20.Bölüm

21.4K 1.1K 24
                                    

Sabah odaya birinin girmesi ile uyandım. Allah aşkına bazen cidden benim asker olduğumu unutuyorlar. Ama bu sesler evdekilere ait değil.

Kim lan bu?

Uyuyormuş gibi yapmaya devam ettim. Bakalım ne yapacaktı. Sesler git gide daha da yaklaştı. Hemen yastığımın altındaki silahı çıkartıp ona doğrulttum. Ama sorun ikimizde aynı anda ateş etmiştik. Ben omzundan vurulurken adam karın boşluğundan vurulmuştu. Evdekilere hemen sese gelerek en önde Lodos abi olarak içeri girmeye başladılar. Odaya girdiklerinde herkes ilk bir şok dalgası yaşadı. En sonunda benim ayağa kalkıp adamın yanına gitmem ile Lodos Abi de kendine geldi

"Ala! İyi misin? Kolun kanıyor"

Ona ciddi misin? derecesinde baktım. Ben daha bunlara bu konuyu anlatmak için uğraşmayacaktım. 

"Sadece kolumdan vuruldum. Allah aşkın bunu en iyi sen biliyorsun. Sence bu bana koyar mı? Bildiğin soruları sorma."

Babam ambulans çağırıyordu. Telefon konuşmalarından anlıyordum. Hemen adamın yanına eğildim. Bayılmamıştı. İlk olarak silahını uzak bir yere attım ve silahımı onun yarasının üzerine bastırdım.

"Kimsin sen?"

Cevap vermiyordu. Sadece inliyordu. Aklıma gelen fikir ile sırıttım.

"Baba kaç tane ambulans çağırdın?"

"Bir tane yaralarınız ağır olmadığı için iki taneyi meşgul etmek istemedim."

Adamsın be baba işte şimdi gözüme bir başka gözüme girdin.Şimdi istediğim planı yapabilirim.

"Baba senin güvenebildiğin bir doktor arkadaşın var mı?"

Kafasını olumlu anlamda salladı. O sırada ise ambulans sesi evin içerisini doldurmuştu. Lodos abiye dönüp

"Şimdi sana benim depomun adresini atıcam.  Bu adamı ve annemi oraya götür başka kimseyi götürme. Orada annemim işine yarayacak malzemeler vardır. Bunun yarasını idare edebilir hale getirsin bend eo sırada oraya gelirim." 

"Ne yapmayı düşünüyorsun?"

"Bana karışma ve lütfen sadece dediğimi yap. Adamı konuşturmam lazım. Eğer onu hastaneye götürürsek benden önce askerler onu alır. Bu yüzden kimse bu olayı bilmeyecek anlaşıldı mı?"

Bunu bütün ev halkına sormuştum. Hepsinden olumlu anlamda bir şey alınca ambulansın yanına indik. Görevliler hemen beni sedyeye oturttu. Ne kadar istemesem de planımın işlemesi için ses çıkarmaman gerekiyordu. Yanımda babam vardı. Sessizce kulağına doğru

"Baba dedemle konuşur musun bu olay karargahtan kimsenin kulağına gitmesin. Özellikle üst rütbelilerin."

"Tamam kızım sen endişelenme orası dedenle bende."

Ona minnetle baktım.

.

.

.

.

Hastaneden çıkmıştım. Şimdi ise depoya gidiyordum. Annemin işi orada bittiği için Pusat Abi onu eve götürüyordu. 

Depoya girdiğim an beni yatakta baygın bir şekilde yatan şerefsiz karşılamıştı. Hemen kenara gidip boş kovayı aldım. Kenarda duran hortumla doldurdum. Aslında hortumu direkt ona tutmak daha mantıklıydı ama şiddetli olmazdı. Kovayı alıp hemen şerefsizin üstüne boşalttım. Suyun şiddeti ile hemen uyanmıştı mal. 

"Sen konuşmadan ben konuşayım gerizekalı. Seni burada kimse çıkaramaz. Çünkü senden kimsenin haberi yok ve seni şuracıkta öldürsem kimse kalkıp bana bir şey diyemez."

Asker Kızın Yeni Hayatı -Düzenleniyor-Onde as histórias ganham vida. Descobre agora