|9|•Hayal Kırıklığı

72.3K 2.5K 168
                                    

Multimedya= Hazel Abacı.
Kısa sürede yeni bölümle karşınızdayım dostlarım. Oylarınız için teşekkür ederim. Lakin yorumlarınızı da görmek istiyorum. Bu bölüm bol bol yorum yapın. Bu arada bölüm sürpriz sonlu ona göre.
Hepinize iyi okumalar 🤗 lütfen yorum yapmadan geçmeyin.
•••
Hani bazen ortadan kaybolmak istersiniz. Yer yarılsa da içine girsem dersiniz. Yok olmayı ve kimsenin de bunun farkına varmamasını istersiniz. Keşke görünmez olsam diye düşünürsünüz.

Hah! Dostlarım, işte şimdi ben böyle bir durumdaydım. Afallamış bir şekilde karşımdaki ikiliye bakıyor aynı zamanda görmemeleri için içimden hatim indiriyordum.
Elimdeki ekmeği tabağa bırakıp öksürdüğümden mütevellit yaşlanan gözlerimi sildim. Tüm açlığım uçup giderken ben de bir an önce buradan kalkıp gitmek istiyordum.
"Ne oldu Hazel?" diye sordu Murat, ben çantamı toplarken. Kedi bakışlarımı ona yollayıp bizden az da olsa uzakta olan eski patronum ve yanındaki yeni asistanı olduğunu tahmin ettiğim sarışına baktım.
"Nolur gidelim burdan." dedim Murat'a yalvarır bir ses tonuyla. Neye uğradığını şaşırmıştı ve çok haklıydı. Ama benim ne olursa olsun bir an önce buradan gitmem gerekiyordu.
"Tamam, bekle biraz. Hesabı ödeyeyim." Beni ikiletmediği için minnettar bir şekilde bakıp aynı zamanda yemeği ona zehir ettiğim için mahçup bir şekilde gülümsemeye çalışmıştım.

Murat'ın sırtı onlara dönüktü. Dolayısıyla görmemişti. Hesabı ödemek için ayağa kalktığında kabak gibi ortaya çıkmıştım. Murat'ın ceketinin ucundan tutup onu tekrar oturttum ve çantamı görünmemek adına yüzüme siper ettim.
"Sen iyi misin Allah aşkına?" Murat'ın sitem dolu sesi kulaklarımı doldurduğunda ona baktım.
"Eski patronum burada." dedim göz ucuyla onlara bakmaya devam ederken.

Bizim gibi bir masaya oturmuşlardı. Yiğit oldukça mutlu görünüyordu. Yanındaki kadının elindeki dosyaları gördüğümde işe yeni aldığı asistanı olduğunu anlamam zor değildi. Onları öyle görünce içimde bir şeylerin kırıldığını hissettim. Hüzün kalbimde yerini alırken gördüğüm manzaradan hiç mi hiç hoşlanmadığımı fark ettim.

Yanında onca zaman çalışmama rağmen bir kere bile yemeğe çıkmamıştık. Benim yanımdayken bir kere bile böyle gülmemişti. Bunu kabul etmek istemesem de üzülmüştüm. Ama hayal kırıklığı diğerlerine nazaran daha ağır basıyordu.

Murat söylediklerim üzerine arkasına dönüp baktı. Tekrar önüne döndüğünde kaşları çatılmıştı. Ona baktığımı farkettiğinde ifadesini düzeltti.
"İyi de neden kaçıyorsun Hazel?" diye sordu sinirli bir şekilde. Anlamaz bakışlarla ona baktığımda ne diyeceğimi bilemiyordum. Sahi neden kaçıyordum? Sonuçta suç işlediğim yoktu. O nasıl ki asistanı ile yemek yiyorsa ben de patronumla yemek yemek için buradaydım. Yüzüme siper ettiğim çantamı masaya bıraktım.
Yarım kalan ekmeğimi elime alıp ucundan ısırdım. Tüm iştahım kaçmıştı. Murat bana şaşkın gözlerle bakarken omuzlarımı silkip yemeye devam ettim.
"Sen inanılmazsın." dedi hayret edip güldüğünde.
Önündeki yemeği işaret ettim.
"Yesene." Başını iki yana sallayıp o da bana eşlik etti.
Sevgili dostlarım, size bir soru sormak istiyorum: Sizce bende bipolar bozukluk mu var?
Evet dediğinizi duyar gibiyim ve size hak veriyorum. Çünkü bir insanoğlunun duyguları bu denli ani değişemez.

Gözlerim bir Yiğit'te bir de yanındaki sarışında dolaşıp duruyordu. Çok yakın görünüyorlardı ve bu nedense beni rahatsız etmişti. Sarışın, Yiğit'in söylediği ve benim de duymak için alnımı çatlattığım ama ne yazıkki duyamadığım bir şeye kahkaha atarken ağzımdaki ekmeği sinirle çiğnedim. Bu kadını hiç gözüm tutmamıştı.
"Öhöm öhöm." Murat, yalancıktan öksürdüğünde utanarak bakışlarımı ona çevirdim.
"Bir ambulans çağırsak iyi olur." dedi imalı bir şekilde. Anlamayarak ona baktım.
"Efendim?" Gözlerini devirip sabır dilenircesine yukarı baktı.
"Öldürücü bakışların diyorum. Kadını öldürecekmiş gibi bakıyorsun." dedi tekrar bakışlarını bana çevirdiğinde.
Utanarak başımı masaya eğdim.
"Kusura bakma." dedim. Sesim kısık çıkmıştı. "Yemeği sana zehir ettim değil mi?"
Murat elindeki ekmeği tabağa bıraktı. Arkasına yaslandı ve ellerini birbirine kenetledi.
"Hazel.." dedi ciddi bir şekilde yüzüme bakarken. "Sana bir soru soracağım ve lütfen dürüstçe cevapla. Olur mu?" Murat'a şaşkın bakışlarla bakarken başımı olumlu anlamda salladım. Birden bire ciddileşmesi beni rahatsız etmişti.
"Yiğit'e karşı hislerin mi var?" Dediği sözlerle birlikte yeni bir öksürük krizi beni esir alırken önümdeki kolayı bana uzattı. Bir yudum alıp öksürüğümü zar zor durdurdum.
"H-hayır tabiki Murat! Saçmalama." Yalandan daha doğrusu sinirden bir kahkaha atıp bakışlarımı denize çevirdim.
Ben ve Yiğit'e karşı bir şey hissetmek.
Kulağa komik geliyor değil mi?
Ciddileşip önüme döndüm. İştahım hepten kaçmıştı. Bakışlarım tekrar aramızda birkaç masa mesafe olan eski patronum ve yeni asistanına kaydığında "Böyle birşey mümkün değil." diye cevap verdim.
Çünkü baktığım adam bunu zerre haketmiyordu. Çünkü benim tüm gururumu, tüm emeklerimi, tüm hayallerimi kolayca çiğneyebilecek biriydi. Çünkü sözleriyle kalbimi paramparça edecek biriydi. Çünkü onun için ne kadar çabalarsam çabalayayım asla görmeyecek kadar kör biriydi. Ve bu adam geçen iki hafta içerisinde değil özür dilemek, yerime hemen başkasını bulup beni bir çırpıda silebilecek biriydi. Ona karşı bir şeyler hissetsem dahi asla itiraf etmezdim.
Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde bakışlarımı onlardan çekip masaya diktim.

Özel 'Asi'stan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin