BEŞİK KERTMESİ 2 'Mafyanın Ge...

By sadecekubraa

323K 12.5K 1.1K

Kızlarının beşik kertmesinin ailesinin aslında bir mafya olduklarını öğrenen Doğan ailesi ... Bu evliliğe eng... More

Bölüm 1 'İlk gün'
-ALINTI-
Bölüm 2 'TAKİP'
-ALINTI-
Bölüm 3 'Katil'
-ALINTI-
Bölüm 4 'Öldürdüm!'
- DUYURU -
- ALINTI -
BÖLÜM 5 'Koruma'
Bölüm 6 'Yağız.'
Bölüm 7 'Altan.'
- DUYURU -
Bölüm 9 'Ayrılık'
Bölüm 10 'Yeni Kız'
Bölüm 11-ÖZEL BÖLÜM 'Yeni Yıl'
Bölüm 12 'Yeni Anlaşma'
Bölüm 13 'KABULLENİŞ'
Bölüm 14 'Aşk Acısı'
-ALINTI-
Bölüm 15 'Gökçe.'
- ALINTI -
Bölüm 16 'WOWOWOW'
- ALINTI -
Bölüm 17 'GEL BURAYA GERİZEKALI!'
Bölüm 18 'Yağız&Simay'
Bölüm 19 'Gidiş... Bitiş.'
Bölüm 20 -Part1- 'YALNIZCA SİMAY'
Bölüm 20 -Part 2- 'YAĞIZ-KAÇIŞ!'
Bölüm 21 'Bebek istiyorum...'
- ALINTI -
Bölüm 22 'Aşk vakti.'
Bölüm 23 'Mafyanın Gelini'
Bölüm 24 'EVET.'
Bölüm 25 'Hazal & YAĞIZIN SİMAYI'
Bölüm 26 'Baba...'
BÖLÜM 27 'ALTAN...!!'
Bölüm 28 'Hamileyim."
Bölüm 29 'Test...'
Bölüm 30 'Siyahlı Adamlar'
Bölüm 31 'Değişim'
Bölüm 32 'HİSLER'
Bölüm 33 'İstemiyorum.'
Bölüm 34 'MEKTUP'
Bölüm 35 'Kayıp'
Bölüm 36 'Kürtaj'
'FİNAL'
ÖZEL BÖLÜM 1
ÖZEL BÖLÜM 2
❤️
ÖZEL BÖLÜM 3
ÖZEL BÖLÜM 4

Bölüm 8 'Turan.'

5.1K 264 14
By sadecekubraa

Bölümün şarkısı: Toheart-Tell Me Why 

Doğukan'ı koridorun ucunda görünce arkasından Yağız'ın da çıkacağını düşünerek telefonumu hemen cebime attım. Doğukan koşarken Yağız sık adımlarla koridordan döndü beni görünce daha da hızlandı ve yanıma gelip sıkıca sarıldı.

"Sana bir şey oldu mu?"

"H-hayır sevgilim ben iyiyim" sesim titreyerek çıkmıştı. Doğukan Beren'in olduğu odanın kapısını açacakken "yasakmış" dedim fakat o dinlemeyerek odaya daldı. Yağız ayaklanan Turan ve Cem'e döndü.

"Anlatın!"

"Efendim Simay hanım yanında değildi, biz dediğiniz gibi Simay hanımı eve bırakıyorduk bizim de bir bilgimiz yok"

Yağız sakince yerine otururken Turan ve Cem'e başı ile "gidin" emri verdi. Turan ve cem selamlayarak hızlıca yanımızdan uzaklaştı. Daha sonra bir ağlama sesi ile hastane inlemeye başladı. Belmaz Teyze bağırarak "Beren nerde?!" diyor koridoru inletiyordu. Bizi görünce yanımıza doğru koşmaya başladı. Aynı hızda ben de ayağa kalktım. Yanımıza gelince "Simay Beren nasıl? Nerde o?" dedi.

"Belma Teyze odada ama..." devamını getiremeden o da odaya hızlıca girdi. Ardından tekrar bir gürültü ve Akay damladı. Akay Yağız'a selam verdi ben tam "odada..." demeye kalmadan daldı o da. Sonunda Yağız'ın yanına oturup başımı omzuna yasladım. Elini belime sarıp beni kendine çekti. Diğer elini saçlarıma getirip okşamaya başladı. Başımı omzuna iyice gömüp kokusunu ciğerlerime doldurdum.

"Kim yapmış olabilir Simay?" dedi bana düşünceli bir şekilde. Ben hala Altan'la ilgili bir mesele olduğunu söylemek istemiyordum. Kendim halledebilirdim. Yağız'ın başını tekrar belaya sokmak istemiyordum. Altan dan ne kadar uzaklaştırırsam o kadar iyiydi benim için. Yağız beni nasıl önceden koruduysa ben de onu şimdi koruyabilirdim.

"Bilmiyorum" dedim sonunda. Ardından derin bir nefes aldım.

"Fazla düşünerek cevap verdin sanki"

"Beren'in bir düşmanı var mıydı diye düşünüyordum" dedim gayet uygun bir yalan bulmuştum.

"Döven kız mıymış ki?" dedi. İşte bunu gerçekten bilmiyordum. Altan gidip dövmez, adam tutmuştur. Peki ama kız mı erkek mi bu tuttukları?

Hemşirenin odaya girmesi ile Belma Teyze, Doğukan ve Akay'ın odadan çıkması bir oldu. Belma Teyze tam yanıma otururken dikleştim.

"Kimin yaptığını biliyor musun Simay?"

İşte bu noktada işler iyice sarpa sarıyordu. Ben erkek arkadaşımı korumak isterken bir yandan arkadaşımın ailesini yalnız bırakıyordum. Onlara gerçeği söyleyemiyordum. Doğukan ve Akay cevabım için gözümün içine bakıyorlardı.

"H-hayır" diyebildim sadece.

"Hayır benim kızım kavgacı biri de değildir... neden böyle oldu? Kim ona ne yapabilir? Neden yapsın? Sana hiç mi bir şey anlatmadı Simay?" dedi tekrar ağlamaya başlamıştı Belma Teyze.

"Hayır anlatmadı Belma Teyze" derken sarıldım ona. O da bana sarıldı. Vicdan azabı çekmeye başlamıştım bile. Sevdiğim adamı korumaya çalışırken arkadaşımı koruyamıyordum. Bundan kötüsü kim bilir Altan başka kime ne yapacaktı?"


Telefonum çalarken içimden ne olur Altan olmasın Allahım diye dua etmeye başladım. Yağız yüzüme bakıyordu. Yavaşça telefonumu cebimden çıkardım. Ekrana baktığımda "OH annem" dedim. Yağız bu tepkime şaşırsa da bir şey söylemedi. Bende onun bir şey söylemesine fırsat vermeden oturaktan kalktım. Koridorda ilerlerken telefonu açtım.

"Efendim annecim"

"Beren nasıl kızım?"

"Hayati tehlikesi yok fakat yine de iyi olduğunu söyleyemem"

"Belma teyzenin bir şeye ihtiyacı olursa muhakkak bana söyle onun telefonu kapanmış en son yoldayken konuşmuştuk"

"Tamam annecim söylerim"


Telefonu kapattıktan sonra yerime geri dönerken hemşire odadan çıktı.

"Şimdi girebilirsiniz" dedi iğneleyici bir şekilde. Hazır ayaktayken önce odaya ben girdim. Beren gözlerini açmış etrafa bakmaya çalışıyordu. Fakat patlamış olan kaşı yüzünden gözleri kısıktı. Dudaklarında ki kan yerini yaraya bırakmış gibiydi. Yanağındaki hafif morluk acısının ne kadar büyük olduğunu biraz da olsa hissetmeme neden olmuştu. Acı ile gülümseyerek "kanka... bilmediğim düşmanlarım varmış" dedi, diyebildi. Hızlıca yanına gidip sıkıca sarıldım. Onu kollarımın arasına alırken o sarılamadı. Bir yandan gözlerimin dolmaması için çabalıyordum. Doğukan hemen "kim onlar? Kız mıydı? Erkek mi?" diye soru yöneltince uzaklaştım. Bende merakla yüzüne bakıyordum. Beren gözlerini Doğukan'dan çekerek bana baktı tekrardan Belma Teyze diğer yanına otururken aynı soruyu yöneltti. Aynısı olmasa da benzeriydi.

"Tanıyor musun Beren onları? Kimdi kızım?"

Beren dikkatini tekrar Doğukan da toplarken konuşmaya başladı.

"Kız... kızlardı ve bana Doğukan dan uzak durmamı söylediler"

"NE?!" dedim koca bir şaşkınlıkla.

"Evet bu"

"Sen ciddi misin?"

Yağız'ın yüzüne baktığımda tepkime şaşırmış bakıyordu. Evet şüpheli davranıyordum. Fakat Doğukan da aynı şaşkınlıkla "NE?!" diye bağırınca Yağız'ın dikkati Doğukan'a kaydı.

"B-ben... yemin ederim... öyle bir kız..." Doğukan cümlesini toparlayamıyordu.

Belma Teyze sinirle ayağa kalkıp kapıyı işaret etti. "ÇIK!" dediği an Doğukan son bir kez Beren'e, ona inanması için baktı. Çaresiz kaldığını anlayınca odadan çıktı.

İnsanların hayatı belki de benim yüzümden mahvolacaktı. İşler daha da çığrından çıkmadan Altan ile konuşmam gerektiğini anladım.



Yağız beni eve bıraktığında arabanın içinde bir süre sessiz kaldı. Söyleyeceği şeyler vardı biliyordum fakat benim verebilecek bir cevabım yoktu. Bir an önce bu sorgu odası ortamından gitmek istedim.

"İyi akşamlar o zaman sevgilim" cümlem biter bitmez arabadan çıkmaya yeltendim.

"Benden bir şey saklamıyorsun değil mi Simay?" dedi. Birkaç saniye bekleyip ona döndüm. Sahte bir gülümseme ile "tabii ki hayır" dedim. Boynuna sarıldım. Dudaklarım bu konuda ne kadar etkiliydi gülümseyebildim mi bundan bile emin değildim. Fakat onun boynuna sarıldığım an içimi saran bu ağlama duygusunu engelleyemiyordum.

"Geç kalmiyim" diyerek ondan uzaklaştım. Yüzüne bile bakmadan, bakamadan arabadan inip koşarak eve girdim.



Sabah ilk iş Beren'i ziyaret ettim. Yağız gelip almıştı fakat düne oranla daha da soğuktuk. Düşünceliydi ve kafası karışıktı. Bana pek belli etmemeye çalışsa da bunu sezebiliyordum. Gözlerini benden kaçırıyordu. Yağız beni hastaneye bıraktıktan sonra gitti. Beren ile odada baş başa kalmıştık.


"Kızları tanıyor muyuz?" dedim. Beren düne oranla daha iyiydi. En azından daha iyi sesi çıkıyordu. Detaylıca her şeyi öğrenmek istiyordum.

"Hayır başka okulun kıyafetleri vardı üzerinde"

"Hangi okul?"

"Lacivert olması gerek... lacivert ya da siyahtı hava karanlık olduğu için rengi tam algılayamadım"

"Peki nasıl oldu?"

"B-ben... duraktaydım" dik oturmaya çalışırken ayağa kalkıp dirseğinden destek oldum. Rahat ettiğini anlayınca yerime geri döndüm. "Aniden 5-6 kız koşarak geldi. İlk darbeyi bir kız attı içlerinden çantası ile. Dengem bozuldu yere düştüm ve ard arda tekme atmaya başladılar... son kez gidecekleri zaman bir kız kulağıma eğilip 'Doğukan dan uzak dur!' dedi. O anki... duygumu... inan anlayamazsın"

Altan rolünü çok güzel oynuyordu. Bu işten de adını temize çıkarıp kurtarmıştı.

"Kızları görsen hatırlar mısın peki?"

"Evet... yani sanırım çünkü biri sarışındı uzun saçlı ve incecik bacakları vardı"

Düşünmeye başladım. Başka okuldan sarışın uzun saçlı ince kız... onu bulacaktım. Altan ile ne gibi bir ilişkisinin olduğunu öğrenecektim. En azından işbirliği yapabilir belki de Altan'ı polise dahi şikayet edebilirdik. Gel gör ki kız suçunu kabu eder miydi?



Hastaneden çıktıktan sonra okula gittim. İlk ders Nebinindi. Neyse ki yetişmiştim. Akay ve Doğukan okula gelmemişti. Turan ve Cem her zaman ki yerini almıştı. Sırama geçerken kapı sert bir şekilde kapandı. Nebi gelmişti. Suratı düşmüş fakat gülümsemeye çalışarak konuşmaya başladı.

"Günaydın gençler" bir şeyler olduğunu sesinden bile anlayabilirdi insan. Eline tahta kalemini aldığı gibi dersi anlatmaya başladı. Bir süre sonra masaya oturdu ve derin derin nefes almaya başladı.

"Hocam iyi misiniz?" diye sordu biri. Nebi sadece evet anlamında başını salladı. Bir süre sonra çantasını toparlayıp "ders bitmiştir, iyi günler çocuklar" dedi ve hızlı bir şekilde çıktı. Ardından bende çıktım. Koridordan döneceği sırada seslenmeye başladım.

"N-nebi... hocam!" nefes nefese kalmıştım. Nebi beni duyunca tekrar yüzüne sahte bir gülümseme alarak bana döndü.

"Simay" dedi sorgular bakışla.

"İyi misiniz hocam?" dedim yanına yaklaşarak. Biraz durdu ve sonunda söyledi.

"Bugün sizinle son dersimdi" dedi.

"Nasıl son ders?"

"İşime son verildi"

"Neden?"

Başındaki şeyi göstererek "bu yüzden" dedi. Gözleri dolmaya başlamıştı ki başını çevirdi.

"Sizi çıkaramazlar... bunu nasıl istedikleri gibi yaparlar?"

"Burası özel okul Simay... acımasızlar ve benim yerime çoktan birini bulmuşlar üstelik düşün bakalım benim ondan neyim eksik?" dedi. Cevabını ardından kendisi verdi "sağlık" dedi.

Aklıma Altan gelmişti. Evet, Müdür Altan'ın babasının adamıydı ve bir şekilde hallederdi. Karşılığında elbette pislikçe bir şey isteyecekti fakat yine de istemeyeceğini düşünerek bunu ona anlatacaktım.

"B-ben... gitsem iyi olacak"

"Hocam ben halletmeye çalışacağım"

Nebi inanmamış olsa da –ki ben bile inanmıyordum ya- tekrar gülümsedi ve gitti.

Arkamı dönüp yürümeye başladım. Başımı tam kaldırmıştım ki aradığım pislik karşımda duruyordu. Yanına yaklaştım. Gülümseyerek "seni özledim" dedi. İğrenerek baktım. Konuşmaya devam etti. Fakat bu sefer ki mesele farklı gibiydi. "Erken haberin oldu" dedi.

"N-neyden?"

"Nebi..." dedi üzülüyormuş gibi yaparak.

"Altan sen... ?"

"Evet ben Simay... ben işine son verdim onun. Biliyorum Simay, tanıyorum senin çevrendeki herkesi her şeyi tanıyorum. Yağız'ın... müstakbel beşik kertmenin abisinin Nebi olduğunu biliyorum. Sana söyledim Simay. Ya sadece Yağız'ın hayatını mahvetmemi izlersin ki ilk adımı sen atıp Yağız dan ayrılarak onun ilk mahvoluşuna ona böyle yaşatırsın ya da çevrendeki herkes yavaş yavaş zarar görmeye başlar. Ki her 2 türlü de Yağız dan ayrılmak zorunda kalacaksın. Acı olan da bu ya!"

Sinirlenip elimi havaya kaldırdım. Tam ona tokat atacağım sırada bileğimi kavradı ve beni kendine çekti. Ben onu itmeye çalışırken beni daha da çekmeye başladı.

Bir el ikimizi sertçe ayırdı ve Altan'a kafa geçirerek onu yere serdi. 

"Bu kızın canı yanarsa, yanarsın!" 

 Bütün herkes gürültü den dolayı koridora çıkmıştı. Bense şaşkınlıkla görüntüye bakıyordum. Evet Altan her şeyi biliyordu. Çevremdeki yakınımda ki herkesi... fakat unuttuğu bir nokta vardı. Sevdiğim adamın korumaları. Turan ve Cem. Turan tek bir kafa atarak Altan'ı yere sermişti.



Continue Reading

You'll Also Like

323K 12.5K 53
Kızlarının beşik kertmesinin ailesinin aslında bir mafya olduklarını öğrenen Doğan ailesi ... Bu evliliğe engel olabilecekler mi? Peki ya Simay aşkın...
292K 9.3K 41
Ben Su AYHAN. Dedem ve babamın beşik kertmesi adında bir saçmalığı yüzünden kardeş olarak bildiğim bir adamla evlenmek zorunda olan zavallı bir kız. ...
945K 9.1K 10
Hiç olmaması yerde olan bir kız. Mafyanın evinde ve odasında... Korkunç, sinirlenince gözü birşey görmeyen acımasız katil mafya ... Kız odasına girm...
1M 19.6K 20
17 yaşında henüz lise öğrencisi saf , masum ,içine kapanık asosyal bir kız. Hayatı gibi kalbi de kendisi de karanlık , hiçbir şeye acıması olmay...