44. Bölüm

376 44 34
                                    

SAAT 22.30

DENİZİN AĞZINDAN

Yaklaşık 20 dakika önce yanımıza gelen Hümeyra ve Emir başlarından geçenleri anlatmayı daha yeni bitirmişti. İlk geldikleri zaman Hümeyra çok yorgun görünüyordu. Söylediklerine göre bir panik atak krizi geçirmişti ve ilacı yanında olmadığı için az daha durumu çok kötüleşecekti.

Ancak kahramanı Emir efendinin Hümeyrayı kurtardığını ve ilacı ona yetiştirdiğini duyunca sesli bir şekilde Emire tezahurat etmeyi ve Hümeyranın koluna bir kaç tane yumruk atarak kulağına " yaramaz kız yoksa sen bilerek mi hastalandın " diyerek ona göz kırpmayı unutmamıştım. Ama o bana hiçbir şekilde karşılık vermedi , çok yorgun ve tükenmiş görünüyordu ve bu da endişelenmemi artırıyordu.

Burada benimle aynı düşünen ve Emir ile Hümeyranın üzerindeki bu garipliği benimle beraber farkeden biri daha vardı. Elbette canım bitanem aşkım ennnnnnnn yakın arkadaşım Zeynep. O da onlar için edişeleniyordu belli ki.

-Hümeyra senin üzerinde her zamankinden farklı bir durgunluk var sanki demişti Zeynep

-Yok hayır diyerek mırın kırın etmişti hümeyra ise ama hem o hem de Emir sanki bize bir şeyler açıklamak istiyor ama yapamıyormuş gibiydiler.

-Hadi hadi çıkarın ağzınızdaki baklayı , Yoksa Emir sana evlenme teklifi falan mı etti konuş Hümeyra.Bunu bensiz yapmış olamazsınız değil mi? Mükemmel skillerimi kullanarak her şeyi ben organize etmeliydim hayır yaaa demiştim muzip bir şekilde.

Bu sözlerim Efe adlı çocuğun adem elmasının kasılmasına yol açmıştı. Biliydim böyle olacağını diye geçirmiştim içimden. Bu kapı komşusu hiç tekin değildi

Ama Emir de Hümeyra da bu söylediklerimden gram etkilenmemiş ve diğerleri gibi gülmemişlerdi. Onlar sadece birbirlerine bakıyor ve sanki ne yapacaklarını tartıyorlarmış gibi görünüyorlardı.

Sonundaysa bize her şeyi anlattılar. En başından.

Anonim diye birinin nasıl ortaya çıktığını, nasıl Hümeyranın en başta onu Büşranın oyunlarından biri sandığını sonra tehditlerin giderek büyüdüğünü ve anonimin benim anahtarlarımı çalarak sanki ben tehlikedeymişim gibi nasıl Hümeyraya oyun oynadığını anlattılar.

Kanım donmuş bir süre yerimden hareket edememiştim. Bu kız neler yaşamıştı da bize tek bir kelime dahi etmemişti? Bunu nasıl psikolojisi kaldırmıştı ya Rabbi? Çok korkunçtu , gerçekten çok korkunç.

Ancak bu aramızdan en çok Ahmet zevzeğini vurmuş gibiydi. Cidden derinden sarsılmış gibi görünüyordu ve yüzü de kıpkırmızı kesilmişti. Hümeyra bütün bunları ondan saklamıştı öyleyse.

Bir anda kendimi ona acırken buldum. Çocukluk arkadaşlarıydı onlar aralarında hiçbir sır yoktur diye düşünüyordum. Ahmetin yüz ifadesine bakılacak olursa o da büyük ihtimalle aynı benim gibi düşünüyordu ve işte bu yüzden çok üzgün ve yıpranmış gözüküyordu.

Onun yanı sıra ise Efe ve onun yanında duran Büşra hiç şaşırmamış gibi görünüyordu. Demek ki Hümeyra onlara bunlardan bahsetmişti.

Bir anda içimi bir öfke dalgası sardı. Nasıl oluyordu da çocukluk arkadaşına ve sınıftaki en yakın arkadaşlarına bu olayı anlatamıyordu.

Hem o büşra pisliğine neden bundan bahsedip bizi es geçmişti. "Hümeyra bazen gerçekten çok bencil oluyorsun" diye bağırmıştım ona . Herkes ilk defa beni bu kadar sinirli bir şelide görüyordu.

"Bize neden hiçbir şeyden bahsetmedin , neden ya neden ? aklım almıyor bir türlü. Baksana en yakın arkadaşına. Onu nasıl çaresiz ve yetersiz hissettirdiğine bak. Belki sen anlayamıyorsun ama o hep senin için bir şeyler yapmaya çalışıyor ama bir türlü 'yeterince' olamıyor. Aynı bizim gibi. Aynı ben ve Zeynep gibi. Burada yalnızca tehklikede olan sen değilsin. Biz de varız. BİZ DE."

Hümeyra O ifadesiz suratını takındı. O ne zaman bu halini takınsa aklıma 9. Sınıftaki anımız gelir ve kaskatı kesilir, kuzey kutbuna sanki yazlık tunikle gitmişim gibi hissederdim.

O zamanlar okula yeni geldiğimiz için hiç kimse hiç kimseyi tanımıyordu. Okulun ilk günü kendime güzel bir sıra bulup oturduğumda ise yıllar sürecek olan dostluğumuzun filizlerini beraber atmıştık Zeyneple sıra arkadaşı olarak. Her zamanki sosyal kişiliğim ile herkesle konuşmaya çalışıyor ve sürekli etrafa gülücükler saçıyordum. Herkes yanında oturan sıra arkadaşıyla konuşuyor ve arkadaş ediniyordu. Tek bir kişi dışında. Sağdan 3. sandalyede oturan kızın yanına hiç kimse oturmamış tek başına kalmıştı.

Zeynepe o kızı gösterdiğimde ve yanına gitmek istediğimi söylediğimde kızdan biraz ürktüğünü söylemişti çünkü kız geldiğinden beri yüzündeki tek bir mimik bile oynamamıştı dediğine göre. Tabi bu beni vazgeçiremezdi. Onu sınıfıma kazandırmak zorundaydım.

O kitap okurken onun sırasına doğru hamle yapıyordum ki ayağım birbirine dolandı ve sıraya tutunacağım derken sıranın üzerindeki bütün kalem ve defterleri yere saçtım. Herkes bize bakıyor ve korkmuş görünüyorlardı. Her şeyi berbat ettin Deniz diye bağırdım içimden ve yavaş yavaş yüz ifadesini görebilmek için kızın yüzüne doğru döndüm.

Kız yerdeki eşyalarını toplamaya başlamıştı bile ve yüzü tamamen ifadesiz görünüyordu. Kızmış mıydı ? Üzgün müydü yoksa ? Belki de utanmıştır diye içimden onlarca şey geçirirken yüzünü okuyamamaya devam ettim. Ve kız eşyalarını toplamayı bitirdikten sonra hiçbir şey demeden ve yine ifadesiz bir suratla kitabını okumaya devam etti. Kızdan ne kadar özür dilesem de o kitaptan başını kaldırmıyor, bir cevap vermiyordu. Bu da bütün sınıfın ürpermesine sebep oluyordu doğal olarak.

Sonunda okuduğu kitabı hışımla kapattı ve yüzüme baktı. Onun bu hareketine hazırlıksız yakalanmıştım ve bu yüzden zıpladım. Kısa bir "Sıkıntı yok , burada gördüysem kitabımı okumaya çalışıyorum. Beni rahatsız etmeyi kes artık başıma yeterince sorun açtın zaten" dedi ve bu sözleri bütün bedenimi kaskatı ederek, adeta dondurarak günlerce benim ondan duyduğum tek cümle oldu.

Karşımdaki Hümeyra sanki 9. sınıfta Hümeyraya dönmüştü bir anda. Yüzü soğuk ve ifadesiz bir hal aldı ve bana herhangi bir şey söylemeden anlatmaya devam etti. Büşradan ve onun sapığından. Hatta anonimin büyük ihtimalle o sapık olduğundan bahsetti.

Demek bu sayede haberi olabilmişti Büşranın. Ben tam ona tekrar bağırmaya ve bunu bize neden söylemediğinden yakınmaya devam edecekken Zeynep elimi tuttu ve sıktı. "Olan oldu" diye fısıldadı kulağıma. "Bundan sonra tek yapabileceğimiz şey onun yanında olmak, ona neden bize bütün bunları anlatmadığını sormak değil"

Bir anda Emir devraldı konuşmayı.

-Size bunu anlatmamızın tek sebebi sizden yardım istemek. Hümeyra Anonimden bir mesaj daha aldı. Bu mesajda onun bir konuma gelmesini yoksa kendisi için değerli olan bir şeyi kaybedeceğinden bahsediyor. Biz Hümeyra ile bir plan yaptık ama siz olmadan bunu hayata geçiremeyiz. Çocuklar, Zeynep, Deniz,Ahmet, Kerem, Büşra hatta ve hatta Efe. Çocuklar size ihtiyacımız var.

🌵🌵🌵

Deniz karakterine gerçekten aşığım yaaa.

Bu bölümde Hümeyraya sinir olmadım değil açıkçası. Herkes aslında ona yardım etmeye çalışıyor ama o çok saygısızca karşılık veriyor. Neyse ki son bölümlerde düzelmeye başladı baş karakterimiz.

Bu bölümle beraber kafanızdaki sır perdesi biraz da olsa aralanmıştır umarım canlar. Ama olayı bir sonraki bölümle çok daha iyi anlayacağınızı umuyorum 👌

Siz Deniz hakkında neler düşünüyorsunuz bakalım?

Size söz verdiğim gibi yine kısa bir sürede attım yeni bölümüüüüü aynı zamanda da 1000 kelime oldu ✨✨✨

Artık haftada 2 bölüm yayınlayacağım. Bu kitabın sonu yavaş yavaş geliyor yani

Sonraki bölüm spoisi:::  sonraki bölümü Emirin ağzından okuyacaksınız. Hazır oluuun ve kemerlerinizi bağlayın.

Kendinize iyi bakın canlar ilelligaaaaa ❤️

🌵ÇÖL ÇİÇEĞİ🌵~Çeyrek Texting Where stories live. Discover now