HEP SENİ BEKLEDİM

By mermarid

570K 36.8K 1K

HEP SENİ BEKLEDİM Çaresiz bir kadının hayatta almak zorunda olduğu en büyük kararın ne olduğunu düşünün. Ki... More

TANITIM 1
TANITIM 2
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm- Aziz Karayel
4. Bölüm - Soykanlar
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm -Piç
9. Bölüm
10. Bölüm - Adalar!
11. Bölüm - Gazete
12. Bölüm
13. Bölüm -Basın Toplantısı
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm "Beklenilen haber!"
17. Bölüm "Bebek"
18. Bölüm "Nazlı"
19. Bölüm
21. Bölüm "Acı"
22. Bölüm
23. Bölüm "Annen gibi güçlüsün"
24. Bölüm "Nazlı & Murat
25. Bölüm "Acı"
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm "Doğum & Ölüm"
30. Bölüm "Can ve Nefes"
31. Bölüm "İkizler"
32. Bölüm "Kemoterapi"
33. Bölüm
34. Bölüm "Babam beni sevmiyor!"
FİNAL! "MUTLULUK"

20. Bölüm

11.6K 892 21
By mermarid

Keyifli okumalar...

****

Gözlerini kapatarak başını arkaya yasladığında iki elinin sıkıca kavradığı bardağı dudaklarına götürdü. Sıcak kahvenin kokusunu hissedebilecek kadar içine çekmişti. Gözlerini araladığında ise güneşin parlak ışıkları gözlerini kamaştırtı. Derin bir nefes alarak karşısında ki manzaranın keyfine varmaya çalışıyordu. Az da olsa içinde ki sıkıntıyı gidermeye çalışmış ama pek başarılı olamamıştı. Aziz yurtdışına çıkalı beş gün olmuştu. Günde en az üç kez arasa da geri döndüğünde onunla konuşması gerekiyordu. Gün geçtikçe huzursuzluğu artmaya başlamıştı. Hamileliği şimdilik sorunsuz ilerlese de Aziz’den bir şey saklamak hoşuna gitmiyordu. Düşüncelere daldığında kulaklarına yankılanan seslerle balkondan aşağıya bakmıştı. Yüzünde hafif bir gülümseme ile bahçede oturan genç kıza bakarken onun baktığı yere bakışlarını çevirdiğinde gözlerini kısmıştı. İleride Murat’ın arabayı temizlediğini görünce yeniden kuzenine baktı.

Nazlı’nın çekingen bakışları dikkatini çekince ağır adımlarla odasına girerek onun yanına inmek için kapıya yönelmişti. Alt kata indiğinde ise salondan müzik sesleri yükseliyordu. Merak ederek salona girdiğinde ise Zehra’nın müzik eşliğinde garip garip hareketler yaptığını görünce şaşkınlıkla gözlerini açmıştı. Evinden yükselen sesler genç kadına iyi geliyordu. Eskisi gibi evde ölü sessizliği yoktu. Başını iki yana sallayarak mutfağa yönelmişti. Sonnur hanım her zamanki gibi mutfakta kendisini oyalayacak bir şeyler bulmuştu. Hazan’ı görünce “Bir şey mi istedin kızım?” diye sorunca genç kadın buzdolabına ilerleyerek kapağını açmış ve içinden meyve suyunu alarak kapağını kapatmıştı.

“Nazlı bahçede ders çalışıyor sanırım, biraz ara vermek ona iyi gelecektir.” Sonnur hanım bilmiş bir şekilde gülümserken Hazan onun bir şeylerden şüphelendiğini anlamıştı. Bardağı doldurarak bahçe kapısına doğru yöneldi. Bahçeye çıktığında ise Nazlı’nın önünde ki ders kitaplarına gömüldüğünü görmüştü. Ağır adımlarla genç kıza yaklaşırken arada Murat’ın olduğu tarafa bakıyordu. Genç adamın işine odaklanmış bir şekilde etrafıyla hiç ilgilenmediğini görünce yüzü asılmıştı. Anlaşılan Murat’ın kimseyle alakası yoktu. Elinde ki bardağı masanın üzerine bıraktığında dalgın olan Nazlı korkarak sandalyeden geriye doğru çekilmiş ve dengesini kaybederek düşmüştü.  Acı bir çığlık ortamda yankılanırken Hazan şaşkın bir şekilde yere düşen genç kıza bakmıştı.

Onun neden bu kadar korktuğunu anlamamıştı. Nazlı’yı yerden kaldırmak için öne doğru atılırken kendisinden önce davranan kişiyi görünce duraksadı.

Murat sesleri duyunca bir şey olduğunu düşünerek hızla bahçeye doğru koşmuştu. Nazlı’yı yerde görünce ona yardım etmek için onun yanına çömelmişti. Hazan dikkatle onları izlerken Nazlı’nın çekinken halleri dikkatini çekmişti.

“Bir yerin incindi mi Nazlı?” genç kadın endişeli bir şekilde ona bakarken Nazlı mahcup olmuş bir ifade ile Hazan’a bakmıştı.

“Abla ben boş bulundum seni de korkutmak istememiştim.” Nazlı’yı sandalyeye oturtan genç adam patronuna bakarak “İyi görünüyor Hazan hanım,” dedi. Nazlı genç adama utançtan bakamıyordu. Hazan ise gülümseyerek Nazlı’nın hareketlerini izledi. Genç kız Murat’a bakamıyordu.

“Ben artık işime döneyim.” Murat yanlarından ayrılmak isterken genç kadın onu durdurarak “Sonra işini yaparsın geç otur şöyle de konuşalım.” Murat genç kadına dikkatle bakarken itiraz edemeyerek sandalyelerden birine oturmuştu. Hazan gülümseyerek karşısında ki iki gence bakarken Nazlı’nın iyice köşeye sıkışması dikkatinden kaçmamıştı.

“Nazlı iyi misin?” dediğinde Murat’ın bakışları da genç kıza dönmüştü.

“Görünüşte bir şeyiniz yok ama bir yeriniz ağrıyorsa hemen hastaneye gidelim.” Murat’ın teklifi karşısında Nazlı bakışlarını kaçırarak  “Ben iyiyim, hastaneye gerek yok,” dedi. Hazan Murat’a gitmesini işaret ederken bir yandan da Nazlı’nın neden bu kadar tedirgin olduğunu anlayamamıştı. Murat yanlarından uzaklaştıktan sonra gözlerini Nazlı’ya dikerek konuşmaya başlamıştı.

“Seni dinliyorum Nazlı?”

“Ne duymak istiyorsun abla?”

“Neden bu kadar korktuğunu… Neden etrafına hep korkuyla baktığını?”
“Ben…”

“Hiç itiraz etme Nazlı, Murat’a bile tedirgin bakıyorsun. Neden bu haldesin sen?” Nazlı bakışlarını kaçırırken gözünden aşağıya bir damla yaş düşmüştü.

“Ben özür dilerim, sizi rahatsız etmek istememiştim.”

“Bizi rahatsız ettiğin yok Nazlı, sadece senin iyiliğin için soruyorum. Başına kötü bir şey mi geldi?” dediğinde Nazlı ağlamasına devam etmişti.

“Nazlı bana güvenmen gerek, sana yardım edeceğimi bilmelisin.”

“Abla elimde değil, her zaman bana zarar verecekler sanıyorum.”

“Peki dershane de ne yapıyorsun? Bilmeden sana işkence mi yapıyoruz.”

“Öyle değil abla, ben yalnız kalmaya korkuyorum. Annemle yaşarken kapımıza sürekli birileri gelirdi. Annem kapıyı açmadıkça daha da kötü konuşuyorlardı.” Nazlı kesik kesik anlatırken Hazan olabilecek olanları anlamaya çalışıyordu. Konuşmasını birleştirirken halası ile Nazlı’yı birilerinin rahatsız ettiğini anlamıştı. Bu da henüz küçük olan Nazlı’yı oldukça etkilemişti anlaşılan.

“Sana burada kimse bir şey yapamaz.”

“Ben…” Hazan yerinden kalkarak genç kıza sarılmıştı.

“Korkma artık, ben hep yanında olacağım.” Hazan kendi sözlerini duyduğunda birden gerilmişti.

Şimdi yeni bir nedeni daha olmuştu hayata tutunabilmek için. İçi birden acıyınca “Ben olmasam bile Aziz enişten seni asla yalnız bırakmaz. Ve Murat, ondan sakın korkma. Ona kendimden daha çok güvenirim. Seni koruyacaktır.” Nazlı ağlamasına devam ederken evin kapısından çıkan Zehra yüzünü asarak konuşmuştu.

“Kuzen sarılması yapıyorsunuz ve beni çağırmıyorsunuz.” Dediğinde ikili gülümseyerek onu da araların almıştı. Üçü birlikte masaya geçtiklerinde elinde telefonla gelen Sonnur hanımın yüzünde ki ifadeden hoşlanmamıştı.

“Kızım sana telefon var.”

“Kimmiş abla?” kadın sessiz kalınca Hazan endişeli bir şekilde yerinden kalkarak telefonu eline almıştı. Kısa süren telefon konuşmasının ardından eve doğru ilerlerken hızlı olmaya çalışıyordu.

Çantasını aldıktan sonra arabaya doğru ilerlerken bir yandan da “Murat arabayı çalıştır gidiyoruz!” diye emir vermişti. Onun endişeli hali genç adamın dikkatinden kaçmazken emri hemen uygulamıştı.

“Nereye gidiyoruz efendim?”

“Hastaneye!” Murat endişeli bir şekilde aynadan arkaya doğru bakarken “Bir sorun mu var Hazan hanım?” diye sordu. Genç kadın sıkıntılı bir şekilde başını geriye yaslarken bir yandan da “Umarım ciddi bir sorun yoktur,” dedi. Arabayı hastanenin acil kapısında durduğunda Hazan hiç vakit kaybetmeden arabadan inmişti. Danışmaya doğru ilerlerken kulaklarına dolan acı bir çığlıkla duraksamıştı.

“Size oğluma haber verin dedim!” diye acıyla bağıran kadına hemşire “Oğlunuza ulaşamadık, gelininiz geliyor,” diye cevap vermişti. Hazan acil odasından içeriye girdiğinde ise Neslihan hanımı bir sedye de boynuna boyunluk takılmış ayağı alçıda olarak yatarken buldu.

“Neslihan hanım?” Hazan’ın sesini duyan kadın öfkeli bakışlarını genç kadına çevirirken Neslihan hanım bağırıp çağırmaya başlamıştı.

“Sana kim gelmeni söyledi, ben oğlumu istiyorum. Çık dışarıya…” Kadın bağırdıkça Hazan ona aldırış etmeyerek doktora yönelmişti.

“Doktor bey, ben Hazan Karayel, geliniyim bu hale nasıl geldi?” diye sorduğunda Murat’ta yanına gelmişti. Doktor kınayan gözlerle Neslihan hanıma bakarken “Alkollü araba kullanmış sonra da direğe çarpmış. Tedbir amaçlı bu gece burada kalması gerekiyor ama kadını ikna etmek çok zor. Allah sabır versin!”

“Asıl Allah bana sabır versin, doktor. Oğlum istemediğim halde bu kadınla evlendi.” Doktor başını iki yana sallarken yaklaşık iki saattir kendilerini uğraştıran kadına ters bir bakış atarak odadan çıkmıştı.

Hemşirelerden birine Neslihan hanımı normal odaya çıkarmalarını söylerken diğer yandan da onun için ne yapmaları gerektiğini anlatıyordu. On dakika sonra kadını normal bir odaya aldılar ve Hazan onunla birlikte odaya girmişti.

“Mutlu musun ha?”

“Şu haliniz için bile beni mi suçluyorsunuz?”

“Hepsi senin suçun, seninle evlendikten sonra Aziz benimle ilgilenmez oldu.”

“Bunun doğru olmadığını sizde biliyorsunuz Neslihan Hanım. Beni neden sevmediğinizi bilmiyorum ama bana alışsanız iyi edersiniz. İsteseniz de istemeseniz de ben sizin gelininizim.”

“Bunu sürekli hatırlatmak zorunda mısın? Oğlum nerede neden gelmedi?”

“Aziz iş seyahatinde o yüzden gelemedi. Ona haber vermedim.”

“Tabi vermezsin, niye veresin ki?”

“Neslihan hanım, oğlunuz zaten zor bir iş toplantısı geçirdi ve ertesi gün daha zor bir gün geçirecek. Lütfen onun gelmesini bekleyin.”

“Yani oğlumu benden uzak tutuyorsun öyle mi?” Hazan başını iki yana sallayarak odanın penceresine doğru ilerlemişti. Neslihan hanım onun bu tavrına daha fazla sinirlense de sessiz kalmaya karar verdi. Kısa süre sonra da ilaçların etkisi ile uykuya dalmıştı. Murat genç kadının yorgun olduğunun farkına vardığında onu eve göndermek istemiş ama Hazan bu isteği reddederek Neslihan hanımın yanına kalmıştı. Koltukta oturmuş elinde getirdiği kitabı okurken kendisini izleyen kadını fark etmemişti. Endişeli bir şekilde eli karnına giderken okuduklarıyla yüz ifadesi sürekli değişiyordu. Onun ne okuduğunu görmeye çalışan kadın sessizliğini sürdürürken genç kadının sessizde olan telefonu çalınca konuşmak için pencereye doğru ilerlemişti.

“Efendim Aziz!” Neslihan hanım oğlunun adını duyunca ağzını açıp konuşmak istemiş ama Hazan’ın sözleri ile duraksamıştı.

“Evet hastanedeyim. Hayır, ben iyiyim… Gelmene gerek yok. Aziz lütfen burada kalacağım. Murat’a seni aramamasını söylemiştim neden aradı ki? Annen iyi merak etme, doktor yarın çıkabileceğini söyledi. Hayır bakıcı ayarlamayacağım. Aziz lütfen, o senin annen bu akşam yanında ben kalacağım bakıcıya gerek yok. Hamile olduğumu elbette biliyorum. Lütfen uzatma artık ben iyiyim. Uyuyor şuanda, kapatıyorum.”

Genç kadın telefonu kapatıp kalktığı koltuğa doğru ilerlerken yatağa yönelerek Neslihan hanımın serumunu kontrol edip üzerini örtmüştü. Neslihan Hanım tüm bu olay boyunca gözlerini kapalı tutmaya özen göstermişti.

Hastanedeydi ve oğlu onu bakıcıya bırakmayı düşünüyordu. İstem dışı iç çekerken yanağından süzülen yaşı silme gereği bile duymamıştı. Hazan onun iç çekişini duysa da bir şey söylememişti. Soru sorarsa kandın yeniden çemkireceğinden emindi. Gözlerini kapatarak koltuğa sırtını iyice yaslarken biran önce sabah olmasını diledi içinden. Kısa sürede uykuya daldığında ise hala izlendiğinden habersizdi. Genç kadın huzursuz bir uykuya dalarken Neslihan Hanım düşünmekten uyuyamamıştı. Sabahın ilk ışıklarına kadar arada Hazan’ın uyanıp kendisini kontrol ettiğini bilerek uykuya dalmıştı.

Odanı kapısının sert bir şekilde açılmasıyla gözlerini aralayan genç kadın yerinde doğrulmaya çalışırken odada yankılanan sesle duraksamıştı.

“Ah Neslihan annecim ne oldu size? Duyunca hemen geldim.” Neslihan hanım uykusundan kendisini uyandıran sesin sahibine bakarken oldukça tedirgin olmuştu. Bakışları istem dışı koltukta uyuyan genç kadına kayarken Hazan’ın gözlerini ovalayarak açtığını görmüştü. Onun baktığı yöne bakan Neslişah Hazan ile göz göze gelince öfkelenmişti.

“Bu kadının bu odada ne işi var? Siz hiç merak etmeyin annecim hemen onu dışarı attırıyorum.” Hazan kendisine öfkelenen kıza aldırış etmeyerek Neslihan hanımın yatağına yaklaşıp serumu kontrol etmiş, biten serumla birlikte serumu kapatıp hemşireyi çağırmak için odadan çıkmıştı. Onun odadan çıkmasıyla Neslişah yatakta yatan kadına dönerek “O kadın neden burada?” dedi.

Neslihan Hanım kendisine öfkeyle konuşan kıza tek kaşını kaldırarak bakmıştı.

“Neden burada olmasın ki? Sonuçta oğlumun karısı…” Neslihan hanım gayet sakin bir şekilde cevap verirken Neslişah tehditkar bir şekilde yatağa yaklaştığında odanın kapısı açılıp içeriye hemşireyle birlikte Hazan girmişti. Genç kadın oldukça yorgun görünüyordu ve biran önce eve gitmek için çıkış işlemlerini halletmişti. Serumu çıkan kadın dikkatli bir şekilde Hazan’ı izlerken doktorun gelmesiyle rahat bir nefes almıştı.

Telefonunu eline alan genç kadın odada ki diğer iki kadını önemsememeye çalışarak yardımcısını aramış Neslihan hanımı eve getireceğini bildirmişti. Onun için evin alt katında bir oda ayarlamasını rica ederken bir yandan da Murat’ın arabayı kapıya getirmesini istedi.

“Çıkış işlemleriniz hazır, gidebiliriz.”

“Dur bakalım onu nereye götürüyorsun?”

“Neslişah hanım, şuanda sizinle ilgilenecek kadar vaktim yok. Dilerseniz daha sonra Neslihan hanımı telefonla arar nasıl olduğunu öğrenirsiniz. Şimdi izninizle…” Neslişah’ın kolunu tutarak onu odadan çıkaran Hazan kayınvalidesini hazırlayarak Murat’ın gelmesini beklemişti. Odada büyük bir sessizlik hakimdi. Ne Hazan ne de Neslihan Hanım konuşuyordu. Bu durum genç kadının dikkatini çekse de bir şey söylememişti. En azından kavga etmekten iyidir derken odanın kapısı tıklatılıp izin aldıktan sonra tekerlekli sandalye ile Murat odaya girmişti.

“Bana yardım et Murat, onu sandalyeye koyalım.”

“Siz geri çekilin Hazan Hanım, ağır kaldırmamanız gerekiyor.” Murat’ın sözleri ile Neslihan Hanım Hazan’ın hamile olduğunu yeniden hatırlamıştı. Hamile haliyle tüm gece bir koltukta oturarak uyumaya çalışmıştı. Yüzünden ne kadar yorgun olduğu belli oluyordu. Murat kadını sandalyeye oturarak onu sürmeye başlamıştı. Hastaneden çıkıp eve doğru yola çıktıklarında genç adam Hazan’a “Aziz bey yarın akşam gelecek…” dedi. Hazan kaşlarını çatarak “Sana ona haber verme dedim ama beni dinlemedin,” dediğinde Murat yüzünü asarak arabayı sürmeye devam etmişti.

“Üzgünüm Hazan hanım ama geçen günkü saldırıdan sonra Aziz Bey her hareketinizi bildirmemi istedi ve haklı. Sonuçta iki canlısınız.” Murat’ın sözleri ile Neslihan Hanım merakla yanında oturan kadına baksa da içinde taşıdığı soruyu soramamıştı.

‘Ne saldırısıydı bu? Bebeğe bir şey olmuş muydu?’ birçok soru aklını kurcalarken susmak ne kadar da zordu.

Eve vardıklarında evdekiler onları kapıda karşılamıştı. Nazlı kaşlarını çatarak Neslihan hanıma bakarken Zehra ve Sonnur hanım kadına acıyordu.

“Sonnur abla, Neslihan hanım için yemek hazırlar mısın ilacını tok karnına içmeli.” Orta yaşlı kadın başını sallayarak mutfağa doğru ilerlerken Murat sandalyeye yerleştirdiği kadını eve doğru sürmeye başlamıştı. Hazan kadının odaya yerleştirilmesinden sonra Zehra’ya dönerek “Ben duş alacağım bu sırada bir şeye ihtiyacı olursa ilgilenirsin!” dediğinde Zehra itiraz etmek istemiş ama Hazan’ın bakışlarını görünce yüzünü asarak “Sadece senin hatırına, yoksa parmağımı bile kıpırdatmam bu kadın için,” dedi.

“Zehra lütfen ona iyi davran.”

“Tamam abla, sen biraz dinlen berbat görünüyorsun.” Kadın odasından çıkan Hazan’ın ardından bakarken tedirgin olmuştu. Ne garipti bu evde istemediği gelininden başka kimseye güvenemeyeceğini hissetmesi. Öz oğluna bile güvenemeyecekti galiba.

Hazan odasına çıkarak temiz kıyafetlerini alıp banyoya geçmişti. Ilık bir duşun ardından pijama takımını giyerek yatağına uzanmıştı. Saçları hafif nemli olduğu için havluya sararak gözlerini kapattı. İyi bir uyku çekmesi şarttı. Yaklaşık iki saat uyuduktan sonra gece yarısı yatağından kalkarak su içmek için aşağıya inmişti. Mutfağa yöneleceği sırada Neslihan Hanım için ayarlanan odanın kapısının altından sızan ışığı fark edince odaya doğru ilerlemeye başladı. Neslihan hanımın uyuyor olabileceğini düşünerek kapıyı tıklatmadan odaya girmişti.

Yatağa baktığında Neslihan hanımın ter içinde uyuduğunu görünce yatağın yanı başında olan komodinin çekmecesinden aldığı havluyla kadının terini silmeye başladı. Kadın acı içinde inlerken Hazan üzüntü ile yüzünü asmıştı. Kendisini günahı kadar sevmeyen kadının acısı onu üzüyordu. Derin bir iç çekerek odada ki sandalyeyi yatağın yanına çekerek bir süre kadını izlemişti. Onunla kocası arasında benzerlik olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Bir süre sonra oturduğu yerden kalkarak mutfağa gidip su içmişti. Odasına gitmeye karar verdiği anda kasıklarına giren sancıyla acı bir çığlık atmıştı. Onun sesi duyan Sonnur hanım hızla genç kadının yanına ulaşırken Hazan acıyla yere çömelmiş eliyle karnını utmaya devam ediyordu.

“Bebeğim!” Hazan vücudunda hissettiği gariplikle tekrar çığlık atarken Zehra ve Nazlı da onun yanına gelmişti.

“Abla, iyi misin?” Zehra endişeli bir şekilde Sonnur hanıma yardım ederken Nazlı telefona sarılarak Murat’ı aramıştı. Odada sesleri duyan Neslihan Hanım ise yerinden kalkamadığı için endişeli bir şekilde seslenmeye başlamıştı.

“Neler oluyor orada, biri buraya baksın!” kadının sesi odadan dışarıya sızarken Murat onların yanına gelerek hızlı bir şekilde genç kadını arabaya taşımıştı. Hazan kasıklarında hissettiği ıslaklıkla paniklerken bir yandan dua ediyor diğer yandan da acısını dindirmeye çalışıyordu.

“Allah’ım lütfen bebeğime bir şey olmasın!” dudaklarından dökülen tek dua buydu. Murat arabayı son sürat sürerken bir yandan da Hazan’ın doktorunu arayarak olanları haber vermişti. Hazan acı içinde acil servise ulaştırırken acil müdahale odasına alınmıştı.

“Lütfen bebeğimi kurtarın!” genç kadın yanında ki doktorlara yalvarırken Murat telefonla Aziz’e ulaşmaya çalışıyordu. Ekrem Bey acil servise ulaştığında Hazan’ı baygın bir şekilde sedyede yatarken bulmuştu. Kolunda ki seruma yapılan ilaç sayesinde uykuya dalan genç kadının bedeni sakinleştirilmişti. Düşük tehlikesi atlatan Hazan özel odaya alınırken doktor genç kadının diğer tahlillerini yaptırmaya başlamıştı. Rahim duvarında ki kistin ne durumda olduğunu öğrenmesi gerekiyordu. Sıkıntılı bir şekilde Hazan’ın odasından ayrılırken Murat ve Nazlı endişeli bir şekilde doktordan gelebilecek iyi bir haberi beklemişti.

“Hazan hanım nasıl, bebek iyi mi?” Murat telaşla doktorun önüne geçerken Ekrem bey Murat’ın durumdan haberdar olduğunu bildiği için açık konuşmuştu.

“Onu ikna etmemiz gerekiyor. Bu bebek yüzünden tedavi olmuyor, hayatıyla oynadığını anlaması gerekiyor.”

“Biliyorum ama bu onun kararı, ikna etmeye çalıştık ama olmadı. Bu bebeği çok istiyor.”

“Eşi biliyor mu onun durumunu?” Murat gelen soruyla yüzünü asarken ardından gelen soruyla duraksamıştı.

“Neyi biliyor muyum?” Aziz haberi alır almaz ilk uçakla geri dönmüş ve hemen hastaneye ulaşmıştı. Doktor ile Murat’ın konuşmalarına tanık olan genç adam son sözlerden hiç bir şey anlamamıştı.

“Size bir soru sordum, karım hakkında ne bilmem gerekiyor?” Murat mahcup bir şekilde genç adama bakarken Aziz bakışlarını doktora çevirmişti.

“Doktor bey, karım ve bebeğim nasıl?” diye sorduğunda doktor çocukluğunu bildiği Hazan için endişelenerek konuşmuştu.

“Şuanda iyiler ama ilerisi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.”

“Siz neden bahsediyorsunuz?”

“Bakın Aziz bey, bunu size karınızın söylemesi gerekiyordu ama sanırım fırsat bulup söyleyemedi. Karınızın bu bebeği doğurmaması lazım. En azından bu bebeği…” Aziz doktorun neden bu şekilde konuştuğunu anlayamadığı için sinirlenmeye başlamıştı.

“Açık konuş doktor, burada söz konusu benim karım ve çocuğum!” Ekrem bey genç adamı odasına doğru yönlendirirken konuyu tam olarak nasıl açıklayacağını düşünmeye başlamıştı. Hemen ardından gelen adamın sıkılı yumrukları kendisini zor tuttuğunun kanıtıydı. Bu geceyi sakin atlatabilirse Hazan’ı ikna etmek için elinden geleni yapacaktı. Aziz yaşayacağı yıkımdan habersiz doktoru takip etmeye devam ediyordu. Hazan ise odasında korumak istercesine elleri karnında uyuyordu.

****

Bakalım Aziz öğrendiklerini sindirebilecek mi? Yorumlarınızı bekliyorum. Hayırlı geceler.  ☺☺

Continue Reading

You'll Also Like

35.2K 1K 40
İnsan aşık olunca ne kadar kırılır? Ne kadar kızması gerekir kendine değer bilmeyen birine aşık oldugu için. Ne yapmalıdır onu pişman etmek için? Mu...
9.6K 630 50
"Hayat, sen plan yaparken yaşadıklarındır." İnsta: @elifacar.official
15.2K 1.6K 14
Aleda 6 abisi ve 1 gereksiz ikizi olan bir kız. Kimilerine göre şanslı kimilerine göre şanssız. Kimilerine göre egoist, Kimilerine göre özgüvenli. Ki...