14. BÖLÜM

470 61 0
                                    

Ateş'ten....

Emir ile karşılıklı kahvalti yaparken bile aklimda rüyam vardi. Genelde rüyalara inanan biri değilimdir, bilinçaltımın benim düşüncelerimi şekillendirmesi diye düşünürüm sürekli ama bu rüyadan ciddi sekilde etkilenmiştim. Adeta tesiri altına girmiştim.

"Reis kalkalım mı artik?"diye sordu Emir.
Durgunlugumdan anlamis olacak ki "Senin neyin var?"diye değiştirdi sorusunu.

"Bende bilmiyorum benim neyim var."

"Sen iyi misin?"

"Değilim Emir. Ben iyi felan değilim. Sabır nedir bilmiyorum, sabredemiyorum.  Her şeyin ben ister istemez elimde olmasini istiyorum Erva de dahil. Eyvallah bugüne kadar her şey oldu ama annem bu konuda üzerime fazla geliyor. Bana güvenmiyor. Ona onun istediği gibi bir gelin bulacağımi düşünmüyor. Bu işleri cok hafife alıyor annem marketten bir şey almayacağım ben hayatima senin istediğin gibi biri alacağım ama yok ısrarcı. Sanki o da biliyor aklımda böyle biri olduğunu ve bu yüzden baskı yapıyor. Ama ben. Ben ne yapacağım. O kızı nasıl ele geçirip helalim yapacağım? Sabredecek ne zaman var ne de sabretmeyi gerektiren bir durum. Benim bir şey yapmam gerekiyor, ne yapacağımi bilmesemde bir şeyler yapmam gerekiyor"

Sesimi biraz fazla yükseltmiş olacağım ki kantinde ki herkes bize dikkat kesildi. Niye ayaga kalkarak konuştuğumunda mantikli bir açıklaması yoktu aslinda.
Sakin olmak en iyisi diye düşündüm ve telefonumu masadan aldığım gibi dışarı attım kendimi, zihnimi, bedenimi....

Içimde biriken onca duyguyu belki bu kadar basit sözcüklerle dile getiremem ama bir nebze de olsa dökmüştüm icimdeki yangının küllerini.

Kendimi denizin sakin kollarına attim bir anda. Denizin maviligine, karşısındaki yeşilliğe kapildim.
Tıpkı o gördüğüm gözler gibiydi bu yeşillikte.
Beni kendi içine sürüklüyordu yeşillerin sahibi.

Aklımı basimdan almış, kendi yanına suruklemis gibiydi. Karşımdaki o bahçeye baktıkça onu ve onun gözlerini görüyorum.

Peki ben sadece gözlerinden mi etkilemiştim?

Oysaki ben bugüne kadar birçok renkli gözlü kizla birlikte oldum.
Haksiz degilim, o farklıydı, essizdi; saf, masum ve güzeldi.

Kaşlarını çatıp sinirlenince bambaşka oluyordu, yanakları daha da kızarıyor,  dudakları daha da pembelesiyordu.
Gerçek hayatta hic gülmemişti belki bana ama rüyamda da olsa görmüştüm onu gülerken.

Gülünce çıkan gamzelerinde var olmak istiyordum.
Kısılan gözlerinde yasamak istiyorum.
Kisacasi ben onun kalbinde olmak istiyorum.

Ilk defa hissettiğim bu duyguyu iliklerime kadar, titreye titreye hissediyorum.

Acaba sevgilisi var mıydı?
Sahi neden daha önce hic böyle bir şey sorma gereksinim olmadi ki?
Belki de o kadar saf birine bu denli bir iliskiyi yakistirmadigimdandir.

Ya nişanlısı yahut sözlüsü varsa? Ya kalbi bir baskasina aitse, ya hic bana ait olmazsa o kalp...

Aklima gelen bu igrenc dusunceyi hemen def ettim kafamdan. Çünkü böyle bir şey olmayacaktı.
Asla olmayacak.

25 yıllık hayatim boyunca elde etmedigim tek bir sey yok iken bi benim ilk kaybim olmayackti.
Buna izin vermeyecetim çünkü.

Zorda olsa o kiz benim olacakti. Alninda ki kaderi olacaktim onun. Beni görüp beni yaşayacaktı.
Sabahları uyandığında beni selamlayacak o sıcak bakışlarıyla, eve geldiğimde beni o karşılayacak o eşsiz gülüşüyle. Böyle olmak zorunda.

GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#Where stories live. Discover now