9.Bölüm

28.2K 1.3K 67
                                    

      Sabah odaya birinin girmesi ile uyandım. Ayak sesi normal bir insana göre çok sessiz. O zaman elimde iki ihtimal var ya evdekilerden biri ya da gene düşmanlardan biri ki onlar bu kadar sessiz hareket edemez. O zaman evdekilerden biri . Ben bunları düşünürken ayak sesleri git gide yaklaştı. Her kimse tam dibimde durdu ve bana uzandığını hissettiğim an silahımın emniyetini açıp o kişiye doğrulttum.

Lodos Komutan?

Şu an karşımda bir adet sırıtan Lodos Komutan duruyor. 

"Komutanım? Neden buradasınız?"

"Seni uyandırmaya geldim. Kahvaltı hazır... Bu arada reflekslerin iyiymiş."

Sadece kafam ile teşekkür ettim ve lavaboya işlerimi halletmeye girdim. Tuhaf şeyler oluyor. Normalde bu piçler bu kadar boş durmaz. Mutlaka bir şeyler planlıyorlar ve benim bunu bir an önce öğrenmem gerek. Tek sorun bu evdekilerin zarar görmesi. Muhtemelen şu ana kadar Bozkurt ailesinin benim biyolojik ailem olduğunu öğrenmişlerdir.

Aşağı indiğimde bütün aile salonda oturuyordu. Yine ifadesiz yüzümü yakınıp bir yere oturacaktım ki ayağıma bir şey sarıldı. Baktığımda ise tam bir melek gibi duran mavi gözlü ve sarı saçlı çok tatlı bir kız duruyordu. Muhtemelen Lodos komutan ve Gece'nin kızıydı.

"Şen, sen benim halam mısın?"

Ne diyecektim şimdi? Evet ben senin halanım desen bu aileyi kabul etmiş oluyordum. Hayır halan değilim dersem hem bu kız üzülebilirdi. Hem de Yarbay'ın gazabından korkuyorum. Bu yüzden eğilip onunla aynı boya geldim ve elimden geldiğince yumuşak bir ses tonu ile konuştum.

"Evet tatlı şey ben senin halan oluyorum. Bana isminizi bahşeder misiniz prenses?"

Ona prenses demem hoşuna gitmiş olacak ki elini ağzına götürüp kıkırdadı.

"Benim isimim Melek Peki senin ismin ne?"

Kelimeleri tam söyleyemiyordu ve bu onu daha da tatlı yapıyordu.

"Benim ismim de Asena. Tanıştığımıza memnum oldum Melek kız."

"Bende memnun oldum."

Adı gibi melek bir kızdı çok tatlıydı. Bana kollarını açtı sanırsam onu kucağıma almamı istiyordu. Tam eğilip alacakken evin camları bir anda patladı ve silah sesleri gelmeye başladı. Melek'i hızlı bir şekilde kucağıma alıp Gece'ye verdim ve belimden silahımı çıkarıp nişan aldım.

"NELER OLUYOR!"

Musa Komutan öyle bir gürlemişti ki Yarbay bile yerinden sıçramıştı. Dışarıda ki adamlara daha dikkatli baktığımda Şiyar şerefsizini gördüm. Çok kalabalık gelmişler. Böyle bir şey beklediğim için hazırlıklıydım. Bu yüzden benim hemen odaya gidip silahları almam gerekiyordu.

"Yarbayım, Siz beni koruyun diğerleri kadınları ve çocukları güvenli bir yere götürsün."

Yarbay dediğimi yapıp bana koruma ateşi açtı. Bende hızlı olarak daha doğrusu resmen uçarak odama gittim. Ve HK416 / M4A1 ve FN SCAR / Yavuz 16 ve Zigana'ları aldım. Ve aşağı indim.

Silahları alıp aşağı indiğimde sadece Lodos komutan, Pusat komutan, Musa komutan, Ali Yarbay, Mert ve Ahmet kalmıştı. Elimdeki silahları görünce Musa ve Ali komutan sırıtmış diğerleri far görmüş tavşan gibi bakıyordu. Herkese silahları verdiğimde bende elime M4A1 silahımı aldım. bebeğim idi bu benim. Silahlardan birden fazla olduğu için herkese yetti ve arttı da.

"Komutanım destek istediniz mi?"

"İstedik Asena ama yolu kapatmışlar, gelmeleri 45 dakikayı bulur."

Olsun ya bu silahlar bize yete bende az oyaladım mı bitti.

"Evde megafon gibi bir şey var mı?"

"Neden?" 

"Var mı Ahmet? Sorgulama varsa hemen acil getir. Hadi"

Ahmet hemen alt kata indi. Biz o arada hala çatışıyorduk. Bi beş dakika sonrada Ahmet elinde beyaz biraz megafonla geldi.

"Al."

"Sağol." Hemen megafonun düğmesine basıp kör nokta olduğuna emim olduğum bir yerde megafonu açıp konuşmaya başladım.

"ŞİYAR! EVE BASKIN YAPMAK DA NE DEMEK LAN. SEN BURADAN ÇIKABİLECEĞİNİ Mİ SANIYORSUN PUŞT HERİF."

"OOOOOOOO KİMLERİ GÖRÜYORUM? KIZIL! KIZIL! KIZIL! SENİ BURADA GÖRMEK NE BÜYÜK ŞEREF, BEN AZRAİLİ ARARKEN SENİ DE BULDUM. HEPİNİZ BURADA GEBERİP GİDECEKSİNİZ."

Sırıttım. Bu salak benim burada böyle plansız duracağımı sanıyordu herhalde. Yarbay sırıtmamı görünce suratındaki gergin ifade azda olsa gitmişti.

"Aklında ne var Asena?"

"Komutanım bu salak benim burada tedbirsiz duracağımı zannediyor."

"Allah bilir gene ne delilik yaptın?"

"Lan puşt herif. Sen benim burada tedbirsiz duracağımı mı zannediyorsun? Eğer itlerine ateşi kesmelerini söylemez isen altınızdaki bombalar saniyesinde patlar!"

"NE DİYON LAN SEN MANYAK KARI... ATEŞİ KESİN MAL HERİFLER! BURAYI KONTROL EDİN DEMEDİM Mİ SİZE LAN!"

"Boş konuşma Şiyar! İtlerine söyle silahlarını atsınlar. Sende öyle! Ellerinizi ensenizde birleştirip evin önündeki boşluğa gelin!"

"Deli kız evin etrafını bombalarla mı çevirdin?"

Gayet normal değil mi? Bir sürü askerin yaşadığı ev güvende olmalıydı.

"Evet?" 

Musa Komutan ve Yarbay bana gururla bakıyordu. Şiyar dediğimi yapıp silahlarını atmalarını söyledi ve evin önüne geldiler. Korumaların çoğu ya yaralıydı ya da ölü. Hemen Şiyar'ın yanına gidip ona kafayı gömdüm.

"Lan şerefsiz herif! Sen nasıl Bozkurtların evini basarsın lan? Hani geberip gidecektik burada? Neden kokudan titriyorsun o zaman? Utanmasan altına yapacaksın."

Mal herif şu an altına sıçacak kadar korkuyordu. Sanki az önce bağıran o değil gibiydi.

Ekipler gelip Şiyar'ı ve adamlarını aldıktan sonra bizde içeri geçtik. Bu evde artık güvenli olmadığı için ve her yerde kurşun izleri olduğu için başka eve geçeceklerdi. O yüzden etrafı toplamaya gittiler. Benim zaten eşyalarım toplu olduğu için sadece silahlarımı topladım ve aşağı indim. Bir veya bir buçuk saat sonra diğerleri de indi ve başka bir eve gitmek için arabalara dağıldılar.

Asker Kızın Yeni Hayatı -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin