Kai, "Bunca zamandır senin yanında olamadığım için çok üzgünüm." Üzgün bir ses tonuyla samimi bir şekilde dedi. Omuzumu silkip "Böyle olması senin suçun, pişman olman anlamsız. Zaten olan oldu, ölen öldü." Ciddi bir şekilde dedim.

Kai, "Benim değil Ezgi'nij suçu!" Sinirli bir şekilde dedi. Gözlerimi devirip hızla arkama döndüm. Gözlerine ifadesiz bir şekilde bakarak "Ezginin de suçu var inkar etmiyorum ama senin de suçun var." Umursamaz bir şekilde dedim.

Kai, kaşlarını çatarak "Ben ne yaptım ki?" Merakla sordu. Oflayıp "Kendini bile koruyamaz iken beni yapmak." Alaylı bir şekilde dedim. Kai, kaşlarını havaya kaldırıp işaret parmağını bana doğrultarak "Ben  bütün Malachai soyumu yok ettim! Ben mi güçsüzüm?!" Dehşetle dedi.

Hay sesine! Sinirle ona bakıp "Ee, neden beni de diğerleri gibi öldürmek yerine hayatta bıraktın ki!!!" Bağırarak dedim. Beni peydahlaman bile seni benim gözümde suçlu yapar aslanım!!!

Kai, bunu dememi beklemediği için işaret parmağını indirip bana şaşkın bir şekilde bakmaya başladı. Kendine gelip bana ciddi bir şekilde bakarak "Seni asla öldürmem ama asla öldürmem! Ayrıca onları beni sevmedikleri için öldürdüm." Kendinden emin bir şekilde dedi.

Yani onu sevmezsem beni de kendi soyuna yaptığı gibi mi öldürecek? Tek kaşımı havaya kaldırıp "Seni sevmezsem beni de mi öldüreceksin?" Sırıtarak sordum. Gözlerini kısarak "Benden nefret etsen, tiksinsen dahi sana asla zarar vermem!" Ciddi bir şekilde dedi.

Yani, umrumda mı beni sevmen?  Gözlerimi devirdiğimde birden bana sıkıca sarıldı. Hoşttt, yavaş!!! Onu kendimden itmek için tam hamle yapacak iken "Sen benim kalbimsin. Saçının teline dahi asla zarar vermem, vermem ve verditmem!" Kendinden emin bir şekilde dedi.

İsteksiz bir şekilde yutkundum. Beni nasıl bu kadar çok seviyor? Boynunda ki damarlarda ki akan kanın sesi içimde anlamadığım bir dürtüye ve köpek dişlerimde kaşıntıya sebep oluyor. Sahte bir öksürükle "Tamam, kes şunu!" Sesimi yükselterek dedim.

Kai, benden uzaklaştığında hızla ayağa kalkıp konuyu değiştirmek için "Buradan nasıl çıkacağız?" Merakla sordum. Kai, gülümseyerek "Büyücüler'e sinyal verdim, bu akşam dolunayda buradan çıkacağız." Dedi.

Kaşlarımı havaya kaldırıp "Ama ben öldüm, nasıl geri döneceğim?" Endişeli bir şekilde dedim. Kai, omuzunu silkip "Bedenin olduğu yerde gözlerini açacaksın. Gözlerini açtığın zaman ben senin yanında olacağım." Kendinden emin bir şekilde dedi. Ama benim bedenim yanıp kül oldu...

Neyse, onu da ben hallederim. Bir dakika giriş kapısından birinin eve girdiğini hissediyorum. Dolunay'ın olmasına nerdeyse iki saat var. Hemen buradan çıkmalıyız, sürtüğün üzerimize saldığı canavar evin içine girdi!

Kai, tam ağzını açacak iken elimle ağzını kapattım. Aşağı kattan eşya kırılma sesi geldiğinde "Fark edilmeden buradan çıkalım!" Fısıldayarak dedim. Kai, kaşlarını çatarak beni başıyla onayladığında elimi ağzından çekip sessizce adım atarak yavaş bir şekilde önde yürümeye başladım.

Nerdeyse bir buçuk saatten fazla devasa iğrenç suratlı canavarın kapının önünde ayrılmasını bekliyoruz. Neden kapının önünden ayrılmıyor?! Kai, birden öne atlayıp elinde ki kristal ile büyülü sözcükler fısıldamaya başladı ama büyüsü canavara etki etmedi. Neden yerinde durmadı ki!!!

Sikerim böyle işi! Sol elimi ona doğrultum. Elimdeki kırmızı enerji ile ona doğru koşan canavar duvara yapıştırdım ve Kai'nin bileğini tutup onu sürükleyerek evden çıktım. Sinirle "Sen manyak mısın?!" Sesimi yükselterek dedim.

Kai, beni gittiğimin yönün tersine doğru götürerek "Evet, manyağım." Ciddi bir şekilde dedi. Siktir canavar peşimizden geliyor! Kai'nin bileğini bırakıp hızla arkama dönüp odaklandığımda yerden ağaç kökleri çıkıp canavarı sardılar. Pis pis sırıtarak canavara bakmaya başladığımda Kai elimi tutup beni sürüklemeye başladı.

Bir dakika neden bizi amcalarımın sahte mezarlarına sürüklüyor?! Yoksa,Oradan mı geri döneceğiz? Mezarlığın kapısının önünde durduğumuz da canavarın ağaç köklerinin parçalamasının hissetmeye başladım. Siktir, kurtuldu!

Kai, mezarlığın kapısının üzerinde ki derin deliğe elinde ki taşı koyduğunda kapı parlamaya başladı. O da bizimle beraber geri dönerse büyük bir sorun olur. Kai, kapıyı açtığında onu hızla iterek "Yakında görüşürüz, babalık!" Alaylı bir ses tonuyla dediğimde kaybolmadan önce bana dehşetle baktı.

Kapıyı kapattığım zaman canavar, sert bir şekilde kapıya vurduğunda delikte ki taş yere düştü. Yutkunarak arkama dönüp  "Selam, dostum." Sahte bir gülümsemeyle dediğimde ayağıyla taşı parçaladı. Siktir!!!

Kai, kendine geldiğinde hızla ayağa kalktı. Ona sevinçle bakan büyucüleru umursamayarak mezar kapısını açmaya çalışarak "Regina!" Endişeyle bağırdı ve sinirle kapıya vurmaya başladı.

~Bölüm sonu~

Ve yazar yine son dakika golünü attı. ⚽🏃

Köken Vampirler / TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now