Multimedya:Selin
Playlist:Teoman:Çoban Yıldızı
Toplantının üzerinden tam olarak 2 hafta geçmişti ve bu sürede tüm mağazalarla anlaşmalara varılmış, imzalar atılmıştı. Hatta Avm'lerdeki mağazalarda düzenlemeler başlamıştı. Toygar efendi 3 gün önce tatilinden dönmüştü. Ayla hanım ise her geçen gün benden memnun kalıyordu. Selin'le toplantı gününden sonra dost olmuştuk. Hatta geçen hafta sonu kardeşlerimle tanıştırmış ve birlikte gezmeye bile çıkmıştık. Masamın üzerindeki iş telefonum çalmaya başlamıştı.
"Buyrun efendim.
"Hemen odama gelir misin Asi?
"Tabi efendim.
Telefonu kapatıp Ayla hanımın odasına ilerledim. Kapıyı tıklatıp içeriye girdim. Ayla hanım oturmam için koltuğu işaret etti. Koltuğa oturup ellerimi bacaklarımın üzerinde bağladım.
"Buyrun efendim. Ne istemiştiniz?
Ayla hanım masasından kalkıp karşımdaki koltuğa oturup bacak bacak üstüne attı. Dirseğini yan tarafındaki çalışma masasına yasladı.
"Sana sadece bir kez soracağım ve dürüst cevap vereceksin.
Kadının tüyler ürperten ciddi sesine karşılık başımı sallayıp onayladım. Kadın konuşmasa bile duruşu yetiyordu.
"Toygar'la aran nasıl?
Allahım neden karşıma hep bu dingili çıkarıyor Ayla hanım. Kadın ne kadar ondan hoşlanmasa da yeğenizi her an öldürebilirim diyemezdim. Her ne olursa olsun yeğeniydi. Kızım adam akıllı düşün, kadın seni bir şey istemek için çağırdı ve bu şey Toygar'la ilgili. Hem kadın Toygar'a iyilik yapacak bir hala değil. Çağlar'ı ne kadar seviyorsa Toygar'dan bir o kadar nefret ediyor. Ellerimi çözüp saçlarımı geriye attırdım.
"Ayla hanım dürüst olacağım. Toygar beyle aramız fazlasıyla kötü. İkimizinde birbirimizden hoşlandığı söylenemez.
Ayla hanım koltuğa yaslanıp. Başını dik tuttu. Gözlerinden anlık geçen karanlık parıltılar yutkunmama sebep oldu ve yerimde huzursuzca kıpırdandım. Sert, kuşku dolu ses tonuyla konuştu.
"Hatta yeğenimin en sevdiği aracına zarar verip yeğenimi yaralayarak bunu kanıtlamış oldun.
Şok olmuş bir şekilde Ayla hanıma baktım. Biz bu kadından olayları gizlemek için bir yerlerimizi yırtmadık mı? Nerden öğrendi? Ağzımı kapatıp ne diyeceğimi bilemeden konuşmaya başlayacaktım ki Ayla hanım sözümü kesti.
"Korumaların hepsi Toygar'ın adamı gibi görünebilir fakat bir çoğu benim adamım. Toygar nasıl kendini düşünüyorsa bende kendimi düşünüyorum ve tüm o garajda yaşadığınız olayları kamerada izledim. Çağlar ne kadar görüntüleri yok etmeye çalışsada edemedi.
Allah beni kahretmesin. Güçlü görünmeliydim. Güçlü ol kızım. Bende başımı dik tutup konuşmaya başladım. Kaşlarımı havaya kaldırmıştım.
"Toygar bunları hak etti Ayla hanım. Ben asla intikamımı almadan durmam. Bu patronum olsada değişmez.
Ukala ve tehdit vari ses tonum kesildiğinde dik duruşumu bozup koltuğa yayılarak oturdum. Ayla hanım kafasını geriye atıp kahkahası odada çınladı. Elleri çırpmaya başladı.
"İşte aradığım adam sensin Asi. Sen benim Toygar'a karşı kullanacağım köstebeğim olacaksın. Toygar'ı yok etmeme sen yardım edeceksin.
Bu kadın resmen Toygar'ı ortadan kaldırmaktan bahsediyor. Toygar sen böyle nazik bir kadını bu hale çevirdin ya. Helal olsun!
"Size bu konuda yardım edemem Ayla hanım. Ben bu işleri artık bırakmak istiyorum.
Ayla hanımın suratı asılmıştı. Kadın bileklerime yapışıp sıkmaya başladı. Kızıl Kraliçe sinirlenmişti.
"Eder misin demiyorum edeceksin diyorum! Sana boşuna bu kadar para vermiyorum. Benim yanımdan ayrıldığın an Kapan ensene binecek. Ayrıca kız kardeşlerini unutuyorsun.
Aşağılık Kızıl Kraliçe. Peşimdeki Kapan'ı hiç bir zaman unutamazdım. Hızla ayağa kalkıp bileklerimi Ayla'dan kurtardım. Üzerine yürüyüp boğazına yapıştım. Ellerimin altında çırpınıyordu. Tırnaklarını elime geçiriyordu.
"Sen beni tehdit edemezsin! Beni kimse tehdit edemez.
Boğazındaki ellerimi çektim ve her zaman belimde bulundurduğum silahımı kafasına dayadım. Kızıl boğazına ellerini götürmüş ovalıyordu. Odanın kapısı açıldı. Korkuyla arkama döndüm ve Toygar ağzı açık bir şekilde bana ve elimdeki silaha bakıyordu. Kapıyı arkasından hızla kapatıp adımlarını bana yönlendirdi. Elini havaya kaldırıp uzattı.
"Asi sakin ol ve elindeki bırak lütfen.
Sinirim bozulmuştu, güldüm. Toygar bana lütfen demişti. Bunu tarihe geçin. Kafamı tekrar Ayla hanıma çevirdim.
"İstersen bana zarar ver ya da kardeşlerime ver ama kimse beni tehdit edemez. Kimse benimle uğraşmayı yemez.
Resmen kükrüyordum. Sinirden adeta suratım karıncalanıyordu. Toygar arkamdan kollarıma yapışmıştı. Elimdeki silah yere düşmüştü. Toygar'ın kolları altında debelenmeye başladım.
"Bırak beni, bırak. Ailece ne manyak şeylersiniz. Kardeşlerimide benide rahat bırakın.
Sinirden yüzüm karıncalanıyor ellerim titriyordu. Bunca zamana kadar tek bir zarar gelmesine müsade etmediğim kardeşlerimi bu aile sürekli tehdit ediyordu. Tüm gücümle Toygar'a tekme savurdum. Toygar tekmeden kurtulup arkamdan sarılarak kollarımı bağladı.
"Bırakın peşimi bırakın. Ben size bişey yapmadım lanet olasılar yapmadım.
Toygar bedenimi sürükleyerek odanın kenarına çekmeye başladı. Kafasını kafama yaslamış hareket etmemi engelliyordu. Dışardan gören biri sevgili olduğumuzu sanardı fakat biz 2 düşmandık. Toyga sakin tonda mırıldandı.
"Sakin ve sessiz ol lütfen.
Artık sinir krizine girmiş durmadan titriyordum. Bacaklarım jel kıvamına gelmiş gibiydi.
"Sevgili halacım sende tek bir hareket yapmadan uslu uslu oturuyorsun.
Toygar kollarını bacaklarımın arasından geçirip bedenimi kucağına aldı. Gözlerimi yumup başımı Toygar'n boynuna gömdüm ve baharatlı odunsu kokuyu içime çektim. Toygar'ın hızlı yürümesinden dolayı çıkan ayak seslerini dinledim. Sert rüzgar saçlarımı dalgalandırınca gözlerimi açtım. Güneş ışığı gözlerime girince gözlerimi geri kapamak zorunda kaldım. Toygar bedenini yere çöküp benide kucağında bebek tutar gibi yatırdı. Sırtım göğsünde yaslı, bacaklarının üzerinde oturuyor vaziyetteydim. Gözlerimi açtım. Benim ayaklarım onun dizine geliyordu. Çok uzundu. Kolunun birini karnımın etrafına sarmıştı. Ellerim hala titriyordu. Toygar cebinden bişey çıkarıp dudaklarımın arasına yerleştirdi. Sigarayı hemen içime çektim. Bu adam beni sakinleştirmenin yolunu iyi bulmuştu. Sigarayı ağzımdan çekip dumanını yere silkip sigarayı tekrar uzattı. Şuanda resmen Toygar Yılmaz bana sigara içiriyordu. Şirketin çatısında Toygar'ın kucağında bilmem kaçıncı sigaramı bitirmiştim. Dakikalardır veya saatlerdir pozisyonumuzu bozmadan şirketin çatısında oturuyorduk. Kendimi iyi hissediyordum. Titremem geçmişti. Toygar'ın karnımın etrafına sardığı kolunu sıkıp ilk defa konuştum.
"Teşekkür ederim Yılmaz.
Toygar sessizce güldü. Sıcak nefesi kulaklarıma değiyordu. Boğuk sesiyle konuşmaya başladı.
"Bu günü milat kabul ediyorum. Çünkü asi korumamız ehlilleşti.
Sıcak nefesi kulağımı gıdıklamıştı kıkırdadım. Söylediği iki kelime ilgimi çekmişti. Sordum.
"Asi koruma?
"Evet asi koruma. Sen halamın korumasıydın ve onu gırtlaklamaya çalıştın, silah çektin. Bu resmen asiliktir. Adın gerçekten sana çok yakışıyor. Unutmadan. Sanırım İmpala'mada yakışıyor.
Bu söylediklerine ikimizde aynı anda gülmeye başlamıştık. Toygar'ın bedeni altımda güldükçe sarsılıyordu. Güneş parlaklığını yitirmeye başlamış dağların arasında kayboluyordu. Toygar'ın kucağından inmek için kıpırdandım. Toygar ne istediğimi anlamış olacakki kalkmama yardım etti. Ayağa kalkıp demirlere tutundum. Toygar'da tam karşıma dikilmişti.
"Bak ne kadarına şahit oldun bilmiyorum ama ben artık bu işi bırakıyorum. Ben size zarar vermekten başka bişey yapmıyor, siz bana zarar vermekten başka bişey yapmıyorsunuz.
Arkamı Toygar'a dönmüş adım atacaktım ki Toygar'ın sesiyle durdum.
"Bu sefer benim sana bir teklifim var.
Yönümü tekrar Toygar'a dönüp kaşlarımı kaldırdım.
"Halamın asistanlığından ayrılıp benim asistanlığımı yapacaksın. Görevlerin, maaşın, her şeyin aynı kalacak. Bir şey hariç, patronun. Yeni patronun ben olacam.
Başımı geriye atıp güldüm. Düşmanım bana iş teklif ediyordu. Buna herkes kıçıyla gülerdi.
"Bana bu teklifi yapmak akıllıca değil Yılmaz. Seni uyarıyorum.
Toygar kısa, kirli sakalını kaşıyıp sırıttı.
"Pek akıllı olduğum söylenmez. Eee söyle bakalım. Kiminlesin? Ben mi? Halam mı?
Toygar elini uzatmıştı. Güldüm kafamı salladım. Toygar'ın elini sıktım.
"Seninleyim Toygar Yılmaz.
Toygar'la el sıkışıp arkamı döndüm. Arkam dönükken Toygar'a seslendim.
"Unutmadan Yılmaz bana güven olmaz, görüyorsun.
"Ben kimseye güvenmem Asi. Kimseye. Kendime bile...
Adımlarımı atıp şirketten biran önce kurtulmak için hızlı yürüdüm. Ben pisliğin tekiydim. Bu dünyaya pislikten başka bir faydam yoktu. Bu işin sonunda ne kadar izin vermesemde elbette kardeşlerim de dahil herkes zarar görecekti.
3 Gün önce
Masamın üzerindeki iş telefonum çalmıştı.
"Buyrun efendim.
"Hemen odama gelir misin Asi?
"Tabi efendim.
Telefonu kapatıp Ayla hanımın odasına ilerledim. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Ayla hanım oturmam için koltuğu işaret etti. Koltuğa oturup ellerimi bacaklarımın üzerinde bağladım.
"Buyrun efendim. Ne istemiştiniz.
Ayla hanım ayağa kalkıp karşımdaki koltuğa oturdu.
"Sana dürüst olacağım. Toygar'la arandaki her şeyi biliyorum. Her şeyi. Garajdaki ufak olayınızda dahil. Senden istediğim şeye gelince de. Toygar'ı tuzağa düşürmeme yardım edeceksin. Abim çok temiz bir adamdı. Hiç bir zaman kötü işilere bulaşmamıştı fakat Toygar yüzünden öldürüldü. Toygar şimdide Çağlar'a zarar verdirecek. Kendi kötülüğünü bizede bulaştırıyor. Lütfen Asi bana yardım et. Sende bu pisler işler kurtulmaya çalışıyorsun farkındayım. Sana, kardeşlerine hiç bir zararın gelmiyeceğini temin ederim. Onları bu işlere asla bulaştırmıyacağım. Adalet yerini bulmalı. Toygar yaptıklarının bedelini ödelim. Sana bunu karşılığında 500.000 lira teklif ediyorum. Söyle Asi kararın ne?
Böyle fırsatı hayatta kaçırmazdım. Bir taşla iki kuş. Hem Toygar'dan kurtul hem den para kazan. Düşünmenin anlamı yoktu.
"Kabul ediyorum Ayla hanım.
İşte bu kadar basit. Toygar'dan zaten nefret etmiyor muydum? Peki neden kendimi rahat hissetmiyordum?
"Beni çok mutlu ettin Asi. Emin ol doğru kararı verdin.
Ayla hanım destek olmak istercesine elimi sıkıyordu. Ayla hanıma gülümsedim.
"İlk görevim nedir Ayla hanım?
İşi uzatmanın manası yoktu. Biran önce bu iştende Toygar'danda kurtulmalıydım. Ayla hanım kahkaha atıp omuzlarımı sıvazladı.
"İşte böyle Asi. İlk dakikadan işini benimsedin. İlk göreve gelince. Toygar'ı kandıracaksın.
Ayla hanım son sözlerini söylerken göz kırpmıştı. Anlamadığımı belirtir şekilde suratına baktım.
"Toygar'ı kendine aşık edeceksin, bağlıyacaksın. Toygar kimseye güvenmez ve sen onun güvendiği tek kişi olacaksın. Toygar bu gün tatilden dönüyor ve bir kaç gün sonra ilk oyunumuzu oynayacağız.
Ayla hanımı merakla dinliyordum. Bir erkeği kendime bağlamak. Ne kadar zor olabilirdi ki?
"Evet sanırım ilk oyunumuzu çoktan kurgulamışsınız bile Ayla hanım.
Ayla hanım gülüp onayladı.
"Bu gün yaptığımız konuşmanın aynısını bir kaç gün sonra tekrarlıyacağız. Fakat bu sefer daha kaba bir konuşma olacak. Hatta bana zarar bile vereceksin.
Bu kadın çıldırmış olmalıydı. Yapacaklarımı anlattıkça kafamı sallayıp onaylıyordum fakat içten içede Kızıl Kraliçe'den korkuyordum. Bu kadına bir hata yapsam benim de kökümü kazırdı.
Şimdiki Zaman
Pisliksin kızım sen pislik. Bir darbe. Pisliklik ruhunda var senin. Bir darbe. Lanet olası bir insansın sen. Bir darbe daha. Allah beni kahretsin. Darbe. Yaptığım şeyden pişmanlık duymuyordum. Pekala neden kendimden böyle nefret ediyordum. Yılmazların evinin bodrum katındaki büyük spor odasındaydım. Karşımdaki kum torbasından tüm sinirimi çıkartıyordum. Yumruklarımı her indirişimde kendime sövüyordum. Vücudum terden sırılsıklam olmuştu. Saçlarımı tepemde bağlayıp örmeme rağmen firar eden bir kaç tutam saç anlıma yapışmıştı. Kollarımla saçları çekmeye çalışıp torbayı yumruklamaya devam ettim.
"Biraz daha sert vurursan artık torba diye bir şey kalmayacak.
Sese cevap vermeden torbayı yumruklamaya devam ettim. Sesin sahibi yanımda durdu. Tanımadığım fakat daha önce gördüğüm korumaya döndüm. Diğer korumalara göre oldukça kısaydı. Boyu benden 1-2 santim uzun olmalıydı. Yumruklarımı torbadan çekip kaşlarımı kaldırdım.
"Ne var? Ne istiyorsun?
Adam önümde yapmacık bir revarans yapıp kendi kendine güldü. Elini tokalaşma manasında uzattı.
"Ben Oktay. Bu ismi asla unutma.
Uzattığı elini tutup indirdim. Kollarımı bağlayıp öylece ne diyeceğini bekledim. Adam bişey demeden arkasını dönüp ilerlemeye başladı. Sonra bişey unutmuş gibi durdu. Önünü dönmeden bir kağıt parçası bırakıp gitti.
"Cevabını yarın bekliyorum Asi.
Adam spor odasından çıkarken kağıdı attığı yere gittim. Eğilip yerdeki kağıt parçasını aldım. Tanıdık el yazısıyla yazılmış kağıt parçasını okudum.
Seni bulmam çokta zor olmadı. Toygar'ın seni bırakması bir ricama bakar. Evine dönmenin vakti geldide geçiyor Şampiyon. Sana bir şans daha. Yarın gece seni yuvana bekliyorum minik kuş.
NOT:Unutmadan Sarı Kemal artık sana bulaşamaz.
Halis Tek
°°°°°°°°°°°