17.BÖLÜM

42 17 43
                                    

İyi okumalar...

***

"Ne demek Kerim işten çıktı Hayat?" diye bağırdı abim "Ya senin Kerim'le derdin ne anlamıyorum ki!"

"Benim derdim sensin Hayat, ne yapacaksın şimdi?" 

"Buldum ben birini." dedim.  "Ne yapıyorsan yap." diyerek telefonu yüzüme kapattı, şok içinde bakakaldım. Çok fazla umursamayarak yatağımın üstüne attım. Bugünü kendime ayıracak bu şehri güzelce öğrenecektim. Yarın ilk iş günüme başlıyordum. İçimde anlamlandıramadığım heyecan ile gözlerimi kapattım. Bugün güzel geçmeliydi! 

Telefonumun sesi ile gözlerimi açıp attığım yerden aldım. 

Gönderen:Ayaz

Köleliğe hazır mısın?

Günümün güzel geçeceğini de nereden çıkarmıştım ki. Elimle kafama vurdum. Suç bendeydi ama adamın zaten elinden silah düşmüyordu. Atamaması komik olurdu. 

Gönderilen:Ayaz

Hazırım:(

"Alo." dedim gülerek.

"Mesaj yazmak hiç bana göre değil." demesiyle gülümsemem arttı taş devrinden geldiğini daha nasıl kanıtlayabilirdi?

"İlk görevim  için hazırım." dedim. "Kahvaltı."

"Nerede?" dedim rahat bir şekilde bu kadar kolay olacaksa bugünüm güzel geçecekti. "Ne demek nerede? Sen hazırlayacaksın?" 

"Ne! Ben kahvaltı falan hazırlayamam."dedim hızlıca.

"Beni ilgilendirmez yarım saat içinde nereden öğrenirsin bilemem. Yarım saate oradayım. Bu arada salatalıktan hiç hoşlanmam" diyerek telefonu kapattı. Çığlığı bastım sinirle bu neydi ya? Biri de mi görüşürüz diyerek telefonu kapatamazdı. Annemi karşımda korku ile görünce gülmeye başladım. Bende delirmeye başlamıştım ya hayırlısı.

"Hayat, bir şey mi oldu?" dedi önüme kadar gelerek.

"Bir şey olmadı anne. Kahvaltıya misafirimiz gelecek."dedim. Dolabımdan siyah bir tişört ve kot pantolon çıkarırken. "Tamam o zaman ben hemen bir şeyler hazırlamaya başlıyayım." 

"Yok anne. Ben hazırlayacağım." dedim. "Peki." diyerek odadan çıktı annem. Üstümü değiştirdikten sonra hızlıca saçımı toplayıp  bende çıktım odadan.

Aşağı inip mutfağa geçtim kahvaltılıkları güzelce masaya koydum. Domatesleri küçük küçük doğramaya başladım. "Uyuz işte katıksız uyuz bir de ben hazırlayacakmışım yok bana güzel bir gün geçirmek haram. Salatalıkta sevmezmiş başka bir arzunuz. " söylenirken aklıma gelen haince plan ile sinsice güldüm. Sen görürsün şimdi Ayaz Bey.

Masaya koyduğum her şeyin üstüne dilimlediğim salatalıklardan koymaya başladım. Salatalıkları alabilirdi ama uyuzluk değil miydi işte?

Krepleri de büyük bir tabağa koyup masaya koydum. Dediği saate az bir zaman kalmıştı eğer dakik bir insansa. Yumurtayıda güzelce çırptım gelince pişirmek için ocağın yanına koyup derin bir nefes aldım. Her şey hazırdı baya yorulmuştum ama değmişti. Ayağımın altında dolaşan Yıldız'ı kucağıma alıp salona geçtim. Ayaz gelince onu odama çıkaracaktım. Annemin açtığı haberleri göz ucuyla izlerken bir yandan Yıldız'ı seviyordum.

"Sormayayım sormayayım diyorum ama dayanamayacağım kim bu arkadaş? Hiç sıradan bir arkadaşa benzemiyor."dedi.

"Anne ne alaka? Gayet de sıradan bir arkadaş."dedim. 

GÖKYÜZÜNDEKİ TEK YILDIZWhere stories live. Discover now