TOPRAK (Düzenlenecek)

By EANGEL12

3.3M 194K 37.4K

Üsteğmen GÖKÇEN TOPRAK, Çok zor şartlara karşı vermiş olduğu mücadelede hayatı yenmiş bir kadın... Bu buruk k... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
12. Bölüm
13. bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm, 1. Kısım
30. Bölüm, 2. Kısım
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
Karakter tanıtımları
Karakter Tanıtımları 2
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
ÖZEL BÖLÜM 🍁
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
Yeni Kurgu Tanıtımı
57. Bölüm
58. Bölüm
59. Bölüm
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm
FİNAL...
FİNAL 2🌱

11. Bölüm

63.8K 3.4K 574
By EANGEL12

KUZEY'DEN

15 aydır gizli görevdeydim. Üstlerimden emir gelene kadar kimliğimi karargahta gizli tutmuş, konuşmamıştım. Ancak albayın sorgusu son derece iyiydi. Tek söylediğim Rojda'nın masum ve zorla tutulduğu olmuştu. Ama onu karşımda üniforma ile görünce, şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Ortada yanıtlanması gereken çok soru vardı...

Onu o terör yuvasında, çadırda ilk gördüğümde, yanımdaki şerefsizleri öldürmemek için zor durmuştum. Kız sürüsünü otlatmaya çıkarmış, bu şerefsizler de kızı zorla alıkoymuşlardı. Çok masum bir yüzü vardı ve çok çaresizdi. Ağlamaktan kızarmış yanakları ve yosun yeşili gözleriyle, o an ona çok üzülmüş ve koruma altına almıştım. Sonuçta masum bir genç kadındı. Belki sevdiği vardı, belki de evliydi bilmiyordum. Ama anam bekler beni dediğinde, bekar olduğunu anladım. Onu bir şekilde o pislik yuvasından çıkarmak için planlar da yapmıştım. Evine geri götürecektim. Ancak zaman gerekiyordu. Bir süre kampta benimle kalmalıydı. Sonuçta artık karım olduğunu söylemiştim ve onu hemen götürseydim, şerefsizler benden şüphelenebilirlerdi.

Üstlerim Sercan Açık ismini kullanacağımı emredince oldukça şaşırmıştım. Çünkü bu riskliydi ve o adam tam bir hayaletti. Ancak Yarbay Ali Demir, Sercan'ın öldürüldüğünü ve bunun gizli bilgi olduğunu söyleyince, göreve başladım. Sercan olarak içeri sızmam zor olmamıştı. Benden it gibi tırsıyorlardı. Amacım elebaşı Maho'yu yakalamaktı. Onunla sözde ortak işler yapmıştık. Tabii ben tüm bilgileri yarbaya iletiyordum. Bu görev için doğrudan yarbay ile iletişime geçiyordum.

Tüm belgelere ulaştığımda amacım şuydu; kampa geri dönüp Rojda'yı ailesine teslim etmek sonra da terör yuvasını temizlemek. Timim bana desteğe geleceklerdi. Her şey göreve uygun ilerliyordu. Taa ki o Maho itinin sağ kolu beni görene kadar. Beni gördüğü an Sercan olmadığımı anladı. Böylece bütün planlarım bozuldu ve yakalanıp kampa getirildim. Şehit olmaktan korkmuyordum. Tek korkum benden sonra karım olarak bildikleri o masum kıza neler yapacaklarıydı...

Ancak o gece beklemediğim bir şekilde gözümü açtım ve karşımda Rojda'yı görünce rüya gördüğümü sandım. En ufak sese bile korkan ürkek kız nasıl oldu da buraya girmişti. Ona karşı içimde tarif edemediğim bir merhamet duygusu vardı. Bu korkak kız, beni bir şekilde oradan kurtardı. En son beni yönlendirip kamptan kaçtığımızı hatırlıyorum. O an tek düşündüğüm, Rojda beni evine götürüyor olmuştu. Ama bilincim bir yerde kapandı ve kendime geldiğimde askerler tarafından yakaladığımızı anladım.

Terör kampında yakalanmadan önce, Maho'dan 3 tane flash çalabilmiştim. O yüzden içim rahattı. Yarbayla konuşup bir şekilde de Rojda'nın serbest kalmasını sağlardım. Ancak yarbayla görüşemediğim için "görev bitti" emrini almamıştım. O yüzden karargaha geldiğimizde de kimliğimi açık edemedim.

Bu hayatta çok az şeye şaşırmıştım. En büyük şaşkınlığım ise karşımda üniforma ile Rojda'yı görmekti. Bana tepeden bakmış ve o yeşil gözlerini bana dikmiş, "Yeniden tanışalım mı? Ben Kıdemli üsteğmen Gökçen Toprak" demişti...

Adının Hüseyin Bayram olduğunu öğrendiğim Albay, karargahtaki hücreden beni çıkarttı.

"Kuzey Atasoy, görevin için tebrik ederim seni. Senin ve timinin tayin bilgisi geldi bana. 2 hafta izinlisin sonra timinle birlikte artık burada görev yapacaksınız. Ayrıca 2 hafta sonra rütben yükseltilerek göreve başlayacaksın. Binbaşı rütben şimdiden hayırlı olsun. Burada tanıdığın birileri var mı? Temiz kıyafet ve kalacak yer için ben yardımcı olurum istersen" dedi Albay Hüseyin.

"Sağolun komutanım, ailem Mardin'de yaşıyor. Yüzbaşı Poyraz Türk yakın dostumdur. Önce onunla iletişime geçebilirsem çok iyi olur. En son Adana'da görev yapıyordu. Telefonum dahil hiçbir eşyam burada değil."

"Poyraz Türk mü? Poyraz Türk buraya atandı. Bekle hemen yanına gönderiyorum. Başka bir ihtiyacın olursa söylemen yeterli oğlum." Dedi ve bir askere seslendi. Hâlâ üstümde kamptaki kıyafetlerim vardı. Asker tereddütle bana baktı ve albaya tekmil verdi. Albay askere, kullanılmayan odalardan birine kadar bana eşlik etmesini istedi.

🍁

Odada durmuş boş boş oturuyordum. Hâlâ aklımda Gökçen vardı. Nasıl oluyordu da bu kadar iyi oyuncu oluyordu. Bir tek açığını bile yakalamamıştım. Sercan Açık olduğumu sandığı için mi beni sağ getirdi acaba? Ama o adam için öldürme emri vardı askeriyede. Beni direkt öldürmesi gerekiyordu, neden sağ getirmişti? Tüm belgeleri de almıştır büyük ihtimal çünkü ben onun ürkek hallerinin oyun olduğunu anlamadığım için, yanında rahat rahat belgeleri saklıyordum. Bu kız nasıl bir istihbaratçıydı böyle. Hiç falso vermemişti 7 ay boyunca.

Odanın kapısı açılıp Poyraz içeri girdi. Beni görüp önce üstümü uzunca süzdü.

"Dostum berbat görünüyorsun, ah bu koku da ne lağım mı patlamış burada?" Diye dalga geçmeye başladı. Ben de gülerek karşılık verdim.

"Ben de seni özledim dostum." Yanıma gelip bana dostça sarıldı.

Poyraz benim çocukluktan beri arkadaşımdı. Ailelerimiz çok yakındı. Ben tek çocuktum. Poyraz'lar 3 kardeşti. Ben tek çocuk olduğum için hep Poyraz ile oyun oynardım. Annem ve babam çok çalışıyorlardı. Annem doktor, babam ise mimardı. Onları çok özlemiştim. Annem şimdi çalıştığı hastanede başhekim olmuştu.

Poyraz bana yeni kıyafetler bulmuştu. Banyomu yapıp sakal tıraşı oldum ve temiz kıyafetleri de giyince biraz da olsa insana benzedim. Poyraz'la birlikte onun arabasına bindik. Ailem beni görünce çok sevineceklerdi.

"Eee Poyraz anlat bakalım ne var ne yok?"

"Sorma kardeşim sen görevdeyken neler oldu bir bilsen?" Diyerek sıkıntılı bir nefes verdi.

"Anlatsana oğlum ne oldu?"

"Kardeşim biliyorsun Gül nişanlandı maalesef. Herife hiç kanım ısınmasa da elde tutulur tek bir suçu yok. İstanbul'dan atanıp gelip Gül'ümü buldu. Neyse aklıma geldi lavuk yine, konu baska kardeşim. Bu Alihan, bir şekilde ailemizin kan gruplarının uymadığını fark etmiş. Birçok olaylar yaşandı. Sonuç olarak biz de test yaptırdık ve Gül bizim öz kardeşimiz çıkmadı" deyip sustu Poyraz.

"Lan sen ne dediğinin farkında mısın? Ne demek Gül bizim öz kardeşimiz değil. Ulan Gül bizim elimizde büyüdü. Böyle bir şey nasıl olabilir?" dedim oldukça şaşırarak.

"Kardeşim maalesef gerçek. Ne annemle ne babamla Dna testi uyuşmadı. Tabii hepimiz delirdik. Babam araştırmaya başladı ve doğumda karışmış olabilir diye o gün doğan kızlarla Dna testi yaptırdı. En sonunda öz kardeşimizi bulduk. Ama biz kızı ne aradık ne sorduk. Tek kelime konuşmadık bile. Hatta ben kıza hakaret etmiş bile olabilirim. Önyargılı yaklaştım. Eşşeğim ben Kuzey eşşek. Bizim yapamadığımızı Gül yaptı ve o kızla yakınlaşıp kardeşlik bağı kurdu. Nasıl büyüdü, hayatta neleri sever, neleri sevmez, neler yaşadı, sevgilisi var mı? Hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Tek bildiğim ve bana çok ağır gelen ise, çocukluğundan itibaren babası tarafından şiddete maruz kalmış. Annesinin söylemesine göre, annesini de dövüyormuş. Şikayet edersen kızını satarım diye kadını tehdit ediyormuş. Kadını korkudan sindirmiş. Yıllarca dayak yiyerek büyümüş benim öz kardeşim Kuzey? Şimdi benim yüzüme bile bakmıyor haklı olarak."

Neler olmuştu böyle? Poyraz'larla olduğu kadar Gül ile de kardeş gibi büyümüştük. Gül başka bir ailenin kızı mıydı yani?

"Kardeşim çok büyük badireler yaşamışsınız. Allah büyük unutma. Zamanla öz kardeşinizin de gönlünü alırsınız. Üzme kendini ama eşeklik ettiğin de bir gerçek Poyraz. Yani iki taraftan bakınca da zor bir durum. Eğer karışma olmasaydı, Gül o ailede dayak yiyerek büyüyecekti. Gül'ün ne kadar kırılgan olduğunu biliyorsun. O buna dayanamazdı. Her şeyde vardır bir hayır kardeşim. O kız içinde çok zor bir durum. Yaptığınız hatayı bir an önce telafi edin. Bu arada o dayakçı baba olacak şerefsizle de ilgilendin değil mi?"

"Evet Kuzey, dayak olayını dün öğrendim. Adamın peşindeyim. Annesinin söylediğine göre dolandırıcı tipte, tekin olmayan biri. Yakında tıkacağım içeriye. Kardeşime en azından bunu borçluyum."




🍁


Poyraz beni evime getirdi. Zaten evlerimiz yan yanaydı. Bizim evimizin anahtarı Poyraz'da vardı. Onlarınki de bizde olurdu. Poyraz bana kapıyı açınca birlikte içeri girdik. Evimi çok özlemiştim. Annem ve babam şu an işte olmalıydılar. Akşam onlara sürpriz yapacaktım...

Eve girince Poyraz, biraz daha kalıp evden ayrıldı. Evde çalışan Sema teyze beni görünce ağlamaya başladı ve sarıldık. Sema teyzenin elinde büyümüştüm. Annem yoğun çalıştığı için Sema teyze, bana hep bir teyze, abla gibiydi. Benim 5 yıl önce bir kız arkadaşım vardı. Fatma...Onu gerçekten seviyordum ve evlenmeyi düşünüyordum. O zamanlar bir göreve çıkmam gerekiyordu. Görev dönüşü evlenme teklifi edecektim.

O zamanlar görev umduğumdan çok daha erken bitmişti. Heyecanla eve gelmiştim. Bizimkilerle hasret giderip odama çıkmıştım. Elimde Fatma'ya evlenme teklifi edeceğim yüzüğü incelerken, Sema teyzenin önerisiyle, Fatma'ya döndüğümü haber vermemiştim. Yarın sürpriz yaparım diyerek, heyecanla uykuya dalmıştım.

Ertesi gün hazırlanıp Fatma'nın evine gitmiştim elimde çiçeklerle. Hayatımın kabus dolu günlerinin başlangıcı olmuştu o gün; Fatma'nın ihanetiyle.

O günden sonra hiçbir kadına karşı farklı duygular beslememiş, kalbimi tamamen görev aşkıyla doldurmuştum.  En zorlu görevlere gönüllü giderdim. Böylece rütbem de kısa sürede yükselmiş, en sonunda da binbaşı olmaya nail olmuştum.

Gökçen'e ise gördüğüm ilk andan beri tarif edemediğim, daha önce hissetmediğim bir koruma içgüdüsü ile yanıp tutuşmuştum. Gözlerimi kapattığımda bile gözleri gözümün önünden ayrılmazdı. Bu aşk değildi. O duyguyu daha önce tatmıştım. Aşk kötü bir duyguydu; çaresiz, kendinden nefret etme, sinir harbi dolu günlerle dolu, iğrenç bir duyguydu. Fatma'nın ihanetini unutabilmek için neredeyse dağdaki tüm şerefsizleri temizlemiştim. Ama içim soğumamıştı. Aşk buydu benim tabirimle...

Şu an Fatma'ya aşık değildim. Onun artık esamesi bile okunmazdı bende...

Ancak Gökçen, bambaşka bir hikayeydi. Ardında cevaplanması gereken çok soru ile hayatımın ortasına girmişti...

Zaman bize ne gösterecekti...




❤️

Continue Reading

You'll Also Like

1.2K 220 13
Aşık olamayan bir kızla vatanı uğruna kendini feda edecek bir asker ikiside deliler gibi nasipe inanan bu çifti allah birbirine yazdı mı?
10K 68 35
güçlü kadınlar herdaim. kitap önerileri
6.2K 512 16
Küçükken annesi ve babası tarafından psikolojik ve fiziksel şiddet gören Efnan , şiddet gördüğünde ise onu korumaya çalışan koruyu abisi vardı. Abisi...
664K 42K 33
TAMAMLANDI Yzb. Yiğit: bordodan gelen yzb. Ela? Yzb. Yiğit: ne +9054372: derdinizi alay komutanına anlatırsınız +9054372: size iyi yürüyüşler