|4|•Geleneksel Anneler Eziyeti

84.8K 2.7K 227
                                    

Multimedya Omar Abdullah
•••
"İyi akşamlar." diyerek arabadan hızla indim ve eve doğru koşar adımlarla gittim.
Kalbimin hızlı çarpması da nedendi? Neden yüzümün kızardığını hissediyordum?
Manyak patronum ne yapmaya çalışıyordu?
Kapıya vardığımda çantamdaki anahtarı almak için karıştırmaya başladım. Yiğit Bey'in arabası hâlâ arkamda duruyordu.
Neden basıp gitmiyordu?
Ellerimin titremesine lanet ederek anahtarı zar zor buldum ve kapıyı açıp içeri girdim.
Kalbim küt küt atarken kapattığım kapıya yaslandım ve başımı sallayarak inledim.
Allah'ım kafayı yiyecektim.

Arabanın gittiğine dair çıkan sesi dinlediğimde rahat bir nefes aldım. Tabi aldığım nefes kollarını birbirine bağlamış olan annemi karşımda gördüğümde beni öksürtür bir vaziyete sürükledi.
"Hazel, saat kaç?" Elimde duran telefona bakıp sertçe yutkundum.
"02:05" annem yavaş adımlarla bana ilerlerken son dualarımı etmeye başladım.
Allah'ım yaptığım herşey için affet beni. Küfür ettiğim için, anneme cevap verdiğim için, sokakta oynayan çocukları gürültü yapıyorlar diye kovup ağlattığını için ve Ayşe Teyzenin eriklerini çaldığım için çoook özür dilerim.
Eşhedü en la ilahe illallah ve...
"Hani yemek onbirde bitiyordu, canım kızım?" Annem önümde durduğunda esneme numarası yaptım.
"Saat çok geç anne, yarın konuşsak?" Yavru kedi bakışlarımı anneme diktiğimde buna kanmıştı.
"Kurtulduğunu sanma. Yarın seninle görüşeceğiz." Annemin yanağına kocaman bir öpücük kondurup odama koştum. Deli gibi uykum vardı.

Üzerimi hızlıca değiştirip makyajımı silerek yatağıma yattım. Saat neredeyse sabahın dördüne geliyordu. Lakin manyak patronumun söylediği o sözler hâlâ zihnimde fink atmakla meşguldü.
Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım. Allah'tan yarın cumartesiydi. İşe gitmeyecektim. Aslında korkumun nedeni Yiğit Bey'le yüz yüze gelmekti. Son söyledikleri onun söyleyeceği tarzda bir cümle değildi. Kendinden ödün vermeyen, özel asistanı olan ben dahil tüm çalışanlarına kan kusturmaya yeminli bu adamın benim iş dışında resmiyeti bırakmamı istemesi hayli ilginçti. Belki de ben çok abartıyordum, bilmiyorum ama yine de normal olmadığını düşünüyordum.
Ah, dostlarım! Kafayı yiyeceğim.

İlerleyen saatlerde gözlerim uykuya yenik düşerken zihnimin bulanıklaştığını hissettim. Ondan sonrası tam bir 'sarhoştum, hatırlamıyorum.'
***
Sabah sabah daha kargalar kahvaltısını yapmadan bilin bakalım kim annesi tarafından hunharca uyandırıldı?
Cevap veriyorum: Bendeniz Hazel Abacı.
Gözlerim açılmak istemezken ağlamak istiyordum.
"Hazel, uyan hadi. Bütün evi temizleyeceğiz." Zar zor araladığım gözlerimi komidinin üzerinde duran saate diktim.
07:15!
"Anne sen ciddi misin?" diye sordum ağlamaklı bir sesle. Sabaha karşı uyumuştum ve gözlerim uyumak için direniyordu.
"Onu dün gece eve geç gelmeden önce düşünecektin, küçük hanım. Şimdi mis gibi uykunu almış olurdun." Üzerimdeki battaniyeyi çekiştirmeye başladı. Lakin o çektikçe ben asılıyordum. Sonunda savaşı annem kazandı ve ben de dımdızlak kalarak yatakta cenin pozisyonu aldım. Allah'ım sadece uyumak istiyorum, neden, neden, neden?

Annem beni kolumdan tutarak zorla banyoya sürükledi.
"Elini, yüzünü yıka. Kahvaltı yapıp temizliğe girişeceğiz."
'Bir hafta sonum var be anne. Neden böylesin?' Diye sitem etmek istesem de annemin daha kötüsünü yapmasından korktuğum için sustum. Daha kötüsü ne olabilir diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Şöyle söyleyeyim; beni pazara götürebilir ki yapmadığı şey değil. Ayaklarım kopana kadar manav manav gezdirebilir. Komşularda oturmaya götürebilir. Bütün mutfağı temizlettirebilir ki bugün bunun olmasından ödüm kopuyor. Bir anne sinirliyken herşeyi yapma potansiyeline sahiptir, dostlarım. Siz siz olun annenizi benim gibi her dakika sinirlendirmeyin.

Uykusuzluktan kan çanağına dönmüş mavi gözlerim hüzünle aynadan bana bakıyordu. Gözaltılarımda belirginleşen morluklar ağlamak istememe neden olmuştu. Uykusuzluktan ölüyordum.

Özel 'Asi'stan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin