27.Bölüm

17K 1.3K 76
                                    

Oy sınırı:300 oy

Arkadaşlar okuyan sayısının yarısı kadar bile beğeni yok böyle giderse erken final verip yeni bir kitaba başlayacağım...

Duştan çıktıktan sonra içimden saçlarımı kurutmak hiç gelmedi. O yüzden tarayıp banyodan çıktım. Sanki banyo yaptıktan sonra bütün yorgunluğum uçup gitmişti. O yüzden yatağa geçmek yerine dışarı çıkıp kapıyı nolur n'olmaz kilitledim. Zaten Başak'ta yedek anahtar vardı.

Bahçeye çıktığımda içime derin bir nefes çektim. Etrafa bakmak amaçlı kafamı çevirdiğimde Kunt'un bir bankta bana doğru baktığını görünce yüzüme bir tebessüm yerleştirip yarına doğru adımladım.

"Ne düşünüyorsun?"

"Hiçbir şey sadece yorgunum."

Direkt yanına gidip kolunun altına yattım. Etrafta kimse olmadığı için rahattım. O da kimse olmadığını farkedince saçımın üstüne bir öpücük kondurdu.

"Biz seninle direkt nikah mı kıysak ya? Hiç böyle isteme kına falan uğraşmayalım."

"Benim için uygun. Yani sevmem zaten öyle kına falan. Ne gerek var? Direkt isteyin sonra evlenelim işte."

Bu dediğim ile hemen beni kollarımdan tutup kendinden uzaklaştırdı. şaşırmış duruyordu.

"Vallaha mı?"

"Hm zaten annem sizi yarın bütün gün bize gelmenizi söyledi. Görevden yeni döndüğümüz için bir daha yemek ile uğraşmayalım dedi. Bu sırada da sende ailem ile tanışırsın olmaz mı?"

"Annen güzel düşünmüş sevgilim geliriz tabiki. Ailenlede tanışırım."

"Ama en baştan diyiyim abimler dedem ve babam seni dövme ihtimalleri çok yüksek ve maalesef dedem emir verirse karşı da koyamazsın. Bence bir daha düşün?"

Bunu tamamen onu test etmek için söylemişti. Umarım kabul eder.

"Neden? Dedenin meslek ne ki? Ayrıca ne olursa olsun ailenle tanışıcam ve sevgili olduğumuzu açıklayacaz. Ailendekilerin izni olmazsa kaçırırı seni olmaz mı?"

"Birincisi dedem emekli korgeneral. -Sanki bir renk attı- Üzgünüm ailemin rızasını alamazsan seninle evlenemem."

"Bu ailem izin verirse seninle evlenirim demek mi?"

"Evet"

Bu dediğime sırıttı ve dudaklarıma kapandı. Şu an etrafta kimse olmadığı için rahattık. Ama bir komutan bizi böyle görürse sıçardık.

Dudaklarını yavaş yavaş dudaklarımın üzerinde hareket ettiriyordu. Ona elimden geldiğince karşılık vermeye çalışıyordum. Ellerimi yeni çıkmaya başlamış sakallarının üzerine koydum. Tam dedim bu sefer rahattık. Kunt bir anda geri çekilip asker selamı verdi. O an anladım arkamızda bir komutan vardı. Bende hemen arkamı dönüp Asker selamı verecektim ki gördüğüm yüz ile Kunt'un neden asker selamı verdiğini anlamadım.

"İhtiyar?"

"Lan hayta! Sen manyak kızla sevgili misiniz? Lan ne ara lan!"

Keşke komutan gelseydi ya. şu ihtiyarın diline düşmekten daha iyiydi. Ben kafamı Kut'un göğsüne sakladım. Şu an bunu ihtiyara açıklamak istemiyordum. Oğlu açıklasındı.

Hem onun bu saatte burada ne işi vardı?

"Ne oldu savcım? Size böyle manyak bir gelin getireceğim için korktunuz mu?"

"Ben mi onda korkacağım? O benden korksun lan evlendiğiniz ilk gün onun burnundan getiririm."

Bu sefer lafa hemen ben atladım

Asker Kızın Yeni Hayatı -Düzenleniyor-Where stories live. Discover now