27.Bölüm

694 84 40
                                    

-Ayyhhh dedi Deniz yine tam düşecekken ve kolu hazırda olan Ahmetin koluna tutundu.

Deniz ne kadar benim kimseye ihtiyacım yok kendi kendime de yeterim. Her şeyi başarabilirim triplerine girse bile Ahmeti Denizin sürekli yanında durması konusunda tembihlemiştik. Denizin bileği burkulmuş olduğu içinse çok yavaş hareket ediyorduk.

Ahmet ise ona verdiğimiz görevi bir asker edsı ile yerine getiriyor sol kolu her zaman havada duruyordu Denizin düşme ve tutunma ihtimaline karşılık.

Emir ise her zamanki gibi en önde ilerliyor bize yolu göstermeye devam ediyordu.

En sonunda gerçekten çok pahalı gözüken ve bizim, Emir olmasaydı yüzünü bile göremeyeceğimiz o kapıdan içeri geçtik.

Deniz mutluluktan ağlayacak gibi kendi etrafında dönüyordu ve Ahmet ise onun bu hareketlerine bıyık altından tebesüm ederek onu izliyordu. Zeynepin ise ağzı açılmıştı.

Bana gelecek olursa benim sadece kaşım kalkmış başka hiçbir ifade göstermemiştim.

Tamam orta gelirli halimiz vaktimiz yerinde insanlarız ama buradan alışveriş yapmak imkansız gibi bir şey. Hem ben buradaki elbiselere beş bin altı bin para vereceğime o parayla yüzlerce kitap alırım.

Arkamı döndüm ve hızlı bir refleksle arkamızdan kapanacak olan dış kapının kolunu tuttum. Reflekslerim her zaman çok güçlüydü. Tam bir adım atacak ve mağazadan çıkacaktım ki Emir kapıyı ittirerek kapanmasını sağladı.

-Cık cık cııık. Buradan çıkış yok.

-Nasıl yani bu bildiğimiz zorla alıkoymak.

-Ben böyle bir yerde alıkoyulacaksam razıyım buna dedi deniz o muhteşem elbiselerin kumaşlarına dokunurken. Bileğinin ağrısını unutmuşa benziyordu. Ahmet ise onun arkasından koşuşturuyordu.

-Hayır olmuyor siz buraya kendi isteğinizle geldiniz vee buradan çıkmak için her birinizin elinde birer elbise olmak zorunda üzgünüm dedi dudağını büzerek.

Sağ taraftan ayak sesleri geldi ve o gün konferans salonunda Emirin yanında gördüğüm ürice adam çıkıverdi karanlıktan ve kapının yanındaki koltuğa oturdu.

Gözlerimi belerterek Emire bakıyorum ama o hiö tepki vermiyordu. Gerçekten bu yaptığında ciddiydi galiba. Kapıya KORUMA koymuştu.

-Emir saçmalama biz bunları alamayız. Biz biizz yani ben bunlara vereceğim para yerine 2 kitaplık doldururum be.

-Sorun paraysa asla sıkıntı değil çünkü sadece benim arkadaşım olanlara yapılan özel yüzde 70 indirimden faydalanacaksınız.

Ona bunlara yüzde 70 indirim uygulansa bile biz bunları nasıl alacağız demek geçti içimden ama kendimi tuttum.

Emir ise kapıdan ayrılıp oradaki baş direktör gibi görünen kadının yanına gitti.

Ben yapabildiğim en sevimli kişi olmaya çalışarak korumaya bakıyordum.

-Üzğünüğm medağm yapemam. Siz kıyafeğtleğinizi seçeğek eğleniğn lütfeğn.

Çok garip bir aksanı vardı. Fransız aksanın benzetmiştim aksanını ama emin de değildim.

Onun bu sözlerine karşılık yapacak bir şey yok diyerek başımı eğdim ve fransızlara yakışır bir selam verdim ona. Bu  onu gülümsetmişti ben ise arkamı dönüp kızların yanına gittim.

Baş direktör kadın konuşuyordu.

-İşler markası olarak size, Emir beyin en yakın arkadaşlarına hizmet vermekten gurur duyarız. Tesettür giyimimiz hemen ileride lütfen sizi oraya götürmeme izin verin.

🌵ÇÖL ÇİÇEĞİ🌵~Çeyrek Texting Onde histórias criam vida. Descubra agora