Son bölümlerde fazla oy gelmediği için oy sınırını düşük tutucam
Bu kadar oyu da fazla görmeyin...
Oy sınırı: 280 oy
Arabayı Kunt sürüyordu bende yanındaki koltuğa oturmuş sevgilimin yandan yüzüne bakıyordum.
"Yakışıklı olduğumu biliyorum ama yedin bitirdin be sevgilim."
"Benim değil mi? İster yerim ister yemem sanane?"
"Senin?"
"Evet? Bir şey mi diceksin?"
"Ne münasebet? İstediğin gibi yiyebilirsin sevgilim"
Araba durduğunda Kunt hemen inip benim kapımı açtı. Bu cömertliğe şaşırmadım desem yalan olurdu. Bekleme odasına geldiğimizde masada güzelim hamburgerler bana göz kırpıyordu. Kunt ile direk masaya geçtiğimizde uzun zaman sonra ilk kez acıktığımı hissettim.
Kapı çaldığında kafamı kaldırıp kimin geldiğine baktım. Araz kapıda gözlerini kısmış hamburger yiyen bizi izliyordu.
"Cidden mi? Sizin aşağıda düğününüz var herkes sizi bekliyor ve siz hamburger mi yiyorsunuz? Pesss. Neyse hadi insanları daha fazla bekletmeyin ve gelin."
"Tamam sen çık biz geliyoruz."
Kunt yerden poşet alıp çöpleri koymaya başladı bende o sırada bozulan rujumu tazeliyordum. Kunt'un işi bittiğinde kolunu kırıp girmemi bekledi.
.
.
.
.
.
.
Biz bu kadar insanı tanıyor muyduk ya? Olum bu ne kalabalık işi olmayan gelmiş. Nikahı kıymış şimdi imam nikahını kıymak için eve geçiyorduk. Düğün tahmin ettiğimden uzun sürmüştü ama çok güzeldi. Balayı olarak benim şehirden biraz uzakta ama güvenli olan yerdeki tatil evime gidicektik. Orada bir kaç gün kaldıktan sonra tatile evde devam edicektik. Nolur n'olmaz diye...
Eve geldiğimizde kapıyı açarak içeri girdim. Aileden olan herkes kanepelere oturmuş bekliyordu. Hemen içeri gidip gelinliğimi çıkardım ve abdestimi aldıktan sonra uzun kollu beyaz bir elbise giydim. Başıma da eşarbımı aldıktan sonra içeri geçtim.
Salonda yerde imam ile Kunt oturuyordu. Hemen Kunt'un yanına gidip bende aramızda biraz mesafe olacak şekilde oturdum. Kunt imama başını salladığında imam dualar etmeye başladı.
İmam bana hitaben
"İsmin soy ismin ne kızım?"
"Asena Ala Bozkurt"
"Anne ve baba adın?"
"Nergis ve Zafer Bozkurt"
Bu sefer Kunt'a hitaben
"Senin ismin soy ismin ne oğlum?"
"Kunt Dinçer"
"Anne ve baba adın?"
"Emel ve Ali Dinçer"
Bu sefer gene bana dönüp
"Sen Zafer ve Nergis kızı Asena, Emel ve Ali oğlu Kunt'u kocalığa kabul ettin mi?"
"Ettim"
"Ettin mi?"
"Ettim"
"Ettin mi?"
"Ettim"
Kunt'a dönüp
"Sen Emel ve Ali oğlu Kunt, Nergis ve Zafer kızı Asena'yı eşliğe kabul ettin mi?"
"Ettim"
"Ettin mi?"
"Ettim"
"Ettin mi?"
"Ettim"
"Kızım mehir olarak ne istiyorsun?"
"Hiç-"
Diyecektim ki Kunt lafımı kesip
"Bir araba, Dağ evi ve şu an oturacağımız ev, birde silahım"
Bir asker içi silahı namusu, hayatı demekti...
Tam itiraz edecektim ki Kunt alttan elimi tutup sıktı. Bu 'itiraz kabul etmiyorum' demekti herhalde.
Sonra şahitlere sordu. Benim şahidim Lodos abimken Kunt'un ki Araz'dı. Şahitler de kabul edince imam
"Bende Allah katında sizleri karı koca ilan ediyorum."
.
.
Kunt ile bu gece yola çıkıcaktık. Hala inanamıyordum. Sevdiğim adam şu an kocamdı. Kunt arabayı durdurduğunda burayı ne kadar özlediğimi farkettim.
(Asena'nın tatil evi)
Kunt bir eve bakıp bana baktı, Sonra tek kaşını kaldırarak bana baktı. Ben ona şirince sırıtıp kapıyı açtım. Tam içeri girecektim ki Kunt beni kucağına alıp ayağı ile kapıyı kapattı. Elimdeki anahtarı alıp tek eli ile kapın kilitler ve yatak odasına gitti.
Bu haline gülümsedim. Fazla sabırsızdı ve sınırını daha fazla zorlanmaktan zarar gelmezdi. Tırnağım ile ensesinde daireler çizmeye başladım diğer elimde de karın kaslarına dokunuyordum. Kunt tıslar bir şekilde
"Kaşınma!"
"Kaşısana"
Bana tek kaşını kaldırarak baktı. 'öyle mi?' der gibi
"Seni ben bu gece öyle güzel bir kaşicam ki sabaha kadar uyuyamicaz"
Gözlerine baktığımda çimen gözlerinin biraz daha koyulaştığını gördüm. Bu mideme sancı girmesine sebep olurken tırnağımı ensesine bastırdım. Dudaklarını kulağıma doğru yaklaştırıp
"Bu gece seni bir güzel kaşicam karıcım"
Yutkunma ihtiyacı hissetmiştim. Şu an aşırı korkutucu geliyordu ama bu nedense hoşuma gitmişti.
3 AY SONRA
Şu an elimdeki fotoğraf ile bakışıyordum. Şu an karnımda iki can taşıyordum ve açıkçası ne tepki vermem gerektiğini bilmiyordum.
2,5 aylık hamileydim...
Şu an evde aileden herkes vardı.
Kunt hariç...
Sürpriz yapmak istiyordum. Işıklar kapanmış Kunt'un gelmesini bekliyorduk. Üstümde siyah bir kolsuz şort takımı vardı. Saçımı at kuyruğu yapmak istemiştim.
Kapıdaki araba sesi ile herkes yerinde dikleşir sessizleşti. Kunt Sanki bir terslik olduğunu sezmiş gibi kapıyı açmayıp evin etrafında dolandı. Bu haline şaşırmadım. Mutfak camından içeri girdiğini duyduğumda sessiz bir şekilde ışıkların oraya yürüdüm ve Kunt Salona adımını attığı an ışıkları yaktım.
Şu an karşımda bana silah doğrultmuş bir adet Kunt ve şaşırmış ev halkı. Ufak bir kahkaha atıp Kunt'un şoke olmuş halinden faydalanıp elinden silahını aldım. Ve çekmeceye koydum. Kunt kendine geldiğinde kaşlarını çatıp,
"Neden böyle bir şey yapma gereği duydunuz?"
İhtiyar oradan,
"Bunu sana Asena açıklamalı"
Kunt bana sorgu dolu bakışlar atıyordu. Yanına gidip ellerini tuttum.
"Ailemize yeni üyeler geliyor"
Kunt ilk başta dondu. Sonra dolu gözler ile bana döndü ama bir anda kaşlarını çattı.
"Üyeler?"
Kafamı olumlu anlamda sallayıp
"İkizler."
Kunt beni bir anda kucağına alıp döndürdü. Bir yandan da sayısız bir şekilde teşekkür ediyordu. Ben ise omzundan vurup
"Kunt! Midem bulanıyor dur!"
Beni hemen indirip
"Özür dilerim, Özür dilerim iyi misin?"
Ellerini yanaklarıma koyup yüzüme bakıyordu. Endişe ile bana bakarken ona tebessüm edip
"İyiyim sevgilim. Bir şeyim yok merak etme"
Kunt bir elini karnıma koyup titrek bir ses ile
"Kaç aylık?"
"2,5 aylık."
Bana dolu dolu gözler ile bakarken birden dudaklarıma yumuşacık bir öpücük bıraktı ve alnını alnıma yasladı.
"Teşekkür ederim. Bana bu duyguyu yaşattığın için sana sonsuz teşekkür ederim sevgilim."
Öksürük sesi ile birbirimizden ayrıldık. Lodos abim çatık kaşları ile bize bakıyordu. Her zamanki gibi kıskanmıştı. Kunt beni kolunun altına aldı ve saçlarıma öpücük kondurdu. İhtiyara dönüp,
"Eeee ihtiyar dede oluyorsun. Hala yaşlanmadığını kabul etmeyecek misin?"
Bu dediğim ile herkes güldü. İhtiyar bile,
"Sanırsam artık cidden yaşlandım."
Annemin yemeğe geçelim demesi ile herkes mutfağa doğru yöneldi. Masaya baktığımda gözüme ilk çarpan yaprak sarmalar olmuştu. Anneme dönüp
"Anne! Yaprak sarmalar ekşi mi?"
Annem gülüp
"Evet kızım."
Bu dediği ile hemen masaya Kunt'un yanına oturup yaprak sarmalara daldım. Masada sessizlik olunca kafamı kaldırdım. Herkes yemek yemeyi bırakmış beni izliyordu. Ağzımdaki sarmayı yutup kaşlarımı çattım.
"Ne oldu? Neden herkes bana bakıyor?"
Kunt saçlarıma öpücük kondurup
"Güzel karımı izleyemez miyim?"
Yalakalığına göz devirip yemeye devam ettim. Herkes bu yaptığıma gülerken hala yemeye devam ediyordum.
Sarmanın tadı cidden mükemmeldi...