16.Bölüm:Bar

228 18 22
                                    

SİYAH CENNET
16.Bölüm -BAR-
Yazar: Luhannie…
Şarkınız:The Neighbourhood- Daddy Issues


Alışık olmadığınız bir yerde durma süreniz ne kadardı.
Ya da kaç dakikanızı alırdı.
Bedeninizdeki bilmediğiniz acı ile nasıl başa çıkabilirdiniz
Ağlayarak mı?
.…

Gözlerimi hızla açıp bir an önce bileğimdeki acıdan kurtulmak istiyordum. Yifan, yatakta boylu boyunca sırt üstü yatarken fazlasıyla keyifli gözüküyordu. Gülümsedim, o gülerken bende baş ucundaki anahtarı alıp kelepçelerden kurtulabilirdim değil mi?

Sol kolum kelepçenin çekiştirmesi ile karnında dururken sağ dirseğim üzerinde yavaşça kalkıp onu izledim. Herhangi bir uyanma belirtisi göstermesi beklediğim bir durumdu.

Gözüme ilişen diğer taraftaki komodinin üzerinde duran anahtara takılırken bir an önce bileğimdekinden kurtulmak istiyordum. Kelepçeli sol elimle karnının üzerindeki elini tutup diğer tarafına koydum.

Koydum ki, kelepçeli kollarımız aynı tarafta olursa oraya eğilmem daha kolay olurdu. Her saniye de uyanıp uyanmadığına bakarken uyuyor olması ile yavaşça üzerine eğilerek komodine ulaşmaya çalıştım.

Ta ki yeni uyanmış ve hala uyuşuk halinden arınmaya kollarım yüzünden üstüne düşüne kadar.

Alt dudağımı sertçe ısırıp gözlerini sakince açmış Yifan'a baktım.


‘’ne yapıyorsun’’ uyku sersemi sesi bile nasıl bu kadar tatlı olabiliyordu ki.

‘’şey… kelepçe elimi acıttı da anahtarı almaya çalışıyordum.’’

‘’üstüme yatarak mı?’’ kıvrılan dudaklar tüm cümlelere bedel olurken aklından geçenleri anlamak o kadar da zor değildi aslında. Nefesimi dışarı verir vermez yüzüne yapışan saç tellerini havalandırmıştı.

‘’bileğim acıyor ama’’

‘’unuttun mu, bu yeni moda ama’’ dalga geçtiği her halinden belli olurken şu halimize baktım. Üstünden ona bakarken halime gülsem mi bilemiyordum. Zorla ırzına geçiyor gibi bir halim vardı ama her şey aslında tam tersiydi.

Ve sonra uyku sersemi masum gözlerde gerçek Yifanı gördüm. Bir insanı… acımadan, zevk alarak doğrayan yifan. Ve o an beynimde dolaşan düşünceler yavaşça kendini tedirginliğe almaya başlamıştı.

Ben kim oluyordum da ona kafa tutuyordum ki. Tuttuğum nefesimi bile korkarak yüzüne verdim.

‘’kelepçe…’’ dedim titreyen sesimle. Kiminle uğraştığımı unutuyordu, bu kurban. Anında bedenini üzerime çıkarırken nedense sabah sabah üzerimdeki korku hiç de sağlıklı değildi. Susup komodin üzerindeki anahtarı alıp kollarımızdaki kelepçeyi çıkarmasını izledim.

Dirseği üzerinde ya da benim üzerimde ağırlığını vermeden durarak kelepçeleri sakinlikle çıkarıp yana devrilmişti. Rahat bir nefes almanın keyfiyle yatakta oturup ona baktım.

‘’şimdi ne istiyorsun’’

‘’bir şey sormak istiyorum’’ dedim temkinlice onu izleyerek. Anlamsız bakışlarını üzerimde gezdirirken parmaklarımla gri üzeri siyah desenle çarşafta gezdirmiştim. Sorup sormamakta karsızdım açıkçası ve biraz da korkuyordum.

Siyah CennetWhere stories live. Discover now