Changes ➳h.s

By Selinarat

102K 6.4K 4K

''Şimdi ne yapacaksın Harry?'' Bakışlarımı hastanenin beyaz mermerlerinden kaldırıp, benimkilerden farksız a... More

∞ Changes
∞ 1
∞ 2
∞ 3
∞ 4
∞ 5
∞ 6
Playlists ∞
∞ 7
∞ 8
∞ 9
∞ 10
∞ 11
∞ 12
∞ 13
∞ 14
∞ 15
∞ 16
∞ 18
∞ 19
∞ 20
∞ 21
∞ 22
∞ 23
∞ 24
∞ 25
∞ 26
∞ 27
∞ 28
∞ 29
∞ 30
∞ 31
∞ 32
Trailer ∞
∞ 33
Fazlasıyla önemli duyuru ∞
∞ 34
∞ 35
∞ 36
∞ 37
Önemli∞
Önemli Duyuru

∞ 17

1.8K 157 92
By Selinarat




İthaf listesi;

creamcakesharry

dogaozcn13

lostsoulberry

X-Monbebe

ayinaltinda

Uzun yorumlardan ya da güzel yorumlardan seçerek oluşturuyorum. Yorum yaparak, adınızı yazdırabilirsiniz. )


Bölüm şarkısı: Taylor Swift- Enchanted


Sınır; 50 oy, 60 yorum.


***


Yazmanın işe yarayacağını tahmin edemezdim. Bugün bir farklılık yapıp, kafede otururken sipariş defterinden bir sayfa kopardım. Bayan Slywia'nın önerisini gerçekleştirirken emin olmasam da kağıdın sonlarında, içimde ki tüm duygular kelimelerle hayat bulmuştu. Yazdığım şeyi okuduğumda, acılar tekrar bedenimi ele geçirmişti. Bunları saklayamazdım. Acizliğimi, acılarımı görmeye katlanamazdım. Hayat bu kadar acımasızdı işte. Kağıdı avucumun içinde buruşturup, ayağa kalktım. Hızlı adımlarla ve çatık kaşlarımla avucumda ki kağıdı çöpe attım. Düşünceler, beynimde yük yapıyordu. "Bay Styles, pardon Harry, kusura bakmayın alışamadım hala." Calum, elinde ki tepsiyi masaya bırakıp konuşmasına devam etti. "Bugün siz kafeye gelmeden önce bir tatlı denedim Harry, yapımı kolay ve lezzetli. Size de tattırmak isterim, uygun görürseniz menüye ekleriz?" Diye sordu. Bileğimde ki, toka yardımıyla saçlarımı toplayıp, "Hadi deneyelim, tarifini." Diyerek gülümsedim. Calum'ın mutluluğunu, somurtarak bozma hakkına sahip değildim. İş ortamında iyi bir enerji yaymak benim görevimdi. Ben somurtursam tüm gün, çalışanlar etkilenir, müşteriler memnun kalmazdı. Her şey yine bende bitiyordu. Mutfağa geldiğimizde, buzluktan bir borcam çıkardı Calum. Altında beyaz pudingimsi bir şey, üstünde iste jole vardı. Calum, tabak çıkartırken tatlıyı anlatmaya çoktan başlamıştı. "Altında gördüğün beyaz, sakızlı muhallebi Harry, üstünde ise limonlu jole. Bunun üzeri süslenince daha güzel gözüküyor. Ama bugün süslemedim." Diyerek, iki dilim tabağa koydu Calum. Cidden güzel gözüküyordu. Elime çatal kapıp, bir lokma aldım. Ağzıma yayılan serinlik ve limon, sakızlı muhallebi harika hissettirmişti. Gözlerimiz, Calum ile kesiştiğinde heyecanla tepkimi bekliyordu. "Uğh, söylemeliyim ki bu benim ilk yaptığım bir tatlıydı umarım sevmişsindir." Dediğinde, çatalı tabağın kenarına bırakıp, gülümsedim. "Bunu kesinlikle tarifini vermelisin. Ve menüye koymamız gereken bir tat. Hafif ve güzel." Diyerek, bir çatal daha aldım. Kesinlikle muhteşem bir şeydi.

∞∞∞

Kıyafetlerimi gelişi güzel fırlatıp, üzerime rahat şeyler geçirdim. Bugün ilaçlarımı ilk kez tam almıştım ve tuhaf hissettiriyordu. Mutluluk daha baskındı. Saçlarımı tokanın, ızdırabından kurtarım serbest bıraktığım da gülümsedim. Odamdan çıkıp, salona gittiğimde Sydney Rain, bıraktığım gibi  oyuncak ayısı kucağında, elinde ki treniyle halıda oynamaya çalışıyordu. "Babacığım!" Diyerek, neşeyle kızıma ilerledim. Koltuk altlarından kaldırıp, kucağıma aldım kızımı. Yere düşen oyuncak ayısına ve trenine üzgünce bakıp, tekrar bakışlarını bana çevirdi Sydney Rain. Küçük dudaklarını büzüp, saçlarımı çektiğinde, kıkırdadım. Bana kızdığında, saçlarıma sataşıyordu cadı. Yanaklarına sulu öpücükler bırakmaya başladığım da, kafasını boynuma gömüp, alt tarafı benden saklanmaya çalışıyordu. Kıkırdamama engel olamayıp, saçlarının kokusunu içime çektim. Yeni yıkandığı için, çilekli bebek şampuanının kokusu taptaze duruyordu. "Sen ne güzel şeysin böyle." Diyerek, omzuna öpücük kondurdum kızımın. Minik kıkırdamaları kulaklarıma dolmaya başladığında daha fazla öptüm. Aşkımızın arasına cebimde çalan telefon girmişti maalesef . Tek kolumla Sydney Rain'i sıkıca tutup, diğer boşta kalan elim ile telefonu elime aldım.

Babam arıyordu.

Hemen cevaplayıp, telefonu kulağıma götürdüm. Beni çok sık aramazdı, arada sırada bizi yoklardı. Sydney Rain' i ise şu zamana kadar on parmağı geçmeyeceği kadar görmüştü. Babam kesinlikle işkolikti. Annem ile ayrılmalarının en büyük sebebi buydu. "Efendim baba?" Diyerek, sesimin tonunda merak olduğunu belli ettim. "Baba Styles, neler yapıyor merak ettim." Dedi babam hattın ucundan. Kıkırdamadan da edememişti. "Kızım ile ilgileniyorum, sen?" Diye sordum mutlulukla. "Rapor inceliyorum oğlum, ne yapayım." Diyerek, iç çekti babam hattın ucundan. "Anneni özlüyorum Harry, ev boş geliyor." Diyerek, beni baya şaşırtmıştı. Babam asla böyle konuşmazdı, boşanma aşamasında bile ilgilenmeyip, tüm gün işleriyle ilgilenmişti. Çalışanlarından biri babam yerine ilgilenmişti ve babamdan böyle bir şey asla beklemiyordum. Telefonda sessizce duruyordum. Tüm sessizliği Sydney Rain'nin ağlaması bozmuştu. Nedensizce ağlamaya başlaması ile babama hızlı bir 'görüşürüz' temalı konuşma yapıp, koltuğa fırlattım telefonu. "Babacağım, ne oldu?" Diyerek, poposunu burnuma doğru kaldırdım. Altına yapmamıştı. O zaman sorun neydi? "Acıktın mı yoksa?" Diyerek, büyük adımlarla kucağımda Sydney Rain ile mutfağa girdim. Hala ağlaması dinmemişti. Hareketli olduğundan, mama sandalyesine zorla oturtabilmiştim. Masanın üstünde ki oyuncak kurbağasını elime alarak, dikkatini çekmeye çalıştım. Sesimi kalınlaştırarak, sanki kurbağa onunla konuşuyormuş gibi yapmaya başladığım da, ağlaması dinmişti. "Bay kurbağa olarak, ağlayan kızları sevmem. Gülümsemek seni daha güzel yapıyor." Diyerek, burnuna dokundurdum oyuncak kurbağanın kollarını. Kıkırdamaya başladığında sesimi normale döndürüp, "Yemek zamanı Sydney Rain! Duydum ki bir prenses çok açmış." Diyerek kızıma göz kırptım ama bana bakmadı bile. "İki dakikaya beni bir oyuncak kurbağa için sattın be babacağım oldu mu şimdi?" Diyerek somurttum. Hala bana bakmıyor, oyuncağı ile oynamaya devam ediyordu. Pes ederek, kızım için yararlı mamasını hazırlamaya başladığım da, bugün ağzıma takılan Ed Sheeran'dan, Sing şarkısını söylemeye başladım. Bir yandan şarkıyı söylüyor, bir yandan da dans ederken mamayı hazırlıyordum. Elimde mama tabağı ile arkama döndüğüm de Niall ve Denise ile karşılaşınca yerimde sıçramama engel olamamıştım. "Tanrı'm! Cidden hepinizden anahtarları alacağım." Dedim sinirli bir tonda. "Harry ne güzel kıvırtıyormuşsun sen öyle." Diyerek kahkaha atan Denise'ye göz devirip,  ikisininde bar sandalyelerinde oturmasını izledim. "Dostum aradık, açmadın. Küçük bir sürpriz yapalım dedik." Diye konuşan Niall'a bakıp, "Cidden o anahtarları toplayacağım." Diyerek, sandalyeye oturdum. Sydney Rain'nin mama sandalyesini de kendime doğru çekip, mamayı karıştırdım. "Ilık bir su versenize bana, Sydney Rain'e içireceğim. Sizin yüzünüzden su almayı unutmuşum. Akıl mı bıraktınız?" Diyerek, sitem ettim. Haklıydım, aniden eve giriyorlardı. Ve aniden görmekten bir gün kalbime inecekti. Niall, hemen suyu uzatarak, Denise ile kızımla bizi izlemeye başladılar. Sydney Rain, yemek yemeyi seviyordu, bu zamana kadar çok az bana zorluk çıkartmıştı. "Harry, müsadenle ben yedirebilir miyim?" Diye soran Denise'yi başımla onaylayıp, yerimi Denise'ye devrettim. Sydney Rain, karşısında Denise'yi görünce neşe çığlıkları atmaya başladığın da hepimiz kahkaha attık. Kızım, Denise halasını çok seviyordu. Denise, mama dolu kaşığı Sydney Rain'e uzatıp, "Piste inmek istiyorum efendim." Diyerek sesini değiştirdiğinde, Sydney Rain ağzını kocaman açtı. Bir su, bir mama derken Sydney Rain her şeyi bitirmişti. Ağzını ıslak mendil ile temizleyip, Niall'ın kollarına gitmesini izledim kızımın. Halinden fazlasıyla  memnun gözüküyordu. "Aç mısınız?" Diye sorduğum da ikisi de "Evet" diye yanıtlamışlardı. Annemin öğlen yaptığı ton balıklı makarnayı dolaptan çıkarıp, tabaklara paylaştırdım. Niall, "Isıtmayacak mısın?" Diye sorduğun da. "Ton balığı olmasaydı, ısıtılır ama ton balığı varsa ısıtamazsın Niall. Zehirlenmek filan mı istiyorsun dostum?" Diyerek, kahkaha attım. "Evet hayatım, Harry haklı. Ton balığı varsa ısıtılmaz." Diye doğruladı Denise beni. Çatal ve kaşığı verip, tabakları önlerine yerleştirdim. "Enfes gözüküyor." Diyen Niall'a "Bitir, daha koyarım." Dedim ve yemeye başladım.  Niall, kucağında kızım ile zorda yese sesini çıkartmıyordu. Annem harikalar yaratıyordu ve bunun zevkini çıkarmak muhteşemdi. Bu huyumu da annemden aldığımı biliyordum, ikimiz de yemek yapmayı seviyorduk. "Tanrı'm! Annen muhteşem tapmış. Tarifini almalıyım. Bu aralar aşermeye de başlarım." Dedi, Denise. Bakışlarımı tabağımdan çektiğim de şok olmuş bir şekilde Denise'ye baktım. "Hamile misin?" Dedim heyecanla ve şaşkınlıkla. Niall, gülümseyerek, "Hamileyiz!" Dediğinde yerimden kalkıp, Denise'ye ve Niall'a dikkat ederek sarıldım. Kızımı ezmek en son isteyeceğim şeydi.

Ya siz ne harika şeysiniz!
Saatler içinde sınırın geçmesini beklemiyordum bende bu mutlulukla uzun bir bölüm yazdım! 1119 kelime oldu.  Şuan saat 4 ve şimdi bitti. Umarım sevmişsinizdir. Yeni kapağımız nasıl? exedrasghoul sonsuz teşekkürler💞💞 sizi seviyorum, oylarınız ve yorumlarınız için teşekkürler!💘😍❤️

Sınır; 50 oy, 60 yorum.

Continue Reading

You'll Also Like

60.8K 5.4K 54
"Gelecek olanın ne olduğunu bilsen bile, geldiğinde nasıl hissettireceğini asla bilemezsin. "
885K 70.9K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
19.9K 1.3K 37
TAMAMLANDI Hilal sürüsünü kendi taraflarına çekmek için Klaus ve Hayley evlilik planları yapar. Günden güne bu evlilik onlar için daha gerçek olur ve...
52.6K 1.1K 191
Osmanlı Dönemi'ne ilişkin bilgiler, Şehzadeler, Padişahlar, Kadın Sultanlar, Hasekiler, Döneme Dair Hadiseler, İsyanlar, Şenlikler ...