Asi Koruma (Tamamlandı)

By gizemcanatan7

1.7M 73.4K 6.4K

Yeraltı dünyasının kalbi Kapan. Tüm pisliklerin kaynağı. Kaçak dövüşlerin ev sahibi. Asi'nin evi. Tüm hayatı... More

1.Bölüm: Göze Göz, Dişe Diş
2.Bölüm:Pişmanlık
3.Bölüm:Asi Koruma
4.Bölüm:Geçmiş
5.Bölüm:Kendi Çöplüğünde Ötmek
KıSa Bir ArA
6.Bölüm:Toplantı
7.Bölüm:Oyun Başlasın!¿
8.Bölüm:Tilki'nin Kürkçü Dükkanı
9.Bölüm:Düşman Toprakları
10.Bölüm:Geçmiş ve Pişmanlık
11.Bölüm:Katil
13.Bölüm:Daha Asi ve Daha Öfkeli
14.Bölüm:Çift Travesti Vakası
15.Bölüm:Yalanım Batsın Yalancıyım
16.Bölüm:Dost-Düşman Hangisi?
17.Bölüm:Es-Es
18.Bölüm:Felekten Bir Gece
19.Bölüm:Fön Rüzgarları
20.Bölüm:Kapan'ın İtleri
21.Bölüm:Vahşet
22.Bölüm:Kum Torbası ve Biz
23.Bölüm:Aynı Kumaşın İnsanları
25.Bölüm:Ava Giden Avlanır Misali
26.Bölüm:Mutlu Yıllar
27.Bölüm:Mutsuz Yıllar
28.Bölüm:Eylem¿?
29.Bölüm:Kapan-Anime
30.Bölüm:Kocabeyler
31.Bölüm:Suskun Gidiş Muhteşem Dönüş
32.Bölüm:Acı Kahvenin 40 Yıl Hatrı Vardır!
33.Bölüm:Sorgulu-Süalli
34.Bölüm:Bay Yabancı ve Bayan Tanıdık
35.Bölüm:Kapan'ın Yenilmez'i
36:Bölüm:Baba Fırçası
37.Bölüm:Evcilleştirilmiş Yılmaz
39.Bölüm:Göze Göz, Dişe Diş 2
Asi Koruma 2 Çıksın mı?
40.Bölüm:Toygar-İmpala-Teoman
Final Geliyor
2.Kitap Duyurusu
40.Bölüm:Özgürlük Maçı(Final)
Önemli Uyarı

12.Bölüm:Halis'e Yağ Çekme Seansı

44.9K 1.8K 146
By gizemcanatan7

Multimedya:Asi
Playlist:

Oy vermeyi ve yorumları unutmayalım wattpad sakinleri.

Denizde suya gömülmüşsünüzdür, burnunuza ve genzinize tuzlu suyun dolduğunu hayal edin. Deli gibi çırpınıyor fakat bir türlü yukarı çıkmayı başaramıyorsunuz. Sanki ayaklarınıza bir çift el yapışmış yukarı çıkmanızı engelliyor. Sizde ağzınızı açıp bağırmak istiyorsunuz fakat ağzınızı açtığınız an olacakları biliyorsunuz. Kulaklarınızda dalga sesi ve içinizde tuttuğunuz çığlığın yankılarını dinliyiyorsunuz ve dibe doğru dahada çekiliyorsunuz. Her şeyin bittiğini düşünüyorsunuz, hayatınızın son bulacağını, bu derin suların sizi bitireceği... Durmayın hadi gözünüzü kapayın ve hayal edin.

Sonra birden aklına o laf geliyor: "Bataklıktan kurtulup yukarı çıkmak istiyorsan en dibe kadar batman gerekiyor" Sende kendini tamamen bırakıp dibe çöküyorsun. Ayaklarının altında hissettiğin kumdan destek alarak kendini yukarı doğru ittiriyor ve son sürat yüzerek yukarıdaki ışığa gitmeye başlıyorsun. İşte her şeyin bittiğini düşünürken sonunda aydınlığa çıkmayı başarıyorsun... Tüm da her şey bitti diyorum bunun daha kötüsü olamaz, ben en dipteyim artık yukarı çıkıp ışığı bulmanın vakti diyorum fakat her geçen gün daha kötü şeylere karışıyorum. Sanırım ben dipte değil yerin altında ilerliyorum. Benim sonum, dibim dünyanın merkezi olmalı.

Üzerimdeki kalın battaniyeye iyice sarılmıştım ve kafamın altında yumuşak leylak kokulu bir yastık vardı. Gözlerimi kırpıştırarak açtım. Geniş salonun içi güneş ışıklarıyla doluydu. Duvardaki saate bakıp öğleden sonra olduğunu gördüm. Gece boyu uyuyamadan dönüp durmuştum ve sabaha karşı uyuyakalmıştım muhtemelen Toygar'da ben uyuduktan sonra yastık ve battaniye getirme inceliği göstermişti. Koltuktan gerinerek kalktım ve hayretle Toygar'a bakmaya başladım. Adam kafayı koyduğu gibi uyumuş ve halende uyumaya devam ediyordu. Sen dün bildiğin katliam düzenle ve bonus olarak da beleş uyuşturucuya sahip ol. Bir insan bu kadar rahat olamazdı. Ayaklarımı süreyerek üst kattaki banyoya işlerimi halletmeye gittim.

Nerdeyse 3 gündür ne kahve ne de sigara içebilmiştim bunun verdiği asabilikle mutfağa saldıraya geçtim. Dolap kapaklarını hızlı bir şekilde açıp kapatıyordum fakat lanet olası kahve hiç bir yerde yoktu. Sinirle kapakları kapatmaya başladım. Çok şey istemiyordum ki sadece bir fincan kahve ve bir tanecik sigara istiyordum. Saçlarımı çekiştirerek avuç içlerimi tezgaha yaslayarak sessiz bir çığlık attım.

"Kızım cidden tırlatmışsın.

Korkuyla yerimden sıçradım. Gerizekalı Toygar uyku mahmurluğuyla mutfağın kapısına yaslanmış bir vaziyette duruyordu. Dağılmış saçları ve gözlerindeki şapaklarla küçük bir çocuğa benziyordu. Bu halin içimin ısınmasına neden olmuştu istemsiz olarak dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. Parmağımı havaya kaldırıp arkamdaki dolapları işaret ettim.

"Ben sadece kahve arıyordum.

Toygar gerçekten içten bir şekilde gülümseyerek yaslandığı yerden kalkarak yanıma gelmeye başladı. Gülümsemesine karşılık benim küçük tebessümümde büyümüştü. Tam önümde durdu ve vücutlarımızın yakınlığıyla heyecan bastı. Toygar'ın hiçbir hareketini kaçırmamak adınana gözlerimi üzerine diktim. Uzun, sık kirpikleri ve zifiri gözlerine hayranlıkla bakıyordum. Üzerime doğru eğilmeye başladı ve ona has baharatlı koku burnuma dolmaya başladı. Bu kadar yakın olmamız hiç ama hiç iyi değildi. Toygar üzerime eğilerek hemen yan taraftaki çekmeden paket alıp geri çekildi. Elim ayağım heyecandan donmuş kıpırdayamıyordum. Toygar'ın havada salladığı Türk kahvesi paketini hızlıca elinden aldım.

"Te-teşekkürler edeyim.

Resmen rezil olmuştum. Edeyim nedir, 5 yaşındaki  çocuk muyum? Toygar ne dediğimi anlamamış suratıma tuhafça bakıyordu. Zaten ben bile ne dediğimi anlamamıştım o yüzden Toygar'a açıklama yapmadan ocağın başına ilerledim. Elimdeki paketle birlikte ocağa baktım. Lanet olsun cezveyi unutmuştum. Kahveyi nerde pişirmeyi planlıyordum ki. Ben bunları düşünürken önüme çoktan cezve, iki büyük boy fincan ve kaşık koyulmuştu. Yaptığım salaklığa söylenerek Toygar'a minnetle baktım.

"Sende mi içeceksin?

Sesim neden bu kadar cılız çıkmıştı! Kendime yüzünce kez sövmeye başladım. Resmen hoşlandığı çocuktan utanan saf kızlara dönmüştüm. Hahahha... Ne saf kız ama... Eee yuh yani, hoşlanmak ve safı aynı cümlede kullanayım ama benim aklım safta kalsın. Toparlan kızım toparlan! Tekrar sırıtarak Toygar'a döndüm. Toygar suratıma sanki bana bişeyler olmuş gibi bakıyordu.

"Noldu Toygar? Bişey mi demiştin?

Toygar gerçekten söylediklerime anlam veremiyormuş gibi gözlerini kırpıştırdı.

"Sade Türk kahvesi olsun diyorum. Asi sen iyi misin?

"Evet, evet çok iyiyim. Sen bana bakma. 3 gündür kahve ve sigarasızlıktan bu haldeyim.

Toygar anladım der gibi kafasını salladı. Bende bu sefer bininci kez kendime söverek kahve yapma işime döndüm. Arkamdaki hareketlenmedende Toygar'ın mutfaktan bahçeye açılan kapıdan dışarı çıktığı tahmin ettim. Derince bir nefes alıp cezveye kahveyi ve suyu doldurup ocağı yaktım.

Tepsiye kahveleri koyup bahçeye açılan kapıya ilerledim ve dışarı çıktım. Yemyeşil, hayranlık uyandırıcı bahçeyle karşı karşıyaydım. Ev büyük bir ormanlık araziye inşa edilmiş bir çiflik eviydi. Evin bahçesini rötgenleyerek ilerde, bahçe mobilyalarıyla dekora edilmiş çardaklı yeşil alana ilerledim. Toygar beyaz koltuğa oturmuş sigarasını içiyordu. Bende karşısındaki koltuğa oturup bacak bacak üstüne attım. Elimdeki tepsiyi ortamızdaki sehbaya bıraktım. Kahvemi hemen burnuma götürüp derince kokusunu içime çektim. Hemen bir yudum aldım ve gözlerimi kapadım.

"Hım hım.....

"Eline sağlık kahven güzel olmuş fakat     kahveyle ilişkiye girecek kadar değil.

Gözlerimi hızla açıp ağzımdaki kahveyi püskürttüm. Toygar'da salyalarımdan nasibini almıştı. Boğulurcasına öksürmeye başladım. Toygar'ın resmen bana kahveyle ilişkiye girmeme laf etmesinemi gülsem yoksa Toygar'ın yüzündeki salyalarımı silmesinemi bilemedim. En iyisi önce genzime kaçan kahveden kurtulmaktı. Son kez öksürüp boğazımı temizledim. Toygar'da üzerindeki gri renkli kazağının kolunu eline kadar indirip tiksintiyle yüzünü sildi. Daha fazla kendimi tutamadan kahkahalarım bahçede yankılanmaya başladı.

"Hahhahaha.... Yılmaz'a bak..... Koskoca... Hahahah... Yılmaz.... Hahahahah.... Benim sallayalarıma bulanmış..... Hahahah

Koltuğa yatıp tepinerek gülmeye devam ediyordum. Bu halimle tepinen su aygırlarına benzediğime yüzdeyüz emindim. Ne kadar süre o halde durdum bilmiyorum artık gülmekten karnım ağrımaya başlamıştı. Karnımı tutarak yattığım yerden doğruldum. Akan göz yaşlarımı ellerimle kuruladım ve Toygar'a baktım. Toygar öylece rahat bir halde beni gülümseyerek izliyordu. Bu sahneden emin miyim ya... Gözlerimi kırpıştırarak tekrardan baktım. Evet, bana gülümsüyordu. Resmen adama salyalarımı paskırtmış ve üzerinede küstahca kahkaha atmıştım. O ise bana gülümsüyordu. Koyu gözlerine gözlerimi diktim. Gözgöze geldiğimiz an boğazını temizleyerek cebinden sigara paketini çıkarıp uzattı. Toygar'a ve pakete şaşkınlıkla baktım. Uzattığı paketten bir dal alıp gözlerimi kırpıştırdım.

"Toygar ben... Şey... Gerçekten kusura bakma. Biraz eşeklik ettim ve şey, sigara içinde teşekkürler.

Toygar kafasını sallamakla yetinip paketi geri cebine koydu ve bu sefer cebinden bir zippo çıkarıp yaktı. Elindeki zippoya şaşırarak baktım. Bu benim ona verdiğim çakmaktı. Çakmağı atmayıp yanında taşamasına şaşırmıştım. Ben çoktan atmış olduğunu tahmin ediyordum. Sigarayı ağzıma alıp ateşe doğru eğildim. Sigarayı içime çekerek ucunu ateşe tutup yaktım. Toygar çakmağı hemen kapatıp cebine tıktı. Sabahtan beri hayatımda ilk defa bu kadar saçmalamıştım. Kafamı sallayarak arkama yaslandım ve sigaramla kahvemin tadını çıkarmaya başladım. Aramızda rahatsız edici bir sessizlik ve hissedilecek şekilde, adını koyamadığım bir tuhaflık vardı. Toygar kahvesini hızla bitirip ayaklandı.

"Hazırlansan iyi edersin, Kapan'a gidiyoruz.

Toygar'ın gidişini izledim. Fazlasıyla heybetli bir görünüme sahip adamdı. Bu adamı alt etmem zor olacaktı. Ayla hanım benim Toygar'a her ne yapmamı isteyecek bilmiyorum fakat bu işte fazlasıyla zorlanacaktım bu kesin.

****

Hızlı bir şekilde hazırlanıp Toygar'la arabadaki yerlerimizi almıştık. Arabanın içinden arı geniş arazi üzerine kurulu çiftliğe son kez bakıp iç çektim. Böyle bir yere sahip olmayı çok isterdim. En azından böyle bir evde bir gece geçirmiştim. Toygar arabayı çiftlik evi yolundan çıkarıp normal bir hızla ilerlemeye devam etti. Kahve olayından bu yana ikimizde tek kelime etmemiştik. Sessizliği bozmak adına konuşmaya başladım.

"Bu gün Halis'e Kemal'i yumurtlayacağım.

Toygar dikkatlice izlediği yoldan kafasını ayırarak bana döndü. Ağzını açmadan kafasını aşağı yukarı sallayarak onaylıyordu. Angut konuşsa incileri dökülecek sanki. Duyanda ilahi bir sese sahip sanacak beyfendizadeleri... Sessizliği bozamamış ve sonraki dakikalardada sinir bozucu sessizliğimiz devam etmişti.

Bu seferki sessizliği de ben bozmuştum fakat bu sefer ağzımla değil karnımla bunu başarmıştım. Açlığıma midem dayanamamış ve isyan etmiş vaziyetteydi. Karnımı tutarak yerimde kıpırdandım.

"Kapan'da Halis bizi yemeğe bekliyor.

Toygar gülmemek için kendi kasarak benimle konuşuyordu. Dudakları yukârı doğrulmak için çabalıyor fakat o buna izin vermiyordu. Bende kollarımı karnımın etrafına sararak guruldamasını engellemek için baskı uyguladım.

Nihayet Kapan'a gelmiştik. Toygar arabayı istop edip hızla dışarı çıktı ve arka taraftaki birinde para diğerinde ise uyuşturucu olan çantalardan sadece içinde uyuşturucu olan çantayı aldı. Bende arabadan çıkıp Toygar'ın yaptığı harekete şaşırarak konuşmaya başladım.

"Parayı Halis'e teslim etmen gerekmiyor muydu?

Toygar umursamaz bir biçimde çantayı omzuna astı ve arabayı kilitleyip Kapan'a adımlarını attı. Bende peşinden ağzım bir karış açık halde ilerlemeye başladım. Toygar önümde ilerlerken omzundaki çantayı çantayı işaret etti.

"Şu gördüğün şey benim Kapan'a hediyem ve paranın tamamı zaten benimdi. Anlıyacağın hediyelerimi bedevaya getirmiş oldum.

Histerik bir şekilde gülerek kafamı salladım. Toygar'ın omzuna elimi koydum. Toygar elimi koymamla irkilip rahatsız olduğunu belli ederek gözleriyle elimi çekmemi istedi ve boğazını temizledi. Bende anında elimi omzundan çekerek gülmemi kestim ve aynı onun yaptığı gibi çantayı işaret ederek konuştum.

"Benim sen yerinde olsaydım daha kârlı bir işe soyunurdum. Hediyeyi boş ver ve beleşe sahip olduğun o rüyacıkları daha uygun bir fiyata Halis'e sat.

Artık tamamen Kapan'ın içine girmiş ve kalabalığın yanında yürümeye başlamıştık. Çevremdeki tanıdık simalara başımı eğip selam verek ilerliyordum. Toygar'da söylediklerime sırıtarak kafasını sağa sola salladı. Alaycı sesi kulaklarımı doldurmaya başladığında aslında bu ses tonunu sevdiğimi farkettim ve anında bunu reddetmeye başladım. 'Hayır kızım ne sevmesi? Nefret o nefret.

"Yanımda senin gibi bir eleman gezdirerek doğrumu yapıyorum bilemedim. Söylesene benide kazıklamak aklına geliyor mu?

Hiç çıkıyormuda aklımda. 7/24 acaba Yılmazlardan daha ne koparabilirim diye düşüp duruyorum. Senin klasiklerede fena göz diktim Toygar'cım... diyemeyeceğim için omuzlarımı silkip bende onun gibi alayla cevap verdim.

"Ben sadece patronunu düşünen bir elemanım Yılmaz.

Toygar'la birbirimize alayla sırıtarak yürümeye devam etmiş ve Halis'in iç karartıcı odasının önüne gelmiştik. Toygar kapıyı tıklatmadan açtı ve içeri girdi. Bende derin bir nefesle alarak Halis'e yağ çekme seansıma adımımı attım.

"Ooo hoşgeldiniz gençler. Kırk yıl düşünsem ikinizi yanyana bu kapıdan girerken hayal edemezdim.

Halis'in iştahla söylediği sözlere ikimizde alayla gülerek cevap verdik ve kimseye selam vermeden odadaki çeşit çeşit yemeklerle donatılmış olan masaya geçtim. Toygar uyarı dolu bakışlarla masadan kalkmamı işaret ediyordu ama ne yapabilirim sonuçta açlıktan ölmek üzereyim ve zeytin yağlı sarmalar adeta ye beni diyordu. Bende parmaklarımı sarmalardan birine daldırak resmen ağzıma tıkıştırdım. Toygar gözlerini pörtletmiş yaptığım öküzlüğü şaşkınlıkla izliyordu.

"Umarım elindeki çantada hoşumuza gidecek şeyler vardır Toygar?

Halis'in sorusuyla Toygar bakışlarını benden çekip arkasını bana dönerek Halis'e doğru ilerledi. Toygar çantayı açıp içindeki bebekleri Halis'e gösterirken Halis yüzündeki zevk almış ifadeyle sırıtıyordu. Toygar'ın yüzünü göremesemde Halis'e yağ çekip gözüne girdiği için zaferle sırıttığına emindim.

"Benden Kapan'a ufak bir hediye Halis.

Halis Toygar'ın omuzlarına elini indirip dostça sıvazlayarak vurdu.

"Sağolasın be Toygar'ım. Bu iyiliğin unutulmayacak. Ayrıca bu kaliteli malı nerden bulduğunu sormaya cesaret edemeyeceğim çünkü burnuma hoş kokuları gelmiyor. Ayrıca dün Rıza'nın deposunda olanlarla alakası olduğunu düşünmemeye çalışıyorum.

Rıza'nın adıyla birlikte ağzımdaki sarmalar resmen boğazıma takıldı ve yüksek sesle öksürmeye başladım. Yüzümün kırmızıya dönüştüğünden fazlasıyle emindim. Halis ve Toygar hızla yanıma geldiler. Halis bardağa su doldurup uzattı. Bardağı hemen tepeme dikip bitirdim. Birazda olsa iyi gelmişti. Son kez öksürüp boğazımı temizledim.

"Bu iştedemi parmağın var kız senin. Kemal senin adını yanlış vermiş. Adın Asi değilde, Maydonoz olmalıymış.

Halis'in iğrenç espirisine gözlerimi devirip tekrardan sarmalara gömüldüm. Toygar'da inatla sürdürdüğüm öküzlüğüme küfür mırıldanıp yanımdaki sandalyeye çöktü. Halis'te hemen karşımıza geçip oturdu.

"Hadi afiyet olsun gençler o zaman.

Halis neşeyle yemeğe başlamış ve Toygar'ı övmeyi bıkmadan devam ediyordu.

"İşte sana boşuna varis demiyorlar oğlum. Sen Kapan'ın en kral adamısın.

Aman ne kral, vücudumda en sevdiğim bölgemin kralı. Adamı bilmesem sabahtan beri söylediği tüm cümlelere inanacağım. Adam bıkmadan yarım saattir Toygar Paşa'yı övüyordu. Bu gün benim yağ çekme günüm olacaktı Toygar'ın değil. Şimdi Kemal'in lafını açsam Halis'in mutluluğuna ot ekmiş olacaktım. Bende Halis'in Toygar'ı övüşüne karşılık sırıtıp kafa sallamakla yetiniyordum.

"Bu genç adam daha toy bir çocukken bana ateşlenen silahın önüne atlayıp hayatımı kurtarmıştı. İşte bu adama bir can burcum var.

Sohbetin bu kısmı ilgi çekmiş ve merakla dinlemeye başlamıştım.

"Bu olaydan sonrada Toygar'ı yanımdan hiç bir zaman yanımda ayırmadım ve zamanla reislerimden biri olma hakkını kazandı. Yakındaysa tüm Kapan'ın lideri olacak.

Ben Toygar'ın Halis'e karşı sadece yağ çektiğini ve tek hedefinin Kapan'ın liderliği olduğunu düşünürken aslında yanıldığımı farkettim. Hiç kimse değer vermediği birisini hayatı pahasına korumazdı. Masadaki tüm yemekleri silip süpürmüş ve şişmiş göbekle sandalyeye yayılmıştım. Karın tokluğunun verdiği miskinlikle gülümsedim.

"Sendeki iştaha şaşırıp kalıyorum Asi. Bir kız nasıl bu kadar fazla yiyebilir.

"Valla hazırlayanların eline sağlık Halis baba yemekler enfesti.

Toygar'ın dudaklarında ufakta olsa bir tebessüm gördüm. Ondaki tebessüm bulaşıcı olarak bana geçmişti. Yemeğimizin ardından Halis'in odasındaki koltuklara geçip kahve eşliğinde Halis anılarına devam etti. Tamam Halis geveze bir adamdır ama bu gün kendini aşmıştı.

"Bir keresinde Kapan'a çok güzel bir hatun geldi. Ama kadını görecektin boylu poslu, sarışın bir afetti. Bende dahil herkes kadının içine düşerken kadının tek bir kişi ilgisini çekmişti.

Evet tahmin etmek zor değil. Tabikide aklınızdan geçen kişi. Evet, bravo cevap:Toygar. Halis'in söylediklerinden Toygar rahatsız olmuştu ve yerinde rahatsızca kıpırdanıp Halis'in konuyu kapatması boğazını temizlemişti.

"Tabi zamanla bizim oğlan da bu sarı afete vuruldu. Toygar'ın gönlünü kazanan tek hatun. Sahi Toygar neden ayrıldığınızı hiçbir zaman öğrenemedik.

Toygar kasılan bedeniyle rahatsızlığını fazlasıyla belirtmiş fakat Halis pek susacak gibi değildi. Açıkcası susmasınıda istemiyordum çünkü bende Toygâr'ı böylesine etkileyen kızı merak etmiştim. Anlaşılan bir zamanlar bu hatunla Toygar birbirlerine abayı yakmıştı.

"Aman neyse bu dumur oğlan anlatacak gibi. Bunu boşverelim Asi'm. Eee yarınki maça yeni bir şeyler sergilemeyi planlıyorum ve sende vazgeçilmezim olduğu için bu işte sende olacaksın.

Halis'in saniyeler önce anlattığı Toygar'ın hikayesinden hemen kopmuş tüm dikkatimi yarın başıma neler geleceğini düşünmeye başladım. Halis bana iyi şeylerle asla gelmezdi ve bu laflar boku yiyeceğimin habercisiydi. Kendimi zorlayarak Halis'e gülümsedim.

"O zaman sabırsızlıkla yarını bekliyorum. Beyler bana müsade, malum yarına dinlenmem gerek.

Toygar Halis'in anlattığı anılara dalmış olacakki beni hiç takmadı bile. Halis'te kafısını sallamakla yetindi. Kapıdan çıkmadan önce son kez Toygar'ın düşünceli haline baktım. İçimde adlandıramadığım tuhaf hisle birlikte kapıyı ardımdan kapadım. Ben hiçbir zaman bir erkekte böyle bir iz bırakamayacaktım. Beni kim severdi ki...

Taksiden inip müştemilatın yolunu tuttum. Evin ışıkları halen açıktı ve kızları gerçekten çok özlediğimi farkettim. Nihayet Toygar'dan almayı başardığım çantamın içinden anahtarlarımı çıkarıp kapıyı açtım.

"Ben geldim ahaliiiii....

İlk cevap salondaki Yıldız abladan gelmişti.

"Hoşgeldin kaçak kız.

Ayakkabılarımı vestiyere bırakıp salona geçtim. Yıldız abla tek başına televizyon izliyordu ve diğerleri etrafta görünmüyordu.

"Diğerleri hayırdır, nerde?

"Annemler yattılar, kızlarda odanıza geçti. Valla benden söylemesi Elif hanım sana küs. Dilek bir şeyler uydurmaya çalıştı fakat küçük hanımı inandırabilene aşk olsun.

Derin bir soluk verdim ve Yıldız ablaya iyi geceler dileyip odaya geçtim. Kapıyı yavaşca tıklatıp araladım. Yatakta bağdaş kurarak oturan böcüklerime sırıtarak içeri geçtim. Elif küskün bakışlarla bakaraken Dilekte Elif'i işaret ederek 'bittin sen abla' diye dudaklarını oynattı. Dilek az çok eve geç gelme nedenimi tahmin ediyordu fakat Elif'in hiçbir şeyden haberi olmadığı için bana fazlasıyla kızgın olmalıydı.

"Benim çirkin böceğim bana küsmüş mü?

Sevimli çıkartmaya çalıştığım sözlere karşılık Elif gözlerini devirmekle yetindi. İşim gerçekten zordu. Yardım isteyen bakışlarımı Dilek'e çevirdim, Dilek'te omuzlarını silkti. Haine bak sen, bana sırtı çevirdi.

"Ama siz bu garibanı bir başına, sevgisiz bırakırsanız olur mu? Siz bana küsken ben nasıl yaşarım, araba sürerim, maça çıkarım, yemek yerim, çalışırım, yatarım, uyurum, sıça....

"Yeteeeeerrrr.

Kızların aynı anda sinirle cırlamasına susup kaldım. Şımarıklık işe yaramamıştı. Suratım anında asıldı ve omuzlarımı düşürerek masum masum kızlara baktım. Kızların sinirli bakışları anında kocaman gülümsemelere dönüşüp kolllarını açtılar. İkiside aynı anda yurttan sesler korusu gibi:

"Gel buraya şapşal.

Adımlarımı yatağa yönlendirdim ve üzerimi değiştirmeden yatağa atlayarak kızların arasına girdim. Üçümüz sımsıkı birbirimize sarılarak dakikalarca o vaziyette durduk. Sarılmamız mesaj sesiyle kesildi. Elif hemen komidinin üzerindeki telefonu eline aldı. Ekrana bakmasıyla salak salak sırıtmaya başladı. Hayır, olamaz. Lan daha 14 yaşında benim kardeşim. Lan benim kardeşime asılan çocuğu gider parçalarım. Hemen Elif'in elindeki telefona saldırıp aldım. Arda'dan gelen 'İyi geceler' mesajına kaşlarımı kaldırdım.

"Kim bu Arda, Elif?

Dilek'te Arda adıyla birlikte kollarını bağalayarak benim gibi kaşlarını kaldırarak Elif'e döndü. İkimizde merakla Elif'i bekliyorduk. Elif dudaklarını ısırdı ve telaşla konuşmaya başladı.

"Ablalarım şey ya işte. Şey şeysim.

Dilek düz, duygusuz sesiyle Elif'e sordu.

"Ney neysin?

"Yaaa... Arda kankam ya... Saçmalamayın ya iki dakikada neler geldi sizin aklınıza.

Dilek birbirimize bakıp bu konuyu bakışlarımızla tartıştık. İnandık mı? İnanmak istiyoruz diyelim. İlk sözü ben üstlendim.

"Hadi bakalım fıstık şimdilik inandık.

"Bana bak Elif kanka ayağa göt ayağına dönmesin. Ablamı beklemeden o Arda beye ben dalarım.

Elif korku dolu gözlerle Dilek'e bakarak kafasını sallıyordu. Üçümüz sessiz bir gerileme bürünmüştük. Sonra sesli bir şekilde aynı anda Dilek'le ağzımızdan kahkahalar döküldü. Elif anlamaz bir şekilde bize bakıyordu. Elif'in yanaklarına sıkarak konuştum.

"Bizim böcüğümüz aşık mı olmuş?

Dilek'te Elif'in saçlarını karıştırıp sıkıca sarıldı.

"Arda beye dalmam ama birazcık sorguya çekerim ablacım.

Elif derin bir soluk verip kendini yatağa bıraktı ve o da kahkahalara boğuldu. Üçümüz tüm gece yorgun düşene kadar birbirimizle uğraşıp kahkahalara boğulduk. Sanırım bir araya gelince en mutlu olan kardeşler bizdik. Uyku dalmadan önce kollarımın arasındaki kardeşlerimin saçlarına öpücük kondurup sadece bu andaki mutluluğumu düşünüp gözlerimi kapadım.

°°°°°°°°°°°°°°


Continue Reading

You'll Also Like

24.3M 1.4M 80
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bi...
7.6M 274K 55
Esila Soykan annesini kaybetmiş,ailesi dağılmış bir genç kızdır.Herşeye yeniden başlaması için babası hayatında değişiklikler yapmaktadır.Bunlardan b...
2.1M 84.9K 18
"Karanlıkta kalınca gözlerini sımsıkı yumardı çünkü kendi yarattığı karanlık, maruz kaldığı karanlıktan daha vicdanlı gelirdi." 21 Ağustos 2005. Saat...
7.4M 530K 59
Tamamlandı MaaşıYatırmayanAdam: Ne? Siz: Ne için yazdığımı unuttum ben. Siz: İsmini görünce hatırladım. Siz: Maaşları yatırsana amk 04.02.2022 #kur...