BEŞİK KERTMESİ 2 'Mafyanın Ge...

By sadecekubraa

322K 12.4K 1.1K

Kızlarının beşik kertmesinin ailesinin aslında bir mafya olduklarını öğrenen Doğan ailesi ... Bu evliliğe eng... More

Bölüm 1 'İlk gün'
-ALINTI-
Bölüm 2 'TAKİP'
-ALINTI-
Bölüm 3 'Katil'
-ALINTI-
Bölüm 4 'Öldürdüm!'
- DUYURU -
- ALINTI -
BÖLÜM 5 'Koruma'
Bölüm 6 'Yağız.'
Bölüm 7 'Altan.'
- DUYURU -
Bölüm 8 'Turan.'
Bölüm 9 'Ayrılık'
Bölüm 10 'Yeni Kız'
Bölüm 11-ÖZEL BÖLÜM 'Yeni Yıl'
Bölüm 12 'Yeni Anlaşma'
Bölüm 13 'KABULLENİŞ'
Bölüm 14 'Aşk Acısı'
-ALINTI-
Bölüm 15 'Gökçe.'
- ALINTI -
Bölüm 16 'WOWOWOW'
- ALINTI -
Bölüm 17 'GEL BURAYA GERİZEKALI!'
Bölüm 18 'Yağız&Simay'
Bölüm 19 'Gidiş... Bitiş.'
Bölüm 20 -Part1- 'YALNIZCA SİMAY'
Bölüm 20 -Part 2- 'YAĞIZ-KAÇIŞ!'
Bölüm 21 'Bebek istiyorum...'
- ALINTI -
Bölüm 22 'Aşk vakti.'
Bölüm 23 'Mafyanın Gelini'
Bölüm 24 'EVET.'
Bölüm 25 'Hazal & YAĞIZIN SİMAYI'
Bölüm 26 'Baba...'
BÖLÜM 27 'ALTAN...!!'
Bölüm 28 'Hamileyim."
Bölüm 30 'Siyahlı Adamlar'
Bölüm 31 'Değişim'
Bölüm 32 'HİSLER'
Bölüm 33 'İstemiyorum.'
Bölüm 34 'MEKTUP'
Bölüm 35 'Kayıp'
Bölüm 36 'Kürtaj'
'FİNAL'
ÖZEL BÖLÜM 1
ÖZEL BÖLÜM 2
❤️
ÖZEL BÖLÜM 3
ÖZEL BÖLÜM 4

Bölüm 29 'Test...'

5K 251 22
By sadecekubraa


Gözlerimi birkaç saniyeliğine kapattım. Yağız... duymuştu. Annem bir süre bekledi. Yüzü eski ifadesine döndüğünde katı bir sesle "gidelim!" dedi ve arkasını yavaşça dönerek ilerlemeye başladı. Anneme gitme demek istedim bir an. Ya da beni kocamla kabul etmesi için yalvarmak... ama annem asla yapmayacaktı. Annem gözden kaybolurken şimdi aklım Yağızdaydı. Yağız'a nasıl bir açıklama yapardım bilmiyorum. Arkamı yavaşça dönüp başımı kaldırdım ve onun gözlerinin içine baktım. Durumu biraz anlamıştı. Merdivenin son basamağında durmuş gözlerini benden ayırmıyordu. Onun yanına yaklaşıp ellerinden tuttum ve odaya çıkardım. Peşimden sesini çıkarmadan geldi. Ne zaman ki odanın kapısını kapattım o zaman sakince sordu.

"Duyduğum gerçek miydi Simay?"

Ona gerçeği söylemeliydim. Yalanın içinde dolanmasını istemezdim.

"H-hamile... değilim," dedim.

"Peki neden öyle söyledin?"

"Annem başka türlü gitmezdi Yağız, benden yana tek bir ışık görsün kolumdan çekip götürürdü beni. Seni bırakamazdım. Bırakmak istemedim. Bu yüzden onu bütün umutların tükendiğini anlaması için bu yalanı söyledim."

Canının sıkıldığını anladım. Onun aklından neler geçtiğini merak ediyordum.

"A-ama... gerçekten Yağız hamile kalır kalmaz önce sana söyleyeceğim. Önce sen öğreneceksin söz veriyorum."

Can sıkıntısının başka olduğu belliydi. Yanına yaklaşıp ellerimi sert bedenine sardım. Gün geçtikçe daha da genişliyordu sanki, öyle ki ellerimi doladığımda birbirine yetişemez olmuştu. Sarılmadan tek elini kaldırıp saçlarıma götürdü.

"Bir daha yalan söylemeni istemiyorum Simay, konu her ne olursa olsun."

"Söz veriyorum bir daha olmayacak."


Bir süre yatağımızda uzanıp hiç konuşmadan tavanı izledik. Benden bebek mi bekliyordu merak ediyordum. Tez zamanda olmasını m istiyordu. Eğer düşüncesi bu yöndeyse bilmeliydim en azından ben de ona beklediğimi söylerdim. En azından bunun bilinci ile çabalayabilirdik.

"S-sen bebek mi bekliyorsun benden Yağız... yani tez zamanda mı?"

Bir süre düşündü.

"A-aslında... önceki hayatıma baktığımda bunu çok istiyordum Simay ama şimdi..."

"Şimdiki hayatında ne var ki Yağız?"

"Şimdi... bilmiyorum biraz can sıkıcı konular var. İşle alakalı... ama olur da hamile kalırsan bebeği aldırmayacağız."

"Tabii ki aldırmayacağız Yağız, ASLA!!!"

Gülümsedi. Üzerime doğru eğilip dudaklarımdan öptü. Uzaklaştığında gülümseyerek fısıldadı.

"Çalışmalara devam mı etsek?"

"Neden olmasın?" dedim gülümsemesine karşılık vererek. Bugün öğle yemeği yiyemeyecektik yine.



Gecenin karanlığında gözlerimi açtım. Rüzgar sıcak esiyordu. Yağız ardımda kollarını belime dolamış sıcak nefesini boynuma veriyordu. Uzanıp ceketimi aldım ve üzerime geçirdim. Yataktan sessizce çıkıp duşa girdim. Duştan sonra saçlarımı kuruttum ve banyodan çıkıp dolaba doğru ilerledim. Üzerime omzu açık bir dar bir bluz ve mini şort giydim. Yağız kıpırdayınca yanına yaklaştım. Beni görünce yarı açık gözlerle konuşmaya başladı.

"Kalktın mı?" titreyen sesine gülümsedim.

"Akşam olmuş bugün aç kalmayalım bari... akşam yemeği hazırlayacağım bizim için. Sende bir duş al haber veririm," diyerek dudaklarına uzandım ve öptüm.

Başını tamam anlamında sallayıp yorgunlukla tekrar kapadı gözlerini. Odadan çıkıp merdivenlere yürüdüm. Koridorda ki saate baktım. 10'a varıyordu. Mutfağa inip yemek için tencerelerin yerini aradım. Mutfağa giren Hazal'ı görünce ona "tencereler nerede?" diye sordum.

"Ah! Siz hamilesiniz zahmet etmeyin ben veririm," diyerek üst dolaplardan birini açtı ve uzandı. Eli yettiğince çekip çıkardı ve bana verdi.

"Şu mesele..." dedim işime dönerken. Hazal pür dikkat beni izliyordu.

"Hamile değilim," dedim net bir şekilde ve tencereye biraz yağ koydum. Hazal donakaldı. Ona dönüp "pirinçler nerede?" diye sordum.

"Ş-şurada..." dedi tezgahı işaret ederek.

"Ü-üzüldüm," dedi kendini cevap vermek zorunda hissettiği belliydi.

"Üzülecek bir şey yok, daha erken ama yakındır haberi," dedim gülümseyerek. Sonra verdiğim cevabı düşündüm. Bu aniden çıkmıştı ağzımdan. Kendime gülümsedim, bu bebeği çok istiyor olmalıydım.

"S-siz zahmet etmeyin ben hazırlarım yemeği," diyerek uzandı Hazal.

"Hayır önemli değil, ben hallederim."

Başını tamam anlamında sallayıp masaya geçti.

"Herkes uyudu mu?" dedim ona bakarak.

"Evet yemek hazırlamamızı söylemediğiniz için sadece kendimize göre hazırlamıştık o da bitti."

"İyi yapmışsınız, kendi ellerimle Yağız'a yemek hazırlamak istiyorum," dedim.

Sohbeti ilerletmek için "e sen neler yapıyorsun? Okuyor musun?"

"Hayır, maalesef."

"Neden peki?"

"Aslında hiç hayalim olmadı bu evde... tek bir hayalim vardı o da gerçekleşmedi zaten," son cümlesini fısıltı ile söylemişti.

"O neydi peki?"

"Ş-şey... bir şirkette çalışmak istiyordum... insan içinde."

Güldüm.

"İnsan içinde derken? Komik oldu sanki biraz," dedim onun da gülmesini bekledim fakat gülmedi.

"Ne işi yapmak istedin peki?"

"Aslında hiç fark etmez."

"İş kadını mı olmak istiyordun yani?"

"Evet," dedi kısa keserek. Gülümsedim, başka karşılık vermedim.


Yemek hazır olduğunda Yağız'ı uyandırmak için odaya çıktığımda kapı aniden açıldı.

"Yağız..." dedim elimi kalbime götürerek, "korkuttun beni."

Kalbime götürdüğüm elimi tutarak sarıldı. O elimi avuçları arasında sıktı.

"Hazır mı yemek?" dedi benden uzaklaştığında.

"Evet," dedim gülümseyerek. Merdivenleri hızlıca inmeye zorladım onu. Mutluydum, bir şeyler tekrar yoluna giriyordu. Hazal yemekleri masaya yerleştirirken masaya oturduk.

"Bakalım Hazalın ki kadar güzel olmuş mu?" dedi Yağız, ardından bana göz kırptı. Hazal sadece gülümsedi. Bende merakla bekliyordum. Yağız pilavı yedikten sonra bir süre bekledi. Yüzünü buruşturduğunda yüzüm düştü.

"Şaka şaka..." dedi eliyle çeneme uzanarak sıktı. "Harika olmuş, ellerine sağlık."

"Gerçekten mi Yağız?"

"Gerçekten hatta bak Hazalınkinden bile güzel," dedi.

"O derece yani?" dedim gülerek.

"Düşün artık," dedi. Hazal salondan çıkınca sordu.

"Nesi var Hazalın yüzü asık gibi, neşelendirmeye çalıştım ama tık yok. Bir şey mi oldu yokluğumda."

"Biraz sohbet ettik onunla ondan sanırım," dedim.

"Mesele ne peki?" dedi pilavı hızlıca yerken.

"Hayali varmış, gerçekleştirmemiş," dedim.

"Ne gibi bir hayal?"

"Hayali bir şirkette çalışmakmış. Aslında düşününce... sen ne zaman şirkete gideceksin? Belki ona bir iş ayarlayabilirsin."

Yağız bir süre düşündü.

"Simay aslında onun alması gereken bir eğitim var. Onu bu şekilde alamayız."

"Ne lazım mesela Yağız? Yabancı dil mi? Teknik i bilgi mi?"

"Aslında her şey. Mesela lisans diploması lazım, yabancı dil, staj vs. her şey gerek."

"Halledemez misin? Sadece en azından bir süre şirkette ki en kolay işlerden birini versen ona."

"En kolay iş benim asistanım olması olur. Çünkü fazla işle ilgilenmeyeceğim. Bu yüzden uğraşacağı pek bir şey olmayacak."

"Olsun, o olsun Yağız."

"Ama şuan benim bir asistanım... var mı acaba?"

"Şirkete uğrayıp en azından bilgi edinsen bu konuda?"

"Olur," dedi. Yorulmuştu. Ellerine uzanıp tuttum.

"Teşekkür ederim," dedim. Ellerimi tutup öptü.

"Sen iste yeter ki..."


Yemekten sonra masayı toplamaya başladım. Elimden tutup hızlıca beni odamıza çıkardı.

"Sabah toplarlar, yatalım biz."

"Hala yorgun musun?"

"Çok hemde," dedi kendini yatağa atarak.

"Geceliğini giymen gerek," dedim ellerinden tutup yataktan kaldırdım. Üzerinde ki tshirtü ve altındaki pantolonu çıkarıp sadece boxer ile yatağa tekrar uzandı.

"Ne zaman gecelik giydiğimi gördün?" dedi gülerek. Dolaptan geceliğimi çıkardım ve soyunup giyinmeye başladım. Yatağa doğru ilerlerken başım dönmeye başladı. Durdum. Yağız beni izlerken yatakta doğruldu. Onun gözlerine baktığımı biliyordum ama gözlerim kararmıştı. Büyük bir mide bulantısı ile banyoya koştum. Yağız ardımdan geldi. Klozete eğilerek midemde ne varsa çıkarmıştım, Yağız telaşla ardımda durmuş saçlarımı toplamıştı. Midem durduğunda kendimi geriye Yağız'ın kollarına attım. Yağız elleriyle yüzümü avuçlarının arasına aldı.

"İyi misin?"

Konuşamıyordum.

"Hastaneye gidiyoruz," dedi ve beni kucağına aldı. Yatağa uzandırıp hızlıca üzerini giyindi. Benim üzerimi de giyindirdikten sonra kucaklayıp merdivenlerden aşağıya indirdi. Kapının önünde ki güvenlikçilere seslendi.

"ARABAYI ÇIKARIN ÇABUK!!!"

Garaja koşup arabayı çıkardı biri ve yanımıza sürdü. Arka kapıyı açarak bekledi. Yağız beni uzandırdıktan sonra yanıma oturdu.

"ÇABUK SÜR!!!" dedi güvenlikçi binince. "HASTANEYE!" diye ekledi Yağız. Benim konuşmaya mecalim yoktu. Yağızın telaşlı yüzüne bakıyordum. Delice uykum vardı sanki.


Hastaneye vardığımızda Yağız beni tekrar kucakladı. Hızlıca hastane koridorlarında koşturdu ve muayene odasına girdi.

"TANKUT BEY!" dedi. Gözlerim o an kapandı.

Gözlerimi açtığımda yatakta uzanıyordum. Yağız dibimde ellerimi tutmuştu. Elime serum takılıydı.

"Karım," dedi içi gidercesine. Onu böyle görünce gözlerim elimde olmadan doldu.

"Yağız..." dedim fısıltı ile "ne oldu bana?"

"Bayıldın sevgilim," dedi alnıma öpücük kondurdu.

"Neyim varmış?"

"Kan testi verdik. Sonucunu bekliyoruz."

Başımı tamam anlamında salladım.

Doktor odaya girdiğinde Yağız ayağa kalktı.

"Sonuç ne Tankut bey?"

Tankut bey yatağa yaklaştı. Elinde ki sonucu Yağız'a uzattı. Yağız kağıdı incelemeye başladı hızlıca.

"Siz kendiniz öğrenseniz daha iyi Yağız bey," dedi ve sessizliğini korumaya devam etti.

Continue Reading

You'll Also Like

55.8K 1.9K 95
Bir rüzgar esti, bir kırlangıç uçmak için yuvasından atladı. Ağaçlardaki tüm yaprak soldu, döküldü ve ağaçlar yeniden çiçek açtı. Ve ben onu gördüm. ...
12K 1.1K 41
Gözlerini ilk açtığında nasıl hissettiğini asla hatırlayamazsın. Gözlerini sonsuzluğa kapattığında da bu duygu hissedilmez gelir sana. Fakat şimdi, ...
2.6M 84.3K 62
Her zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı g...
345K 22.3K 23
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...