7.Bölüm

31.1K 1.4K 35
                                    

Yanıma oturduğunda konuşmaya başladım.

"Nasılsın Sena?"

Bu kadar yumuşak konuşmamı beklemiyordu herhalde. Yani doğru şimdi ben bile bu kadar yumuşak konuşmayı beklemiyordum. Biraz durduktan sonra direkt konuya daldı.

"Gerçekten merak ediyor musun? Yoksa sende mi benimle dalga geçip uğraşmak için mi soruyorsun?"

Dediği şey ile kaşlarımı çattım. Neden böyle bir şey demişti ki "sende mi" demişti. Demek ki karıştırılan kız daha önce onunla dalga geçmiş. Benim bu önceki kızın bu aileye ne yaşattığını bulmam gerekiyor. Fark ediyorum bu ailedeki herkes bana karşı böyle.

"Hayır Sena, tabi ki merak ettiğim için soruyorum. Sana böyle düşündüren ne?"

"Bilmem, belki sende diğer kız gibisin? Benimle dalga geçmek isteyip istemediğini ne bileceğim?"

"Sena bak ben hayatımda yalanı zaten sevmem. Ama işim dolayısıyla zaten yalan söylemem ki bunu zaten biliyorsundur. Ailede bir sürü asker var."

Bu dediğim Sena'ya mantıklı gelmiş olacak ki yüz ifadesi değişti. Ama anlamadığım bir şekilde de yüzü birden asıldı. Gözleri doldu.

-Senin de vücudunda onlar gibi yaralar veya işkence izleri var mı? Bakma bana öyle göstermemeye çalışıyorlar veya anlamamam için ellerinden geleni yapıyorlar ama en salak değilim anlıyorum."

Dediği şey ile bir anda kalbim acıdı. Neden acıdı ki? Sena'nın neden gözleri doldu? Beni önemsiyor muydu? Hadi ama kim daha yeni gördüğü birisi için üzülürdü ki? ben ne cevap vereceğimi düşünürken kapı çaldı. Sena ile ben kapıya giderken bir anda bir çığlık koptu

"OĞLUM!!"

Ne olduğunu anlamak için silahımı çıkarıp sessiz bir şekilde eve doğru adımladım. Bu sırada da Sena'yı arkama doğru çekmiştim. Ama gördüğüm görüntü düşüncelerimin tam aksini gösteriyordu. Bu yüzden silahı belime geri koyup Sena ile kalabalığım yanına doğru ilerledik.

Nergis Hanım kapının önünde bir adama sarılıyordu ve oğlum diye ağlıyordu. Adamın arkası bana dönük olduğu için göremiyordum. Ama Nergis Hanımın dediklerine bakılırsa bu en büyük abi olmalıydı. Peki bu adam niye bana tanıdık geliyordu. Ve o tanıdık ses odayı doldurdu.

"Geldim anne merak etme. Hem daha şu meşhur karıştırılan kız kardeşimi görmedim."

Olduğum yerde kaskatı kesildim. LAN BU BİBAŞI LODOS  DEĞİL MİYDİ? Şansım ilk defa yaver girmişti sanırsam. Ne kadar ev ortamında olsak da ne henüz ne onlar beni ne ben onları kabul etmiştim. Bu yüzden tekmil verdim.

"Yüzbaşı Asena Güngör/ Mardin emredin komutanım."

Tekmil veriyordum. Çünkü dede ve amca takımı bir yere gitmişlerdi ve o benden üst rütbedeydi. Benim sesimi duyduğunda arkasını dönmüştü. Beni görünce ise bir an afallamıştı ama hemen toparladı.

"Ala?"

Evet, benim ikinci ismimi bilen sayılı kişilerdendi. Lodos abi ve timi ile bir çok operasyona çıkmıştık. Hatta bir ara onların timinde de görev aldığım olmuştu. Ama geçici süre olduğu için bir kaç ay sürdü. Evdekiler Bize anlam veremediği ve Lodos abinin dediğinden bir şey anlamadığı için öylece duruyorlardı. Bu olaydan ilk sıyrılan Sena oldu.

"Ala? Abi siz nereden tanışıyorsunuz? Ve Ala kim?"

Bu arada herkes ayakta dikildiği ve kapının önünde durduğu için olaya el atmam gerektiğini hissettim.

"İlk önce bir içeri geçelim sonra konuşuruz."

Bu dediği herkese mantıklı gelmiş olacak ki Herkes bir anda salona geçti. Bu arada Lodos Abi sorgulayıcı gözler ile bana bakıyordu. Bende salona geçince tek boş yer Nergis hanım ve Sena'nın arası olduğu için oraya oturdum. Ben oturunca Lodos abi konuşmaya başladı

"Ala ilk olarak burada ne aradığını söylemek ister misin abicim?"

"Olaya en başından başlıyorum. Ben Lodos Abi ile önceden tanışıyorum. Yeni bir time atanmadan önce Lodos Abinin timinde bir kaç ay görev yapmıştım oradan tanıyorum. Ala'ya gelirsek Ala benim ikinci ismim. Bu ismi genellikle bana sevdiklerim söyler o Yüzden bilmiyordunuz. Zaten pek kullanmamda. Lodos Abi senin soruna gelirsek te ben karıştırılan kızım."

Bu olayı anlatmaktan artık gına gelmişti. Başka anlatacak biri kaldı ise onlar anlatsın ben daha ağzımı açmazdım. Lodos Abi bunu duyunca ayağa kalkıp bana doğru kollarını açarak geldi. Hiç tereddüt etmeden kollarının arasına girdim. O sırada kulağımın arkasında bir nefes hissettim.

"Senin karıştırılan kız olduğunu duyuca o kadar mutlu oldum ki. Bir önceki kızın öz olmadığını hep hissetmiştim ama üstünde durmamıştım. Keşke dursaymışım."

Ayrılınca Lodos abiye küçük bir tebessüm ettim. O sırada Nergis hanım Lodos Abiye doğru dönüp konuşu.

"Oğlum aç mısın?"

"Yok anne gelemden önce tim ile yedik. Ben sizin uyuduğunuzu düşünmüştüm."

"Tamam o zaman herkes yataklara saat geç oldu yarın daha da kaynaşırsınız."

Anne yüreği işte. Bu kelime bana ne kadar uzak olsa da diğerleri için öyle değil gibi. Hem saat daha 23.00 idi. Saati boş verip bana verilen odaya girdim. Üstümü değiştirip uykum olmadığı için üstüme hırka alıp bahçeye indim.

Bahçeye indiğim de çok güzel bir görüntü vardı. Saat geç olduğu için ışıklandırmalar açıktı. Bahçedeki armutlardan birine oturup gözlerimi kapattım. Etraftaki hayvan seslerini dinlemek hoşuma gidiyordu. Biraz sonra bu seslere ayak sesleri de karıştı. Gözlerimi açtığımda karşımda hiç tahmin etmeyeceğim biri vardı...

Asker Kızın Yeni Hayatı -Düzenleniyor-Where stories live. Discover now