8.BÖLÜM

229 135 45
                                    

Merhaba arkadaşlar,farkındayım ki uzun süredir bölüm atamıyorum. Bu yüzden upuzun bir bölüm ile karşınızdayım. Sonunda dediğinizi duyar gibiyim😂. Umarım bölümü beğenirsiniz oy ve yorum yapmayı unutmayalım💙 İyi okumalar🍀

***

İnsanların yüzüne gülen biri olmak her zaman bir adım önde tutardı kişiyi ama ya gülemiyorsak artık? Gülmek istiyor ama bunu başaramıyorsak. Bazen o kadar yük biniyordu ki sırtıma onları atsam rahatlayacakmışım gibi ama bilmediğim bir şey vardı. O yükleri sırtımdan attıktan sonra ne olacaktı? Hayatım nasıl değişecekti? Değişecek miydi?

Bir haftadır bu kolyenin nereden geldiğini düşünüyordum. Hastane kayıtlarına baktım ama sanki beni bulan kişi benim onu bulmamı istemiyor gibiydi.

Kahveden bir yudum daha aldım ve bilgisayarımda yurt dışındaki şirketleri incelemeye devam ettim. Saat epey geç olmuştu ama benim beğendiğim sadece üç şirket olmuştu. Hayallerimden birinin daha gerçekleşecek olmasının mutluluğu içerisindeydim.

Terasın kapısının açılmasıyla annem elindeki iki kahve ile çıktı dışarı.

"Bulamadın mı daha güzel bir yer?"

"Üç tane buldum içlerinden seçeceğim birini." dedim.

Kahvenin birini bana uzatıp sandalyeye oturdu. Yarım kalan ve buz gibi olmuş kahveyi biraz ileri alıp yerine yenisini koydum ve bilgisayarı kapattım.

"Kararlısın yani gitmekte?" dedi annem. Babam ile yaşadıkları her şeyi bana anlattıktan sonra ona çok haksızlık yaptığımı anlamış ve bu sefer ben ondan beni affetmesini istemiştim.

"Aslında buradan gitmek istemiyorum ama abim burada çalışmamın benim için çok riskli olduğunu söylüyor."

Masanın üstündeki ellerimi tuttu "Bende gelirim seninle. Güzel bir ev buluruz seni yerleştiririz alışasaya kadar kalırım sonra dönerim geri."dedi.

"Olur"dedim gülerek.

***

Kahvesini bitirip işleri olduğunu söyleyen annem terasta beni yalnız bıraktı. Kulaklığı telefonuma takıp Keti-Ömrüm şarkısını açıp sandalyede arkama yaslandım.

İlk defa bütün ailemden uzakta yaşayacaktım. İçimdeki hissin ne olduğunu çözemiyordum. Korku desen değil. Heyecan desen o da değil. Büyük hayaller ile okuyup bitirdiğim mesleğimi yapacaktım sonunda.

Mesaj sesiyle telefonumu aldım.

Engiiin
Ahsen'lere gidiyorum sende gel.

Hayat
Tamam.

Oturduğum yerden ayaklanıp kahve bardaklarını aldım,bilgisayarımı koltuğumun altına sıkıştırıp içeri geçtim. İlk önce odama uğrayıp bilgisayarı bıraktım ve ardından kahve fincanlarını mutfağa götürüp bulaşık makinesine koydum.

Yukarı çıktığımda tekrar, abimin kapısını çaldım. Ses gelmeyince içeri girdim. Uyuyan abimin yanına uzandım. Yatmamla sarıldı bana ve "Seni özleyeceğim." dedi.

"Bende seni."

"Abi hatırlıyor musun hep küçükken aynı mesleği yapmak isterdik?" dedim gülerek.

"Evet. İşletme okusaydın olabilirdi."

"İşletme bana göre değil. Sende bence zorunlu okudun zaten." dedim.

"Çaktırma."

"Seninle gurur duyuyorum abiciğim. Fındık faremin bu kadar cesur olacağını,korkmadan hayallerini gerçekleştireceğini düşünmezdim."

GÖKYÜZÜNDEKİ TEK YILDIZWhere stories live. Discover now