45.BÖLÜM

910 267 73
                                    

Ateşten...

"Abi nereye gidiyoruz"diye sordu yanımda oturan Emir. Şu an kimseyi dinlemeye tahammülüm yok, cevap vermeye niyetim yoktu.

"Emir sus"diye bağırdım elim direksiyonu sıkıca kavrarken.
Annemi kaçıran kişiyi bulmuştum, bunu yapanın kim olduğunu bilmiyordum ama yerini yurdunu biliyordum. Bunu yapan kişi kesinlikle akıl hastası olmalı. Beni de birazdan delirtebilirdi aksine bu olaylardan sonra aklımın yerinde kalması mucize olurdu.

Kısa süre sonra yollara meydan okuyarak bana verilen adrese gelmiştim. Hala inşaat halinde olan bu binanın bodrum katına indim ve annemin bir sandalye üzerinde bağlı duran hareketsiz bedeni gözüme çarptı. Elleri, ayakları bağlanmış ağzı ise bantlanmiş bir vaziyette öylece oturuyordu sandalyede.

Gözüm hemen arkasında ayakta duran adamlara kaydı. İçlerinden sadece biri arkasını dönmüştü onun dışındakiler gözlerini gözlerime dikmişlerdi.

"Sultanım"dediğimde annem yorgunluktan kapattığı gözlerini ağır ağır açarak bana baktı. Annemin fiziksel olarak bir şeyi olmamasına sevindim elbette ama annesi kaçırılan bir adamın karşısına durmaya cesaret eden o kişiyi merak etmiştim doğrusu.

İçeri girdim ve sırtı bana dönük adama karşı"kimsin"dedim tok bir sesle.
Uzun boylu hafif sarışın geniş omuzlu ve bir elinde bastonu olan biriydi, henüz bana kimseyi çağrıştırmıyordu. Adam elinde ki bastonunundan yardım alarak ağır ağır bana doğru döndü.
Yüzünü gördüğüm adam bana hiç yabancı gelmemişti
Ama bu bu nasıl olurdu. Bu adamın aşkı ya da şöyle söyleyeyim nefreti bu kadar büyük müydü? Keşke o bodrum katında sadece ayağına sıkmakla bırakmayıp canını alsaydim bu şerefsizin.

"Tanıdın dimi beni Ateş KARAHAN"

"Maalesef tanıdım soğukkanlı durmaya çalışarak. Fakat birazdan dünyada sen diye bir şey kalmayacak cesedin dışında"
Öldürmek. Bir insanı öldürmek bu adama kolay geldiyse bana da kolay gelecekti. Değişime adım attığım günden beri kimseyi öldürmemiştim ben, öldürmeye de niyetim yoktu ta ki bu ana kadar. Bu adamın anneme dokunduğu güne kadar, masum bir çocuğu annesiz bıraktığı güne kadar, gencecik bir canı yok ettiği güne kadar...

"Emir annemi al arabaya götür" dedim donuk bir şekilde. Karşı gelmesini bekler belki de silah doğrultmasi gerekirdi ama o tam aksine annemin kolundan tutarak kalkmasına yardım etti.
"Çek o pis ellerini annemin üzerinden"diye bağırdım. Sesim yankı yapıp kulaklarıma geri döndü bu boş mekanda.

"Neden çıktın karşıma"diye sordum meydan okurcasına.

"Kaç ay oldu onu benden alalı?"

"7 ay. Tam tamına 7 ay oldu."

"Demek 7 ay. Bundan tam 7 ay önce ayağıma sıktığın o kurşunlu yemin ettim senden intikam almaya. Ve görüyorsun ki seni nerden vuracağımi biliyorum. Bu yolun daha başi"

"O yolun devamı gelmeyecek Kağan efendi ve intikam alma sırası bende"

"Destur Ateş bey. Önce ben tamamlayayim intikamımı. Senden geriye bir şeyler kalırsa yaparsın sen de bir şeyler"

"Öyle bir şey olmayacak. Çünkü bugün burası sana mezar olacak"dedim belimdeki silahı karşımda duran adamın alnına dayayarak ve tabi ki içerde bulunan adamlar da aynı şekilde bana yaparak.

Adamlarına silahlarını indirmeleri için işaret verdikten sonra alnına dayadığım silahı tutarak konuşmaya başladı.

"Beni öldüremezsin"cevap vermeden tek kaşımı kaldırdim soru sorarcasına

GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#Where stories live. Discover now