sweet chaos, yoonmin✔

By dollshwa

116K 10.2K 6.4K

- roommate au senin hakkında daha fazla şey öğrendikçe zevklerim, alışkanlıklarım ve her şeyim değişiyor More

1: sevgilim olur musun
2: senden nefret ediyorum
3: beni etkilemeye mi çalışıyorsun
4: yalan söyledim
5: aşık mı oldun
6: birlikte misiniz
7: onu öptüm
8: birbirimize alıştık
9: ben gitmezdim
10: seni rahatlatacağım
11: ilgisi hoşuma gitmişti
12: sevgili değiliz
13: senin için endişelendim
14: sevgili(m)le vakit geçireceğim
15: senden hoşlanıyor
16: senin gibi birinden hoşlanmam
17: yeni oda arkadaşımla tanış
18: seni kıskandı
19: ona karşı hislerin mi var
20: senden gözlerini alamadı
21: başkalarıyla yakın ol(m)ana dayanamıyorum
22: yıldızların altında benimle dans et
24: herkesten sakla(m)ak istiyormuş gibi
25: seni sevdiler
Final: happy ending

23: beraber tatile gidiyoruz

2.8K 187 57
By dollshwa

yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar

_

Finaller yüzünden oldukça yorgun hissediyordum.

Bir haftadır sınavlar yüzünden ordan oraya koşturmuştum ve bu da beni hem mental hem de fiziki açıdan yormuştu. Öte yandan, sonunda dönem bittiği için ve tatil yapacağım için mutluydum.

Bütün bir hafta kendi sınavlarıma hazırlanırken bir de Yoongi'ye yardım etmiştim. Yardım dediğim de büyük bir şey değildi aslında, yalnızca ezberlemeye çalıştığı şeylerde yardımcı olmuştum ve onun anlattığı birkaç şeyi dinlemiştim.

Arkadaş grubumuz Yoongi ile ilişkimi öğreneli neredeyse 3 hafta oluyordu ve bu üç hafta okul hariç oldukça güzel geçmişti. Yoongi ile fırsat buldukça dışarı çıkıp vakit geçirmiştik ve böylelikle birbirimizi daha fazla tanımıştık.

İnanması güç olsa da bu üç haftada hiç kavga etmemiştik. Yoongi ve ben, önceden birbirimize bulaşmadan yapamazdık ve doğrusu sevgili olunca da birbirimizle uğraşırız sanıyordum fakat hayır, böyle olmamıştı, en azından şimdilik. Geçtiğimiz üç haftada oldukça güzel vakit geçirmiştik ve bir kere bile ters düşmemiştik. Bu durum bana biraz garip gelse de yine de onunla ilişkim güzel gittiği için mutluydum.

Sene başında bana Yoongi ile sahte sevgili olup daha sonra gerçekten birlikte olacağımızı söyleseler güler geçerdim çünkü sene başındaki Jimin için Yoongi ile sevgili olmak çok ütopik bir şeydi. Fakat şimdi gerçekten onunla sevgiliydim ve ona çok aşıktım.

Oda kapısının sertçe çalınmasıyla birlikte aklımdaki düşünceleri bir kenara bırakıp kapıyı açmaya gittim. Karşımda dikilen Taehyung ve Hoseok'u görmemle birlikte yüzüme bir gülümseme yayıldı.

"İçeri geçsenize." diyerek kenara çekilsem de Taehyung beni dinlemek yerine kolumdan tutarak odanın dışına çekti. "Bırak odayı, yemekhaneye inelim hemen. Grup toplantısı yapacağız, yarım saattir seni  bekliyoruz ama ne telefonunu açtın ne de kapıyı açtın.  Başına bir şey geldi diye endişelenmeye başlamıştık." diye hızlı hızlı konuştuğunda ona cevap verememiştim bile. Beni aradıklarını söylüyordu ama ben telefonumun çaldığını bile hatırlamıyordum. Sanırım kendimi düşüncelere fazla kaptırmıştım.

Çok geçmeden yemekhaneye indiğimizde en köşede oturan Seokjin, Namjoon ve Jungkook'un yanına ilerledik. Boşta kalan sandalyelere yerleştiğimizde aklımda Yoongi vardı. Taehyung grup konuşması yapacağımızı söylediğinde yedi kişi eksiksiz oluruz sanıyordum ama Yoongi burada yoktu. Dudaklarımı aralayıp onun nerede olduğunu soracağım sırada yanağımda hissettiğim öpücük ve burnuma dolan tanıdık koku ile yüzüme bir gülümse yayıldı.

"Geç kaldım üzgünüm, siz ne konuşuyordunuz?" Yoongi yanımdaki sandalyeye yerleşirken Jungkook, "Sevgilin de senin gibi geç kaldığı için henüz bir şey konuşmaya başlamadık. İkiniz de sürekli bir yerlere geç kalıyorsunuz." demişti. Yoongi, onun bu dediğine gülerken ben de gözlerimi devirerek "Hiçte bile geç kalmıyorum." diye mırıldandım.

Birkaç dakika havadan sudan konuşmuş ardından da asıl konuşmamız başlamıştı.

"Yaz tatilinde bir planınız var mı?" diye soran Namjoon ile hiçbirimizden bir ses çıkmayınca Seokjin yüzünde büyük bir gülümseme ile yaslandığı sandalyede doğruldu ve "Annemler karavan almış ama tatile biraz erken gittiler ve karavanı götürmediler. İsterseniz, karavanı da alıp ormana gidebiliriz. Hem serin bir yer, hem de şehirden biraz uzaklaşırız, kafa dinleriz. Bildiğim kadarıyla ormanda kamp alanı da varmış zaten, orda kurarız çadırı falan. Bir de oyun alanı vardı, isterseniz oraya da gideriz. Göl falan da var balık da tutarız. Ne dersiniz, hep birlikte gidelim mi? "

"Diğerlerini bilmem ama ben gelirim. Bütün bir sene o kadar yoruldum ki, biraz şehirden uzaklaşmak iyi gelir." diyen Namjoon'a Hoseok da katıldı. Üçü bizden bir cevap beklerken kurumuş dudaklarımı ıslattım ve konuşmaya başladım. "Benim zaten bir planım yok, o yüzden ben de gelirim. Eğlenceli olur."

"Jimin gelirse Yoongi de gelir o zaman." diyen Hoseok ile kıkırdadım. Yoongi bir şey demeden önce kolunu omzuma atarak beni kendine yaklaştırdığında yüzümde kocaman bir sırıtış vardı. Hoseok'un dediği şeye yanıt vermek yerine sadece "Ben de geliyorum." demişti. Birkaç saniye sonra ise kulağıma "Tabii ki gelmemdeki en büyük etken sensin." diye fısıldadığında nefes nefese kalmıştım. Zaten bu gerçeği biliyordum fakat bildiğim şeyleri Yoongi'nin ağzından duymak beni heyecanlandırıyordu.

"Siz sormadan söyleyeyim, Jungkook ve ben de geliyoruz. Bizsiz tatile gidemezsiniz."

"Tüh ya, ben sizi götürmek istemiyordum. Keşke bu planı yanınızda söylemeseydim." Seokjin'in şakasına karşılık Taehyung dilini çıkardığında Jungkook, onun bu haline büyük bir kahkaha attı. Hatta bununla yetinmedi de, küçük bir bebek seviyormuşcasına Taehyung'un yanaklarını sıkıp öpücükler kondurmaya başladı.

Hoseok onların bu şirin hallerini yüzünü buruşturarak izlerken Seokjin oralı bile olmuyordu, Namjoon da telefonuyla ilgilendiği için o ikisini görmüyordu. Fakat ben, her şeylerini büyük bir keyifle izliyordum. Onları barıştırmak için çok uğraşmıştım ve bu halleri beni fazlasıyla mutlu ediyordu.

"Seokjin, karavana yedi kişi sığarız değil mi?" Yoongi'nin sorusuyla Seokjin birkaç saniye düşündü, ardından "Sığarız sanırım." dedi.

"Namjoon şoför olur, Hoseok ve ben de yanında otururum. Siz zaten sakız gibisiniz, ayrılmıyorsunuz hiç birbirinizden. O yüzden dört kişi olsanız da iki kişilik yer kaplarsınız. Sığarız yani."  dediğinde bize sakız benzetmesi beni güldürmüştü.

"Sığmazsak size yol boyunca Taehyung'un kucağında gidebilirim diyecektim ama sığıyormuşuz."

"Bu bir şey değiştirmiyor ki, yine yol boyunca kucağımda olacaksın." Taehyung, sinsi bir sırıtışla Jungkook'a bakarken Seokjin masada duran peçetelerden bir tanesini top yapıp Taehyung'a attı. "Yanımızda elleşirseniz sizi yolun ortasında bırakırım, sessizce uslu durun. Aynı şekilde Yoongi ve Jimin, bu sizin için de geçerli." Kaşlarını çatıp işaret parmağını bizi sallayarak konuşurken gülmemek için kendini o kadar sıkıyordu ki, yüz ifadesini görmesem bu halinin oldukça korkutucu olduğunu söyleyebilirdim.

Seokjin'in tehditinden sonra Yoongi kulağıma eğilip kısık sesle "Yolculuk için güzel planlarım vardı ama madem Seokjin bizi yola atacak, planlarımı gerçekleştiremeyeceğiz." dediğinde planlarını az çok tahmin ettiğim için kulaklarım kızarmaya başlamıştı.

Onun yaptığı gibi ben de onun kulağına yanaşıp fısıldadım. "Akşam planlarından bahsetmeye ne dersin?" Sorduğum sorudan sonra hiçbir şey olmamış gibi diğerlerini dinlemeye koyulurken Yoongi'nin yüzünde oluşan sırıtış gözümden kaçmamıştı.

Bir işimiz olmadığı için bir süre daha yemekhanede konuşup sohbet etmiştik, daha doğrusu Taehyung ve Jungkook ikilisi Seokjin'e bulaşmıştı, Namjoon ve Hoseok ise o ikisini durdurmaya çalışırken onların oyununun bir parçası olmuştu ve beşi birden bir tartışmaya sürüklenmişti. Yoongi ile ben ise onları izleyip durmuştuk. Zaten sonrasında herkes durulmuş, farklı yerlere dağılmıştık.

Hava sıcak olduğu için pek dışarı çıkmak istemesem de Yoongi yemeği dışarıda yemeği teklif ettiği için ona itiraz edememiştim ve hazırlanıp dışarı çıkmıştık. Bir dükkanda hamburger yiyip tatilden bahsetmiş daha sonra ise sinemaya gitmiştik.

Sinema çıkışında elimdeki içecek kutusunu çöpe atarken Yoongi bir anda elimden tutarak beni bir yere çekelemişti. Kısa bir süre sonra fotoğraf kabininin önüne geldiğimizde şaşkın gözlerle Yoongi'ye bakıyordum.

"Hadi Jimin." Beni peşinden fotoğraf kabinine soktuğunda birkaç bozukluk atmıştı ve kendini hazırlamaya başlamıştı. Kolunu omzuma atarak beni kendine çektiğinde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

İlk pozumuz klasik bir selfie pozuydu, ikimiz de barış işareti yapmış ve kocaman gülümsemiştik. İkinci pozumuzda ise ben, Yoongi'nin yanaklarını sıkmıştım.  Üçüncü pozda Yoongi, yanağımı öpmüştü. Son pozumuzu ise öpüşerek vermiştik. Dörtlü fotoğraf yavaş yavaş makineden çıkarken yüzümde engelleyemediğim bir gülümseme vardı.

Yoongi ile yaşadığım anlar büyülü bir rüya gibiydi. Hayatımın en mutlu anları onunla birlikte yaşadıklarımdı ve bütün bunlara hala inanmak benim için güçtü. Bir sabah uyanacağım ve bütün bunlar benim rüyammış, aslında hiçbiri yaşanmamış olacak diye korkuyordum.

"Jimin, sevgilim ne düşünüyorsun?" Alışveriş merkezinden çıkarken Yoongi'nin sesini işitmemle aklımdaki şeyleri bir kenara bıraktım. Gözleri merakla parıldıyordu, benden bir cevap bekliyordu. Aslında aklımda birçok şey vardı ama o an ona bunlardan bahsetmek istemiyordum.

"Hiç, bugün yaptıklarımızı düşünüyorum." dedim sadece. O elimi daha sıkı kavrayarak gülümseyerek bana bakmaya başladığında ben de güldüm.

Saat geç olsa da yurda taksiyle değil yürüyerek gitmiştik. Tüm yol boyunca okul hayatımızdan, gelecek sene yapmak istediğimiz şeylerden konuşmuştuk. Bir ara Yoongi beni sırtına almaya çalışmıştı fakat beni taşıyamamıştı. Fakat inat ettiği için sırtına almak yerine kucağına alacağını söylemişti. Daha sırtında taşıyamazken kucağında nasıl götüreceğini merak ederken bir anda kendimi onun kolları arasında bulmuştum.

Saat dokuzu çoktan geçmiş olsa da caddeler hala kalabalıktı fakat ben Yoongi'nin kucağındayken etrafımızdaki insanlar umurumda değildi. Gözüm sadece Yoongi'yi görüyordu.

Birkaç dakika beni kucağında taşımasına izin vermiş, daha sonra ise pek istemesem de kucağından inmiştim. Zaten çok geçmeden yurda varmıştık.

Yoongi uyumadan önce duş alacağını söyleyip direkt banyoya girdiğinde ben de üzerimi değiştirmeye başlamıştım. Pijamalarımı giyip uyumadan önce Yoongi'nin gelmesini beklerken koltuğun üzerine bıraktığım fotoğrafımızı kaybetmemek için kitaplığımdaki favori kitabımın arasına koydum.

Birkaç dakika içinde duştan çıktığında ıslak saçlarından boynuna akan damlalar ve üzerine yapışan ince siyah tişörtü nefesimi kesiyordu. Ona olan bakışlarımı fark etmiş olacak ki küçük bir kıkırtı dökülmüştü dudaklarından.

Havluyla saçlarını kuruladıktan sonra kendi yatağına ilerlemiş, pikenin altına girdikten sonra gelmem için yanını pat patlamıştı. Sanki bunu bekliyormuş gibi hızlıca yanına gittiğimde vakit kaybetmeden yanına uzanmıştım.

Kollarını belime sararak aramızdaki mesafeyi neredeyse sıfıra indirdiğinde kafamı göğsüne gömdüm.

"İyi geceler Yoongi."

"İyi geceler sevgilim."

_

"Oltaları koydunuz, değil mi?"

"Koyduk hyung."

"Peki çadırları?"

"Hyung her şeyi yerleştirdik, endişelenme."

Bir saattir yurdun önünde Seokjin'in karavanına  eşyalarımızı yerleştirmeye çalışıyorduk. Aslında her şey hallolmuştu fakat Seokjin her şeyi tek tek kontrol etmişti ve buna rağmen yine "bunu aldınız mı, onu koydunuz mu" diye soruyordu. Grupça ilk defa bir tatile gidecektik ve şimdiden bir kaosun içine sürüklenmiştik bile.

"Her şey tamamsa içeri geçin hadi, yola çıkmamız gerekiyor." Namjoon'un uyarısıyla birlikte, sonunda hepimiz karavana bindik. İşte şimdi, hareket etmek için hazırdık.

Namjoon, anahtarı çalıştırıp gaza bastığında içimde bastıramadığım bir heyecan vardı. Yedimizin ilk defa bir yere kalmaya gidecek olması, en önemlisi yanımda sevgilimin de olması beni fazlasıyla heyecanlandırıyordu.

"Seokjin hyung, yol çok uzun mu?" Jungkook'un sorusuyla birlikte Hoseok'un, "Ben de bu soruyu kim soracak diye bekliyordum." demesiyle kıkırdadım.

"Bir buçuk saat sürer diye tahmin ediyorum." Seokjin, Hoseok'un dediğini görmezden gelerek Jungkook'u yanıtladıktan sonra elindeki tabletteki navigasyona bakmaya devam etti. Sanırım, Namjoon'a yol tarifini o yapacaktı.

"Yoongi ben şimdiden çok sıkıldım, film mi açsak?" Çenemi Yoongi'nin omzuna yaslayarak ona yavru köpek bakışları atarken Yoongi bu halime kıkırdadı. Şişmiş yanaklarımdan makas aldığında kaşlarım çatıldı.  "Bana niye cevap vermiyorsun?"

"Çok şirin gözüküyorsun, dikkatim dağıldı." dediğinde çatılı kaşlarım gevşedi. Onun söylediği tek güzel laf ile hemen yumuşuyordum. Yoongi, benim ayarlarımla oynuyordu.

"O zaman izliyoruz?"

"Tamam izleyelim ama arkaya geçelim. Burda Taehyung ve Jungkook'un sesinden hiçbir şey anlamayız." Bir şey demeden yalnızca başımı sallayarak onu onaylağımda vakit kaybetmeden ayağa kalkmıştım. Karavanın arka tarafında altlı üstlü bir yatak vardı, ortalıkta duran valizlerin üzerine attığım kulaklığımı alarak üst kattaki yatağa çıktığımda sırtımı yastığa yaslayarak Yoongi'yi beklemeye başladım.

Birkaç dakika içinde Yoongi de telefonuyla birlikte yanıma geldiğinde biraz yana kayarak ona yer açtım. "Ne izleyeceğiz, bir fikrin var mı?"

"Hayır yok, en çok izlenenlerden rastgele açalım bir tane." diye onu yanıtlağımda hmmladı. Siteye girdikten birkaç dakika sonra popüler filmler arasından romantik bir film açtığında kulaklığımı telefonuna taktım ve bir ucunu da Yoongi'ye verdim.

Doğrusunu söylemek gerekirse, filmin ilk kırk beş dakikasına kadar her şey çok güzel gidiyordu. Fakat sonrasında filmdeki sevişme sahnesi başladığında Yoongi'nin elini kasıklarımda hissetmemle karnım karıncalanmaya başlamıştı. Ne yapıyorsun, dercesine ona bakarken o beni umursamadan boşta kalan eliyle yatağın kenarında duran örtüyü belimizden aşağısını kapatacak şekilde üzerimize örtmüştü.

"Filmi izlemeye devam et Jiminah." alay eder bir tonda kulağıma fısıldadığında eli çoktan lacivert şortumun  üzerinden penisime yerleşmişti. Gözlerim ekrandaydı fakat ne sahneleri izlenebiliyordum ne de oyuncuların sesini duyabiliyordum. Yoongi'nin penisimde hareket eden eli bütün dikkatimi dağıtıyordu.

Şortumun üzerindeki eli yavaşça iç çamaşırımın içine girdiğinde tenimde hissettiğim soğuk eliyle ürperdim. Eli sinir bozucu bir yavaşlılıkla penisimde ileri geri hareket ederken inlememek için dudaklarımı ısırıyordum ama bu pek yardımcı olmuyordu. Zaten odağımı kaybettiğim için kulaklığı çıkarıp yüzümü Yoongi'nin boynuna gömdüğümde onun boynunu öpmeye başladım.

Yoongi el hareketlerini hızlandırarak beni çekmeye devam ederken boşalmaya oldukça yakındım. Fakat Yoongi, bunu anlamış gibi penisimin ucuna parmaklarını bastırdığında acıyla dişlerimi boynuna geçirdim. Canım acıyordu ve Yoongi'nin hızlı el hareketleriyle penisimin ucundaki parmağı bana hiç yardımcı olmuyordu.

Çok geçmeden Yoongi, parmağını geri çektiğinde onun elinin arasına gelmiştim. Boşalmanın verdiği rahatlıkla sırtımı geriye yaslarken ıslak kirpiklerimi kırpıştırarak Yoongi'ye baktım. "Bunun intikamını alacağım Yoongissi."

"Heyecanla bekliyorum Jiminah." Gülerek bana karşılık verdiğinde yanımdaki yastığı ona fırlattım. Yoongi'nin ne zaman ne yapacağını asla kestiremiyordum ve bu çoğu zaman sinirimi bozduğu kadar beni eğlendiriyordu da, bu inkar edemeyeceğim bir gerçekti.

O yataktan inip elini temizlemeye gittiğinde ben de üzerimi düzeltmiştim. Daha sonra ise Jungkook ve Taehyung'un yanına geri dönmüştüm.

Seokjin'in bize bir buçuk iki saat sürecek dediği yolculuğumuz yolu bulamamamız ve yanlış yöne sapmamız yüzünden üç saati bulmuştu fakat sonunda zor da olsa kamp yapacağımız yere gelmiştik.

Kendimize güzel bir yer seçip karavanı oraya bırakıp çadırları kurmuş ve yerleşmeye başlamıştık. Neyse ki karanlık çökmeden çadırları halledebilmiştik.

Şimdi ise ateşin kenarında oturmuş et kızartmaya çalışıyorduk. Daha doğrusu Taehyung ve Hoseok çalışıyordu, biz de onları izliyorduk.

Taehyung kendini et pişirme konusunda o kadar övmüştü ki, ona inanıp güzel bir et yiyeceğimizi sanmıştım fakat az kalsın et ile birlikte kendini de yakıyordu. Zar zor etler hazır olduğunda karavandaki dolaptan aldığımız biralarla birlikte yemeğimizi yedik.

Buraya geleli daha birkaç saat geçmiş olsa da şimdiden eğlenmeye başlamıştım ve eminim bu eğlence tatilimizin geri kalanında da sürecekti.

Böyle bir arkadaş grubuyla aksi pek mümkün değildi.

***

merhaba, geciktiğim için üzgünüm. dershaneye başladım ve ders çalışmaktan pek vakit bulamadım. elime geçen fırsatlarda geriye kalan bölümleri de yazmaya çalışacağım.

umarım bölümü beğenmişsinizdir, kendinize iyi bakın <3

Continue Reading

You'll Also Like

194K 19.5K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
317K 22.8K 27
Park Jimin, kardeşi Jeongguk ile birlikte hayranı olduğu Agust D'nin şirketinde stajyerlik yapmaya başlar.
38.5K 3.7K 30
Sana hep aşıktım! On beş yıl önce seninle ilk tanıştığım andan beri. O gün bu gündür her dakika seni sevdim.
28.1K 2.3K 14
[yoonmin] Park Jimin, doymak bilmez tatmin duygusunu her gece başka biriyle gidermeye çalışırken ev arkadaşının kalbini nasıl günden güne paramparça...