47.BÖLÜM

745 197 27
                                    

Hayattı bu, insana nerde ne zaman ne yaşatacak hicbir ipucu vermeden aniden yaşatırdı yaşatacağını. Bize de yaşamak kalırdı boyun eğerek. Belki de bugün hayat bana yine bir supriz yaşatacaktı tek bir farkla. Bundan sonra hayatın bana getireceği sürprizlerde iki kisi olacaktım karnimda ki minikler beraber. Ve ben
Karnimda ki minikten güç alarak sakin olmayı başardım yol boyunca taa ki araba depo gibi bir yerin önünde duruncaya kadar.

"Neden burda durduk"dedim telaşla. Yine konuştuğum kişiden ses yoktu. Adam arabadan inerek arka kapıyı açtı ve bana inmem gerektiğini gösteren bir işaret yaptı.

"İnmeyecegim" dedim sesimde ki korkuyu gizlemeye çalışarak.

Eliyle kolumdan tutup beni indirmeye çalıştığında "dokunma bana"diye bağırdım adamin kollarimi saran elini itmeye çalışarak.

Karsimda ki adam konuşmamaya yeminli gibiydi. Ne yapacağımı nasıl davranacağımi şaşırmıştım bende bu yüzden. Zorla arabadan indirmis depoya doğru sürüklüyordu beni.
"Sana beni bırak dedim"dedim yalvarır gibi çıkmıştı sesim âdeta.

Sonunda beni kapıdan içeri fırlatıp geri çekilmişti öylece. Kafami yerden kaldırdığımda karsimda bir sürü siyah takım elbiseli adam vardı, tahmin ettiğim üzere hepsinin belinde de silah.
Nasil bir yere düşmüştüm ben böyle?
Fakat bu adamların içinde dikkatimi en çok çeken ise 10 metre kadar uzağımda sırtı bana dönük bir şekilde duran adamdı. Bir yerden tanıyacak gibi oluyorum yapısını ama çıkartmamistim kim olduğunu.

Geldiğim bu yer beni fazlasıyla ürkütmeye yetmişti içinde ki kişilerle birlikte. Bu olayın artık Ateş ile bir ilgisi olmadığını anlatmıştım elbette. Çünkü Ateş beni asla bu denli korkutmazdi ve bir erkeğin bana dokunmasına izin vermezdi kendisi bile bana dokunmaya kiyamazken.

Cesaretimi toplayıp "kimsin"diye sordum sesimi bulmaya çalışarak. Yine kimseden ses yoktu. Hoş bendeki de bir umuttu bu konuşmaya yeminli adamlardan cevap bekleyen de kabahat.

Adam ellerini cebinden çıkararak ağır ağır arkasına döndüğünde gördüğüm yüz ile kan beynime sıçramış, kalbim değişik bir duygu ile ritim değiştirmişti.
"S-Sen"dedim çaresizce.

Ateşten...

Kapıdan içeri adım attığımda gözlerim ilk suyu aradı her zaman ki gibi. İçerde bulunan kızlara sordum gözlerim gözleriyle buluşmayınca.

"Kızlar Su nerde?"

Hepsi birden birbirlerinin gözlerine bakarak birşeyler fısıldadılar benim duymak istemeyeceğim şekilde. Kimseden cevap gelmeyince "kızlar Su nerde diye sordum"diyerek yineledim sorumu.

"Seninle değil mi"diye sordu Dicle kekeleyerek.

"Benimle orsa nerde diye sorar mıyım Dicle"

Emire dönerek "Emir Su nerde kardeşim"diye sordum sanki onun bilmesi zorunluymuş gibi.

"Reis ben ne bileyim nerde. Sabahtan beri seninleyim"

Hazan Badeye bakarak "Sen Vural amcalara baksana belki oraya gitmiştir"dedi.
Kızlar ciddiydi yani. Su gerçekten ortalikta yok muydu? Burnuma kötü kokular gelmeye başlamıştı.
Sesimin yüksek çıkmasına aldırmadan sorumu tekrarladım.

"Kızlar benim karım nerde"

Hazan kolumdan tutarak kapıya doğru getirdi beni.

"Ateş şey"

"Sey ne Hazan şey ne?"

"Söyleyecegim ama sakin olacaksın."dedi bakışlarından korku ve tedirginlik baş akarken.

GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#Where stories live. Discover now