Tina: Uğraşma Alenis." 

"Şaka yapıyorum sadece yanlış anlamadın değil mi?"

"Yok hayır eğer gerçekten arkadaş olacaksak böyle şakaları kaldırabilirim." dedim gülerek. 

"Tabii ki de öyle olacak." dedi o da benim gibi gülerek.

Masa neredeyse hazır olmuştu çayı da ben koydum. Tabağıma kızartmalardan ve pankekten koydum.

"Bak bu akçaağaç şurubu pankek ile çok güzel oluyor kesinlikle denemelisin." Tina'nın elindeki kırmızı renkteki şurubu aldım ve biraz pankekin üstüne döktüm. Aklıma gelen  Blossom ailesi ile gülümsememi durduramadım. Alenis ile göz göze gelmemizle aynı şey düşündüğümüzü anladım ikimiz de aynı anda "Riverdale!" diye bağırdık ve gülmeye başladık. 

Sohbet eşliğinde uzun bir kahvaltı yapmıştık ardından annemler bizi salona göndermiş bulaşıkları kendilerinin halledeceğini söylemişlerdi bizde Alenis ile Konuşanlar izlemeye karar verdik.

Gülmekten karnıma ağrılar girmişti. Kapının çalmasıyla kapıyı açmak için ayaklandım.

Kapıda takım elbiseli Türkiye'de ki evimizde olan korumalara benzeyen bir adam ve elinde bir kutu vardı.

"Merhaba Hayat Hanım ben Kerim burada ki korumanızım bu kutu size gönderilmiş." dedi ve elindeki kutuyu bana uzattı beklediğimden hafifti.

"Teşekkür ederim Kerim." dedim tam kapıyı kapatacakken dün gece olanlar aklıma geldi."Kerim dün gece burada mıydın?"

"Evet Hayat Hanım. Ben şurada -müştemilatı göstererek- kalacağım ve her zaman sizin bir adım ötenizde olacağım." dedi.

Kerim'in yüzüne bakakaldım. Bu o olabilir miydi? O da bana ensende olacağım demişti.

"Hayat Hanım iyi misiniz?" dedi elini önümde sallayarak.

"Evet iyiyim." dedim. "Madem dün gece buradaydın tuhaf birileri dikkatini çekti mi?"

"Hayır , sizi rahatsız eden bir şey mi oldu?" dedi.

"Yok hayır, teşekkür ederim." dedim ve kapıyı kapattım.

Merdivenlerden yukarı çıkarken annem "Kim o Hayat?" dedi.

"Kerim kargo gelmiş bana." dedim.

Hızla odama çıktım ve kapıyı kapattım. Yatağıma oturup kutuyu önüme koydum çekmeceden aldığım makasla kutuyu kestim içinden bir zarf ve pembe bir günlük çıkmıştı. Günlüğün sayfalarını çevirdim bütün sayfaları doluydu. Bu neydi böyle? Zarfı açtım dün ki yazının aynısıydı.

HAYAT...

Seni bulmayı sadece hayal ederdim önceden ama sen kendi ayaklarınla geldin bana.  Bu günlük ne diye düşünmüşsündür merakını gidereyim hemen. Bu günlük senin günahının, kötülüğünün yazılı hali. Her gece sadece bir gününü okuyacaksın. Aynı anda hepsini okumayacaksın eğer hepsini bir anda okursan Alenis için işler hiç iyiye gitmez. Bitirmeyi çok istediği yüksek lisansını bitiremez. 

Çok saçmaydı neden sadece günde bir tane okuyacaktım? Sinirle açtığım kutunun içine geri koydum günlüğü ve zarfı ardından yatağın altına koydum.

Ona ondan korkmadığımı gösterecektim.

Gönderilen:+718

Sana inanmıyorum.

Anında görmesi ile şaşkınlığıma engel olamadım.

Gönderen:+718

İnanman ya da inanmaman pek umurumda değil. Dediklerimi yapmadığın her an bir sevdiğin zarar görecek istersen deneyelim dediğimi yapma ve Alenis yüksek lisansını bitiremesin.

GÖKYÜZÜNDEKİ TEK YILDIZWhere stories live. Discover now