Asi Koruma (Tamamlandı)

By gizemcanatan7

1.7M 73.3K 6.4K

Yeraltı dünyasının kalbi Kapan. Tüm pisliklerin kaynağı. Kaçak dövüşlerin ev sahibi. Asi'nin evi. Tüm hayatı... More

1.Bölüm: Göze Göz, Dişe Diş
2.Bölüm:Pişmanlık
3.Bölüm:Asi Koruma
4.Bölüm:Geçmiş
5.Bölüm:Kendi Çöplüğünde Ötmek
KıSa Bir ArA
6.Bölüm:Toplantı
7.Bölüm:Oyun Başlasın!¿
8.Bölüm:Tilki'nin Kürkçü Dükkanı
9.Bölüm:Düşman Toprakları
10.Bölüm:Geçmiş ve Pişmanlık
11.Bölüm:Katil
12.Bölüm:Halis'e Yağ Çekme Seansı
13.Bölüm:Daha Asi ve Daha Öfkeli
14.Bölüm:Çift Travesti Vakası
15.Bölüm:Yalanım Batsın Yalancıyım
16.Bölüm:Dost-Düşman Hangisi?
17.Bölüm:Es-Es
18.Bölüm:Felekten Bir Gece
19.Bölüm:Fön Rüzgarları
20.Bölüm:Kapan'ın İtleri
21.Bölüm:Vahşet
22.Bölüm:Kum Torbası ve Biz
25.Bölüm:Ava Giden Avlanır Misali
26.Bölüm:Mutlu Yıllar
27.Bölüm:Mutsuz Yıllar
28.Bölüm:Eylem¿?
29.Bölüm:Kapan-Anime
30.Bölüm:Kocabeyler
31.Bölüm:Suskun Gidiş Muhteşem Dönüş
32.Bölüm:Acı Kahvenin 40 Yıl Hatrı Vardır!
33.Bölüm:Sorgulu-Süalli
34.Bölüm:Bay Yabancı ve Bayan Tanıdık
35.Bölüm:Kapan'ın Yenilmez'i
36:Bölüm:Baba Fırçası
37.Bölüm:Evcilleştirilmiş Yılmaz
39.Bölüm:Göze Göz, Dişe Diş 2
Asi Koruma 2 Çıksın mı?
40.Bölüm:Toygar-İmpala-Teoman
Final Geliyor
2.Kitap Duyurusu
40.Bölüm:Özgürlük Maçı(Final)
Önemli Uyarı

23.Bölüm:Aynı Kumaşın İnsanları

31.9K 1.4K 116
By gizemcanatan7

Multimedya:Selin-Çağlar
Oy ve yorum unutmayalım

    Çıplak ayaklarımı buz gibi zeminde ilerletirken karanlıktan dolayı etrafa korkarak bakıyordum. Korkudan dolayı elimdeki ayıcığı dahada sıkmaya başlamıştı. Bir yandan uzun pijama altım ayaklarıma takıldığı için sendeliyordum. Yatak odasından gelen bir şeylerin kırılma sesiyle yerimden sıçradım. Odaya yaklaştıkça bağırtı sesleri artıyor ve bu kalp atışlarımın dahada hızlı artmasına neden oluyordu. Yüksek seste bir kadının hıçkırığı evin içinde adeta yankılanıyordu. Küçücük ev o gece devasa bir saraya dönüşmüştü. Ayaklarım nihayet odanın önüne ulaştığında açık kapının önünde dikildim. Yatağın üzerinde oturan gözü yaşlı perişan haldeki ailemi görmek benimde iç çekerek ağlamama neden olmuştu. Ağzımdan kaçan hıçkırıkla beraber birbirine sarılarak ağlayan anne ve babam anında bana dönmüşlerdi. Beni ilk farkeden babam annemden ayrılmıştı.

   "Bebeğim neden ağlıyordun. Gel buraya.

    Babamın kulaklarıma dolan endeşeli sesiyle birlikte iki yana açtığı kollarının arasına girdim. Kolları ufak bedenimi sararken saçlarımın okşanmasıyla dahada şiddetli ağladım.

   "Siz ağlıyorsunuz diye ağladım.

    Arkamdan anneminde bana sarıldığını hissederken bu seferde saçlarımda öpücükler hissediyordum. Annem göz yaşlarımı silerken bir yandan babama bir yandan anneme kendi çapımda sımsıkı sarılıyordum. İkisininde göz yaşı durmuş benim seviyorlardı. Onları böyle üzgün görmek beni korkutmuştu.

  "Neden uyumamış bakalım benim aşkım?

   Annemin sesiyle burnumu çektim ve babamın tişörtün yakasıyla oynamaya başladım. Dudaklarımı büzdüm yaşlı gözlerimle konuştum.

   "Ben kabus gördüm. Siz arıyordum ama bulamadım. Ben tek başımaydım ve çok korktum.

   Annemle babam dediklerimle bana daha sıkı sarılmışlardı ve annemin ağzından ufak bir hıçkırık çıkmıştı. Babam ikimizide sıkıca sarılıp yorganı kaldırıp bedenimi yatağa yatırdı. Bir yanıma babam bir yanımada annem yatarken onlara kollarımı dolayıp sarıldım. Babam saçlarıma öpüp kısık sesle konuştu

   "Sadece kabus meleğim. Sadece kabus.

    ****

   Gözlerimi anımda açtım biraz önce gördüğüm rüyayla birlikte kalp atışlarım ritmini arttırdı. Rüya demek ne kadar doğruydu bilemiyorum. Bu rüyadan çok ESKİ, unutulmaya yüz tutmuş bir anıydı. Nefesimi düzene sokmaya çalıştım fakat yapamadım. Yanaklarımda hissettiğim elle birlikte bulunduğum dalgınlıktan kendime geldim. Ne zaman aktığının farkında olmadığım göz yaşlarını Toygar silmeye baslamışken gözlerimi kırpıştırdım ve ona baktım. Biraz önce gördüğüm şey şuanda yaşadığım andan beni bu denli soyutlamış olamazdı. Toygar'la sarmaş dolmaş uyumamız aklıma istila etmeye başlamıştı. Aynı yastıkta yüzlerimiz arasımda milimler vardı. Ona dolanmış kollarım ve onun bana dolanmış kolları kendime gelmemi sağlamıştı. Göz yaşlarım hala iki yanımdan akmaya devam ederken Toygar nazikçe silmeye devam ediyordu. Gözleri anlam veremediğim bir şekilde beni tartıyordu. Gördüğüm rüyayı merak ettiği aşikardı. Ona doladığım kollarımı sıkılaştırdım ve yastıktaki başımı göğsüne gömdüm. Toygar'ın kollarıda etrafımı sararken saçlarımıda okşamayı ihmal etmiyordu. Toygar'ın saçlarımı okşayana dokunuşları biraz önce gördüklerimi kapçılarken ağlamam daha arttı. Toygar anlıma dudaklarını bastırdı.

    "Bana ne gördüğünü anlatmak ister misin?

   Şevkatli sesimi içimi ısıtıyordu, bana narince dokunması hoşuma gidiyordu, benimle kimsenin ildiği şekilde ilgilenmesi gururumu okşuyordu. Kapan'ın fahişesi Asi, Kapan'ın liderlerinin koruyucu kolları altında. Ben ne yapıyordum ki? Ne işim vardı benim burda? Yaptıklarım doğru değildi. Göz yaşlarımı kendim silip Toygar'ın kolları arasında hışımla çıktım.

   "Bu... Bu çok yanlış Toygar.

   Bedenimi sıcak yatakten atıp ayak dikilmeye başladım. Toygar'da kaşlarını çatmış dediklerime anlam vermeye çalışıyordu. Sırtını yatak başlığına yaslamış sorgulayıcı bakışlarını yüzümde gezdiriyordu.

   "Ben iyi bir insan değilim. Bana güvenmek yapacağın en büyük hata.

   Aklıma onu Kızıl Kraliçeyle tuzağa düşürme planlarımız süzülürken gerçektende güvenilmez bir karakter olduğumu sonuna kadar belli ediyordum. Toygar bir şeyler söylemek için ağzını aralarken buna izin vermeden konuşmama devam ettim.

   "Hani sana sormuştum ya geçmişinden kurtulabilir misin, diye. Kurtulamayız Toygar, kurtulamam. Seninle aramda olan ya da olmayan şey ney hala çözemedim. Ben pisliğin tekiyim.

   Yaşlar gözlerimden durmadan inmeye devam ediyor ve ben bir kez daha kendimden nefret ediyordum. Bu gün o gördüğüm anı kaybettiğim masumiyetimden bir bölümdü. Ben artık o küçük bir kız çocuğunun kalbine sahip değildim. Toygar hışımla yatak kalkıp yanıma ulaştı.  Elleri yanaklarımı kavradı ve ona bakabilmem için çenemi tutup havaya kaldırdı. Gözleri hızla gözlerimi tarıyordu.

    "Evet sen pisliğin tekisin. Sana masumsun diyip seni teskin etmiyeceğim. Ya da sen özünde iyisinde demiyeceğim.

   Normal bir insan bu sözleri duyduğunda kırılır ve ağlar ya. İşte bende bu olmadı. Toygar'ın bu sözleri beni kırmadı. Aksine bakışlarımı dikkatle gözlerine dikmeme sebep oldu ve merakla neler diyeceğini dinlemeye devam ettim. Toygar yanaklarımı okşamaya başladı ve sıcak nefesi tenime çarpmaya devam etti.

    "Sende ne buldum, hangi akılla kendimi senin yanında buldum inan bende bilmiyorum ama şunu biliyorum. Seni vurduğum an benim için dönüm noktası oldu. Ben sana o günden beri güveniyorum. Seni kızıl peruğunla dağda tek başına bıraktığımdan beri eski seni unutamıyorum ve kendime her gün o gün için lanetler okuyorum. Kemal'in seni soktuğa pisliğe, ben seni dahada çektim.

   İkimiz ağzından dökülen beklenmedik itiraflar hız kesmeden dökülmeye devam ediyordu. Toygar konuştukça onunla yaşadığım her kötü-iyi anı zihnimde canlanıyor ve ben o anıları tekrardan yaşıyordum. Kapan'a gittiğim ilk günü o da benim gibi unutamıyordu. Beni kızıl peruğumla tanıyan adamı bende o geceki hüzünüyle tanıyordum.

    "Ama her şeyden önemlisi ne sen ben daha pisliksin ne de ben senden. Biz aynı kumaştan yapılmış iki kişiydik.

    Aynı kumaş. Bir zamanlar benimde kullandığım kelimeleri onun ağzından duymak bir yandan ağlarken bir yandan tebessüm etmeme neden olmuştu. Bu sefer ben ellerimi havaya kaldırdım ve parmaklarımı sakallarımda gezdirmeye başladım.

   "Aynı kumaştan olmamız gerçekleri değiştirmez Toygar. Sen Kapan'ın liderisin, bense Kapan'ın fahişesi.

    Tüm bunları gözlerimi Toygar'ın gözlerinden ayırmadan söylemiştim. Toygar biran kasıldı ve söylediklerimden rahatsızlık duydu açıkca ortadaydı fakat bunlar gerçeklerdi. Hem zamanında Toygar'da bana bu şekilde hitap etmiyor muydu? Toygar yanaklarımdaki ellerini kollarıma indirdi ve tüm kuvvetiyle sıkmaya başladı. Acıyla dişlerimi dudaklarıma geçirdim. Toygar canımı yaktığının farkında olmadan sıkmaya devam etti.

   "O geceye lanet olsun!!! Seni kendi ellerimle başkalarına sunduğum için bana lanet olsun!!! Sen Kapan'ın fahişesi değil Yenilmezisin! Allah aşkına kendi aşağılamayı kesecek misin? Biz böyleyiz Asi, kusurluyuz. Kusurlarımızla varız ve kusurlarımız sayesinde biziz.

   Toygar ellerini gevşetmişti ve ses tonunda yenilgi vardı. Biz diyordu. Onun ağzından bunları duymak içimi ısıtsa da korkuyordum. Ben ona yakışmamaktan, ona uymamaktan korkuyordum. Kusurlarımızla varız diyordu ama yinede eksik hissediyordum. Toygar'ın elleri boynuma çıktığında başımı hemen kendine çekti ve sıcak dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Nazikçe dudaklarımı öperken bende aynı yavaşlıkta ona karşılık vermeye başlamıştım. Toygar kısa bir süre sonra dudaklarını ayırıp konuştu.

  "Bundan sonra sadece biz varız tamam mı?

   "Biz derken?

    Kaşlarımı havaya kaldırmış ve gerçekten ne dediğini anlamıyormuş gibi davrandım. Sabahtan beri ilk kez Toygar dudakları kıvrılmaya başlamıştı. İkimizde birbirimize biraz kurnazca birazda her şeyden habersizmiş gibi bakıyorduk. Biz aynı karaktere sahip iki ayrı versiyonduk:Kız-erkek versiyonu.

   "Bebeğim siz nasıl diyor? Manitayız.

  Toygar çakma turist taklidine tam kahkaha atacaktım ki son söylediği kelimeyle birlikte gözlerimi pörtlettim. Biz şimdi basbayağı manitacılık mı yapacaktık. Benim dumur oluşum Toygar'ın hoşuna gitmiş ve pişkince sırıtıyordu.

   "Noldu hayatım romantik bir teklif mi bekliyordun?

   Ups! Sanırım daha fazlasını kaldıramayacaktım. Ellerimi havaya kaldırdım ve Toygar'ın susmasını sağladım. Ben sevgilicilikten ne alardım ki? Benim eski hayatım belliydi. Benim hiç erkek arkadaşım olmamıştı ki. Toygar ciddi ciddi sevgili olduğumuzu belirtirken benim şok geçirmemlede dalga geçmeden duramıyordu. Boğazımı tizledim ve kendime gelebilmek için kafamı salladım.

   "Sanırım kalbim daha fazlasını kaldıramayacak. Hem cidden iğrençsin Toygar. Hayatım lafı ağzında iğreti duruyor.

   "Bende iğrendim. Neyse lan uzatma hadi hazırlanalım da işe daha fazla geç kalmak istemiyorum.

   İşte biz böyledik. Ne bir teklife gelebilir ne de romantik bir kelime duyabilirdik. Biz aynı kumaşın insanlarıydık. İyisiyle kötüsüyle. Fazla kusrumuz vardı ve biz kesinlik normal değildik ama bizi biz yapanda bu değil miydi? Omuzlarımı silktim ve tipime bakmadan yüzümde kurumaya başlayan göze yaşlarımı silip yürümeye başladım. Toygar'da benim gibi omzunu silkip kolunu omzuma atarak Kapan'da ilerlemeye başladık. Kafamı Toygar'ın göğsüne yaslayıp etrafdakilere sırıtarak bakıyordum. İşte böylede dengesiz ve umursamazdık.

    ****
"Ya sana inanamıyorum. Benden nasıl saklarsın? Ben seni gebertmeden hemen dökülüyorsun.

    Selin çatalını havaya kaldırmış gözlerimi delecekmişcesine suratımın ortasına doğru sallıyordu. Çataldan gözümü ayıramıyordum ve şuanda şaşı bir halde olduğumun bilincindeydim. Yardım dilercesine Çağlar'a döndüm. Onunda Selin'den geri kalır yanı yoktu. O da eline çatal ve bıçağı alıp bana doğru salladı. Selin kadar tehditkar bir şekilde konuştu.

   "Hemen dökülüyorsun!

    Kapan'dan sonra eve uğrayıp hemen üzerimizi değiştirip şirkete gelmiştik. Her ne kadar sabah boyu Selin ve Çağlar'dan kaçabilsem de öğle arası bunu başaramamış ve ikisinin zoruyla şuanda beraber yemeğe çıkmıştık. Kafamı her şeyi anlatacağıma dair salladım. İkisi de savaş aletlerini önümden çekmeden merakla gözlerini açmışlardı. Şuanda tam suratlarına ikişer tane çakmalıklardı.

    "Ben kafanızı koparmadan kendi işinize bakın.

    Omuzlarımda hissettiğim elle birlikte üstüme bir rahatlama çökmüştü. Çağlar ve Selin'se gözlerini pörtletmiş korkarak arkamdaki Toygar'a bakıyorlardı. Ellerindeki çattalları hemen masanın üzerine indirdiler ve korkuyla yutkundular. Eee etme bulma dünyası. Siz beni tehdit edersiniz ha? İşte Toygar'da sizi böyle basar. Toygar saçlarıma öpücük kondurup yanımdaki sandalyeye oturdu. Kolunu arkamdaki sandalyeye uzatıp merakla karşımızdaki çifte baktı.

    "Valla bizim halimiz belli. İşte iki kafadan kontak birbirini buldu da sizin ne iş abicim?

   Toygar kaş göz işareti yaparak Çağlar'a Selin'i işaret ediyordu. Toygar'ın şekilden şekile giren suratına gülerken bir yandan utançla yerlerine sinen karşımdaki çiftle eğleniyordum. Selin utançtan kıpkırmızı kesilmiş, Çağlar'sa biraz sıkıntıya düşmüş birazda rahatlamış gibiydi. Çatalımı elime aldım ve önümdeki köftelerimi iştahla yemeğe başladım. Toygar hala Çağlar'dan cevap bekliyordu. Çatalı köfteye batırdım ve Toygar'a uzattım. Toygar gözlerini Çağlar'dan ayırmadan köfteyi ısırdı.

    "8 aydır Selin'leyiz abicim.

    Toygar köfteyi yutkunamadan köfte boğazında kalmış ve kuvvetlice öksürmeye başlamıştı. Hemen Toygar'ın sırtına vurup su uzattım. Toygar bardaktaki suyu yudumlayıp şaşkınlıkla Çağlar ve Selin'i süzmeye başladı. Eee adam haklı tabi. Bende burnumun dibimdeki kardeşimle çalışanımın ilişkisinin farkına varmasam bende şoka girerdim. Çağlar abisinin bu haline omuz silkip Toygar'ı taklit ederek kolunu Selin'in sandalyesine attı. Toygar çenesi kasılmaya başlamıştı ve bu kesinlikle iyiye haber değildi. Olaya el atmanın vakti geldiğini anlamıştım. Boğazımı temizleyip dikkatleri üzerime çekmeye başarmıştım.
 
    "Adana ve Eskişehir'deki mağazaların tadilatı önümüzdeki haftaya bitiyor.

   Konuyu dağıtma amaçlı açtığım muhabbet tutmuş ve iki kardeş hemen iş sohbetine koyulmuştu. Selin'de minnetle bana bakarak dudaklarını oynatıp 'teşekkür ederim' dedi. Bizde iki kardeşe katılarak sohbeti devam ettirdik. Selin'e ait tasarımlar Yılmaz'larla birlikte görücüye çıkacaktı. Onların bu kadar emeğine karşılık kendimi yaptıklarım, daha doğrusu yapmadıklarım... Sahi ben ne işe yarıyordum. Tek işim birilerinin arkasından komplo kurup iş çevirmek. Zaten döneğin önde gideniydim.

   Yemeklerimizi yemiş ve restoranttan çıkıyorduk. Nihayet uzun, sıkıcı iş muhabbetinin sonuna gelebilmiştik. Restorantın yan tarafafındaki graja doğru sessizce yürümeye başladık. Önde Toygar ve ben, arkamızda Çağlar ve Selin.

   "Toygar, Ayla hanımdan hala haber yok mu?

   Toygar tam ağzını açıp bir şeyler diyecekken vazgeçip kafamı tutarak yere eğilmemi sağladı.

    "EĞİLİN!

   Toygar'ın gür sesi etrafta yankılanırken peşi sıra silah sesleri etrafımızı sarmıştı. Toygar beni kendine bastırırken silah sesleri arkamda kalıyordu ve dönüpte neler olduğuna bakamıyordum. Toygar seslice küfür ederken Çağlar'ında ondan geri kalır yanı yoktu. Yerimde huzursuzca arkama dönmek için kıpırdandım ama nafileydi. Toygar ellerini sıkılaştırmış ve beni daha sert kendine bastırmıştı. Silah seslerin rahatsız edici gürültüsü anında kesilmiş ve kuvvetli lastik sesleri asfaltta ses çıkararak uzaklaştı. Toygar'ın ellerinin birazcık gevşemesini fırsat bilerek kollarının arasından çıkıp ayağa kalktım. Hepimiz yan taraftaki garaja koşmaya başladık. Toygar en önde koşarak kendi arabasının yanına geldi. O sırada arabadaki terslik hemen dikkatimi çekti. Toygar'da arabanın sağına sola bakarak delil ararken ben delili çoktan farketmiştim bile. Adımlarımı tekerin önüne getirip yere çöktüm. Arkamdaki üçlüde hemen ne yaptığıma bakmak için kafalarını bana çevirmişti ve cevaplarını almışlardı. Tekere geçirilen hançere elimi uzatıp hançeri ucundaki notla birlikte çıkardım. Henüz notu okumadan bu küçük süprizi bize hazırlayan dostumuzu tanımıştık. Çağlar önce davranarak notu yüksek sesle okumaya başlamıştı.

   "Bir dahakine hançeri iyi yere saplandından emin ol. Tabi bir daha saplamaya vaktin olabilecekse.

    Çağlar sustuğunda derince yutkundum ve yutkunmam adeta yankılanmıştı. Mesaj gayet açık ve netti. Rıza yaşıyordu ve beni gebertmeden durmayacaktı. Rıza'ya sapladığım hançeri avucumun içinde sıkı sıkıya tuttum ve ayağa kalktım. İyice dikleşerek Toygar'a döndüm. Toygar sinirden gözü dönmüş bir halde karşımda duruyordu. Ayağını sertçe inik lastiğe geçirdi. Yeni bir düşman kazanmıştım ama yalnız değildim. Yanımda Toygar vardı ve aynı kumaşın insanlarının karşında kimsenin şansı yoktu. Sinsice sırıtmaya başladım ve gözleri Toygar'a diktim. Toygar'da benim bu halime bir süre bakıp o da benim gibi sırıtmaya başladı.

    "Biraz önce silahlı saldıraya uğradık. Arabamızın lastiğine hançer saplandı. Asi'i tehdit mektubu aldı ve siz sırıtıyor musuz?

   Çağlar şaşkınlıkla konuşurken korkudan titreyen Selin'e sıkıca sarılmış ve bize delirmişiz gibi bakıyordu. Toygar'la birbirimize baktık ve daha genişce sırıtıp omuz silktik.

    "Siz manyamışsınız abicim.

  
***
   Saldırıdan hemen sonra Toygar'ın arabasını restorantta bırakıp Çağlar'ın arabasıyla şirkete dönmüştük. Yol boyu Çağlar kafamızı şişirip bizi soru yağmuruna soksa da ağzımızı açıp ta tek kelime etmemiştik. İkimizde tek kelime etmesek te ikimizde hain planların peşine şimdiden düşmüştük.

    Toygar ceketini hışımla çıkarıp kenara fırlattı. Bende peşi sıra odaya girip kapıyı kapadım. Toygar odadaki koltuğa otururken bende koltukların ortasındaki sehbaya oturup yüzümü Toygar'a çevirdim. Dizlerimiz birbirine sürtünüyordu

   "Aklı sıra bizi tehdit edecek. Rıza hala kimle uğraştığının farkında değil.

   Kafamı sallayara onu onaylıyordum. Ellerimi Toygar'ın omuzlarına koyarak bedenini arkaya doğru ittirdim. Toygar kendini kasmadan sırtını koltuğa yasladı ve bende sehbadan kalkıp Toygar'ın dizlerine oturdum. Kollarımı Toygar'ın boynuna doladığımda keyifle güldü. Bende sinsice sırıtıp yanaklarından başlayarak boynuna kadar ufak ufak öpücükler kondurmaya başladım. Toygar'da boynunu geriye atarak boynunu tamamen ortaya çıkardı. Tam adem elmasının üzerinede bir öpücük kondurup geri çekildim.

    "Planımız ne?

    Toygar boynundan çekilmeme pek memnun kalmamışcasına asık suratla kafasını geri kaldırdı. Gözleri gözlerimde oyalanmaya başladı. Daha ne yaptığını anlamadan dişlerini burnuma geçirmişti. Burnumun ucunu ısırıp küçük bir öpücük kondurup geri çekildi. Bense suratımı asmıştım. Resmen bebekmişim gibi öpmüştü. Elleride belimdeki yerlerini almıştı. Benim bu halime ufak bir kahkaha atıp tekrar burnuma öpücük kondurdu. Bu sefer kaşlarımıda çatmaya başlamıştım. Toygar defalarca aynı işlemi tekrarlamaya devam etti. Ne kadar yaptı bilmiyorum ama en sonunda ikimizin kahkahaları birbirine karışmıştı ve odada yankılanıyordu.

  "İnimize çekilip sabırla bekliyeceğiz.
  "Adam beni öldürecek Toygar bilmem farkında mısın? Ve bu adam senin yüzünden bana musallat oldu. Sende bana gelmiş bekliyeceğiz diyorsun.

    Sinirle elimi saçıma geçirdim. Kucağına oturduğum Toygar'da söylediklerimle fazlasıyla kasılmıştı. Benim ona sinirlendiğim kadar en az o da bana sinirlenmişti. Toygar belimdeki ellerini sıklaştırdı ve dudaklarımdan inilti çıktı. Bende onun bu hareketine karşılık boynuna doladığım ellerimi ellerine indirip uzun tırnaklarımı sonuna kadar derisine batırdım. Acıyla suratı büzüştü. İkimizde pes etmeden birbirimize zarar veriyor ve suratlarımızdanda anlaşılacağı gibi acı çekiyorduk. Odada yankılanan telefonumla ikimizde etkilenmeden pençelerimizi birbirimize batırıyorduk. Toygar belimi morartacaktı ve bense şimdiden elinin üzerindeki derileri soymaya başlamış hatta ufaktan kan çıkmaya başlamıştı. Telefon susmasıyla birlikte tekrardan çalmaya başlamıştı.

    "Şu lanet şeye cevap ver!

    Toygar'ın dişlerinin arasından konuşmasına gözlerimi devirdim. Tırnaklarımı ondan çektim. Onunda belimdeki elleri anında gevşemişti. Telefonu elime alıp ekrandaki isme ürpererek baktım. Ekrandaki yeşili kaydırdım ve merakla beni izleyen Toygar'a bakmaya başladım.

    "Buyrun Ayla hanım?

    Oldukça normal çıkarmayı başardığım ses tonuma sevinmiştim. Toygar içindeki merakı saklama gereği duymadan başı telefona yaklaştırdı ve hattın ucundaki sesin konuşmasını dinlemeye başladı. İçimden Ayla hanımın ağzından bir şeyler kaçırmaması için dua etmeye başladım. Toygar'ın kafasını şuanda telefondan uzaklaştırması için nelerimi vermezdim.

   "Gölletin ordaki kafedeyim ve seni bekliyorum. Çabuk gelsen iyi edersin!

   Ayla hanımın benim aksime oldukça sinili ses tonu kesildiğinde telefonu suratıma kapadığının farkına vardım. Derin bir şekilde yutkunup telefonu cebime geei soktum. Yüzümün suanda kireç beyazına döndüğünü az çok tahmin edebiliyordum. Ama bu günün bir şekilde geleceğini biliyordum. Geç olmadan Toygar'a her seyi anlatmalıydım. Toygar'ın buz gibi sesi kulaklarıma dolarken tekrardan korkuyla yutkundum.

  "Yine ne dolaplar çeviyorsun?

   °°°°°°°

                                 Gizem Canatan

Continue Reading

You'll Also Like

2.7M 141K 53
"Ne demek gemi batıyor?" diye çemkirdi genç kız geminin kaptanına karşı. Bu kadar mı basitti bir geminin batması? Bu ahmak adam utanmadan karşısına...
369K 28.6K 40
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...
TARUMAR By YAREN

Teen Fiction

1.1M 70.5K 46
Uyuşturucu bağımlısı olan bir kız, yatırıldığı psikiyatri merkezinde hayatını değiştirecek genç bir adamla tanışır. 12.04.2021/ Gerilim #1 07.05.2021...
1.3M 74.5K 63
#fantasy #1 09.05.2018 Fantastik #2 20.12.2017 Şimdi, kitabın kapağını kaldırıyorum. "Anne, bunun gerçek olduğuna inanmıyorsun değil mi?" Gülüm...