16.BÖLÜM

41 21 17
                                    

Çok uzun bir aradan sonra bölüm geldi. Biliyorum içinizde bana kızanlarınız oldu belki okumayı bile bıraktınız bunun için çok üzgünüm bundan sonra bölümlerin düzenli bir şekilde geleceğinden emin olabilirsiniz. 

İyi okumalar...

AYAZ SERİN...

Sabah kalkar kalkmaz ilk işim elime telefonu almak olmuştu. Hayat'tan gelen mesaj ile yüzümde istemsiz bir tebessüm oluştu. Mesaja girdiğimde Yıldız'ın fotoğrafı ile tebessümün yerini bir gülümseme aldı. Maşallah yazacakken kendimi yaşlı teyzeler gibi hissettim.

Gönderilen:Hayat
Temizlenince daha tatlı olmuş:)

Yazıp gönderdim. Bu daha mantıklıydı en azından. Telefonumu elime alma sebebim aklıma gelince arama kısmına girip Alp'i aradım.

"Alo"

"Bir şey bulabildiniz mi?"dedim.

"Abi bende seni arayacaktım çocuklar bir şey buldu ama çok imkansız."demesi ile kaşlarım çatıldı. Yine bir çıkmaza girmezdik inşallah.

"Nerdesin sen?"

"Şirketteyim."dedi. "Tamam geliyorum."diyerek kapattım.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra siyah gömleğimi ve pantolonumu giyip araba anahtarını,cüzdanı ve telefonumu alıp çıktım evden. Şirkete doğru giderken telefonum çaldı Nejdet Bey'in aradığını görüp açtım.

"Günaydın Ayaz bey."dedi.

"Günaydın."

"Dün konuşamadık yaşananlardan dolayı   sekreteriniz iletişime geçecekti ama ben yine de sizi arayayım dedim." Bu işi kaçırmak istemiyorum demiyorda. 

"İyi yapmışsınız Nejdet Bey. Bugün sizinle iletişime geçeriz. İyi günler."dedim bu adamda hoşuma gitmeyen bir şeyler vardı sandığımdan çok şey biliyordu bundan emindim.

Arabanın anahtarını valeye verdikten sonra içeri girdim. 

"Günaydın Ayaz Bey."dedi Begüm.

"Günaydın."

"Ayaz Bey odanızda birisi var Nejdet Beyle olan iş ile ilgiliymiş."

"Tamam, Begüm Alp nerede?"

"Odasında Ayaz Bey." 

Hiç bir şey demeden asansöre bindim. İlk önce odama geçip şu işi halletmeliydim. İş kesinleşeseye kadar bu adam yakamızı bırakmayacaktı belli ki.

İçeri girdiğimde bana dönen Hayat afallamama sebep oldu aslında şaşıracak pek bir şey yoktu ortada, bu projeyi onun yöneteceği belliydi.

"Bu şirket nasıl batmadı?"

"Anlamadım."

"Diyorum ki bu saatte işe mi gelinir nasıl batmadı?"dedi. Normalde birisi bana böyle bir şey dediğinde sinirlenmem gerekiyordu şu an da sinirlenmem lazımdı ama nedense hiç sinirlenmemiştim hatta komik bile gelmişti.

"Sende ki rahatlığada ben şaşırdım şu an. Bu işi çok istediğinizi sanıyordum."dememle sanki ağzında bir fermuar varmışta onu çekiyormuş gibi yaptı. Aynı zamanda gülen yüzü  asılmış kaşları çatılmıştı. Onun bu haline gülmeden edemedim. Gülen suratıma karşı çatık kaşları düzeldi. 

Elindeki dosyaları bana uzattı. "Bunu Nejdet Bey gönderdi önceden yapılmış projelerin detayı." 

Ben dosyayı incelerken o konuşmaya devam etti. "O projelerin hiç birinde ben yoktum. Bu benim ilk projem olacağı için bir kaç kendi çizimimi de getirdim." diyerek başka bir çizim dosyası uzattı. İki dosyayı da inceledikten sonra Hayat'a döndüm. 

GÖKYÜZÜNDEKİ TEK YILDIZWhere stories live. Discover now