Asi Koruma (Tamamlandı)

By gizemcanatan7

1.7M 73.4K 6.4K

Yeraltı dünyasının kalbi Kapan. Tüm pisliklerin kaynağı. Kaçak dövüşlerin ev sahibi. Asi'nin evi. Tüm hayatı... More

1.Bölüm: Göze Göz, Dişe Diş
2.Bölüm:Pişmanlık
3.Bölüm:Asi Koruma
4.Bölüm:Geçmiş
5.Bölüm:Kendi Çöplüğünde Ötmek
KıSa Bir ArA
6.Bölüm:Toplantı
7.Bölüm:Oyun Başlasın!¿
8.Bölüm:Tilki'nin Kürkçü Dükkanı
9.Bölüm:Düşman Toprakları
10.Bölüm:Geçmiş ve Pişmanlık
11.Bölüm:Katil
12.Bölüm:Halis'e Yağ Çekme Seansı
13.Bölüm:Daha Asi ve Daha Öfkeli
14.Bölüm:Çift Travesti Vakası
15.Bölüm:Yalanım Batsın Yalancıyım
16.Bölüm:Dost-Düşman Hangisi?
17.Bölüm:Es-Es
18.Bölüm:Felekten Bir Gece
19.Bölüm:Fön Rüzgarları
20.Bölüm:Kapan'ın İtleri
21.Bölüm:Vahşet
22.Bölüm:Kum Torbası ve Biz
23.Bölüm:Aynı Kumaşın İnsanları
25.Bölüm:Ava Giden Avlanır Misali
26.Bölüm:Mutlu Yıllar
27.Bölüm:Mutsuz Yıllar
28.Bölüm:Eylem¿?
29.Bölüm:Kapan-Anime
31.Bölüm:Suskun Gidiş Muhteşem Dönüş
32.Bölüm:Acı Kahvenin 40 Yıl Hatrı Vardır!
33.Bölüm:Sorgulu-Süalli
34.Bölüm:Bay Yabancı ve Bayan Tanıdık
35.Bölüm:Kapan'ın Yenilmez'i
36:Bölüm:Baba Fırçası
37.Bölüm:Evcilleştirilmiş Yılmaz
39.Bölüm:Göze Göz, Dişe Diş 2
Asi Koruma 2 Çıksın mı?
40.Bölüm:Toygar-İmpala-Teoman
Final Geliyor
2.Kitap Duyurusu
40.Bölüm:Özgürlük Maçı(Final)
Önemli Uyarı

30.Bölüm:Kocabeyler

26.8K 1.4K 75
By gizemcanatan7

Multimedya:Asi

Karşımdaki ayaklı boy aynasında 1 aylık çöküşümü incelemeye başladım. Ellerimle çökmüş ve morarmış göz altlarımı çekiştirmeye başladım. Her zaman etine dolgun olan ben bir deri bir kemik kalmış vaziyetteydim. Yanlamasına dönüp küçülen kalçama baktım. Vücudumun her santimetrekaresi çökmüştü ve her zaman seksi bulduğum vücudum resmen tahtaya dönüşmüştü. Yüzümdeki ellerimi aynaya doğru uzattım ve aynadan arı kendimi süzmeye devam ettim. Ayna parçalarından nasibini alan kollarım artık iyileşmişti fakat sağ kolumdaki büyül yara izi kendini fazlasıyla belli ediyordu. Doktorum estetik dikiş atıklarını fakat sağ kolumda fazlasıyla derin olan yaranın izini kalacağını önceden söylemişti. Yaraya parmağımla dokunmamla o anlara dönmem bir olmuştu. Toygar'ın pişmanlık duymadan beni kollarımdan tutup dışarıya sürüklemesini asla unutmayacaktım. Eski anılarım artık hüzünle değil nefretle zihnime doluyordu.

   Ellerimi sinirle yumruk yapıp makyaj masamın üzerindeki ince kolları dirseklerimde biten krem çeketimi giydim. İyice uzamış ve yıpranmış saçlarımı gevşek bir biçimde topuz yapıp tel tokayla tutturdum. Önüme düşen bir kaç tutamı kulağıma şıkıştırdım. 1 ay sonra ilk defa dışarı çıkacaktım ve biraz makyajın bana iyi geleceğinden emindim. Hafif bir gündüz makyajı yapıp güneş gözlüğümü saçıma taktım. Cüzdan ve bir kaç gereksiz ıvır zıvırıda kol çantama atıp odamdan çıktım. Her sabah olduğu gibi annem yine masayı donatmıştı. Sesli bir ıslık çalıp annemin ton ton yanaklarına suluca öptüm.

    "Gülsüm sultan yine döktürmüş.

   Masaya oturmadan ellerimi hemen ıspanaklı böreklere daldırıp koca bir dilimi ağzıma attım. Masanın baş köşesinde oturan babam ve hemen diğer taraflarda oturan kızlarla annem ağızları açık bana bakıyorlardı. Onların bu haliyle lokmamı zorla yutup kollarımı iki yanımda açtım.

   "Hey! Uyanın gençler.

   Kızlar 1 ay aranın ardından sonra eski halime kavuşmanın mutluluğuyla hemen masadan kalkıp sarıldılar. Yağlı dudaklarıyla yanaklarımı öperken bende aynı işlemi onalara uyguladım. Babam ve annemde şoktan çıkmış yüzümdeki gülümsemeyle onlarda neşelenmişlerdi. Kendimi fazlasıyla boşlamış ve kendimle birlikte ailemide üzmüştüm ama artık toparlanmalıydım. Kızlar tekrardan yerlerine geçerken bende bir dilim böreği daha mideme gönderdim.

    "Kızım oturda yesene.

    "Olmaz annecim daha fazla oyalanırsak işe geç kalacağız, öyle değil mi babacım?

   Babama kaş göz yaparken babamın kaşları çatılmıştı. Bu çatılmanın sebebi 1 ay önce verdiğim bu işlerden uzak durma sözüydü ama işte sözümü tutamıyordum. Bu işlerden zamanında kurtulmak isterken aslında halimden gayette memnun olduğumu eve kendimi kapattığımda anlamıştım. Üstelik her şey eskisi gibi olmayacaktı, değişen çok şey vardı. Bir kere patron babamdı ve Kapan değil Anime yeni mekanım olacaktı. Anneminde kaşları çatılırken kızlardan itiraz sesleri yükselmeye başlamıştı.

    "Bayanlar sakin olun. Sadece bu günlük babamla gidecem. Hem bana da değişiklik olur, fena mı?

   İtiraz sesleri kesilirken babam boğazını temizleyip ayağa kalktı. Sanırım doğru yerden oynamıştım. Çünkü yumuşayan yüz ifadeleri bunu açıkca ortalığa seriyordu. Babam önden ilerlerken bende mesajı alıp peşinden tıpış tıpış ilerledim. Babam biran durdu ve arkasına döndü. Kızlara bakarak öksürdü ve kızlar gülerek masadan kalktılar. Adeta koşturarak babamın yanına gelirken babam eğilip yüzünü açığa çıkardı. Babamda halinden memnun gülümserken her zaman ki serenomi başladı.

     "Okula korumalarla birlikte gidiyorsunuz ve okuldan sonra bir yere gitmek isterseniz yine onlarla gidiyorsunuz. Onları atlatıp kaçmak yok.

    Babam birden üç kız evlada sahip olmuş ve bize zarar gelmemesi için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Üçümüz yeni hat kullanmaya başlamıştık ve babam bize ulaşamamaları için kızları yeni bir okula yazdırmıştı. Kızlar ilk başta memnun kalmasada sonradan kabul etmişlerdi. Hatta şuanda okuldan fazlasıyla memnundular. Babam konuşmaya devam ederken Dilek ve Elif gözlerini devirip ofladılar. Onların bu haline gülmemek elde değildi.

    "Tamam baba.

   Kızların bıkkınlıkla söylediği fakat içimizi dağlatan kelime zamanın durmasını sağlamıştı. Geldiğimizden beri "Rıza amca yok, baba var." diyen babama kızlar ilk defa baba diye hitap ediyordu. Babam birden susumuş ve dolan gözleriyle kızlara bakıyordu. Kızlarında ondan kalır yanı yoktu. Önce ufak bir tebessüm ardında koca bir gülümseyle sarmaş dolaş olmuşlardı.

    "Hadi anne biz kahvaltımıza devam edelim.

    Babam kızlardan ayırılıp kendini toparlamaya çalıştı. Anneminde yüzünden güller açarken aynı heyecanı o da yaşıyordu. Annem ve kızlar bizi öpüp yolcu ederken Allah'a bir kez daha bana ailemi verdiği için şükrettim. Asansöre sessizce binerken tuşa basıp bekledik. Babam yine sert yüz ifadesine bürünmüş ve ağzını açmamakta ısrarcı gibiydi. Anlaşılan konuşmayı başlatan ben olacaktım. Tam ağzımı açmaya çalışırken asansörün kapısı aralanmış ve babamdan önden ilerlemeye başlamıştı. Arkasından söylenerek yürümeye başladım. Koruma kapıyı babam için tutarken babam çoktan araca geçmişti. Kapıyı kapatmaya yeltenen koruma beni görümce önce şaşırmış sonra hemen toparlanıp kapıyı benim için açık bırakmıştı. Babamın yanında yerimi alırken boğazımı temizledim.

    "Sana yardım etmek istiyorum baba. Biliyorum sana söz vermiştim ama olmuyor yapamıyorum. Hiç bir şey yaşanmamış gibi yapamıyorum. Bu yüzden senin yanında, Anime'de olmama izin ver.

    Babamın çenesi kasılmaya başlamış ve kasılan çenesini sıvazlayıp düşüncelere daldı. Anime'ye katılıp katılmamı tartıyor gibiydi. Er ya da geç onun kızı olduğum için bir gün Anime'ye lider olacak gireceğim kesindi ve tecrübesiz bir liderdense tecrübelisi daha iyiydi. Babama bunuda düşünmesi için çenemi yeniden açtım.

    "Baba birde şöyle düşün. Şimdi ben senin veliahtınım değil mi?

    Babam çenesini sıvazlamaya devam ederken başını sallayıp onayladı ve aklımda dönen kırk tilkiye meraklandığını anlamıştım. Onu bekletmeden lafıma hemen devam ettim.

     "Eninde sonunda bir gün Anime'nin başına geçeceğike göre beni yetiştirmen gerekmiyor mu?

    Muzipçe kaşlarımı havaya kaldırıp suratımı değişik şekillere soktum. Babam her ne kadar söylediklerimi düşünmeye çalışsada şapşal surat ifademe dayanamamış olacak ki sert ifadesinin yerini koca bir sırıtma aldı. "Senin yerimde bu kadar gözün olduğunu bilmiyordum, seni hain." Babam sıkıca sarılırken bir yandanda benim gibi muzipçe konuşmaya başlamıştı. Yerinde gözüm yoktu ama bunlarda gerçeklerdi ve ben bunca yıl düşmanlarımızın yanında yer alırken asıl evimi rakibim yapmıştım. Bundan sonra babamın yanında olarak ailemize yapılanların intikamını babamla birlikte alacaktım. Babam geçmişimizi tüm çıplaklığıyla bana anlatmış ve her ne kadar o da suçlu olsada Halis'in asla elle tutulur hali yoktu. Halis nefes aldıkça bana, bize huzur yiktu. İkimizde bunları dile getirmeden sessizliğimizle ifade ediyorduk. İkimizinde tek derdi buydu ve ikimiz bir olduktan sonra rakiplerimizin fazlasıyla zordu.

   Araba daha önce bir defa geldiğim sokaktan yol alırken anılar yine süzülmeye başlamıştı. O gece Toygar dağ başında beni gek başıma bırakmış ve o gece asıl beni tanımıştı. Daha doğrusu tanıdığını sanmıştı. Çünkü artık bambaşka bir Asi, asıl adım Eylem tanıyacaktı.

    "Her ne kadar Asi bana yabancı gelsede artık bende bu ismine alıştım ve tahminimce seninde adından vazgeçmek istediğini düşünmüyorum.

   Babam beni düşüncelerimden ayırırken uzattığı yeni nüfuz cüzdanına baktım. Elindeki kimliği alıp dikkatlice baktım ve isim yerimi acı içinde tebessüm etmeme neden oldu. Rıza Kocabey'in kızı Eylem Kocabey olarak doğdum. Kemal Çelik'in (Sarı Kemal) üvey kızı Asi Çelik olarak hayatıma devam ettim ve bu sefer ikisinden biraz Asi Eylem Kocabey olmuştum. Baba adı:Rıza, ana adı:Gülsüm... 25 yıllık hayatımda üçüncü farklı kimliğime sahip olmuştum. Ağlamamı zorla bastırıp kimliğe daha fazla bakamadan çantama koydum. Babamda içine düştüğüm sıkıntının farkında olarak omzumu sıvazladı.

   Arabanın durmasıyla hemen hareketlendim. Korumaların kapıyı açmasına fırsat vermeden ben önce davranarak kendimi dışarı attım. Etraftaki korumalar ve insanlar merakla beni süzmeye başlamışlardı. Tabi patronun arabasından inen bu yabancıyı herkes merak etmişti. İnsanlar biraz küçümseyici birazda sinirle bana bakarken başımı iyice dikleştirip kafamın üzerindeki güneş gözlüklerimi gözüme indirdim.

    "Sen burda bekle kızım. Ben içerde ufak bir işle ilgilenip hemen geliyorum.

   Babam omuzlarımı sıvazladı. Bana küçümseyici bakış atan topluluğun surat ifadeleri şaşkınlığa dönüşürken onların bu haline pislikçe sırıttım. Herkes kim olduğu iyi öğrenmeli ve ona göre ayağını denk almalıydı. Bundan sonra hiç bir insanın beni sürtük yerine koymasına asla ama asla izin vermeyecektim. En önemlisi artık arkamda kaya gibi bir babam vardı. Babam kapıdaki korumalara beni işaret ederken konuştu.

    "Kızıma ufak bir zarar gelirse... Gerisini siz bilirsiniz koçum.

   Adamlar boyunlarını eğip "kızın bize emanet patron" diye babamı onayladıklarında keyifle gülümsemeye devam ettim. Kalçamı araba kaputuna yaslayıp yeni telefonumu elime alıp kurcalamaya başladım. Rehberde gezinirken gördüğüm isimler içimi yakıyordu. Yeni numaramı hiç kimse bilmiyordu. Hayatım birden tepetaklak olmuştu. Şuanda başta Toygar olmak üzere tüm Kapan'ın beni öldürmek için aradığına emindim. Çünkü ikinci kez Kapan'da kaçmıştım ve bunun yanında eminim Toygar'a oynayacak olduğum oyunda herkesin dilinde olmalıydı. Muhtemelen zedelenen egosu bile Toygar'ın beni gebertmesi için yeterli sebepti. Ama Kapan bir şey bilmiyordu. Asi Çelik ölmüş ve Asi Eylem Kocabey doğmuştu. Üstelik arkamda Rıza Kocabey'de olunca beni bulmak göt gerektiriyordu.

    Selin'in isminde biraz duraksadıktan sonra onu aramanın bir zarar vermeyeceğine kanaat getirip ekrandaki ismini kaydırdım. Telefonu kulağıma dayayıp stresle dudaklarımı kemirmeye başladım. Birinci dıt. İkinci dıt. Hadi Selin aç. Daha fazla beklemeye cesaretim yok.

   "Alo?

   Selin'in sesi telefonun diğer ucundan gelirken gözlerimi yumdum. Ağlamayacaktım. Bundan sonra ağlamak yoktu değil mi? Gözlerimi tekrardan açtım ve boğazımı temizleyip cevap verdim.

    "Selin, benim Asi.

    "Asi!! Tanrım inanamıyorum. Tüm şehri ayağa kaldırdık. Tanrım, seni 1 aydır aramadığımız delik kalmadı. Söyle nerdesin? Aklım çıktı kızım sana bir şey oldu diye. Çok özledim seni.

    "Biraz sus be kızım. Bende seni çok özledim deli. Ama öncelikle lütfen benimle konuştuğunu kimseye söyleme Selin! Sakın kimseye söyleme, Çağlar'a bile.

    Selin tek dostumdu ve bu zamana kadar onu aramamak için her seferinde kendimi zor tutmuştum ve en nihayetindede dayanamamış, aramıştım. Çağlar her ne kadar benimde dostum olsada benim yerimi ve varlığımı bilmemeliydi. Sonuçta Çağlar bilirse Toygar'da bilecekti.

    "Ama neden? Hem Çağlar'da senin için çok endişeli. Seni görmemize izin ver Asi.

    "Selin, canım lütfen telefonda konuşamıyorum. Yine dayanamadım ve seni aradım. Şehri terk etmedim, hala burdayım bu kadarını bilsen yeterli. Söz, en kısa zamanda yüz yüze gelip sana her şeyi anlatacam. Şimdi kapatmam gerek.

   "Hey, dur! ASİ!!!

     Selin'in konuşmasına izin vermeden telefonu suratına kapatmıştım. Selin'i hiç aramamalıydım ama dostuma ihtiyacım vardı. Ona her şeyi anlatıp dertleşmek istiyordum ve en kısa süredede onunla yüz yüze gelecektim. Selin'den kaçmamın tek sebebi Toygar'la ilgili bir şeyler duyabilecek olmamdı ama artık takmayacaktım. Eski, umursamaz, Toygar karşıtı ben olmalıydım.

   "Kapan'la karşılaşmaya hazır mısın?

   Babamın sesiyle yerimden sıçradım. Kapan'la karşılaşmanın düşüncesi bile yüzümde mazoşistce bir gülümsemeye neden oldu. Her şeyin biran önce ortaya dökülmesi hepimizin hayrına olacaktı ve ben deli Toygar ve Halis'in suratında oluşacak şok ifadesini bekliyordum. Heralde en son bekledikleri benim Rıza'nın kızı olmam olacaktı. Babamdan duyduğum kadarıyla Toygar şehri altına üstüne getirip beni arıyordu. Sanırım bana olan öfkesi henüz geçmemişti ve birazcık daha hıncını çıkarmak istiyordu. İstekle babama bakıp kafamı salladım. Babam bu kadar istekli olmamı ve bu işlere tekrardan girmemi istemesede mecburen kabullendi ve bu mecburi kabullenişi isteksiz sesinden anlayabiliyordum. Araca tekrardan bindiğimizde merakla babama döndüm.

    "Eee bu karşılaşmada ne oluyor?

   Babam bıkkınlıkla nefes koyup kırlaşmış sakallarını sıvazladı. Daha önce farketmediğim siyah çantayı önüme koydu ve ben daha çantanın içine bakmadan içinden ne çıkacağına emindim. Tabi ki yine bir alış-veriş olacaktı ama hatırladığım kadarıyla en son Toygar'la babam birbirlerini öldürmek için ant içmiş düşmanlardı.
    "Ne zamandır düşmanlarınla iş yapıyorsun baba?

   "Ne demişler iş başka aşk başka.

  Babamın sözlerinin altındaki imayıda sözlerindeki gerçeklerde tartışılmazdı. Sonuçta Rıza Kocabey yıllardır Kapan'la iş yapıyordu. Ne kadar Halis'le eski dost yeni düşman olsalarda Kapan'ın esas bilmediği babamın Anime'nin lideri oluşuydu. Babamın imasına gelecek olursak. Ortada zaten ne aşk vardı ne de sevgi. Sadece büyük bir kin ve yanımda intikam ateşi vardı.

   Araba dümdüz tarlaların uzandığı eski bozuk yollarda ilerliyordu ve sallanmaktan içim dışıma çıkmak üzeriydi. Yaklaşık 1 saattir yoldaydık ve bilmediğim bir köy yoluna sapmıştık. Yani bu alış-veriş şehirdede gerçejleşebilirdi ama yok illa bir aksiyon ve atmosfer yaratılacaktı. Papucumun serserileri!

   "Biraz yavaş gider misin?

    Şoföre seslenmemle birlikte birazda olsa yavaşlamıştı. Midemi yok saymaya çalışarak gözlerimi kapadım ve başımı arkaya doğru yasladım. Yanaklarımdaki sıcak ellerle gözlerimi geri açtım.

    "Babacım iyi misin?

   Kim derdi bu sert görünümlü adamın içinden pamuk gibi birinin çıkacağını. Ben bu sese nasıl kötüyüm derdim ki. Gülümsemeye çalışıp yavaşca başımı salladım. Babam her ne kadar yutmasada bir şey dememişti. Neyseki sonunda araba durmuştu. Kafamı hemen camdan yana çevirip etrafa baktım ve ağzım şokla açıldı. Bomboş çıplak arazide karşılıklı ondan fazla araç resmen nizami bir düzenle dizilmişti. Karşı taraf Kapan'a hemen yanında durduğumuz araçlarında Anime'ye ait olduğu aşikardı. Büyük jipine yaslanmış özlediğim ihtişamıyla duran Toygar yutkunmama neden olmuştu. Neyseki o beni göremiyordu. Gözlerim hızla dolmaya başlarken gözlerimi kırpıştırdım. Hayır, ağlamamalıydım ve güçlü olmalıydım.

    "Çok iyiyim. Hadi onlara kim olduğumuzu gösterelim Kocabey!

    Babam sona koyduğum ünlem birlikte keyiflenmişti. Bende son kez camdan arı Toygar'a baktım ve onun delici bakışlarını arabamıza diktiğini gördüm. Babamın korumalarından biri kapımızı açarken babam önce önümdeki çantaya daha sonrada bana bakış atıp arabadan çıktı. Toygar'ın dışarı çıkan babamla birlikte gerilen tüm kaslarını farketmiştim. Önümdeki mal dolu çantayı kucağıma alıp beklemeye devam ettim. Arabanın kapısı kapanırken derin bir soluk verdim ama her şey daha yeni başlıyordu.

    Babam arkasındaki adamlarıyla Toygar'lara doğru ilerleye başladı. Bu arada Halis'te kendi aracından çıkıp Toygar'ın yanında yerini almıştı. Kapan ve Anime tam ortada buluşurken ilk ses Halis'in lanet olası sesi olmuştu.

    "Sonunda gelebildin eski dostum. Bende yavaş yavaş korkundan karşımıza çıkamayacağını düşünmeye başlamıştım.

    Halis'in her zamanki sinir bozucu alaylı sözleri beni bu denli çıldırtırken babamın şuanda küplere binmesi olay olmadı. Ama babam benim beklediğimin aksine gayet rahat bir halde kafasını geriye doğru atıp gür bir kahkaha attı. Toygar babamı çözmeye çalışırcasına bakıyordu. Halis'se eski dostuna düşmanca bakışlar atmayı ihmal etmiyordu.

   "Görmeyeli dahada şakacı olmuşsun Halis ve birazda kör. Gerçi biraz sana az kalır sen bayağı bir kör olmuşsun.

   Babam keyifle konuşurken Halis'in çene kasları iyi spor yapıyordu ve bh kendink bu kadar kasmaya devam ederse dişleri dökülecekti. Halis kendini daha fazla tutamadan konuştu.

    "Ne demeye çalışıyorsan açık açık konuş Rıza.

    Babamın ne demek iatediğininben açıkca anlamıştım ama bunu ne Toygar ne de Halis anlamıştı. Gerçi onlarada hak vermek lazım. Basit bir uyuşturucu satıcısının Anime'nin lideri olacağını hangisi tahmin edebilirdi ki?

   "Ben açıkca konuştum eski dostum. Anlamasolıda artık sana kalmış. Neyse asıl konumuza dönelim. En son ki alış-verişte neler olduğunu iki tarafta iyi biliyor ve bu yüzden önce paraları görmem gerek.

    Babam direkman Toygar'a bakarak konuşuyor ve Toygar'da sinsice gülerek babamı inceliyordu. Toygar yüzünden babamı deştiğimi hatırladıkça kendimden tiksiniyordum. Bakalım birazdanda böyle sırıtabilecek misin, Toygar efendi?

    Toygar eliyle adamlarına işaret verirken para çantası babamın önüne bırakılmıştı. Babam hemen çantayı açıp içini kontrol etti ve memnuniyetle başını kaldırdı. Para çantasını bizim korumalardan biri alıp içinde bulunduğum arabaya doğru gelmeye başladı. Kalbim kulaklarımda atmaya başlamıştı. Elimdeki çantayı daha sıkı tutmaya başladım ve ayaklarımla zemini dövmeye başladım. Arabanın kapısı açılırken yeri dövmeyi bırakıp korumaya baktım.

   "Efendim, sıra bizde.

   Korumaya cevap vermeden elimdeki çantayla birlikte ayağa kalktım. Güçlü ol Asi, güçlü ol! İyice dikleştim ve korumanın elindeki para dolu çantayı alıp arabanın bir köşesine attım. Sıra bizdeydi ve Kapan'a mallarını vermeliydik. Hemde en iyi şekilde. Son kez dışarı çıkmadan Toygar'a baktım. Elleri ceplerinde ayakkabısıyla yeri deşerken birazdan olacaklardan habersiz yere bakıyordu. İyice dikleşip her zamanki ukala sırıtmamı takınıp arabadan indim. Her şey tekrardan başlasın bakalım ve herkes kılıçlarını çeksin. Bakalım bu sefer hangi taraf kazanacaktı?

   

Continue Reading

You'll Also Like

2.1M 84.9K 18
"Karanlıkta kalınca gözlerini sımsıkı yumardı çünkü kendi yarattığı karanlık, maruz kaldığı karanlıktan daha vicdanlı gelirdi." 21 Ağustos 2005. Saat...
27.7M 1.3M 81
"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle...
11.6M 177K 16
17 NUMARA'YI KİTAP SATAN HER YERDE BULABİLİR, SATIN ALABİLİRSİNİZ. BURADA YALNIZCA TANITIM AMAÇLI İLK ON BÖLÜM VE ÖZEL BÖLÜMLER YAYIMDADIR. Gecenin k...
9.9M 526K 42
Burası bir kar küresiydi, biz de içindeki figürler. Bizi tutup salladılar, ne olduğunu anlamadık, alt üst olduk...