Babamın güven veren kollari arasinda doktorlardan gelecek güzel bir haberi bekliyordum bir yandan dua ederek.

Kapıdan ayirmadigim gözlerimde doktorun silueti belirince olduğum yerden doğruldum.

Herkes doktorun başında toplanınca yere eğdi bakışlarını doktor. Gözlerimize bakmadan konuşmaya başladı şu birkaç saniye ölüm gibi gelmişti adeta.
Lütfen Hazan abimi geri döndürmüş olsun hayata. Lütfen.

"Hastamız gözlerini açtı. Normal odaya alabiliriz"sözcükleri dökülünce saatlerdir alamadığım o derin nefesi sonunda çektim içime. Ciğerlerim yirtilircasina çektim. Saatlerin acısını çıkardım o saniyelerde.

Saatlerdir hüzün biriktiren gözlerimize bu seferde mutluluk baskı uygulayınca aktı o yaşlar. Iyi ki de aktı...
Mutluluk gözyaşlarımiz iyi ki aktı...

Sadece mutluluk değildi gözlerimizden akan...
Umut, şükür ve dua da vardı tüm bunlarla...

~~~~~~~~

Ateş'ten....

Uzaklara dalarak söylediğim sözcükleri hala idrak edememişti Emir belliki. O kadar boş ve anlamsız bakıyordu ki bu kadar olur.
Merakını gidermek icin ortamdaki sessiz havayı dağıtan ben oldum.

"1 ay kadar var göreli."

"Yuuuuh. 1 ay mı? Oha abi sen ne yaptın? Sen ki gördüğün kızları ertesi gün hatırlamazsın kalkmış bana 1 ay diyorsun öyle mi?"

Söylediklerine aldırmadan devam ettim.

"Arabayla carptim"

"Çarptın mi, Çarpıldın mi?"dedi üzerindeki şaşkınlık yerini rahatlığa teslim ederken. Tek kolunu sandalyeye atmış diğeriyle kahvesini karıştırıyordu. Benim kadar değil ama o da baya yakışıklıydı. Bir bakan bir daha dönüp bakardı.

"Emir. Dalga geçme kötü olur"

"Tamam. Tamam sen devam et"

"Hani etkilenmedim desem yalan olur çünkü o denizin karşısında ki cennet bahçelerini andıran hareler yer etmişti gözlerimde."

"Ooo reis sen ne yaptın be?"dedi bana ciddi bir tavırla.
Aldırmadan devam ettim.

"Işte hastene olayı felan derken gelip geçti. Bende unuttum. Yani öyle sanıyorum. Sonra bir Alışveriş merkezinde cıktı karşıma. Ama nasıl cıktı. Canımı o kadar yaktı ki hem sözleri hem bakışlarıyla. Kendimden utanıp girecek yer aradım. "

"Sen?"dedi bana soru sorar gibi. Ilk kez duygularımı açmıştım birine. Üzerimden bir ağırlık kalkar gibi hissediyordum. Aslında karşımda kimse yokmuş  gibi konuşuyor öyle anlatıyordum içimdekileri. Ama biri vardı beni dinleyen...
Fakat gözlerimin önünde o yeşiller olduğu için görmüyor, kulaklarımda onun sesi yer ettiği için duymuyordum kimseyi. Gönlüm desen benden bağımsız yaşamaya başlamıştı.

"Sen aşık olmuşsun"dedi işaret parmağını bana doğru sallayarak.

Kendime bile itiraf edemediğim bu duyguyu başkasından  duymak damarlarimda ki kanı harekete geçirmişti. Hayır değildim. Ben aşık olmayı yasaklamıştım bu kalbime. Gerekirse icindekiyle birlikte söküp dışarı atarım ama aşık olmam.  Evlenirim de, severim de, değer de veririm ama asla... asla bir daha aşık olmam. Hiç bir kuvvet bana bunu yaptıramaz. 

"Emir unuttuğun bir şey var. Senin karşımda herhangi biri değil ben duruyorum. Yani bunca yıldır benim aşık olamayacağımı anlamış olman gerek"

"Bunca yıldır tanıdığım için böyle söylüyorum zaten sen merak etme. Aşıksın"

"Emir değilim. Sadece...sadecesi Yok ama aşık değilim. Belki diğerlerinden farklı olduğu için bu kadar dikkatimi çekmiştir. Hepsi bu kadar. Bir şey anlattık sende suyunu çıkarma işin."

"Her şeyi akıl ve mantık çerçevesinde yasayan birinin aşkı anlayıp kabullenmesi imkansız tabi ama sen aşık olmuşsun ikinci kere"

Söylediklerinde haklıydı belki ama bir o kadar da yanılıyordu. Bir şeyi 40 defa söylersen oluyormuş, ben değil 40 defa 40.000 defa âşık olamayacağımı söylemiştim zaten.
O yüzden aşk benden uzak insanlara yakın olsun.

"Emir bir daha aşık oldun dersen, senin ömür boyu aşık olamayacağın bir yüreğin olur" dedim. Apaçık bir tehditti ve bunu da Emir anlamış olacak ki biraz daha söndü.

"Evleneceğim dedin ama..."dedi bu kez daha yumuşak bir sesle.

"Evet dedim ama formalite icabı. Maksat anneme mutlu bir yuva gösterisinde bulunmak olacak. Aşk olmasa da bu evlilik olacak."

"Peki sen bu kiza nasıl ulaşacaksın"dediğinde aptal bir sırıtış yer etti yüzümde.

"Sen merak etme. Bende ona ait bir şey var"deyip göz kırptım.

Uzun bir suredir, hatta o kadar uzun bir süredir ki kendimi en son ne zaman bu kadar rahatlamış hissetmiştim hatırlamıyorum.
Yağız denilen bela, ben annemin söylediklerini yaptıktan sonra musallat olmayacaksa hazırım her şeye. Öyle de umuyorum. Aksi olsa bile ben bir şey kaybetmem, kaybeden yine o olur.  Çünkü bana kazanmayı kendisi öğretmişti. Bende onun yolundan gideceğim. Kendi silahıyla vuracağım. Tek isteğim bunlara gerek kalmaması.

"Neyse çok konuştun ben araştırmalık bir şeyler alacağım. Sen ne istiyorsun?"

"Fark etmez"dediginde elinden zehir bile olsa yerim havası mi vermeye çalışıyordu acaba diye düşünmeden edemedim.
Üzerimden ağır bir yük kalkmış gibi hissediyordum. Halbuki asıl ağır bir yükün altına şimdi girecektim de haberim yoktu.

~~~~~~~

GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#Where stories live. Discover now