sana tedbirin ne olduğunu öğreteyim. Suat..."

Arkasında dağ gibi dikilen adamın, 'Hemen abi.' demesiyle, ağzına götürdüğü telsizle komut vermesi bir oldu. Saklandıkları dört bir yandan çıkan onlarca adamın ortaya sökün etmesi sonucu, Mahmut'un şoka girmesini zevkle izledi.

"Tamam Suat, yerlerine dönsünler. Eee işte böyle Mahmut Efendi, sen aklı başında davransaydın adamlarımdan haberin bile olmadan anlaşıp yolumuza gidecektik."

"Haklısın Doğan abi, ben eşeklik ettim! Affet abicim!.."

"Ha şunu bileydin Mahmut gardaş. Zamanım kıymetlidir, benim daha fazla tepemi attırmadan adam gibi konuşup şu işi çözelim, sonra da bir daha görüşmemek üzere yolumuza gidelim."

"Tabii!.. Peki abi, tabii... Emrin olur Doğan abi, ne dersen!"

"Güzel... Tahir."

"Haa!.. Ha evet, çözelim Doğan abicim!"

İzlediği sahne karşısında şoka giren genç adam, elindeki tespihi gayet rahat bir şekilde oynatan dostundan gözlerini zorla ayırırken, şaşkınlığını saklamaya çalışarak Mahmut'a geri döndü. İş dünyasında bu derece başarılı olmasının sebebini, 'Zayıf noktasını bul, olasılıkları hesaplayıp risk al, kararlı, kesin ve net bir tavırla hedefe saldır.' diye nitelendirirken, şahitlik ettiği bir kaç dakikalık zaman zarfında herifçodan öğrenmesi gereken çok şey olduğuna kanaat getirdi. Karşısındaki mandaya hitap etmeden önce, söyleyeceklerini toparlamak için zaman kazanmak amacıyla boğazını temizleyerek söze girdi.

"Evet Mamut'çum, nabza göre şerbet vermek bu olsa gerek. Oyalanmadan konumuza dönecek olursak, Gülizar bacımızın koruyuculuğuna soyunmuş bulunuyoruz. Abi sıfatıyla sizden hayır gelmeyeceği ortada olduğuna göre, bunu kendimizde hak olarak görüyoruz."

"Haa! Bu ne anlama geliyor?"

"Hiç şaşırmadım, açıklayayım. Kız kardeşin demeye dilim varmıyor, Gül kızımız, şu an bulunduğu durumdan çok memnun. Senin himayene geri dönmektense ölmeyi tercih ediyor. Bu kadar açık ve net ifade ettiğini söylüyorum, gerisini sen düşün. Haksız da değil hani..."

"Ne demek dönmeyecekmiş, kırdırtmasın bacaklarını..."

"Hiiiiiişşşt Mamuuuut, başa sarma koçum. O çocuk sahipsiz değil, arkasında kapı gibi fan kulübü var. "Bak," diyerek başıyla Çınar'ı işaret ederken, "...Doğan abinin kaşları çatılmaya başladı." Sözleriyle aba altında sopa gösterdi. Çekindiği ifadesine yansıyan, bakışlarından okunan adamın, Çınar'ın ve bittabi Suat'ın üzerinde gezinmesini izlerken, gülmemek için kendisini sıkarak konuya geri döndü.

"Bunu söylerken ciddiysen vaziyet kötü, değilsen komik bir adamsın Mamut. Biliyorsun abimi kızdırmaya gelmez, sonra o söylediğin şeyi üzerinde denemek zorunda kalabiliriz."

"Anladık, tamam! Kusura bakma Doğan abi, öylesine ağzımdan kaçtı."

"Vallaha goççum, abini bilmem ama ben bu muhabbetten sıkılmaya başladım. Kısacası, kızımız hayatına senin olmadığın bir mecrada devam etmek istiyor."

"Yookk yaaa! Kız başına nasıl olacakmış o iş, orospu mu dedirtecek kendine!.. Bizim kitabımızda öyle şey olmaz, kız çocuğu ya baba evinde oturur ya kocaya verilir. Tamam, biraz ileri gitmiş olabilirim ama beğenseniz de beğenmeseniz de ben onun abisiyim."

"Haaa evet, öldürmeye kalkan abisi!"

"Aile içinde olur öyle şeyler, aramızda konuşur hallederiz. Hem kaçmakla en büyük hatayı Gülizar yaptı. Madem aklı başında davranmış ben de affetmeye hazırım. Gelir karşıma, özür dileyip el öper, oturur kardeşimle anlaşırız."

"Siktir, bok herif!"

"Haa! Ne dedin sen?"

Araya girip homurdanan adamın yerine, "Asaaaff, bir şey demedi." diyerek hedefi kendi üzerine çeken genç adam, Mahmut'a ölümcül bakışlar atan dostunu uyarırken, ortam daha fazla gerilmeden konuyu bağlamaya karar verdi.

"Sanki küfretti gibi geldi!"

"Küfretmişsem ne olur lan?"

"Bana bak, Asaf mısın nesin..."

"Hööööyyyttt... Sıçtırtmayın ulan şarap çanağınıza... Uzatma Mamuuut, sana öyle gelmiş dedim veee Asaaaaaafff, dediiim!.. İkiniz de kesin Iaann, konuya odaklanın. Şimdi kavga etmenin sırası değil, işimiz bitince neyse derdiniz karşılıklı geçer çözersiniz. Son kez uyarıyorum, bir daha da söyletmeyin."

"Öyle olsun bakalım!"

"Olur Maaamut'um, olur, çok da güzel olur." derken Asaf'a ters ters baktığını görünce, "Buraya bak lan, dikkatin bende olsun. "Kırk kere aynı şeyi anlatmaktan iflahım gevredi." diyerek ilgisini üzerine çekti. Çınar'ın elebaşı olduğunu anlayıp tırsan, Suat'ın cüssesinden dolayı cesareti kırılan, diğerleri sessiz kaldıkları için muhatap almayan ve nihayetinde kendisiyle yüz göz olduğu için aralarında doğal bir yakınlık kuran adamın, içten içe hırslandığı durum karşısında en uygun hedefi Asaf olarak görmesine, içinden kıs kıs güldü. Genç kızla ilgili ileri geri konuştuğu her seferinde kendini zor tutan adamın, af dileme muhabbetinde zıvanadan çıkmasına anlayış göstererek, Mahmut'un yangına körükle gittiğini düşündü.

"Demek Gülizar kardeşimizi affedeceksin!.. Aranızda konuşup anlaşırsınız ha, öyle mi diyorsun, haklısın, beğenmedim Mamut... Görülüyor ki kendin de sindiremediğin için adam gibi savunma uyduramıyorsun."

"Başka ne olacaktı?"

"Konuyu anlaman için bilirkişi mi çağıralım laan... Kısa ve öz, kız seni bir daha görmek istemiyor işte. Haksız olsa sana sormadan kolundan tuttuğum gibi ayağına getirirdim."

"Ne yani, tanımadığım elin heriflerine namusumu mu teslim edeyim! El aleme, Mahmut kardeşine sahip çıkamadı dedirtmem arkadaş. Ya benim gözetimimde yaşayacak ya da uygun gördüğüm birisiyle evlenip kocaya varacak. O kadar... Ötesini anlamam, benim kafama yatmaz."

"Orası malum, farkındayız zaten."

"Ne?"

"Yüzü modern denilen batıya dönük, buna keza vücudu doğu kültür ve geleneğiyle yoğrulup kıtalar arasında sıkışmış kalan yurdum garip insanı..."

"Haa!"

"He anam, çabalarsan belki anlarsın... Bayanlara bakış açından bahsediyorum, siz adam olsaydınız kadının korunmaya ihtiyacı olmazdı diyorum. İkinci sınıf insan muamelesi görmezdi diyorum. Yaaa... Maaaaşallah, her konuda çifte standardınız mevcut. Şimdi sorsam, sanki onlar da aynı cins değilmiş gibi sevgililerini ballandıra ballandıra anlatırsın, ya da elinden düşürmediğin cep telefonunun markası ne desem, gururla çıkarır gösterirsin. Çok teknolojiğiz ama neye ve kime yarar. Medeniyet mevzubahis oldumu işine geleni al, geri kalanı kılıfına uydur."

"Ne alaka?"

"Artık ben de bilmiyorum! Aman neyse ne ya boş ver koçum, kime konuşuyorum. Sen bana bakma, arada abuk sabuk söylenirim işte... Nasıl olsa kafa yormayacaksın, ne mutlu sana ki bu ortamda çalışan bir beynin yok."

"Lan, sen yine küfür mü ediyorsun bana?"

"Onu bile anlamadıysan diyecek hiç bir şeyim yok... Yok lan, çok şanslı, hatta farklı bir açıdan bakınca ne kadar akıllı olduğunu anlatıyorum."

"Haa öyle desene!"

"Yaaa... İşte böyle Mamuuuuut, aynı ülkede fakat farklı dünyaların insanlayız. Birimiz Sirius Gezegeninden gelmiş olabilir. Konuyu dağıttık lan, ne diyorduk!.."

"Gülizar benim sorumluluğunda, kimsenin eline bırakmam."

"Eş diye satıp parasını cebe atasın diye mi?"

"Başlık parası haktır, hem adettendir, bunca yıldır karşılıksız baktığıma saysın. EIi yüzü düzgün kız, isteyeni de var. Evlensin yuvasını kursun, aylardır onunla uğraşıyorum yaşı da geçiyor, kocaya varsın ben de işime bakayım."

"Arkadaş, yemin ediyorum beynim yoruldu! Hani içinde ufacık bir duygu kırıntısı olduğunu bilsem, çaba göstereceğim ama o da yok. Ulan küfredeyim diyorum konu yine sapacak, lüzumsuz bir sürü laf kalabalığı olacak diye vazgeçiyorum... Mamuuut, bak oğlum kız teyzenin yanında çok mutlu, senin bulduğun hıyarlarla da evlenmeyi istemiyor. Evden bile çıkmayı ret ediyor. Sayende, abi, koca ve bilumum erkek cinsine karşı ilgi ve alakasını kaybetmiş durumda."

"Ona soran yok."

"Asıl sana gerek yok lan, biz sorduk. İstemiyorum dedi."

"Onun..."

"Kes sesini de dinle... Para elinin kiri oğlum, gençsin, güçlü kuvvetlisin, çalışır kazanırsın. Benim de kız kardeşim var, istediği kişiyle mutlu bir evlilik yaptı. Eşiyle çocuğuyla huzurlu bir hayat yaşıyor."

"Eeeeğğ, ne olmuş!"

"Kardeş candır lan, aynı ana babadan, aynı kandan geldiğin az sayıda kişiden biridir. Değiştirilemez, yerine yenisi konamaz, onun mutluluğuyla haz duyulur."

"Kızlar misafirdir, evlenir ele giderler. Erkek kardeşlerim bana yeter."

"Mamuuut, kardeşin erkeği kızı mı olur oğlum? Can diyorum can, sana her anlamda en yakın kişi diyorum. Üç kuruş para için hayatıyla oynamaya değer mi? İstemediği birisiyle evlendirip mutsuzluğa mahkum ettiğini bilerek için rahat edecek mi?"

"Ne olacaktı, yabancı artist mi bu, aşık olmasını mı izleyeceğiz. Yok bizde öyle şey... Kız kısmı otursun evinde, kısmetlerinden en uygun olanı biz seçeriz. Boşuna konuşma oğlum, ben hakkım olanı istiyorum, gerisi ona kalmış. Akıllı davranırsa zamanla kocasına alışır, bebeleri de olunca, ha o dediğin gibi mutlu olur."

"Evet, anlaşılan o ki vicdanına seslenemeyeceğiz. Yalıtımın çok iyi, sıcak ve soğuğu geçirmiyor! Ne yapacaksın lan o parayı?"

"Sana ne... Belki Maldevlerde tatil yapmaya gideceğim."

"Haaa!.. Maldevler!.. Maldivler, Maldiv adaları mı? Ulan Allah cezanı versin hayale bak, önce adını doğru öğren, görüntü kalitesi düşük işe yaramaz herif. Adını nereden duydun, Maldevlermiş boookkk... Maamuuuut, bırak kız yerinde kalsın, teyzemize de yoldaşlık etsin. Beraber oturur birbirlerine destek olurlar."

"Olmaz dedim."

"Anladım, inadım inat mabadım iki kanat diyorsun yani. İcabında ben çatlayacağıma sen çatla ha..."

"Ne?

"Boş ver abim, pas geç... Peki, o zaman konu paraysa farz et ki başlık parası babında uygun bir rakamda anlaşıp verelim, sen de elini kızın üzerinden çek."

"Haa!.. Nasıl yani anlamadım?"

"Keş, nakit para... He de, arabadan getirip anlaştığımız rakamı eline sayacağım."

"Sen ciddi misin?"

"Fesuphanallah!"

Adamın paranın kokusunu alınca duraladığını, gözlerinin şeytani bir ifadeyle kısıldığını gören genç adam, iyice uyuz kaptığı hıyar elinde kalmadan işi sonlandırabilmek için kendisine telkinde bulundu. Geldiklerinden beri sessizce konuşmaları dinleyen, daha aklı salim ve sakin doğalı Muzaffer'in bir şeyler söylemek istiyormuş gibi kıpırdandığını gözden kaçırmadan hasmına geri döndü. Ayrılmadan dayak yediğine şahit olmazsa uygun bir yerde sıkıştırmayı hayal ederken, silkinerek oyuna katıldı.

"Dalga geçiyor gibi bir halim mi var. Sağ olsun, sponsorumuz bu konuda desteğini bizden esirgemedi."

"Abi..."

"Ne var Muzaffer?"

"Abi, hayır demeden önce bir düşünseydik, iki gün sonra ödeme..."

"Kes lan... Neyin ne olduğunu biz de biliyoruz, nerede nasıl konuşacağını bir türlü öğrenemedin gitti."

"Mamuuuut..."

"Ha, ne var?"

"Rahatsız olmayın gardaş, Muzaffer kardeşle aranızda konuşan anlaşın, biz bekleriz."

Ağzında homurdanan herifin Muzaffer'le birlikte uzaklaşmasını bekleyen genç adam, kafasında tilkilerin dolandığını, kendi çıkarları doğrultusunda durumu kullanmak için hinlik peşinde olduğunu bilerek, "Ahmak herif." diye söylendi. Bir süre aralarında konuşmalarını izledikten sonra öncelikle uyarılarını tazelemek için Asaf'a dönüp söze girdi.

"Lan oluuum, kaç sefer uyardım lan seni. Ben sinirlenmiyor muyum zannediyorsun, kendine biraz hakim ol, yoksa külahları değişeceğiz ha ona göre."

"Kusura bakma abi, haklısın. Hayvan özür dileme diye başlayınca bendeki balatalar gevşedi. Bir insan bu kadar mı kanı bozuk olur arkadaş! Soysuz piç kurusu, heriften resmen tiksiniyorum. Zihniyete bak, kardeşini satmayı kendinde hak olarak görüyor."

"Hey gidi hey... Bu da bir şey mi, bizim meslekte biraz takılsan nelerle karşılaştığımızı görüp şoka girerdin. Kendini insan olarak nitelendiriyorsan, aynı kategoride adı geçen canlıyla bir tutulmaktan tiksinirdin. Bunlar süzme şerefsiz Asaf'ım, maymun desen maymuna hakaret olur. Oldukları gibi kabul etmek lazım. Böyle mayası bozuklardan bi bok olmaz, para için kılıfına uydurup satmayacakları şey yok. Hevesini sona sakla, şahsen ben öyle yapıyorum."

"Anladım abicim!.."

"Güzel. Punduna getirelim senden iyi bir performans bekliyorum. Az kaldı koçum biraz sabır, Mahmut hıyarı artistik davranayım derken fileto olacak farkında değil... Çınar lan, şöyle ufaktan bir bahis falan mı açsaydık ha ne dersin?"

"Olur bana uyar, bütün paramı kafadan Asaf'ın üzerine yatırıyorum."

"Hadi len, biraz insaflı ol zengin olan sensin... Mahmut'un üzerine oyna da bırak biz garibanlar da üç beş kuruş para kazanalım."

"Vallaha kusura bakma arkadaş, prensibim değil. İste dükkan senin, onu dışında bile bile kaybedeceğim oyuna soyunmam."

"Hiç şaşırmadım, neden acaba? Var ya siz zenginler hep aynısınız." Gülüşmeler arasında çaktırmadan göz kırparken, "İstemez, oynamıyorum." diyerek Asaf'ın gevşemesini sağladıkları oyun içinde oyuna kaldığı yerden devam etti.

"Tipe bak, sıfatsız... Angut herif, neye kafa tuttuğunu bilmeden hemen havaya giriyor. Ula aptal Mamut, bodoslama duvara çarpacaksın haberin yok. İki yumruk atmayı biliyorsun diye kendini boksör mü zannediyorsun. Hani birazcık duygusal olsam, neredeyse haline acıyacağım."

"Aman diyeyim Tahir abi, sakın ha engel olma!.."

"Saçmalama koçum, kendimi bu eğlenceden mahrum edecek kadar manyak mıyım ben! Kaç gündür bu anı bekliyorum. Adam zırvalasa da özünde bomboş, horoz gibi diklendiğine göre kendi arandı. Eh, hak ettiğini bulmasının zevkini çıkarmak da bizlere kaldı. Şahane güvenine bakıp ne kadar komik göründüğüyle eğlenebiliriz. Doğru mudur Çınar'ım?"

"Eee herif ahmaksa yapacak bir şey yok, ona da güzel bir ders olur."

"Güzel tespit, yalnız problem ahmaklıkta değil, Maaamut Efendinin durumunda ahmaklığın sürdürülebilir olmasında... Bunun gibi adamlar gelişime kapalıdır, ders almaz. Hepi topu görüp görebileceğin bu kadar, böyle gelmiş böyle gidecek ötesi yok... Yine de mutluyum, güzel bir son onu bekliyor. Evet, harika olacak... 'Mahmut'un dayakla imtihanı' konulu alt başlık açmak istiyorum. Tüh lan akıl edemedim, Çınar, keşke çerez falan alsaydık seyrederken harika giderdi."

"Hey Allah'ım, ilahi Tahir!.. Şunlara bak abicim, nasıl da hararetle konuşuyorlar. Ne dersin, teklifimizi kabul edecek mi?"

"Eli mahkum, pazartesi arabanın parasını ödemezse verdiği kaparoyla beraber elinden gidecek."

"Eee, o zaman Asaf'la evlenmelerine gerek kalmayacak demektir!"

Biraz da bozulduğunu fark ettiği dostuna yarım ağız sırıtırken, hangi ara çöpçatanlığa soyunduğunu çözemediği adama, "Ben boş konuşmam arkadaş, konuya hakim olmasam ortaya laf atmam. Bu beş para etmez heriflerin ciğerini bilirim, sözleri imza at diyene kadar sürer. Kafalarında kim bilir kaç alternatif kol geziyordur, olmayan beyinleriyle bi kendilerini akıllı sanıyorlar. Ben sana ne yapacaklarını söyleyeyim, önce para konusunda pazarlığa girişecekler, ardından kızı görmek isteyecekler. Güvende olduğuna kanaat getirirlerse bir süre uzaktan izleyip ardından planlarına devam edecekler. Gülizar'ın bekar olarak bunlardan kurtuluşu yok, sahiplik anlayışı genlerine işlemiş, başında mutlaka bir erkek olacak yoksa kötü yola düştüğüne yorulur. Çınar, bu terliksi hayvan nikah akdi olmadan kolay kolay kızlarını dışarıya vermez. Bir ihtimal nakite çok sıkıştıklarını hesaba katarak deniyoruz diyelim."

"Hımm, anladım! Karar verdiler galiba, baksana bize döndüler."

"Evet... Hadi bakalım hayırlısı. Asaf..."

"Sorun yok abi, sakinleştim."

"Güzel... Görünüşe göre, Avarel, Joe'yu ikna etmeyi başarmış."

"Efendim!"

"Sonra anlatırım Asaf." demesinin ardından kendilerine yönelen Dalton Kardeşlerden zeki geçineniyle saftirik olanın, tam da tahmin ettiği gibi davrandıklarını görmenin haklı gururunu yaşadı. Tongaya düştüklerinin farkında bile olmayan avanaklara karşı, sırıtma dürtüsünü baskılayarak konuşmak için hazırlandı.

"Eee Mamut, son durum nedir, karar verebildiniz mi?"

"Şartlarda anlaşırsak düşüneceğiz."

"Anlaşırız koçum merak etme... Sen ne istiyorsun, önce onu söyle bakalım?"

"100.000..."

"Çüüüüşşşş... Ne yapıyorsun arkadaş, alçaktan uç biraz. İki ayda 40.000 lira üzerine mi koydun, evler bile o kadar pirim yapmıyor."

"Sen nereden biliyorsun lan kaça anlaştığımı?"

"Sence?"

"Gülizar!.. Konuşurken duymuş olmalı. O, o zamanki değeriydi, şimdi işler değişti. Yersen Tahir, o parayı verecek talip havada karada bulurum."

"Bok bulursun! Ulan muhabbete bak yaa!.. Böyle de çok çirkin oldu ha, kendimi dana pazarlığı yapıyormuşum gibi hissettim. İn in koçum, kilosu kaça bu kızın çok fazla söyledin. Benden size 80 çıkar."

"95 olsun."

"Olmaz, 80 yeter."

"Tahir abi!.."

Çok daha fazlasını verebilecekleri halde iştahını kabartmak ve pazarlığı kızıştırmak için gözlerini ayırmadan, "Karışma Asaf... 85 diyorum Maamuuut..." derken kendisinden ve girdiği muhabbetten tiksindiğini hissetti. Anlamakta zorlandığı, beyaz kadın ticaretine çağrışım yapan durum karşısında, çatık kaşlarıyla adama ters ters baktı. Konu insan olmasa tiye alacağı, hayvan pazarındaki el sıkışarak uzlaşma geleneğini devreye sokup alay edeceği yerde, dokunmaktan bile imtina ettiği herifle terslenerek tartışmayı sürdürdü.

"İyi düşün derim, he dersen para arabada."

"Eee... 90..."

"Ulan amma inatçı çıktın ha? İyi madem, orta yol olsun. Yalnız kafana iyice yaz, son rakam bu. Üstüne bir lira bile koklatmam."

"90!.. Tamam, anlaştık."

"Göreceğiz Mamut... Suat, sana zahmet koçum o işi hallediver."

"Tabii abi."

"Haaa!.. Neyi halledecek?"

"Parayı... Sen orasını boşver de şu bahsettiğin şartların neymiş, önce onu bir öğrenelim."

"Yaşadığı yere götüreceksiniz, evle, şu teyze kimse onu bir göreceğiz. Anlattığın gibiyse yaşlı kadınla kalmasına izin veririz. Sonrası bize kalmış, ara ara kontrol eder, güvenliğini sağlarız."

"Yook yaaa, başka bir emrin var mı koçum. Ulan, kız bir daha seni görmek istemiyor diyorum."

"Sorun olmaz, bacımızı uzaktan kontrol ederiz."

"Diyorsun ve olmaz diyerek karşı atak yapıyorum. Mamuuut, alt yazı mı geçeyim, hem işitsel hem de görsel algılarına hitap edersek daha mı kolay algılarsın. Senin deyiminle bir malı satınca üzerinde hak iddia edebilir misin? Parayı alacaksın, arkasından kiraya vermiş gibi kontrollerini yapacaksın. Yok öyle yağma, sen bizi aptal mı zannettin... O iş o kadar kolay değil. Hah, bak paramız da geldi. Aynı senin gibi bizim de şartlarımız var." demesiyle üzerinde bir takım evraklar bulunan masayı işaret ederek, Mahmut'u açık çantanın bulunduğu yere yönlendirdi. Bankadan taze çıkmış gıcır gıcır para destelerini görmesiyle gözleri parlayan adamı, kıvama getirdiğini anlayarak bir süre zevkini çıkarması için bekledi.

"Ne kadar var burada?"

"90000 dedik ya lan."

"Saymadan kabul etmem."

"Ya sabır!.. Ne bok yaparsan yap, tabii önce, bizim, şartlarımızı kabul etmek kıydıyla."

"Gülizar'ı rahat bırakacağımı söyledim ya daha ne istiyorsun?"

"Anlıyorum ki hafızan biraz balıkları andırıyor! Basit koçum, biz yaş tahtaya basmaz, işimizi garantiye alırız. Hafize teyze, yani Gülizar'ın beraber yaşadığı teyzemiz, çocuğu olmayan dul bir bayan. Kardeşini kızı gibi çok sevdiği için kendi nüfusuna geçirmek istiyor."

"Haa!.."

"Yani bu da soyadı dahil, sizinle hiç bir alakası kalmaması anlamına geliyor."

"Ne gerek var böyle bir şeye? Evlenmedikten sonra kardeşim olduğu gerçeğini değiştirmez."

"İşte orada yanılıyorsun... Çok merak ediyorsan bir kere görmene izin veririz, ondan sonra yabancı birisi olarak hayatınızdan Gülizar isminde bir insanı tamamen çıkaracaksınız. Bacımız, Hafize teyzenin kızı, sizin de dış kapının mandalı olarak yaşantısına devam edecek."

"Ne yani bir daha görmeyecek miyim?"

"Bingooo, çok şükür jeton düştü. Evet lan, evet, görmeyeceksin, unutacaksın, öldü farz edeceksin, vesaire vesaire..."

"Manyak mısınız lan siz, öyle saçmalık..."

"Hiiiiişşşt doğru konuş Mamuuut, parayı kabul ederken güzeldi, şimdi ne değişti. Bak koçum, her halükarda biz bu kızı sana vermeyeceğiz. Paşa paşa kabul et, şu kağıtları imzala, alan memnun satan memnun güzellikle yolumuza bakalım."

"Kağıt mı? Ne kağıdıymış o?"

"Tabii ki yamuk yaptığın ya da sözünden dönmeye kalktığın takdirde, üzerindeki dona kadar neyin var neyin yoksa alacağımız senet... Şimdi düşündüm de donundan vazgeçmeye karar verdim, o sende kalabilir. Değil en ufak bir temas kurmak, girişimde bile bulunmayacak, hatta muhitinden dahi geçmeyeceksin. Velev ki hani dünya küçük diyerekten, sen veya kardeşlerin bir yerde rastlama talihsizliğine uğrarsan, arkana bile bakmadan kaçacaksın."

"Neee!.."

"Tekrar mı edeyim? Bak para hazır, hatta sana bir güzellik yapıp şimdi imzaları çakmayı kabul ettiğin takdirde, ilk istediğin meblağı vermeyi teklif ediyorum. Suat'ım, çantaya on bin lira daha ekle abicim."

"Olur abi."

"Ben!.. Ol, eee... Olma..."

"Sen ne? Olmaz demeden önce iyi düşün derim Mamut, bir daha bu kadar parayı bir arada göremezsin. Hem sonra ödemelerin borçların falan vardır, bak ne güzel keş para, gani gani harca. Artarsa Maldevlere de gidersin..."

Elini bir süre sakallarının arasında dolaştırdıktan sonra saçlarının arasına sokan adamın, ciddi anlamda açmaza düştüğünü tahmin ederek, vereceği kararı merakla beklemeye başladı. Muzaffer'in 'Abi!' demesi üzerine susmasını işaret edip, parayı, senetleri, sırayla kayda değer bulduğu kişileri tek tek süzmesini izleyip, en son kendinde kilitlenen bakışlarından cevap vereceğini anladı.

"Olmaz, kabul etmiyorum."

"Abi!.."

"Kes sesini Muzaffer, hayır dedim."

"Ya demek öyle... 120.000 Mahmut, bu şartlarda son rakam."

"Siktir!.. Ben... Hayır, kabul edemem!"

"Neden edemiyormuşsun, cevabın ne olursa olsun bacımızı sana vermemekte kararlıyız. Sen de teyzemizle kalmasını kabul ettin. O zaman sorun ne? Aramızda ufak bir akit yapmanın neresi kötü?"

"O senin söylediğin evlenene kadar geçerliydi. Paraya ihtiyacım olsa da hayatta kabul etmem. İster güzellikle isterse dövüşerek olsun, ne yapar ne eder Gülizar'ı bulurum, elimden kurtulamaz. Kimseye bacısını ortada bıraktı dedirtmem."

"Ama gebertene kadar döverim, el alemin herifine eş diye para için satarım. O zaman aklın sıra bizi kandırıyordun öyle mi?"

"Evlenmeden benim gözetimimden ya da evimden çıkamaz dedim, son sözüm bu."

"Eyvallah!.. Dediğin gibi olsun. Madem durum bu, o zaman biz de kız kardeşine talip oluruz. Allah'ın emri peygamberin kavliyle, Mahmut kızı Gülizar bacımızı aynı şartlarda senden isteriz."

Aptal aptal bakmasına dayanamayıp sırıtan genç adam, kanunun iyice uzadığına kanaat getirip bir an evvel sonlanması arzusuyla, "Eee buna ne diyorsun Mahmut, kardeşini bize gelin olarak vermeye razı mısın?" diye ısrarını arttırarak tekrar sordu.

"Sen ciddi misin?"

"Fesuphanallah!.. Bak işte bu soru ve cevap bende dejavu etkisi yarattı."

"Haa!"

"Ve hala devam ediyor! Evet lan ciddiyim, bir şeyi de bir kerede anla."

"Sen mi evlenmek istiyorsun."

"Neee? Yok laaan, o da nereden çıktı. Benim şeyim var, şeyim, eee..."

"Hayatını ben kurtardım, her kim olursa olsun kendisine en ufak bir zarar vermeyeceğine ant içtim. Yeminim ömür boyu geçerli, o yüzden kardeşinle evlenmek de bana düşer."

Ne diyeceğini şaşırdığı sırada araya giren Asaf'a minnetle dönen genç adam, "Evet, haklı... Tabii... O kurtardı, doğal olarak evlenmek de ona düşer." diye bahanesinin arkasına sığınıp kıvırttı. Birbirinden hoşlanmadıkları ölümcül bakışlarla birbirlerini süzmelerinden anlaşılan heriflerin, ne bok yemeye beklediklerini anlamaya çalışarak içinden sabır duası okudu. Tamamen güdüsel bir davranış olduğunu, beyin dalgalarıyla konuşmuyorlarsa sonucu birazdan alacağını düşündüğü sırada, Çınar'ın yarım ağız sırıttığını görünce iyice şaşırdı.




&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&




Merhaba :))) Öncelikle ne olur çok kötü yerde bitmiş demeyin... Boyun fıtığı olmuş olabilirim, devam edemedim. 4000+3000 kusur kelime ile iki hikayenin toplamıyla bu hafta kendi adıma bir rekora imza atmış bulunuyorum :))))

Denize Karşı hikayesinde birazdan bir duyuru yapacağım sizleri ilgilendiriyor lütfen okumadan geçmeyin...

Bölümü beğendiğinizi umuyorum... Yeni bölümde görüşmek üzere sevgiyle sağlıcakla kalın, kendinize iyi bakın :)))

Multideki tanımayanlar için Çınar abimiz :)) 




Continue Reading

You'll Also Like

310K 17.3K 61
Hadi ama nerden bilebilirdim ki okulun ilk gününden müdürün oğluna tekme atıcağımı!
58.5K 6K 22
Evren ahraz bir şefti. Barlas ise kalbi insanlara karşı buz tutmuş veterinerdi. →İç ısıtan, soft ve kısa hikâye. → Bu iki erkeğin aşkını anlatan bir...
72.3K 1.7K 29
Arap bir erkeğin Türk bir kadına aşık olup onu mahi etmesinin hikayesi. ***Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilmiştir. ***
5.1M 281K 29
Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar topar kaçan Kayra, birlikte old...