Gül'e Ait (TAMAMLANDI)

By mineselen

5.9M 319K 22.1K

Duygularını rafa kaldırmayı hayat biçimi olarak seçen genç adam, sevmenin ne demek olduğunu bilse de sorumlul... More

Gül'e Ait Tanıtım
Gül'e Ait 1. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 1. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 2. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 2. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 3. Bölüm 1.kısım
Gül'e Ait 3. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 4. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 4. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 4. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 5. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 6. Bölüm
Gül'e Ait 7. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 7. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 7. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 8. bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 8. Bölüm 6. kısım
Duyuru
Gül'e Ait 9. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 9. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 9. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 2. kısım
DUYURU
Gül'e Ait 10. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 10. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 11. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 12. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 13. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 13. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 14. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 15. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 2. kısım
Duyuru
Gül'e Ait 16. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 16. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 17. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 17. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 17. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 3.kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait 18. Bölüm 6. kısım
Gül'e Ait 19. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 20. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 20. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 20. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 1. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 2. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 3. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 4. kısım
Gül'e Ait 21. Bölüm 5. kısım
Gül'e Ait Final 1- 1. Bölüm 1. kısım
Final 1- 1. Bölüm 2. kısım
Final 2- 1. Bölüm 1. kısım
Final 2- 1. Bölüm 2. kısım
"Gül'e Ait" Bitti
İyi Olan Kazansın! (Tanıtım)
İyi Olan Kazansın! 1. Bölüm
İyi Olan Kazansın! 2. Bölüm 1. kısım
İyi Olan Kazansın! 2. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın 3. Bölüm 1. kısım
DUYURU
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 3. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 4. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 5. kısım
İyi Olan Kazansın! 3. Bölüm 6. kısım
İyi Olan Kazansın! 4. Bölüm 1. kısım
İyi Olan Kazansın! 4. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 1. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 2. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 3. kısım
İyi Olan Kazansın! 5. Bölüm 4. kısım

Gül'e Ait 8. Bölüm 5. kısım

63.6K 3.4K 115
By mineselen



Zil sesini duyunca Çağla'yı karşılamak üzere ayağa kalkan genç adam, iki adım gerisinden gelen genç kızı bekleyerek kapı kolunu çevirdi. Her zamanki gibi gülen yüzüyle bekleyen kadının, kolunun altını sıkıştırdığı dizüstü bilgisayarı ile elinde taşıdığı torbayı görünce, aynı şekilde karşılık verirken malzemeleri almadan konuşamayacağı için işaret diline geçerek içeriye davet etti.

"Hoş geldin Çağla, biz de seni bekliyorduk. Lütfen buyur."

"Şey, eee... Hoş geldin!.. Ben alayım mı Asaf?"

"Sağ ol, hallederim... Tek elle hepsini taşıyamazsın. Çağla, önce elindekileri verirsen uygun bir yere bırakayım. Haaa! Ne işaret ettiğini anlayamadım. Sen şunu ver de öyle anlat. Hııııımmm... Harika bir şey kokuyor. Allaaahhh... Börek mi yaptın yoksa? Allaaah, bayılırım. Ve kek!.."

'Börek mi? Keşke önceden bilseydim sana kendi ellerimle çarşaf böreği açardım Asaf'ım! İyi de elim düzelmeden bu halde beceremem.'

Abisinin elindeki torbaları almasıyla rahatlayan genç kadın, koltuk altında duran masaüstü bilgisayarını vestiyere bırakıp teklifsizce Gülizar'a sarılarak yanaklarından öptü. Şaşkın ifadesinin yakında geçeceğini umut ederek diğer yana dönerken, kendisini kaybetmiş gibi görünen abisinin dikkatini çekmeye çalıştı.

"Abi... Abicim."

Önünde sallanan elle başını yukarı kaldıran genç adam, dudaklarını okuyabilmesi adına kelimeleri tane tane kullanarak söze girdi. "Çağla... Özür dilerim, hiç iyi bir ev sahibi değilim! Kıymalı böreğin kokusunu alınca gözüm döndü. Şunları bırakayım, rahatça konuşuruz." derken kendi öküzlüğüne içerleyerek cevap verebilmesi için bekledi.

"Abi..."

"Efendim!"

"İyi ki yapmışım o zaman... Yeni fırından çıkarttım, torbaların ağzını açık bırak, nem yapmasınlar."

"Onu mu söylemeye çalışıyordun?"

"Evet."

"Olmuş bil. Hemen geldim."

"Tamam."

'Ne diyeceğim şimdi? Merhaba, nasılsınız desem... Sizli bizli konuşmayacaktım! Merhaba, nasılsın Cağla desem çok mu laubali olur acaba? Sonra da hal hatır sorarım... İyi de nasıl cevap verecek! Asaf gelmeden anlaşamayacağımıza göre şimdi olmaz. Eee sonra ne hakkında konuşacağız? Bana bakıyor, kahretsin ne yapacağım!'

Genç kadının ayakkabılarını çıkarmasının ardından gülümseyerek doğrulmasıyla, paniklediğini belli etmemeye çalışırken ışığa yakalanmış tavşan gibi öylece kalakaldı. Aralarında geçen garip anda gözlerini karşısındaki kadından ayıramadan durmaya devam etse de nasıl davranması gerektiğini bilememenin sıkıntısıyla istemsizce kıpırdandı. Bir şey söylemesi gerektiğini düşünerek ağzını açıp, ses çıkaramadan utançla geri kapadı.

"Ooofff! Haa..." Tam pes edip tavrından dolayı özür dilemeyi düşündüğü sırada Çağla'nın sağlam eline uzanıp tutmasıyla ne yaptığını anlamaya çalışarak başını eğdi. Avucunu havaya kaldıran kadının işaret parmağını orta yerine koyup kendisinin okuyabileceği şekilde, 'Merhaba.' yazdığını fark edince bakışlarını yüzüne çevirdi.

"Mer... Merhaba!"

Sırıtmasının ardından aynı hareketi tekrarlayıp bu sefer, 'Lütfen rahat ol.' diye yazınca, başını sallayarak cevap verdi.

"Peki!"

'Benden daha başarılı iletişim kurduğu kesin! Allah'ım şimdi ne yapacağım! Hadi Asaf, hadi hadi hadi lütfen gel... Acaba içeri girmek için davet etmemi mi bekliyor. Sorsam mı ki? Ama Asaf, hemen geleceğim dedi. Ne kadar sevimli bakıyor, insanda gülme isteği uyandırıyor.'

"Gülizar."

"Asaf!" 'Çok şükür.'

"Neden burada dikiliyorsunuz, içeri geçseydiniz ya."

Asaf'ın sesiyle başını çeviren genç kız, bir yandan konuşurken ellerini hareket ettirmesinden iki dili birden kullandığını tahmin etti. Sözlerini idrak etmesiyle kendisine kızarak, "Yaa! Hemen geleceğim deyince, ben de... Şey, düşünemedim." diye çekingen bir ifadeyle gerekçesini dile getirdi.

"Özür dilerim, haklısın. Lütfen buyur Çağla."

"Sağ ol abi."

"Siz salona geçin, bilgisayarı ben getiririm."

"Sakıncası yoksa mutfakta oturalım abi, masa başında daha rahat anlaşırız."

"Nasıl istersen..." derken Gülizar'a mutfağı işaret eden genç adam, eline aldığı aletle peşlerinden giderek masanın üzerine bıraktı. Bir yandan tepkilerini takip ederken rahat bir tavırla sandalyeye oturan Çağla'yı izlediğini görünce, bankoya yaslanarak ne yapacağını beklemeye başladı. Bir süre kararsız kalmış gibi ayakta dikildikten sonra bilgisayarı açmakla meşgul olan kadının karşısına yerleşmesi üzerine rahatlayarak gülümsedi. Uygun bir bahane uydurup oyalanmasının yerinde olacağını düşünürken, bakışlarını Çağla'ya çevirdi.

"Asaf abi."

"Efendim."

"Gelmemle ilgili sorun olmadı değil mi? Emrivaki yaptığımı düşünmemişsindir umarım."

"Hayır Çağla, için rahat olsun. Aksine ikimizde geldiğine çok memnun olduk." dedikten sonra konuşmayı bırakıp işaret diliyle devam etti. "Gülizar'ın artık insanların arasına karışması gerektiğini düşünüyordum. Hala çok çekingen olduğunu fark etmişsindir."

"Evet. Yaşadıkları kolay değil, yakında açılacağını tahmin ediyorum."

"Bir şeyler hazırlanana gerek yoktu Çağla, çocuklarla bir şeyler gönderirdim... Ben de öyle olmasını umuyorum. Şimdiye kadar arkadaşım diyebileceği hiç kimse olmamış, seninle ne konuşacağı konusunda çok tedirgin."

"Hiç mi? Çok garip!"

"Sağ ol zahmet ettin. Mükemmel kokuyor, güzel olduklarına eminim. Hatta gitmeden biraz yemeyi düşünüyorum... Evet, hiç arkadaşı yok. İnsanlarla ilişkileri, en son lisede ve işyerinde tanıdığı kişilerle. O yüzden davranışlarını yadırgamamanı rica ediyorum. Biraz sabrına sığınacağız."

"Çok üzüldüm! O zaman tam adamına denk geldin, bu konuda benden iyisini bulamazsın."

"Faruk'u böyle besliyorsan şanslı adam olduğunu söyleyebilirim... Biliyorum. Çok anlayışlısın, yine de kalmamı ister misin Çağla?"

"Hayır. Böyle gizli gizli konuşmak çok komik, kendimi suçlu hissetmeme sebep oluyor."

"Yakında şişman bir adam olup çıkarsa hiç şaşırmam... Niyet iyi, kimsenin arkasından iş çevirmediğimize göre sorun yok demektir. Problem olmayacağını düşünüyorsan birazdan çıkarım."

"Merak etme, çok iyi anlaşacağımıza eminim."

Gülizar'a belli etmeden uyarılarını tamamlayan genç adam, en son, "Siz keyfinize bakın, şunlardan biraz yiyip gideceğim." diyerek Çağla'ya hitaben devam etti. "Tamam, sağ ol. Çağla, yakın civardayım. Bir sıkıntı olursa ya da erken ayrılman gerekirse lütfen önceden mesaj at."

"Peki abi! Sorun olacağını zannetmiyorum ama öyle yaparım. Gözün arkada kalmasın, biz iyi olacağız!"

"Siz de ister misiniz? Çağla, üç buçuğa doğru dönerim."

Sessizce otururken Asaf'ın konuşmalarından muhabbeti takip eden genç kız, teklifi üzerine yerinden kalkmaya yeltenerek, "Özür dilerim, düşünemedim. Asaf, lütfen sen otur ben hazırlarım." diye utançla söze girdi. Genç adamın oturmasını işaret eden el hareketiyle sebebini anlamaya çalışarak durmak zorunda kaldı. 'Ne yani iki tane kadın dururken o mu bize hizmet edecek!'

"Ben ayaktayım Gülizar, lütfen rahatsız olma."

"Ama..."

"Sorun yok, hallederim."

"Pe... peki!" 'Yüz yıl da yaşasam seni anlayabilmen mümkün değil Asaf! Benden başka kimse şaşırmış gibi görünmüyor. Acaba Çağla'nın nişanlısı da kadınına hizmet ediyor mudur? Ya da misafir gelen hanım arkadaşına?'

Bir yandan çay yapmak için makinenin düğmesine basan adamın, dolaptan tabakları çıkarmasını izlerken, önünde sallanan eli fark ederek genç kadına döndü. Gülümsemesinin ardından ekranı işaret ettiğini anlayınca hayretle kendi tarafında, 'Nasılsın Gülizar?' diye yazdığını görerek diğer yanı görebilmek için öne eğildi.

"A aaa! Ama nasıl?"

Gülümsemesi yüzünde büyüyen kadının laptopun köşelerinden tutarak çevirmesi üzerine, aynı yazının orada da bulunduğunu görerek ağzı açık kaldı. Eski konumuna alıp bakışlarını kendisinden ayırmadan ellerinin harekete geçmesiyle, sırt ekranda beliren kelimeleri hayretle okumaya başladı.

'Teknolojide son nokta, tam anlamıyla bir tablet-laptop hybrid bilgisayar. Transformer modellerinde olduğu gibi çıkarılıp takılabilen bir ekran yerine çift taraflı ekran bulunuyor.'

"Ciddi misin? Hiç duymamıştım, çok şaşırdım. Özel yapım gibi bir şey mi Çağla?"

'Hayır canım.'

"Donanım sitelerinden birisinde 360° döner ekran çıkarttıklarını okumuştum ama bu bambaşka bir şey... Neden böyle bir tasarıma... Şey, eee... İşitme..."

'Gülizar...'

"Hıı! Efendim!"

'Öncelikle bir konuda anlaşalım.'

"Haa!"

'Ben işitme engelliyim... Çevremdeki insanların kırılacağımı düşünerek sıkıntıya düşmesi beni daha çok rahatsız eder. Engelim konusunda kendimle barışığım, senden de aynı şeyi rica ediyorum. Sormak istediğin veya merak ettiğin her şeyi paylaşabilirsin. Lütfen, beraberken rahat olmanı istiyorum.'

"Anladım! Cahil olduğumu itiraf ediyorum. Açıkçası nasıl davranmam gerektiğini bilmediğim için belli etmemeye çalışıyordum. Yanlış bir şey söylersem lütfen beni uyar."

'Gerek kalacağını zannetmiyorum. Bilmemek değil, yeri gelince öğrenmemek ayıp. Hakkımda neyi merak ediyorsan birinci elden anlatabilirim.'

"Zor olmuyor mu? Yani engelli olmak... Ben!.. Sordum ama..." 'Patavatsız, illa haki dibine kadar öğrenmen gerek değil mi? Geri zekalısın Gülizar. Allah'ım, inşallah kırılmamıştır.' "Özür dilerim, öyle demek istemedim. Yanlış ifade kullandıysam kusura bakma..."

'Gülizar lütfen, daha şimdi ne konuştuk.'

"Ben çok meraklıyım!" 'Biraz da aptalım. Kaz kafalının tekiyim.'

"Harika, ben de..."

'Oohh çok şükür, kızmadı galiba. Kırılmış gibi de durmuyor.'

'İstediğin her şeyi sorabilirsin diye kendim söyledim. Cevaba gelince, sorun olmuyor dersem yalan olur. Her halükarda iletişim kurmak önemli, dilimizi çok az insan konuşabildiği için ister istemez anlaşmakta sıkıntı yaşıyorum. Onun dışında, özellikle bahçedeyken hiç zor olmuyor. Çalışanlar dahil neredeyse herkes işaret dilini biliyor. Çınar abi, Pınar'ın eşi... Bu konuda çok duyarlı, zorluk çekmemem için elemanlarının bile öğrenmelerini sağladı. Sağ olsunlar hepsi istekle kabul etti.'

"Yaaa!" 'Gerçek ötesi! Burasının çok garip bir yer olduğu konusunda haklıymışım. Herkesin bu kadar iyi niyetli olması normal mi? Anlatılanlar doğruysa bu duvarların ardına hiç çıkmadan yaşayabilirim.'

'Ben konuşabiliyorum Gülizar, sadece dilim sizinkilerden farklı... Yabancı bir dil gibi düşün, çevremde anlaşabildiğim insanlar olunca sorun olmuyor.'

"Öğrenmeyi çok isterdim."

'Kolun düzelince Pınar öğretir. Zaten elinden kurtulamazsın, biz de pratik yaparız.'

"Pınar mı?" 'Herkes burada kalacakmışım gibi konuşuyor. Keşke...'

'Evet... Kendisi aslen işaret dili öğretmenidir, alanında da çok başarılıdır. Kısa sürede kavrayacağına eminim. Seninle karşılıklı konuşmaktan mutluluk duyarım.'

"Ben de memnun olurum Çağla!" 'Tabii hala burada olursam... Düşünme artık şunu Gülizar, her şey olacağına varacak. Sakın ümide kapılıp kendini kalacak gibi hazırlama sonra verdiği acının altından kalkamazsın.'

'Sevindim canım... Bahsettiğin ekranı tam tur dönebilen bilgisayarı tamamen bu amaçla almıştım. Özellikle iş görüşmelerine gittiğim zaman büyük kolaylık sağlıyordu. Bunu Faruk yaş günü hediyesi olarak verdi. Farklı kullanım alanları var. Şu an gördüğün gibi aynı anda iki ekranı bir kullanmanın yarı sıra, tek veya alttan çıkan ayrı bir aparatla iki kişinin birbirinden bağımsız beraber iş görmesine imkan sağlıyor.'

"Aaaa! Yani şu an istesem bu taraftan ben de ayrı bir işlem yapabilir miyim?"

'Evet.'

"Bu alet muhteşem bir şey..."

'Aynen öyle... Ayrıca,11.6-inch ön ekran ve 13.3-inch büyüklüğünde ki arka ekran dokunmatik özelliğe sahip.'

"İnanamıyorum. O zaman modelin performansını etkilemiyor mu? Aynı anda iki işlemciyi verimli kullanabilmek için ne önlem almışlar?"

Tabakları hazırlamasının ardından bardakları çıkaran genç adam, Gülizar'ın hayret içeren söylemlerini duyunca, çayı koymadan önce işini bırakıp aralarında geçen diyalogu izlemeye koyuldu. Birisinin sırıtarak yazarken, diğerinin, bu konuda bilgisiz bir insan olmadığı halde anlayamadığı terimler içeren konuşmasını dinlemeye başladı. Akıllı kızının geldiğinden beri ilk defa kendisinden başka birisine içtenlikle gülümsediğini, medet umar gibi dakka başı yüzüne bakmayı unuttuğunu fark ederek rahatladığını hissetti. Ağzı kulaklarına varan mutlu ifadesinden etkilenerek gayri ihtiyari katılırken, ne kadar sevimli göründüğünü içinden geçirip çayları doldurmak üzere bankoya geri döndü.

"Gülizar."

"Hıııı! Ah... Asaf, özür dilerim geldiğini fark etmedim."

"Önemli değil. Bilgisayarı biraz kenara doğru çekerseniz tabaklarınızı bırakacağım."

"Tabii... Çağla..."

'Anladım.'

Kendisi otururken bir erkeğin hizmet etmesini ezilerek izleyen genç kız, harekete geçmeye kalktığı her seferinde izin vermeyen Asaf'ın, halinden gayet memnun olduğunu gözlemleyerek hayret etti. Tanıdığı kadınların çoğunun, karı kılıklı ya da kılıbık diyerek aşağılayacağına emin olduğu durum karşısında ne kadar yanıldıklarını düşündü. Aksine son derece erkeksi ve iktidar sahibi bulduğu adamın, kadın işi diye sınıflandırdıkları hizmeti yaparken, erkekliğinden hiç bir şey kaybetmediğine karar verdi. Atadan ve çevreden öğrenilen ve dolayısıyla çocuğa aktarılan yaptırımların, doğru bilinen önyargıların, gerçekte ne kadar yanlış olabileceğini bir kere daha tasdiklemiş oldu. Yılların verdiği alışkanlıkla suyunu bile almaktan aciz erkeklere hizmet ederken, kendisine biçilen değerin nasıl da iliklerine işlediğini, görev bilinciyle huzurunun kaçtığını düşündü.

'Sen çok özel bir insansın Asaf, benim yeni ufuklara açılan kapımsın! Anlatsalar bile gözümle görmeden senin gibi erkekler olduğuna, kadına bu derece değer verildiği, o arkadaşıyla otururken hizmet etmekten erinmeyen böylesi hayatlar olduğuna inanamazdım. Bu kadarını bile yapmadan gözümde değerin dağları aştı Asaf'ım.'

"Şeker... Gülizar!"

"Hııı! Teşekkür ederim." 'Asaf'ım... Her şey için çok teşekkür ederim. Beni insan yerine koyduğun için değer verdiğin için dünya gözüyle kısa da sürecek olsa bu mutluluğu tatmamı sağladığın için çok teşekkür ederim. Sen benim miladımsın Asaf, bundan böyle beni bulduğun gün yaş günüm.'

Bir taraftan çayını yudumlarken her seferinde yaptığı gibi tabağını önüne çekip yiyeceklerini lokma büyüklüğünde kesen iri ellerini sevgiyle izledi. Şahsına verdiği değere layık olmayı dilerken, bir kere daha teşekkürünü yineledi.

"AI bakalım."

"Sağ ol Asaf." 'Asaf'ım.'

"Afiyet olsun."

'On beş gün gibi kısa bir sürede geri dönülemez şekilde bu hayata alışmam, kendimi mutlu hissetmem normal mi? İzlerini halen bedenimde taşırken, öncesinde yaşadıklarımın bir romanın dram yüklü satırlarında yer alması gibi uzak ve yabancı hissetmem doğal mı? Peki ya ruhumda bıraktığı yıkıntıya rağmen sanki başkasının başından geçmiş gibi algı yanılsamasına düşmem... Peşinde kimse yokmuş, güvendeymişim, hayatımın geri kalanında korkmadan devam edecekmişim algısına kapılmam... Ben mi değiştim? Yeni bir kimlik mi edindim kendime? Zincirlerimden kurtulup varlığıma değer vermeye mi başladım? Gülizar!.. Gül, orada mısın? Aslında hep orada mıydın, ben dahil herkesten saklanıyor muydun? Pısırık, işe yaramaz köpek diye diye kafana vuranlardan mı kendini gizliyordun? Şimdi geri dönmek zorunda kalan... Allah korusun, ölmeyi tercih ederim. Hele ki şimdi ancak leşini sokarsınız evinize...'

"Gülizar!.."

"Efendim!"

"İrkildin, iyi misin?"

"Farkında değilim. Çok iyiyim Asaf, sağ ol."

"Öyle diyorsan!.. Böreğinden yesene, mükemmel olmuş."

"Hı hı... Tamam." Önüne dönmesiyle dikkatle ikisini izleyen Çağla'nın gülümsemesine karşılık verirken, Asaf'a karşı hissettiği duyguları belli etmediğini umarak çatalına uzandı. İlk parçayı yutmasının ardından beğenisini ifade ederek sessizce yemeye devam etti. Kendi kendine uluorta dalma huyundan vazgeçmesi gerektiğini hatırlatırken, genç adamın sesiyle başını çevirdi.

"Bilgisayarı çok mu beğendin Gülizar?"

"Evet, muhteşem bir şey... Düşünebiliyor musun Asaf, iki ekrana sahip olduğu için performansı düşmesin diye Ivy Bridge Core i7 işlemcisi kullanılmış. 4GB DDR 3 çift kanallı RAM'e sahip. Bu özellikler işletim sistemi olarak Windows 8 ile birleştiğinde ortaya güçlü ve esnek bir sistem çıkıyor. Hem dokunmatik özelliği de var."

"Boşuna kendini yorma, o kadarını anlamam. Sevdiysen sana da bir tane alalım." demesiyle çenesi aşağıya düşen kızın, bir süre boş boş yüzüne bakması üzerine dayanamayıp sırıtmaya başladı.

"Haaa! Ne? Nasıl yani, bana bu bilgisayardan mı alacağını söylüyorsun?"

"Evet..."

"Yok artık, sen ciddi misin?"

"Evet Gülizar, yapamayacağım şeyi söylemem."

"Aaa! Ol... Olmaz Asaf!" 'Yanlış anlamış olmalıyım.' Fiyatının iki senedir biriktirmeye çalıştığı paranın kat kat üstünde olduğunu tahmin ettiği alete kısa bir bakış atan genç kız, şaka gibi gelen teklife ne diyeceğini şaşırarak "Zaten..." diye söze başlayıp içinden tamamladı. 'Yakında gideceğime göre böyle büyük bir masrafa girmeme izin veremem.'

"Zaten ne?"

"Benim için bir sürü masraf yaptın. Düşünmen bile yeterli çok teşekkür ederim Asaf." 'İstesem düşünmeden alacak kadar yüce gönüllüsün Asaf'ım! Beş liralık okul kitabı için bile neler çektiğimi bilsen, yaptıklarının ne kadar kıymetli olduğunu anlardın.'

"Sen orasına karışma. Karşılayacak durumda olmasam teklif etmezdim."

"Ama..."

Gözleriyle Çağla'yı işaret edip "Bunu sonra konuşuruz Gülizar." derken bilgisayarı iyice inceleyen genç adam, yanında yazan bilgilerini kafasına kaydederek yerinden kalktı. Tabağını çalkalayıp makineye yerleştirmesinin ardından rahatsız olmamalarını söyleyerek iyi anlaştıklarını görmenin rahatlığıyla evden ayrıldı.



************************************************************************



Merhaba arkadaşlar, bölüm çok uzundu yarına yetiştire bileceğim meçhul, tamamlayabildiğim kadarını attım. Kalanı yarın, bir terslik çıkarsa en geç pazartesi atacağım. İyi geceler... Görüşmek üzere sevgiyle sağlıcakla kalın :)

Not: Multidekini tanıdınız herhalde Çağla :)




Continue Reading

You'll Also Like

520K 4.4K 25
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
148K 10.1K 8
Hiç kapanmamak üzere açılan yaralar, kanamaz. İz bırakır. Ve o iz sonsuza dek geçmez, Yanı başında kalır.
2M 88.6K 68
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
2.3M 37.6K 55
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...