FİNAL

29.4K 754 176
                                    

İyi okumalar.

Vazgeçmiştim. Her şeyden, kendimden ve hayallerimden. Artık öylesine yaşıyordum. İçimde bitmek bilmeyen bir boşluk vardı acıyı beraberinde getiren.

Ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilmiyordum. Öylece dört duvar arasında oturuyor, gün boyu sokakları yıkayan güneşin doğuşunu ve batışını izliyordum. Günler geçiyordu, belki haftalar. Belki de aylar olmuştu. Ne yaptığımı cidden bilmiyordum.

O gün apar topar eve gelmiştik. Ben Leyla ve Murat'ın elleri arasında bir yıkıntıydım adeta. Annem kapıyı açmış, halimi görmüş ve endişeli bir şekilde ne olduğunu sormuştu bana. Ama ben de bilmiyordum ki. Gördüklerime inanamıyordum. Ne diyebilirdim? 'Anne sevdiğim adam mutlu ve de bebeği olacak şimdi ben böyle bir enkazken' diyemezdim.

Ne yapacağımı bilmiyordum. Bitmişti işte her şey, geri dönemezdik ki geriye. Artık onunla aramda düzeltebileceğim bir küçük şey bile yoktu. Ne kadar kabul etmek istemesem de bu hikayenin sonu böyle son bulmuştu.

Biraz geriye dönerek o günden sonra yaşadıklarımdan bahsedeyim biraz dostlarım.

Eve gelince kendimi odama atmış kimse ile konuşmadan sabaha kadar tavanı izlemiştim. Kendimden vermiş olduğum şeyleri düşününce gerçekten değiyor mu diye düşünmüş, tüm eksikliklerim üzerine kafa patlatmıştım.

Bana en ufak bile değer vermeyen, seviyorum diyerek yalan söyleyen, cesaretsiz, korkak adamın teki yüzünden çektiğim onca acıya değer miydi cidden? Ben, ben böylesine bir adam için neden kendimi harap etmiş, neden tüm hayatım bitmiş gibi davranıyordum? Benim hayatım bu kadar mı önemsizdi? Ben bu kadar mı zayıftım?

Değildim... Bu ölü toprağını üzerimden atacak ve yepyeni, beni kimsenin yıkamayacağı bir hayata başlayacaktım. Beni sevmeyen bir adam için kendimi bu kadar acizce düşürmeyecek, mutlu olarak ve onu unutarak intikam alacaktım.

Yiğit o günden sonra defalarca kez aramıştı beni. Numaramı nereden bulduğuna dair bir fikrim yoktu ama onun hayatıma izinsiz dalışlarına artık alıştığım için sorgulamamış, numarasını engellemiştim.

Murat birkaç gün yanımda kalmış ama ben onu zar zor işine göndermiştim. İnsanların gözünde yeterince güçsüz bir imaj çizdiğimi biliyordum.

Sevmemişti beni işte. Bu kadardı. Onun için hiçbir anlam ifade etmemiştim. Zorla kendimi sevdirecek halim yoktu ya? Bazen böyle olurdu. Bazen tüm duygularınızı içinize gömüp hayırlısı buymuş demek gerekiyordu.

Annem ve teyzem beni yalnız bırakmıyordu. Leyla sürekli yanımdaydı. Kendime bir şey yapacak olmamdan korkuyorlardı ama hayır ben, beni sevmeyen biri için hayatımı hiçe sayacak bir kadın değildim.

Evet, büyük bir depresyonun batağındaydım. Ne yemek istiyordum ne de bir şeyler yapmak. Odamda takılıp kendini kitaplarıma veriyordum. Çünkü yapacak bir şey yoktu. Bir işim yoktu, bir amacım yoktu. Kabul etmek istemesem de ben onun yüzünden kendimi mahvetmiştim. Hayatımın mahvolmasında onun da payı vardı ama dönüp bakınca her şeyi kendime yapan bendim.

Ona kendimden çok değer veren, her şeyi, ideallerimi onun için geri plana atan bendim. Kendi ellerimle kendi hayatımın içine etmiştim.

Ve kendi hayatımı ancak ve ancak kendim toparlayabilirdim.

İşe annem ve kendim için bir ev bularak başlamıştım. Teyzem ne kadar itiraz etse de onlara daha fazla yük olmak istemiyordum. Zaten evlerimiz arası mesafe çok değildi. Annem yine istediği gibi gidip gelebilirdi. Bir emlakçıyı arayıp eski evimizi satmış ve ondan gelen para ile yeni evimizi düzmüştüm. Oraya tekrar gitmek istemiyordum ama birkaç değerli eşyamı almak için gitmek zorundaydım. Oraya gidersem onunla karşılaşırım diye korkuyordum çünkü yüzüne bakmak istemiyordum. Yüzünü görmek istemiyordum.

Özel 'Asi'stan Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ