7.BÖLÜM

686 66 5
                                    


1 hafta sonra...

Hazan'in kendi isteği üzerine ayrı eve değilde bizim eve taşınmışlardı. Abim ile hep beraber yaşıyorduk. Yani öyle olmasını umuyorduk. Ama abimin hassasiyetinden dolayı abim ve İrem'in abisi Oğuz abi'lerde kalıyorlardı. Haliyle babam da onlarla kalıyordu.

E biz kızlarda bizim eve kurulmuştuk bile. Kızlar bilir bir ev boşsa, evde de ebeveyn yoksa ve hepiniz yaşıtsanız o evde kıyamet kesin kopar. Istemeden de olsa...

El birliği ile İrem'e ilk önce namazı öğretmiştik. Kur'an-ı öğrenmeye çalışıyor ve bizimle hiç çekinmeden tüm sohbetlere katılıyordu. Bu bizim öğretme isteğimizi, onunda öğrenme arzusunu korlastiriyordu. Asıl amaç bu değildi tabi ki her şey namazı kılıp kuran okumak değildi elbet ama İrem bizimle birlikte gerçek bir dostluk kurarak kendisini bulmayı başarmıştı.

İrem de bulunan istekten olsa gerek çok kısa bir süre içerisinde alışmıştı her şeye ve uygulamaya başlamıştı bile öğrendiklerini. En önemlisi de kendi isteğiyle örtünmüş, tesettüre girmişti. Aslında özüne dönmüştü birnevi. Aslını bulmuştu.

Bugün hep baraber büyük bir AVM''ye gittik.
Hava bunaltıcı sıcak olduğundan serin bir tunik giymeyi tercih ettim.

Hazan bizim siyahi kadınımızdı. Onun üzerinde siyah ve koyu renkler dışından başka hiçbir renk bulamazdık. Havanın sıcaklığı bile etki etmezdi ona.

Dicle ise pantolondan vazgeçemiyordu. O da benim gibi bir tunik bir pantolon kombini tercih etmişti.

Peki ya Irem...

Ilk hali ile simdi arasında dağlar kadar fark yaratan kızımız hepimizi gün geçtikçe şaşırtmayı başarıyordu. Resmen evrim geçirmişti. Gerek isteği gerekse gayretiyle...

Herkes kendisine uygun bir şeyler aldıktan sonra uygun bir yer bulup yemek yemek için oturduk.

Ben genelde pek alışveriş yapmayı sevmezdim Çünkü abimden geciniyordum. Bana bol gelen tişört ve pijamalarıyla kendimi gayet rahat ve cool hissediyordum açıkçası.

Herkes oturduktan sonra "kızlar ben bi elimi yüzümü yıkayıp geliyorum"dedim.

"Ne isteyelim sana." diye sordu Dicle.

Amacım utandırmak değildi ama
"Dicle. Kuzum pizzacı da lahmacun mu isteyeceğim?" dedim.

"Pislik yapmasaydın olmaz mıydı? Hem sadece pizza mı var burda" diye söylenemeye başladı. O söylenirken ben çoktan ordan ayrılmış wc'lere doğru yol almıştım bile. İlerlerken duvar kenarında iki kişinin tartıştığını gördüm. Başta takmadan yoluma gitmek istesem de kızın hıçkırıklarıyla durmak zorunda hissettim kendimi.

Kızın yüzü bana dönük olduğundan ne kadar üzgün olduğunu burdan görebiliyordum. Ama tartıştığı kişinin sadece sırtını ve ensesini gördüğüm için yüz ifadesini seçemiyordum.

Ağlayan sarışın kızın hıçkırıklari arasında zor seçebiliyordum söylediklerini.

"Hepiniz böylesiniz işte eğlenceniz biter kenara atarsınız" dedi kız gözyaşlarına aldırmadan.

"Bana bak kızım sen de kendini kullanılmaya hazır bir mendil gibi ortalıkta bırakmasaydın."

Amacım adama hak vermek değil ama bu noktada haklı. Sen kendini kullanılmaya hazır bir mendil gibi ortada bırakırsan başına tabi ki böyle şeyler gelir.  Asıl olayı anlamasamda tahmin etmek zor değildi.

Adama ise 'sen de her gördüğün mendili kullanacak kadar alçak ve basit misin?' dedim içimden.

Çünkü bu mesele kızına erkeğine bakmaz. Erkek adam olduktan sonra yoldan geçen hangi kadın seni yolundan ayırabilir? Sözde kadin erkek eşit derler ama kadina bir laf geldi mi namussuz damgası yerken aynı şeyi erkek yapınca sözü geçmiyor bile. Kadin ile erkek hiçbir zaman eşit değildi milattan önceden tut su dakikaya kadar. Bir kadını başarılarından dolayi övmek icin bile erkekleri yüceltiyoruz. Adam gibi kız,  erkek gibi eli ekmek tutuyor vb. tabirleri kullanmaya hala devam ediyoruz. Kadın namussuzluk yapınca ailesi tarafından ölüme gönderilirken birlikte oldugu adam gelecek yil bir başkasıyla evlenebiliyor.

GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#Where stories live. Discover now