8.Bölüm

30.3K 1.4K 24
                                    

Rüzgar? Onun ne işi vardı burada? Ben ona hiçbir duygu barındırmayan yüz ifademle bakarken o gelip karşımdaki boş armutlardan birine oturdu. Bir süre ne o konuştu ne ben. En son bu sessizliğe dayanamamış olacak ki sıkıntılı bir nefes verip konuşmaya başladı.

"Nasılsın?"

Nasılım? Bunun cevabını uzun zamandır bende bilmiyorum.

"İyi."

"Gerçekten nasıl iyi olduğunu sordum Ala."

Ala... Bana Ala dedi. Hem neden benim nasıl olduğumu merak ediyordu ki iyi demiştim işte. Neyi zorluyordu ki?

"Asena!"

"Anlamadım?"

"Ala değil, Asena."

"Niye senin ismin Ala değil mi?"

"Öyle ama bana herkes Ala diyemez. Sadece yakın olduklarım diyebilir ki Yarbay bile demiyorsa siz hiç diyemezsiniz."

"Bizden hazettmediğini biliyorum. Ama bu kadar belli etmene gerek de yoktu."

"Ben bir şey belli etmiyorum. Sadece Ala ismini benim için özel."

"Anladım. Neyse ben sorumun cevabını hala alamadım."

"Hangi soru?"

Bunu demem ile göz devirmişti.

"Nasıl olduğun sorusu Asena."

Ala demesini istemediğim için Asena ismini bastırarak söylemişti.

"İyi dedim ya!"

"Nedense ben senin iyi olmadığını hissediyorum. Ne kadar inkar etsen de biz ikiziz ve ben, senin iyi olmadığını hissediyorum."

Bir yerde okumuştum ama gerçek olduğunu düşünmüyordum. Demek ki gerçekmiş. İkizler birbirlerinin ne hissettiklerini  hissedebiliyormuş...

"Yanlış hissediyorsun o zaman."

"Neden bizden kaçıyorsun Asena? Neden kendini bize kapatıyorsun? Biz seninle yakın olmak istedikçe sen bizden kaçıyorsun? Neden?"

"Bak Rüzgar sana açık konuşacağım. Benim bir aileye ihtiyacım yok. Ben buraya sadece Nergis Hanım için geldim. Ama manyak ikizler, Yarbay ve Lodos Abinin beni bırakacaklarını sanmıyorum. Ki bu durum rütbe kullanmaya kadar gider. Yani anlayacağın ben böyleyim. Hayatım boyunca kimseyle iş dışı konuşmamış ve kimseye içini açmamış biriyim."

Herhalde bu evde ilk defa  bu kadar uzun konuşmuştum. Ben konuşurken Rüzgar'ın gözünden geçen duygular sadece kırgınlık ve üzüntüydü.

"Peki ne kaybedersin?"

"Anlamadım?"

"Bize kendini açsan ne kaybedersin. Gidip yaşadıklarını birine mi anlatacağız? Bak bende sana açık konuşacağım. Bir önceki kız bize hiç iyi şeyler yaşatmadı. Küçükken çok güzeldi, çok tatlıydı bizle çok iyi anlaşırdı. Ama büyüyünce kötü olmaya başladı. Bütün aileye tiksinç bakış attı. Hatta Ahmet'in özel harekattan atılmasına bile sebep oldu. Bu yüzden sana ne kadar yaklaşsak da sen bize bir adım atmadığın sürece biz bir aile olamayız. Ben seni gördükten sonra ilk defa tamamlanmış hissettim. Ve seni kaybetmekte istemiyorum. Ben seninle ikiz gibi kardeş gibi olmak istiyorum. Tabi karar sana kalmış. Ama şunu bil ki ben ne zaman ihtiyacın olursa yanındayım."

Bunu dedikten sonra ayaklanıp içeriye doğru gitti. Bende biraz daha oturup bana verilen odaya çıktım. Tam yatağa yatacakken telefonuma mesaj gelmeye başladı. Telefonumu alıp yatağa geçtiğimde gördüğüm mesaj ile sinirlerime hakim olamadım.

                                                        "Binbaşı kişisinden  2 yeni mesaj"

Binbaşı: Asena, kusura bakma

Binbaşı: Bak yanlış anladın. Ben böyle bir insan değilim. Sadece timde bir kardeşimizi daha yeni kaybettik. Ve ben onun yerini bu kadar hızlı doldurmalarına sinir oluyorum. Cidden söylediklerimde ciddi değildim.

Siz: Komutanım birincisi ben sizin stres topunuz değilim, sinirinizi benden çıkaramazsınız. İkincisi gerçekleri yüzüme vurduğunuz için teşekkür ederim. Ama sanırsam benim artık bir ailem var ve lütfen görev dışında benle muhatap olmayın.

 Ben onun stres topu değildim. İsteyen herkes bana patlayamazdı. Ve sinirli olması veya benden üst rütbe olması bana böyle davranabileceği anlamına gelmiyor.

Daha fazla düşünüp sinirlenmemek için direkt yattım.

Asker Kızın Yeni Hayatı -Düzenleniyor-Where stories live. Discover now