38.BÖLÜM

943 301 100
                                    

Okullar açılalı bir hafta olmuştu ve ben bugün davet edildigim partiye gidecektim. Normalde ben asla gitmezdim böyle bir ortama, yabancisiydim böyle yerlerin ama hem yeni arkadaşlara alismam için iyi bir fırsat olurdu hem de içimden bir ses bugün orda bulunmam gerektiğini söylüyordu ki ben içimdeki seslere daima inanan biriydim.

Bu şehre artık alışmıştım caddelerine sokaklarına insanlarına sıra okula alışmakta idi. Şehir bende yabancı değildi, belki de çoktan bir parcam haline gelmişti bu İstanbul denen koca şehir. Her zerreme islemesine ramak kalmış gibiydi.

Hızla hazırlanıp evden çıktım ve eve çokta uzak olmayan mekana doğru yol aldım. Gecenin etkisinde olduğum icin mi yoksa gecenin bu saati yürüdüğüm için midir bilmem ama aklıma boncuk gözlü sevdiğim Bade geldi. Ona söz verdiğim o gün benim için ne kadar ağladığını hatırladim. Benim için o kadar göz yaşı dökmüştü peki ben hak edecek miyim onu. Hak etmek zorundayım. Çocukluğunu bana olan sevgisiyle geçiren o masum kıza ihanet edemezdim.

Hak etmek zorundayım onu. Bu İstanbul degistirmemeli beni, benliğimi...
Kalbimi ve içindekileri söküp atmamali.
İçkinin bir ayyaşı kontrol altına aldığı gibi İstanbul da beni ele geçir memeli.

Biraz daha yürüdükten sonra mekanın olduğu yere gelmiştim farkına varmadan. Bu sokaklar biraz tehlikeli göründü gözüme. Gerek insanları gerek işleviyle. Bir an geri dönmeyi düşündüm ama en fazla ne olabilir ki diye sordum kendime ve kapıdan içeri adım attığım anda beni büyük bir gürültü ve renk cümbüşü karşıladı.

Gözlerim ışıklara alıştığında bizimkilerin nerde olduğunu bulmak için etrafıma göz gezdirdim.
Sonunda gözlerim Aleda' ya takılı kalınca yanında da bizimkilerin oturduğunu fark ettim. Acaba Dicle abla yahut ailesi böyle bir ortamda olduğunu biliyor muydu?

Bence bilmiyorlardı eğer bilselerdi böyle bir şeye asla izin vermezlerdi. Kızlarınin kendilerini bu denli dusurup böyle bir ortama girmesini katiyen istemediklerinden eminim.

Dikildiğim yere daha fazla durmak istemedim ve duvar kenarında bulunan masaya doğru yürümeye başladım. Pusat beni fark edip masada oturan bazı kişilerle beni tanıştırdiktan sonra sıra Aledaya gelince siz zaten tanışıyorsunuz dedi ve bıyık altından gülmeye başladı.
Tanıştığım kişilere alıştım kisa süre içinde ve samimiyet kurmaya başladim bile.

Aledanin tavırlarını çokta aldırmadan kendimi ortama ayak uydururken buldum. Bu yaşıma kadar hiçbir kıza kötü gözle bakıp adamligimi bozmuş değilim bugün de kendi sınırlarım içinde eğlenmeye niyetliydim.
Arkadaşlarla felan baya kaynaşınca Aleda da mekandan çıkınca gitmem gerektiğini dusundum ve orda bulunalardan müsaade isteyerek çıktım. Bu saatte onu eve yalnız bırakmak yakışmazdı bana üstelik aynı mahalleye gidiyorken.

Aramıza biraz mesafe koyarak onun peşinden gitmeye başladım. Telefon ile konuşup sesli sesli gülüyordu. Az sonra Aledanin karşısına iki tane adam çıktı, önce biraz konuştular Aleda endişeli görünüyordu ve anladığım kadarıyla hiç memnun değildi halinden. Konuşmaları bitince admlar kızı kolundan tutarak suruklemeye başladı ustelik bu adamlar geçen gün parkta gördüğüm adamlardan başkası degildi.

Onlara doğru koşarak önce çelimsiz olanını alt edip daha iri olan adamla da biraz zor bir mücadele vererek onu da alt ettim ve duvarın dibine çökmüş, başını dizlerine koyarak ağlayan Aledanin yanına gittim. Özünde çok iyi bir kızdı tanıdığım kadarıyla fakat cevresi onu bu hale getirmeye mecbur bırakmış gibiydi.

Ellerim ağır ağır çöktüğü başına doğru gitti ama dokunamadim sadece "iyi misin?" diye sordum ve elimi geri çektim.
Tepki vermedi. Şoka girmiş gibi bir hali vardı.
"Sana yardım etmek istiyorum"sesimi ben bile zor duyuyordum. Çok zor bir durumdaydim ve nasıl davranılması gerektiği hakkında bir fikrim yoktu.

GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#Kde žijí příběhy. Začni objevovat