10.Bölüm

27.3K 1.4K 98
                                    

Bozkurtlar'ın eski evine bir saatlik uzaktık da olan bir çiftlik evi varmış. Evde büyük bir kargaşa hakimdi. Bazıları eşya koyma derdinde, bazıları temizlik derdinde bazıları ise akşam yemeği derdinde. Bazıları da -ben gibi- evin korunması derdindeydi.

Şu an ise herkes salonda oturuyordu. Evin güvenliğini hallettikten sonra biraz dışarı çıkıp çüftliği gezmek istemiştim. Dışarıda atlar vardı. Onların yanına gidip biraz da orada oyalanmıştım. Evin içini gezdiğimde ise ev tek kelime ile muhteşemdi. Zaten ben oldum olası ahşap evleri sevmişimdir.

 Zaten ben oldum olası ahşap evleri sevmişimdir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Herkes bana merak ile bakıyordu. Muhtemelen saldırı anında dediğin her şeyi megafon yüzünden duymuşlardı. Normal olarak ama alışmış olmaları gerekiyor evde birden fazla asker adam var. Musa Komutana ve Ali Yarbaya bana yardım etmeleri için bakmıştım. Ben bu olayı onlara nasıl açıklayacağımı bilmiyordum ve konuyu bodozlama anlatırsam kötü etkilenmelerinden endişeleniyordum.

"Begüm, hadi siz içeri geçin biz Asena ile konuştuktan sonra size anlatırız."

Begüm Hanım itiraz etmeden içeri geçtiler. Şu an salonda kadın olarak sadece ben vardım.

"Seni dinliyoruz asker."

Ali Yarbay'ın katı sesi ile hemen asker-komutan ilişkisine bürünüp sert bir ses ile konuşmaya başladım.

"Komutanım fazla detaya girmeden anlatacağım. Benim gittiğim eski görevlerde ilk olarak Şiyar'ın karısını öldürdüm. Ama yanlış anlamayın şu an anlatacağım kişilerin hepsi bile isteye Şiyar'ın yanında duruyorlardı. İkinci olarak Şiyar'ın eski sağ kolunu işkence edilmiş ve ölü bir şekilde önüne attım. Üçüncü olarak Şiyar'ın metresi vardı. Onda biraz zorlandım. Çünkü onun elinde Şiyar ile ilgili bizim bilmediğimiz bilgiler vardı. Ve az zamanım vardı. Mecbur ona da aynı şeyleri, belki dedaha ağırlarını yapmış bulundum. Sonunda o da öldü. Son olarak Şiyar'ın oğlu Ramo, zaten en son çıktığım görevde buydu. Onun kampına sızıp gereken bilgileri aldıktan sonra Ramo içerideyken kampı patlatmıştım. Yani bu yüzden bana kinli. Ama benim anlamadığım..."

" Senin kızıl Gölge olduğunu nereden biliyor?"

İşte anlamadığım konu buydu. Kafamı salladım. Çünkü benim lakabımı bilen sayılı kişiler vardı. Ve bunlardan birinin hain çıkma olasılığı içime sıkıntı düşürüyor.

"Aklında ne var Gölge?"

"Manyak ikizler ile bir araştırma yapıp eğer içimizde hain varsa bulabilriz. Ama bize çalışmak için bir oda gerekiyor. Ve kimsenin bizi rahatsız etmemesi gerekiyor."

O sırada Musa Komutan biraz düşündükten sonra manyak ikizlere bakarak konuşmaya başladı.

"Bu evde bunu için kullandığımız bir oda vardı. Onu kullanabilirsiniz."

Kafamı salladım ve Manyak ikizleri alıp çalışmalara başladık.

(YAZAR'IN AĞZINDA)

Bu sırada Ölüm Timinde işler karışıktı. Aslında hiçbiri daha yeni şehit olan arkadaşlarının yerine kimseyi almak istemiyordu. Özellikle Murat Binbaşı. Ve bunu gayet de belli ediyordu. Diğerleri de istemiyordu. Ama en azında ona ılımlı yaklaşmaya çalışıyorlardı. Çünkü  onun bir suçu yoktu. Emir böyle idi. Ve kadın tam bir duvardı. Ne yüzünden duyguları okunur ne de görev dışında doğru düzgün sohbet edilirdi.

Ve akıllarını karıştıran diğer şey ise şu zamana kadar ondan hiç haber alamamalarıydı. Bu Murat Binbaşıyı sinirlendirirken diğerlerini endişelendiriyordu. Murat Binbaşı ise en başından beri Asena'yı sevmemiş ve torpilli olduğunu düşünmüştü. Çünkü yaşı Yüzbaşı olmak için çok gençti. Yaptığı görevler dese yine erken oluyordu. O sırada Geveze her zamanki gibi susmayıp konuşmaya başladı.

"Komutanım, Asena Komutanımı bir arasak mı?"

"Neden? Eğer bize ulaşmak isteseydi kendisi arardı dimi?"

Geveze yine de durmayıp komutanını aradı ve hoparlöre aldı.

"Efendim Geveze?"

Sesi yorgun ama bir o kadarda gür çıkmıştı. Ve bu timin gözünden kaçmamıştı.

"Komutanım siz lojmana gelmeyince merak ettik. O yüzden aradım."

"Sen şuna Komutanının kimsesizliğimi yüzüme vurduğu için nerede kaldığımı merak ettiğini söylesene."

"Komu-"

"Geveze şu an aklım ve işlerim cidden karışık. Oraya gelince her şeyi anlatırım."

Ve Gevezenin cevap vermesine izin bile vermeden suratına kapattı. Bu sırada tim ise telefona çatık kaşları ile bakıyordu. Murat Binbaşı ise düşünceliydi. Onu bu kadar yoracak ne olmuş olabilir diye. Ama gene yüzüne umursamazlığını takınıp içeri giderken söylenmeye başladı.

"Ben yokken timin komutanı olacak kişiye bak."

Kısık sesle söylemesine rağmen bütün tim onu duymuştu...

###

Üç gündür bu odadan manyak ikizler ile yemek ve diğer ihtiyaçlar haricinde çıkmamıştık. Uykusuzduk ve sürekli oturmaktan her yerimiz tutulmuştu. Ama en sonunda bulmuştuk.

TÜMGENERAL ABDULLAH ÖZTÜRK...

Birde bu kadar zamandır içimizdeymiş puşt ve kimse fark etmemiş. Ama en azında elimde sağlam kanıtlar vardı. Bu kanıtları ise Manyak ikizlerin kurduğu gizli  bir siteden yapmıştık. Bende onlar kadar olmasa da bu işlerden anlıyordum.

Üç günün uykusuzluğu ile bir piçi yakalamaya gidiyordum. Bozkurt ailesinden Ali Yarbay ve Lodos Binbaşı ile  karargaha gidiyorduk. Hadi bakalım Allah sonumuzu hayır etsin. Bu şerefsize de ömür boyu cehennem...

Asker Kızın Yeni Hayatı -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin