Gül'e Ait (TAMAMLANDI)

By mineselen

5.9M 320K 22.1K

Duygularını rafa kaldırmayı hayat biçimi olarak seçen genç adam, sevmenin ne demek olduğunu bilse de sorumlul... More

Gül'e Ait Tanıtım
Gül'e Ait 1. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 1. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 2. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 2. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 3. Bölüm 1.kısım
Gül'e Ait 3. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 4. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 4. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 4. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 6. Bölüm
Gül'e Ait 7. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 7. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 7. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 8. bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 6. kısım
Duyuru
Gül'e Ait 9. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 9. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 9. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 2. kısım
DUYURU
Gül'e Ait 10. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 13. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 13. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 2. kısım
Duyuru
Gül'e Ait 16. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 17. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 17. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 17. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 3.kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 19. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 20. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 20. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 20. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait Final 1- 1. Bölüm 1. kısım
Final 1- 1. Bölüm 2. kısım
Final 2- 1. Bölüm 1. kısım
Final 2- 1. Bölüm 2. kısım
"Gül'e Ait" Bitti
İyi Olan Kazansın! (Tanıtım)
İyi Olan Kazansın! 1. Bölüm
İyi Olan Kazansın! 2. Bölüm 1. kısım
İyi Olan Kazansın! 2. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın 3. Bölüm 1. kısım
DUYURU
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 3. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 4. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 5. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 6. kısım
İyi Olan Kazansın! 4. Bölüm 1. kısım
İyi Olan Kazansın! 4. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 1. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 3. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 4. kısım

Gül'e Ait 12. Bölüm 3. kısım

61.9K 3.2K 245
By mineselen



"Evet beyler, gelelim konumuza... Durum malumunuz, tekrar baştan sarmaya gerek yok. Tanışmamış olsak da Gülizar Hanımın başına gelenler ortada. Maalesef, gücü yettiği için kadına istediği gibi davranabileceğini zanneden erkekler yüzünden, şiddet ülkemizin acı bir gerçeği... O cephede işler biraz karışınca, size bilgi verme zorunluluğu doğdu."

"Tehlikede mi?"

Asaf'ın araya girmesiyle bakışlarını yüzüne sabitleyen genç adam, "Şu an için değil." derken konu iş meselesi olduğu zaman ciddi bir havaya bürünen tutumuyla, çok önem verdiği belli olan kızın akıbetini anlatmaya devam etti. "Değişkenleri kontrol altında tutabilirsek, bahçede kaldığı sürece sittin sene de olacağını zannetmiyorum."

"Bu bir çeşit hapis hayatı!"

"Orası öyle... Ölü misali kaçak ve ailesinden uzakta, dünyadan stabil bir şekilde yaşaması lazım. Nüfus sayımına bile katılamaz, ya da oy kullanamaz. Hoş başına gelenlere bakılırsa mahkumiyet fikri kişiye göre de değişebilir. Eminim burası onun için cennetten farksızdır. Bırak böyle bir yerde hayatını devam ettirmeyi, cezaevine girmeyi kurtuluş olarak gören kadınlar biliyorum. Asaf, herifler beklediğimden inatçı çıktılar, pes etmiyorlar abicim ve ölüsünü görene kadar edeceğe de benzemiyorlar."

Gayri ihtiyari yumruk haline gelen elleriyle öne doğru eğilerek, "Siktir, önce benim ölümü çiğnemeleri lazım!.." diye hırsla konuşurken bakışlarını patronuna çevirip derin bir nefes aldı. Düşüncesi bile ürpermesine, oto kontrolünü yitirmesine sebep olan durum karşısında, anlayışlarına sığınarak sakinleşmeye çalıştı. "Abi, kusura bakmayın."

"Rahat ol Asaf, içimden geçirdiğimi sesli dile getirdin. Devam et Tahir, seni dinliyoruz."

"Tamam... Kız evden kaçtığından beri akla gelebilecek her yerde aradıklarını söylemiştim. Ayrılmadan önce çalıştığı iş yerini ve sahibinin evi dahil kontrol altında tutuyorlar. Düzenli olarak, hastane, otogar, tren garı, morg ve eee... Artık kardeşlerini ne olarak düşünüyorlarsa, kendileri gibi azılı bir kaç arkadaşıyla genelevlere varıncaya kadar İstanbul'un altını üstüne getirdiler. Ellerindeki resimle, sormadıkları, girip çıkmadıkları mekan kalmadı."

Devam edeceği sırada dikkatle kendisini izleyen beş çift göze bakışlarını gezdirerek, başta Asaf olmak üzere asılan suratlara aynı şekilde karşılık verdi. Çınar'ın peşine taktığı güvenlik elemanlarıyla ortak yürüttükleri takip sürecinde, kontrol altında tuttukları heriflerin son marifetini yüzünü buruşturarak gündeme getirmeye hazırlandı. Moralinin çok bozulduğu belli olan adamın, asıl bundan sonra duyacaklarından hoşlanmayacağına emin olduğu konuya değinmek için ilk adımı attı.

"Elebaşları en büyük abisi Mahmut, o ve bir küçüğü Muzaffer'in telefonlarını dinlettiğimizi biliyorsunuz. İlk bir kaç hafta kaçtığı duyulmasın diye çevreye işten ayrıldığını ve memlekete gönderdiklerini yaydılar. Muhtemelen o aralıkta bulacaklarını düşünmüş olmalılar. Kendi çabalarıyla altından kalkamayacaklarına kanaat getirince, ekiplerine güvendikleri arkadaşlarını aldılar. Mahmut denilen herif anlattığınız kadar var, öküz diyeceğim ama adama paye vermiş olurum diye dilim varmıyor. Hırslı puştun teki... Kardeşinin bir yerlerde ölüp kalması umurunda değil, hatta şu aşamada öyle olduğunu öğrense sevinecek. Anlaşılan en büyük derdi namusu kirlendi sıfatıyla olmayan karizmasının çizilmesi, ondan da öte kardeşini para karşılığı sattığı için zor duruma düşmesi."

Gülizar'ın, eniştemin amca oğlu dediği şerefsizden bahsettiğini anlayan genç adam, "Allah kahretsin!.. Adam mı geldi yoksa?" diye yerinde dikelirken istem dışı nefretle parlayan gözlerini dostuna dikti.

"Sakin ol Asaf, henüz gelmedi, telefonda ettikleri son kavgadan sonra geleceğini de zannetmiyorum. Verilen sözler ve oyalama taktikleri bir yere kadar yaradı, geçtiğimiz hafta işin rengi değişti. Bizim koca oğlan iyice köşeye sıkıştı. Bu sipsi, kızı pazarlarken paranın bir kısmını peşinen almış, önümüzdeki ay da nikah arkası geri kalanı için anlaşmış. Eee... Güven, herifin adı neydi?"

"Hüseyin Hacı Yılmaz... 38 yaşında, üç çocuk babası..."

"Haa!.."

"Eşi, Ayşe Yılmaz'ı iki yıl önce böbrek rahatsızlığından kaybetmiş. Evin en büyük erkek çocuğu olma sıfatıyla, aile büyükleriyle beraber aynı mekanda ikamet ediyorlar. Atadan kalma geniş toprak sahibi, baba mesleğini devam ettiriyor."

"Anaa, kulaklarıma inanamıyorum! Güven, iyi misin abicim?"

"İyiyim Tahir... Bu arada, geçimini çiftçilik ve hayvancılık yaparak kazanıyor."

"AIla alla, açıldın sen!.. Vay be koçum, sözlerin ruhuma şiir gibi geldi. Bak şimdi çok duygulandım. İyi gidiyordun, devam et abicim sesini özlemişim. Terminatör'üm benim, bizi bu nimetten mahrum etme!"

"Tahir, sulandırma."

"Hay Allah, hevesimi kursağımda bıraktın Güven'im, biraz daha konuşsaydın da..."

"Tahiiiir."

Sessiz adamının bakışlarından mesajı alınca, "Şansımı deneyeyim dedim. Tamam lan, anladık, uzatmıyorum." diyerek gözlerini tavana kaldırıp indirdikten sonra belki de hayatındaki saygıyla karışık çekindiği tek dostunu zorlamamak adına kısa kesmeye karar verdi. Asaf'tan yüz bulamayınca bakışlarını Çınar'a çevirip, sırıtarak söze girdi. "Arkadaş, benim de iyidir ama bu herifteki hafızayı bir rahmetli babaannemde gördüm bir de bunda... Sorsam, TC kimlik numarasına kadar sayar. Neyse, nerede kalmıştık. Bu Hüseyin hıyarı, gelinini alma günü yaklaşınca arayıp durmaya başladı."

"Siktirsin, bok alır!"

Homurdanma sesine bakışlarını çevirirken, kasmaktan yüz hatları keskinleşen, ifadesinde intikam duyguları okunan Asaf'ın küfrettiğini tahmin ederek, "Efendim!" diye sordu. İleride olaylar gün yüzüne çıktığı vakit, dostunu gözetim altında tutması gerektiğini içinden geçirdiği sırada konuşmaya başlayınca dikkatini karşısındaki adama yöneltti.

"Yok bir şey abi, sen devam et! Aralarındaki pazarlık hala devam ediyor mu?"

"İşte ben de tam oraya geliyorum. Bizim hıyar sıkışınca arama tarama işini derinleştirmeye, türlü bahanelerle karşı tarafı oyalamaya çalıştı. Bu arada çuvalladı. Extra arkadaşlarını devreye sokması ve Gülizar'ın işverenini sıkıştırması üzerine kızın kaçtığı dedikoduları yayılınca, ikinci bir namus meselesi herife ağır geldi. Sağa sola saldırmaya, telefonda sayıp sövmeye başladı. Muhtemelen enişte efendi ne döndüğünü öğrenmek için memleketten kalkıp geldi. Evlerindeki hareketten anlaşılacağı üzere şöööyleee güzel bir çalkalandılar, eteklerindeki taşları ortaya döktüler. Kavgaları sokağa taştı. Takıldıkları mekanlardaki adamlarımızın anlattığına bakarak ve telefon görüşmelerinden işittiğimize göre karşılıklı söylemler sertleşti. Bununla da kalmadı, Muzaffer denilen bir küçüğünü aşirete bilgi vermek üzere memlekete göndermek zorunda kaldı."

"Ne bilgisi abi?"

"Tahmin ettiğim konu mu Tahir?"

Aynı anda konuşan Çınar'la Asaf arasında bakışlarını gezdiren genç adam, "Özellikle telefon görüşmelerinden anladığımıza göre Kübra vakasından sonra aşirete karşı ikinci bir namus meselesini duyurmamaya karar verdiler." diyerek bir süre bekledikten sonra asıl meseleye geçiş yaptı. "Hıyartonun manyak bir tarafı var, mahalle halkı heriften çekiniyor. Bir kaç kavga dövüş, asarım keserimle millet sindi, fitneci sesler susturuldu. Yakın çevre gerçeği biliyor olsa da bundan böyle korkudan sesini çıkaramaz. Muhtemelen fısıltı gazetesi icraatlarına devam ediyordur, ama aldıkları darbeli uyarıdan sonra dışarıya yayın yapmazlar. Şahsi kanaatime gelirsek; Herif öküzün teki, ayrıca öfke kontrolü yok, tehlikeli... Bir diğer unsur..."

"Ben ona öfke kontrolünün nasıl olacağını çok güzel öğretirim."

"Asaaaff... Ben öğretemez miyim zannediyorsun, konu o değil koçum, sonrası. Bizler kanun adamları sizler de iyi adamlarsınız. Kanunsuz işler bize yakışmaz, uyanık olmak ve açığını bulmak zorundayız. Sen hapse, o eşek cennetine gittikten sonra kıymeti yok. Gülizar'ı da vebal altında bırakmış olursun. Bu meselelerde ayar çekmek işe yaramaz, akıllı olacaksın, namünasip bir yerinden herifi yakalayıp gerekirse anırtacaksın. Hırsına yenik düşme, akıllı ol bizi de uğraştırma."

"Sen merak etme abi, isteseydim o Mahmut olacak itin şimdiye kadar on defa hakkından gelirdim. Müdahale etmiyorsam, eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmemek için... Yok öyle yağma, elini kolunu sallaya sallaya hayatına devam etmesine izin verecek değilim. Fazla değil, aldığı kadar geri iade edeceğim. Hem de faiziyle."

"İyi... Ben de orada olacağım. Uyarmadı deme Asaf, kafana göre hareket edersen canına okurum. Öncelik, şu boklu değneğin tutulacak bir tarafını bulmak, sonrası kolay koçum."

"Emrin olur abim. Diğer unsur diyordun!"

"Köşeye sıkıştığından bahsetmiştim. Bu idiot, namı diğer eğitilebilir zeka özürlü, anadan doğma alık olduğu için çıkar yol bulamayınca, damat adayına türlü bahaneler sıralayıp kardeşini kendisiyle evlendirmekten vazgeçtiğini söyledi. Doğal olarak adam çok bozuldu. Artık kızı ne kadar istiyorsa bir süre alttan almaya, aşiret ve enişte efendi aracılığıyla baskı yapmayı denedi. İkna edemeyeceğini anlayınca ipler gerildi, paradan dem vurdu, telefonda birbirlerine küfür etmeye başladılar. Ne dolandırıcılığı kaldı, ne şerefsizliği ne de, eee... Bu arada inanılmaz bir bel altı kelime dağarcığına sahipler, ben bile yaratıcı fikirlerini hayretle dinledim! Neyse... Sanki önceden bunları bilmiyormuş da kardeşine çok düşkünmüş gibi utanmadan, 'Karının öleceğini bile bile doktora götürmeyi ret ettin.' suçlamalarında bulundu. 'Senin gibi katilin tekine verecek kardeşim yok benim.' diye çıkıştı. Bakmayın terbiyeli konuştuğuma özet geçiyorum, aradaki cümlelere sansür koydum."

"Soysuz!.. Bunları bildiği halde umursamadan öz kardeşiyle evlendirecekti."

"Öyle görünüyor koçum. Sıfatsız primatlara, adam payesi verilirse aa işte sonu böyle olur."

"Tahir abi, sonuç olarak Gülizar'ın kaçtığını anlatmadı mı?"

Bakışlarını sorunun geldiği yere, Cesur'a çeviren genç adam, başladığından beri sessizce dinleyen dostuna hitaben, "Hayır." diye cevap verdi.

"Nasıl ikna etti abi?"

"Herifleri senin benim gibi düşünme koçum, üç cümlelerinden biri yalan... Yok efendim, aralarında on altı yaş varmış. Adı gibi güzel kardeşini üç çocuklu adama vermeye kıyamamış. Sonra eski karısının başına gelenler malummuş."

"Vay şerefsiz! Bir de kardeş olacak, ne biçim insanlar ya... Tahir abi, bunları duydukça Gülizar'ı hiç görmediğim halde ben bile bileniyorum, bilgin olsun."

"Sıraya gir koçum, Asaf'ın önceliği kimseye vereceğini zannetmem."

Konuşmayı bitirmesiyle, 'Vermem.' diye homurdanan adama bakınca, nihayet korktuğunun başına geldiğini, ortada birleşmesinden çekindiği kaşların tek bir çizgi halinde göründüğünü fark ederek kendisi de iştirak etti. Bir süre ifadesini süzmesinin ardından konuyu bir an evvel noktalayıp çözüm sürecine geçmek için söze girdi.

"Aile, kardeş sevgisi falan hikaye, asıl sorun adının çıkması ve aldığı para. Akılları tek bir şeye çalıştığı için sözde namus bekçileri, dini bütünler ama hepsi lafta. Sanki gökten zembille inmiş gibi analarının iki bacağının arasından çıktıklarını ret ediyorlar. Bu şerefsizlerin gözünde kadının böcek kadar değeri yok. Ona keza, kendilerine her şey mubah, 'Öldüreceğim lan o orospuyu.' diye sarhoş naraları atarken, Hüseyin hanzosundan aldığı paraların bir kısmını karı kızla gece hayatında harcayacak kadar şahsiyetsiz. Bu tipleri analiz etmeye gerek yok, biraz dikkatliysen yolda tanırsın. Gördüğü her dişiye salyasını akıta akıta yavşayan adamlar oldukları halde, kendisini bir bok zannedip artist gibi yürüyendir. Özün sözün bir olacak kardeşim, ne bok olduklarını bildikleri için kendi gibi şahsiyetsizlerden sahibi gördükleri kadınlarını da deli gibi korurlar. Anlayacağın Cesur'um, yurdum insanının arasına çöreklenmiş, az gelişmiş versiyonları... Böyle söyleyince küçümsüyormuşum gibi gelebilir, evet, küçümsüyorum. İşine geldiği için itliği marifet sayan, bununla öğünen insan müsveddelerine prim verecek halim yok. Sadede gelirsek, aldığı parayı büyük oranda harcadığı, geri kalanını da bağladığı için çok kızgın."

Öldüreceğini belirttiği orospu ile evde heyecanla arkadaşlarını bekleyen masum Gül'ünü aynı kare içinde düşünemeyen genç adam, sıktığı yumrukları, gerilen vücudu ile oturduğu yerde zor dururken, "Gebersin... Parayı nereye harcadı abi?" diye sıktığı dişlerinin arasından sordu. Sakin kalması gerektiğini kendisine hatırlatarak, fırtınalar kopan benliğini baskı altında tutmaya odaklandı.

"Arkadaş namusuna çok meraklı ya tamamen koftiden... İkiyüzlü deyyus, evdeki kadınlara göz açtırmazken kendisi gününü gün ediyor. Kişi kendinden bilirmiş dedim ya bu da göstergesi, her halde ondan kızı bu kadar sıkıyor. Kocası yurt dışında sezonluk işçi olan bir kadınla ilişkisinin yanı sıra, takıldığı meyhanede Türk sinemasında kötü kadın mesleği diye lanse edilen konsomatris bir kadına kendi çapında yüklüce para harcıyor. Eline geçen miktarın bir kısmını zaten burada dağıttı, kalanı da sebze halinde çalıştığını biliyorsunuz, yan tarafındaki dükkanı kiralayıp işi büyüttü. Yetmedi, gelecek olan paraya güvenmiş olmalı, taşıma işinde kullanmak amacıyla ikinci el küçük bir kamyonet satın almak için centilmenlik anlaşması yaparak, gerisi gelene kadar uygun bir meblağ ödeyip devraldı."

"Böylece ortada para kalmadı, kız yok, gerisi gelmeyecek."

"Aynen öyle Asaf... Her yönden köseye sıkıştı. Karşı taraf ya kızı ya da parasını geri istiyor. Enişte ve aşiret ödemesi için baskı yapıyor. Genişlettiği dükkanı kaybetme riskinin yanında araç sahibi de verdiği sözü tutması için sıkıştırıyor."

"Allah kahretsin, sanki hayvan alışverişi yapıyor! Meblağ ne kadar abi?"

"Otuz bin almış, bir o kadar da nikahtan sonra diye anlaşmışlar. Erkek kardeşini memlekete gönderme sebebi biraz zaman kazanmak."

"Ne için?"

"Tabii ki geri ödeme yapamayacağı için! Açık değil mi abicim."

Aklından geçirdiğiyle dile getirdiğinin uyuşmadığını anlayarak, "Onu sormadım." derken elini saçlarının arasına sokan genç adam, tekrar başlayacağı sırada patronunun araya girmesiyle sözlerini yutarak bakışlarını çevirdi.

"Amacını soruyor Tahir. Gülizar'ı bulup tekrar o Hüseyin denilen herife vermeyi mi düşünüyor?"

"Bana göre oluru yok gibi Çınar, orası artık zor. Aralarında çok sert diyaloglar geçti. Bu saatten sonra tükürdüğünü yalayacağını, arayı düzeltebileceğini zannetmiyorum."

"Eee ne olacak o zaman? Tahir, bu heriflerin planları arasında öldürme var mı?"

"Ulu orta konuşulacak konular değil. Kazmalar ama o kadar da aptal değiller Çınar, aralarında ne karar aldıklarından emin olamayız. Buna keza girdikleri açmaz saldırganlaşmalarına sebep oldu. Telefonda fütursuzca sözler sarf edebiliyorlar."

"Ne gibi?"

"Kahpenin yerini bir bulsam Niyazi'yi devreye sokmadan kendi ellerimle öldürebilirim..." demesiyle ayağa kalkmak için davranan adama dönerek, otoriter bir sesle devreye girdi. "Asaf, otur abicim yerine, kimsenin kimseyi öldüreceği yok."

"Gülizar'ın yanına bile yaklaştırmam! O harekete geçmeden şerefsizi gözünü kırpmadan öldürürüm."

"De get... Adamı sinir etme, akıllı ol. Bırak rahat rahat konuşayım, her sözüme celallenirsen işimiz var. Tavrını şahsıma hakaret sayıyorum. Biz neciyiz lan burada, aramızda göz göre göre böyle bir şeye izin verecek adam mı var. Söz ağzında, Muzaffer'le bir kaç sefer telefonda tartışmalarından o olasılığı eledikleri kanaatine vardık."

"Nasıl?"

"İki numara biraz daha vicdan sahibi ve mülayim... Anladığım Kübra'nın başına gelenlerden memnun kalmamış. Büyük olan şerefsiz muhtemelen silah almaya kalkışmış, Muzaffer'in sözlerinden engel olduğu anlaşılıyor. Biri öldü, diğer kardeşimin hayatı karardı, bir daha aynı şeyin yaşanmasına izin vermem diye abisiyle tartıştı."

"Emin misin abi, bu işin acabası yok."

"Kesinlikle... Hem Gülizar'ı buldukları zaman, el değmemiş temiz çıktığı takdirde..."

"Allah cezanızı versin, pezevengin soyu! Ulan hiç mi kardeşinizi tanımıyorsunuz."

"Aynen katılıyorum Asaf. Aynı durumda kalsalar sahipsiz bir genç kıza yapacaklarıyla kıyaslıyor olmalılar... Ne diyordum, haa, temizse başka birisiyle başlık parası karşılığı evlendirebileceklerini ortaya attı. İkna gerekçesi çok ilkel olsa da cinayete karşı... Fikir Mahmut Efendinin kafasına yatınca, o ihtimali şimdilik rafa kaldırmayı kabul etti. O yüzden sakinleş, bilir bilmez olmadık işlere kalkışma."

Yaşadığı çalkantılı duyguları, uygun kelimelerle küfürsüz toparlamakta zorluk çeken genç adam, içinden ileri geri sektirirken, "Kafam almıyor arkadaş, çalışıp krediyle borçlarını kapatmayı düşünmüyorlar da el kadar kızı eş sıfatıyla satıp düze çıkmayı planlıyorlar." diye homurdanarak başını isyanla salladı. Kendisini kasmaktan yorulan bedenini, başına giren ağrıyı görmezden gelmeye çalışarak, Tahir'in elini attırmasının ardından söze girmesini izledi.

"Tabii namusunu kaybetmemişse... Siktir et, bunlar orospu bile değil. Hep düşünmüşümdür, hatta dua ettiğim doğrudur. Ey güzel rabbim, şunları bir geri dönüşüme versek, faydalı bir şeye dönüşseler, bir işe yarasalar. Ha, ne dersin Çınar, iyi olmaz mıydı?"

"İlahi Tahir, harika olurmuş!.. Anlattıklarından çıkardığım kadarıyla şu an için öldürme ihtimalinden şartlı olarak vazgeçtiler."

"En azından şimdilik öyle görünüyor."

"Bu bilgiler ışığında, öğrendiklerinizi delil olarak gösteremez miyiz Tahir, adam öldürmeye teşebbüs suçlamasıyla yasal süreç başlatmamız söz konusu olabilir mi?"

"Hayır, oradan bir nane çıkmaz. Velev ki girişimde bulunsak elimizde sunabileceğimiz hiç bir delil yok."

"Telefon kayıtları!"

"Hiç biri yasal değil Çınar... En başta dayak yediğine dair doktor raporuyla suç duyurusunda bulunulmuş olsaydı, bir ihtimal ufak bir ceza alabilirdi. Kızın yerini açık etmemek adına istemediniz, hoş, aile içi şiddet, kızgınlıkla konuşulmuş sözler vurgusuyla ufak bir cezai uygulamadan başka da bir işe yaramazdı. Güven bana, başınıza musallat olurlardı, böylesi daha isabetli bir karar. Muhtemelen o durumda bile telefonlarının dinlenmesi için savcıdan izin alamazdık."

"Siktir lan, kısırdöngü gibi!.. Yani tehlike bir nevi devam ediyor."

"Kardeşinin Asaf'ın evinde yaşadığını öğrenirlerse evet, bu ihtimal de olası görünmediğine göre şimdilik güvende."

"Tamam, biz Gülizar'ı korumaya devam edelim. Bir kaç yıl geçtiği ve zaman aşımına uğradığı takdirde, vazgeçeceklerini düşünüyor musun?"

"Sorun da o, hiç zannetmiyorum Çınar."

Bakışlarını masanın etrafındaki adamların üzerinde gezdirdikten sonra Güven'e çeviren genç adam, benzer ifadeye sahip dostuna karşı yüzünü buruştururken, hoşnutsuzlukla karşısında oturan Çınar ve Asaf'a geri döndü. Konuya yumuşak bir girişi nasıl yapacağını düşündüğü sırada, pratik zekasını devreye sokup hayvanlar aleminden bahis açma kararıyla konuşmaya başladı.

"Canlılar alemine bakacak olursak, hayvanlar gibi insanların da türlere ayrıldığını ve bir grubun vahşilikte hepsinin önüne geçtiğini görüyoruz. Sırtlan diye nitelendirdiğim bu tür, doğal yaşam ortamlarında hayatta kalabilmek için sürü halinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Diğer canlıları korku imparatorluğu denilebilecek baskı ortamında sindirip, aralarındaki kast sistemiyle her şeyi yapabilecekleri vahşi bir düzen kuruyorlar. Ne alaka derseniz, Gülizar'ın yaşadığı muhiti ve bölgeyi aralarında paylaşan sırtlan sürülerini tanımıyorsunuz derim."

"Çetelerden mi bahsediyorsun abi? Bu şerefsizler onlardan yardım mı istediler, sokak itlerinden korkacak değilim."

"Sakın diyeyim Asaf, çeteleri hafife almakla çok büyük bir hata yaparsın. Bu tür, hayvani içgüdülerle yaşar ve güce biat ederler. Sürü başı, onlar bilimsel gerçeklerin farkında olmasalar da alfa erkektir, ne derse o yapılır. Mafya gibi düşünme, birbirlerini korur ve savunurlar, dışarıya kafalarını kessen sır vermezler. Elemanları para için iş yapmaktan ziyade, grubun selameti ve devamı için verilen herhangi bir emri, sonu ölümle dahi bitecek olsa sorgusuz sualsiz yerine getirirler. Sürü zihniyetiyle hareket ederler, organize, birbirine bağlı ve her yerde bilgiye ulaşacak adamları vardır. Ulaşamadıkları takdirde kaba kuvvete başvurur, hatta öldürmekten çekinmezler. Kolay kolay pes etmezler Asaf, bu tipleri ne para ne de korkutarak sindiremezsin. Hedefe giden yolda her şey mubahtır."

"Yaaa! Demek öyle... O zaman bu durum hepinizi tehlikeye sokar! " diyerek bakışlarını ailesi olarak gördüğü, Suat, Cesur ve Faruk'un üzerinde gezdirdikten sonra en son Çınar'a dönüp vicdani sorumluluğunu dile getirdi. "Böyle bir şeye müsaade edemem abi, gerekirse Gülizar'ı da alır, hemen buradan uzaklaştırırım."

"Hadi oradan!" Kendisine hitaben konuşan elemanının, yüzünde ilk defa panik ifadesi gören genç adam, tereddüt etmeden, "O iş o kadar kolay değil Asaf, hiç bir yere gitmene izin vermiyorum. Nelerle mücadele ettiğimizi en iyi bilenlerden birisi sensin, bu konuma elimizi kolumuzu sallayarak gelmedik. Alfa erkekliklerine sıçtırtmasınlar, mevzu bahis olan oysa aramızda yeteri kadar mevcut. Bak, en babasından iki tanesi karşında oturuyor. Hem de hasından, zekası ve kurnazlığı da cabası. Ne Gülizar'ı sürüye yem ederiz ne de en ufak bir zorlukta korkup sineriz. Tahir'in planı olmasa bu kadar rahat anlatmaz, direk kızı kaçırmamız için uyarıda bulunur geçerdi. Yanılıyor muyum Tahir?" diye kıstığı gözleriyle dostuna baktı.



&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&




Merhaba, umarım bölümü beğenmişsinizdir. Lütfen kısa olduğunu veya uygunsuz yerde bıraktığımı söylemeyin. Şu ara öyle şartlar altında yazıyorum ki şaka gibi... Misal; 

evdeki tadilatın arasında ve temizlik yaptığım aralıklarda...  maalesef kış boyu dört kere taşan su tesisatımız yüzünden son durumumuz bu;

üç gündür verdiğimiz savaşımız, işlem yapamadan geri kapattırmak suretiyle sonuçsuz kaldı. Sinirler gerildi yani... Samimiyetime inanmanız için paylaşıyorum :)) Gelecek günler yeni taşkınlara gebe, hayırlısı bakalım. Uzun hikaye, o yüzden hiç o konuya girmeyeyim. Denize Karşı biraz gecikebilir, anlayışınıza sığınıyor ve tarih veremiyorum. Malum, temizlik işleri beni bekliyor, evim ayakta...

Amaaaaaannn, boş verin, hepsi gelir geçer sağlık olsun, kendinize iyi bakın. Su da basarsa ayaklarımızı sokar çımarız :)) Yeni bölümde görüşmek üzere sevgiyle sağlıcakla kalın :)))))))))

Multideki: Tahir :)






  

Continue Reading

You'll Also Like

179K 7.8K 37
-"Bizden olur mu dersin?" -"Çoktan olmadı mı zaten sevgilim?"
185K 9.1K 36
Aşkın barut kokan hâli... UYARI! → İncelemekte olduğunuz kitap 16 yaş ve üzeri için uygundur. Olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar içermektedir. →...
4M 150K 85
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyo...
2.1M 102K 43
Abisinin arkadaşına yaptığı sosyal medya akımından sonra hayatı değişeceğini kim bile bilirdi ki? ○●□■ Siz : Seni bir arkadaş bir dos...