HEP SENİ BEKLEDİM

By mermarid

570K 36.9K 1K

HEP SENİ BEKLEDİM Çaresiz bir kadının hayatta almak zorunda olduğu en büyük kararın ne olduğunu düşünün. Ki... More

TANITIM 1
TANITIM 2
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm- Aziz Karayel
4. Bölüm - Soykanlar
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm -Piç
9. Bölüm
10. Bölüm - Adalar!
11. Bölüm - Gazete
12. Bölüm
13. Bölüm -Basın Toplantısı
15. Bölüm
16. Bölüm "Beklenilen haber!"
17. Bölüm "Bebek"
18. Bölüm "Nazlı"
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm "Acı"
22. Bölüm
23. Bölüm "Annen gibi güçlüsün"
24. Bölüm "Nazlı & Murat
25. Bölüm "Acı"
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm "Doğum & Ölüm"
30. Bölüm "Can ve Nefes"
31. Bölüm "İkizler"
32. Bölüm "Kemoterapi"
33. Bölüm
34. Bölüm "Babam beni sevmiyor!"
FİNAL! "MUTLULUK"

14. Bölüm

12.8K 953 26
By mermarid

Keyifli okumalar

*****

Hazan üzerinden büyük bir yük kalkmış gibi hissediyordu. Artık hiçbir sırrı kalmamıştı. Ne kadar utanç verici gibi görünse de annesinin resmi nikahlı eşi babasıyla olmasına izin vermişti. Yatalak bir adamla yaşamasına izin vermeyerek onu sevdiği adamla olması için teşvik etmişti. Ölüm döşeğinde ki adamın sözleri hala kulaklarındaydı. "Hazan hanım..." Hazan karşısındaki adama bakarken derin bir iç çekti.

"Geç mi kaldım?" Hazan adamın sorusuna başını iki yana sallayarak "Teşekkür ederim, sizin yardımınıza gerek kalmadan bu işi halletmeyi başardım," dedi. Aziz Hazan'a 'bu kim' der gibi bakarken Hazan sessiz soruyu anlayarak kocasına "Seni annemin avukatı ile tanıştırayım Aziz. Bu bey avukat Hakan Bey, anneme kalan miras işlemlerini o yürütüyor. Annemin ölümü ile tüm miras bana kaldı. Ondan toplantıya gelmesini rica etmiştim."

"Memnun oldum Hakan Bey." Aziz genç adama elini uzatırken adam da kibar bir şekilde onun elini sıkmıştı. Bir süre oturup konuştuktan sonra Hazan'ın istediği zamanda yeniden yanına geleceğini bildirerek onların yanından ayrılmıştı. Hazan oldukça yorgundu ve biran önce evine gidip uyumak istiyordu.

"Eve dönelim mi ben çok yoruldum." Aziz onun stresini anlayabiliyordu. Bunca zaman bu sorunların üstesinden tek başına gelmeye çalışmış ve bunda da oldukça başarılı olmuştu. Bu zaman boyunca karısının yanında olamadığı için suçluluk duygusu hissediyordu.

"Hadi çıkalım buradan, önce bir yerde durup yemek yiyelim sonra eve geçeriz."

"Buna gerek var mı? Sonnur ablaya yolda haber ederiz o bize bir şeyler hazırlar." Aziz onun solgun yüzüne endişeli bir şekilde bakarken genç kadını arabaya doğru yönlendirmişti. Yaşadıkları ağır gelmiş olmalıydı. Sessiz bir kabullenişle arabanın direksiyonunu eve doğru çevirdi. Yaklaşık bir saatlik bir yoldan sonra eve varan ikili kapıda karşılanmıştı. Sonnur hanımın yüzündeki endişeli ifade Aziz'i dikkatini çekmişti.

"Bir sorun mu var Sonnur abla?" Kadın ikiliye bakarken yüzü asılarak "Amcanızın kızı geldi Hazan hanım," dedi. Hazan kısa bir duraksamanın ardından eve girerek salona geçmişti. Koltukta endişeli bir şekilde oturan kızı görünce onun neden geldiğini anlamaya çalışmıştı. Ellerini birbirine kenetlemiş bir şekilde yerinde ileri geri sallanıp duruyordu.

"Bir sorun mu var Zehra?" Genç kız Hazan'ın sesini duyunca hızla yerinden kalkmıştı. "Ben özür dilerim Hazan abla, habersiz geldim ama nereye gideceğimi bilmiyordum." Zehra korkmuş bir şekilde Hazan'a bakarken Hazan neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Önemli değil, biliyorsun sana her zaman kapım açıktır." Hazan'ın sözleri ile genç kız ağlamaya başlamıştı.

"Babam beni evden kovdu..." Hazan ani gelen bu sözler birden irkilmişti. Aziz genç kızın perişan halini görünce üzülmüştü. Öyle bir adamdan böyle bir kızın dünyaya gelmiş olması çok garipti. Zehra babasından ve ağabeylerinden çok farkıydı. Hazan'ın amcası acımasızlığını kızına da gösteriyordu anlaşılan.

"Hazan abla birkaç gün sende kalabilir miyim? Bir arkadaşımda kalacaktım ama ailesinin yanına gitmiş birkaç günlüğüne." Hazan kızın endişeli bir şekilde hızlı hızlı konuşmasını dinliyordu. Amcasının bu kadar ileriye gitmiş olabileceğini düşünemiyordu.

"Baban seni neden kovdu?"

"Beni ortağının oğluyla evlendirmek istiyor. Adamın ilk karısı ona dayanamayarak intihar etmiş. Babama çok yalvardım ama beni dinlemedi."

"Sende kabul etmeyince evden attı." Genç kız başını sallayarak onu onaylarken Hazan derin bir nefes almıştı. Bıkkınlık içeren bu nefes alışı Aziz'in dikkatinden kaçmamıştı. Zehra da onun ifadesi karşısında iyice ürkmüştü. Hazan'dan ses gelmeyince kapıya yönelen genç kız sessizce ağlıyordu. Hazan omuzları düşmüş bir şekilde kapıya yönelen kıza üzülmüştü. Zehra her zaman ona yakınlık göstermişti. Babası izin vermiş olsaydı onu kardeşi olarak bile görebilirdi. Kocasına bakan genç kadın "Senin için sakıncası yok değil mi?" diye sorduğunda Zehra yerinde duraksayarak ikiliye bakmıştı. Aziz gülümseyerek 'hayır' diye onaylarken Hazan kuzenine dönerek "Sen de hiçbir yere gitmiyorsun. İstediği kadar kalabilirsin. Arkadaşına gitmeyi de unut. Tanımadığım insanlara gitmene izin veremem."

"Hazan abla..." Zehra hızla genç kadına sarılırken ağlaması hızlanmıştı. "Abla çok teşekkür ederim. Söz iş bulur bulmaz kendime bir ev tutacağım."

"Sorun değil dedim ya. Burada istediğin kadar kalabilirsin. Evde kullanılmayan bir sürü oda var. Ayrıca iş konusunu da eğer kararlıysan sonra konuşalım. Şimdi çok yorgunum biraz dinleneceğim." Genç kız küçük bir çocuk gibi elinin tersiyle gözyaşlarını silerken Aziz'e dönmüştü. "Enişte çok teşekkür ederim. Burada kalmama izin verdiğin için..."

"Burası Hazan'ın evi, o kimi isterse burada kalabilir."

"Sonnur abla..." Hazan Aziz'in sözlerini duymazlıktan gelerek yardımcısını çağırmıştı. Kadın yanlarına geldiğinde ise "Zehra bizde kalacak onun için odalarda birini hazırlar mısın?" diye sormuştu. Hangi odanın hazırlanmasını da onlara bırakmıştı. Genç kız gülümseyerek kendisine gösterilen odaya doğru giderken Aziz karısına sarılarak "Bu kadar iyi niyetli olmak zorunda mısın?" diye sordu. Hazan başını genç adamın göğsüne yaslarken "Çok yorgunum," diye fısıldadı. Aziz onu kucağına alarak merdivenlere yönelirken genç kadın kocasının kollarında iyice mayışmış bir şekilde yatıyordu. Ne zaman odasına çıkarıldığını ve yatağa bırakıldığını anlamamıştı. Aziz onu yatağa bırakıp üzerini örttükten sonra yeniden aşağıya inip biraz çalışmak istemişti. Sonnur hanım ona kahvesini verirken dikkatle bakınca "Bir sorun mu var Sonnur abla?" diye sordu. Kadının gözlerinde biriken yaşları görünce şaşıran Aziz yerinden kalkarak "Ne oldu, neden üzgünsün?" dedi.

"Hazan kızımın hep yanında olacaksın değil mi?" Aziz gelen soru karşısında kısa bir an duraksamıştı.

"Bunu sormana bile gerek yok. Onu bırakmayacağım."

"Buna gerçekten çok sevindim. Yıllardır yapayalnız bu evde yaşayıp gidiyor. Seni eve getirdiğinde gerçekten şaşırmıştım."

"Biliyorum, yüzünden anlaşılıyordu." Kadın onun kinayeli sözlerine karşılık gülümsemişti.

"Hazan çok kıymetlidir benim için, umarım çok mutlu olur." Aziz de ona gülümseyerek bakmıştı. Sonnur hanım odadan çıktıktan sonra yeniden işlerine gömülen genç adam akşam yemeğine kadar biriken işlerinin çoğunu tamamlamıştı. Telefon görüşmeleri, mailler ve özel belgeler. Birçok işi aynı anda yaparken kendisine iyi bir yardımcı almayı ciddi ciddi düşünmeye başlamıştı. Çalışma odasının kapısı tıklatıldığında içeriye başını uzatan Zehra ile göz göze gelmişti.

"Aziz abi, yemek hazır."

"Hazan uyandı mı?" Genç kız gülümseyerek genç adama karşılık verirken "Onu senin uyandırmanı isteyecektik," dedi. Aziz yerinden kalkarak odasına doğru giderken boyunun tutulduğunu hissetti. Boynuna saplanan ağrıyla birlikte bir elini masaj yapmak için kaldırırken odasının kapısından içeriye sessizce süzülmüştü. Odaya girdiğinde ise yatağın boş olduğunu görünce banyonun kapısına gidip tıklattı.

"Hazan, hayatım içeride misin?" İçeriden ses gelmeyince daha şiddetti bir şekilde kapıyı tıklatmıştı. "Hazan, içeride misin?" Kapının açılmasıyla genç kadın bitkin bir şekilde dışarıya çıkmıştı. Aziz onun perişan halini görünce endişeyle elini alnına götürerek "Hazan sen iyi misin?" dedi. Genç kız hüzünlü bir şekilde gülümseyerek ona cevap vermişti.

"Olanlar yüzünden midem isyan ediyor sanırım. Hadi yemeğe inelim çok acıktım."

"Bence doktora gidelim."

"Merak etme ben iyiyim. Hem Zehra da aşağıda olmalı."

"Onun hakkında ne yapmayı planlıyorsun. Amcan burada kaldığını öğrenince çıldıracak."

"Biliyorum ve umursamıyorum. Yasal olarak elinde bir şey gelmez."

"Haklısın, hadi inelim." İkili odadan çıkarak yemek odasına giderken Sonnur Hanım da onları bekliyordu. Zehra masa başında ev sahiplerini beklerken Aziz ve Hazan salona girerek masaya doğru geçmişti.

"Sen neden ayaktasın, otursana." Zehra utangaç bir şekilde ikiliye bakarken "Hazan abla yarın iş görüşmesine gitmem gerekiyor, bana uygun kıyafetin var mıydı?" diye çekingen bir şekilde sorarken Hazan gözlerini genç kıza dikerek "Kıyafetlerini almadın mı?" dedi. Zehra mahcup bir şekilde bakışlarını kaçırırken Hazan sinirle yerinden kalkmıştı.

"Buna inanamıyorum. Bu adam her defasında kendisini aşıyor. Kendi kızına bunu nasıl yapar?" Aziz karısını sinirlenmesine karşılık onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Neredeyse akşam olmak üzereydi.

"İş görüşmesi için henüz erken. Bakalım belki benim yanımda çalışırsın."

"Olmaz, bunu senden isteyemem. Hem kendi çabalarımla bir şeyler yapmak istiyorum."

"Sana torpil geçeceğimi kim söyledi. Önce sana kıyafet almalıyız."

"Bunu kabul edemem." Zehra bazen çok inatçı olabiliyordu. Hazan onun bu huyunu çocukluğundan iyi biliyordu. Aralarında beş yaş olmasına rağmen Zehra'nın inadının sınırı yoktu.

"Bunu sonra konuşuruz dedim. Şimdi yemeğini ye. Baban olacak o adamı da düşünme."

"Ama..."

"Sana yemeğini ye dedim." Hazan'ın sesinde ki ton genç kızın susmasına neden olmuştu. Aziz Zehra'nı bu haline gülmemek için kendisini zor tutuyordu. Birlikte yemeklerini yemeye başladıklarında Aziz düşünmeye başlamıştı. Bir hafta sonra iş için yurtdışına çıkması gerekiyordu.

"Bir şey mi oldu Aziz?" Genç adam karısının sorusu ile ona bakmıştı. "Aslında haftaya iş gezisine çıkmam gerekiyor bunu düşünüyordum."

"Bunu bilmiyordum. Ne kadar kalacaksın?"

"Birkaç gün, senin de gelmeni istiyorum." Hazan kocasının sözleri ile gerilmişti. Onun gitmesi gibi bir şey söz konusu değildi. Özellikle doktor randevusu olduğu bir haftada.

"Gelmeyi isterdim ama birikmiş çok iş var. Bir sonraki seferde bende gelirim." Aziz anlayışla başını sallarken Zehra ikiliyi sessizce dinlemeye devam ediyordu.

"Bir asistan almaya karar verdim." Hazan tek kaşını havaya kaldırarak kocasına bakmıştı.

"Senin zaten bir yardımcın yok muydu?"

"Vardı da yakında evleneceği için işten ayrılacak."

"O zaman kendine yeni bir asistan almak zorundasın." Hazan düşünceli bir şekilde yemeğini kaşıklarken Aziz onun dalgınlaşmasına karşılık hafif gülümsemişti. "Senin için sorun olur mu?"

"Hı..."

"Yeni asistan senin için sorun olur mu?" Hazan dalgın bir şekilde kocasının sorusuna cevap vermişti. "Güzel olmadığı sürece sorun yok."

"Anlamadım?" Hazan ne söylediğini fark edince birden duraksamıştı. "Yok, bir şey söylemedim." Onlar konuşurken Zehra yemeğini bitirerek izin isteyim masadan kalkmıştı. "Zehra, sen işletme okumuştun değil mi?" Aziz genç kadına bakarken meraklanmıştı. Karısı kendisinden o kadar emin konuşuyordu ki hayra kalmamak elde değildi. "Evet abla." Hazan imalı bir şekilde kocasına dönerek "Al sana asistan, Zehra'dan daha iyi asistan mı bulacaksın?" Aziz şaşkınlıkla Hazan'a bakarken Zehra da en az onun kadar şaşkındı.

"Benim tecrübem yok ki?"

"Öğrenirsin. Şimdiki asistanı sana gitmeden her şeyi öğretir."

"Hazan sen ciddi misin?" Aziz ikisine bakarken hala karısının bu kadar çabuk olmasına inanamıyordu. "Ama Hazan abla..."

"İtiraz yok Zehra. Benim yanımda çalışmak istemiyorsun. Hem Aziz'in yanında çalışman senin için daha güvenli olur. Aklım sende kalmamış olur. Senin için sorun yok değil mi Aziz?" Hazan kocasına imalı bir şekilde sorarken Aziz ne söyleyeceğini bilememişti.

"Elbette sorun yok. Deneme süresini başarıyla geçerse çalışmaya devam eder. Başaramazsa kovulur." Zehra birden irkilmişti.

"Bana öyle bakma, hangi patron işe yaramayan elemanı çalıştırır?" Hazan başını iki yana sallarken eline aldığı telefonla Murat'ı aramıştı.

"Yarın Zehra'yı alışverişe götürmeni istiyorum." Zehra Hazan'ın sözlerini duyunca duraksamıştı. Hazan'ın kararlı olduğunu anlayınca "Borç olarak alıyorum abla, ilk maaşımla ödeyeceğim."

"Ha kendine güveniyorsun yani, ilk maaşını alacağına eminsin."

"Aziz abi beni hafife almıyor musun? Hem sende ayağını denk alacaksın bundan sonra. Hazan ablaya her şeyi söylerim."

"Şimdiden ihanet ediyorsun yani?"

"İşine gelirse..." Hazan ikilinin atışmasını gülümseyerek izliyordu. Sonnur hanım kapıda belirdiğinde ise yüzünde ki gülümseme birden solmuştu.

"Sorun ne Sonnur abla?"

"Kapıda memurlar var, sizinle görüşmeye gelmiş." Aziz karısından önce ayağa kalkarak kapıya yönelmişti. Hazan'da onun arkasından kapıya çıkarken kapıda ki memurlara ve yanında ki kişilere şaşkın bir şekilde bakmaya başlamıştı. 

****************

Yorumlarınızı bekliyorum...

Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 123K 29
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
Kayıp Parça By Rabikce

General Fiction

70.7K 5.8K 13
Balım. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiydi. Babasının göz bebeği, abilerinin prensesi. Ancak annesinin hataları yüzünden hayatı bir anda değişti...
4.6K 894 13
Elinize kahvenizi alıp yudum yudum okuyacağınız kimi zaman kahramanlarla üzülüp kimi zaman ise onlarla mutlu olacağınız içinizi ısıtacak öykülerim.. ...
1.1K 84 2
Yokuş aşağı elimdeki valiz ile hızlıca iniyordum.Arkamdan seslenen Yağız'ın sesini duymamaya çalışarak bayır aşağı hızlı hızlı iniyordum.Elimdeki val...