34.Bölüm "Bunu Hiç Unutma."

1.1K 78 15
                                    

Selamünaleyküm,

Bu kitabı okurken lütfen ara ara ilk bölüme koyduğum 'Okumadan Önce SON BAHAR Hakkında Bilinmesi Gerekenler' bölümünü gözden geçirin ve hatırlayın olur mu sayın okur? Yapılan bazı yorumlara baktığımda buna ihtiyaç olduğunu anlıyorum çünkü. Saygı ve empati çerçevesinde yapılan her yorumun hastasıyız tabii :)

Buraları boş bırakmamak için ne yapmanız gerektiğini artık biliyorsunuz :)

Keyifli okumalar dilerim!

...  ...  ...   ...

İhtimal bile vermediğiniz, hayatınıza henüz dahil olmayan ve olmayacağından sözde emin olduğunuz meseleler gözünüze görünmez, kale almazsınız

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

İhtimal bile vermediğiniz, hayatınıza henüz dahil olmayan ve olmayacağından sözde emin olduğunuz meseleler gözünüze görünmez, kale almazsınız. Üzerine dalga bile geçersiniz. Fakat bir noktadan sonra vaziyet ciddiye binerse, tüm o koyvermişlikleriniz ve vurdumduymazlıklarınız, sırtınıza bıçak gibi saplanır ve şimdiki halime eş değer olarak ciğerinizden darbe yemiş gibi hissedersiniz. Aniden nefesiniz kesilir.

İlk önce ne dediğini idrak edemedim. Onu duymuştum, sarf ettiği sözcüklerin bilincindeydim ama her nedense beynim anlamlandırma aşamasında bana insafsız davranıyordu. "Ne dedin sen?"

"Biz evleniriz, yani Ensar askerden gelince neden olmasın ki."

Henüz dalga geçme evresinde bulunuyorum, henüz. "Peki bundan Ensar'ın haberi var mı?" dedim alaya alarak. "Kendi kendine gelin güvey olmayı fazla ciddiye almışsın sen. Sana kötü bir haberim var Derya, evlilik iki kişiyle gerçekleşiyor."

"Neden bu kadar imkansız görüyorsun ki abla, şansımı deneyeceğim. Denersem ne kaybederim ki, illa erkekler evlenme teklifi edecek diye bir kural yok ya."

"Deneyince ne kaybedersin bilmem ama, böyle burnunun dikine gidersen onurunu ve gururunu kaybetmen işten bile olmaz Derya. Abla tavsiyesi, lütfen durman gerektiğin yeri bil."

Ensar ile Derya. Geçmişte onların adını yan yana getirmeye bile tahammülüm yoktu. Daha sonra onları görmezden gelmek istedim, umursamamak istedim, artık isimlerinin ne şekilde anılmasının benim için pek de bir önemi yoktu, olmamalıydı da. Çünkü ben artık evli bir kadındım.

Onca yaşanan şeyden sonra Ensar'ın ardından bakmak, onu zihnimde barındırmak başta onurum ve gururuma hakaret, kocam olan Ali'ye ise ihanet olurdu.

İşin diğer tarafında bana yanlış yapan insanları kolayca silip atabilme kabiliyetim de vardı tabii. Ve şu an bu çok işime yarıyordu.

Sevmiştim, hem de çok fakat artık geçmişime sünger çekmem elzemdi. Çünkü ben evli bir kadınım. Kocama haksızlık yapamam, en başta bu benim karakterime yakışmaz. İnancıma, değerlerime yakışmaz. Yanımda olan, bana sahip çıkan, değer veren ve sevgisinin peşinde olan... Ve en mühimi tabii ki de helalim olan Ali'yken, unutamıyorum bahanesine sığınıp zihnimde ve kalbimde Ensar'a asla yer veremezdim. Kalbimin anahtarı artık Ali'nin avuçlarındaydı. Bana huzura ermemde vesile olan oydu ve ben onun dışında kimseye bakamaz, düşüncelerimde bile aldatamazdım. Ben Bahar Arıcan'dım. Ali Arıcan'ın karısı.

SON BAHARWhere stories live. Discover now