6.Bölüm "Anlaşma"

4.7K 345 41
                                    

Saat 11:46, Tarih dersi hiç bu kadar sıkıcı olmamıştı. Gözlerim yavaştan kapanmaya başladı. Öğle arasında namaz kılmak için abdestimi tutmak zorundayım. Uykuya dalmamak için kendimi zor tutuyordum.

Sınıfın durumunu öğrenmek için başımı çevirip yarısının çoktan kafayı koyup uyuduğunu gördüğümde gülümsedim.Bazıları uyanık olsa da çoktan transa geçmişti. Birkaç kişi her derste uyumayı alışkanlık haline getirmişti.

Hoca hiç istifini bozmadan dersini anlatmaya devam ediyordu . Bakışlarım onunla sınıf arasında gidip geldikten sonra kendime bir söz verdim. İnşallah öğretmen olduğumda dersimi öğrencilerimi uyutmayacak şekilde dikkat çekici, eğlenceli ve otoriter anlatacaktım. Maalesef her öğretmenin sınıfa hakim olma becerisi olmuyor.

Öğretmenlik çocukluğumdan beri hayal ettiğim, olmak istediğim meslektir. Şimdiye kadar öğretmenlerimin çoğu iyi olduğu için mi bu düşünceye sahibim bilmem ama benim için en güzel meslek. Öğrenmekten,öğretmekten,anlatmaktan hep zevk almışımdır .

Saatime bakıp dakikaları sayarken,sınıf kapısını çalıp içeri giren müdür yardımcımız Alaaddin Hoca, İsmail Hoca'dan konuşmak için izin aldığında, sesini duyan herkes kafasını kaldırıp onu dinlemeye başladı :

"Evet arkadaşlar, üniversite sınavına az bir zaman kaldı, bu süreyi verimli bir şekilde değerlendirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Okulumuzda bir hafta kursu planlıyoruz. Yeterli bir mevcut sağlandığında en kısa sürede başlatmak istiyoruz. Katılmak isteyenleri görebilir miyim?"

Benim için faydalı olacağını düşünerek elimi kaldırdım. Sınıfın yarısı katılmak istedi. Alaaddin Hoca memnun bir ifadeyle:

"Diğer sınıflarla da görüştükten sonra izin kağıtlarınızı gönderirim"deyip sınıftan çıktı.

Vee,kurtuluşun sesi! Zil çaldı!

Eşyalarımı çantama yerleştirdikten sonra sınıf kapısına doğru ilerlerken arkamdan Mine seslendi:

"Bahar yemeği beraber yiyelim mi?"

"Olur yiyelim ama ilk önce namazımı kılayım gelirim tamam mı? "

"Tamam yemekhanede bekliyorum."

İçten içe neden 'ben de seninle gelip namaz kılayım' demediği için onun adına üzüldüm.

Mescide gittiğimde Allah'a şükür doluydu. Bazıları çoktan namaza durmuş, bazıları ise abdest alıyordu. Bunları görmek benim çok hoşuma gidiyor.

Namaz kılacak yer bulamadığım için biraz bekledim. Diğer sınıflardan Ayşegül namazını bitirmiş, eteğini çıkartıyordu. Yanına gittiğimde beni görünce eteği uzatıp sessizce "Allah kabul etsin." dedi. "Allah hepimizinkini kabul etsin." deyip namaza durdum.

Mescitten çıktığımda yemekhaneye doğru yürümeye başladım. İlk önce her zamanki gibi ellerimi yıkadım.Kantinden yemeğimi aldıktan sonra etrafa göz gezdirip Mine'yi bulmaya çalıştım. Masalardan birinde oturuyordu. Karşısına oturdum. Gülümseyerek karşıladı beni. Yemeğini bekleyene kadar soğumasın diye almadı herhalde diye düşünürken :

"Ben de yemeğimi alıp geliyorum" dedi. Onaylarcasına kafamı salladım.

Arkasından ona bakarken eteğinin kısalığı dikkatimi çekti. Dizinin üstündeydi. Hemen gözlerimi çektim. Kadın kadına bile diz ile göbek arası-diz ile göbek de dahil- Haram.

Mine'nin bir kötülüğünü görmedim ama böyle giyinmesi hoşuma gitmedi.Ona söylesem mi diye düşündüm ama dine yakınlığını bilmediğim için vazgeçtim. Bazılarının yaptığı gibi beni tersler,inkar ederse Allah muhafaza dinden çıkma tehlikesi var.Helal olan bir şeye Haram diyen,ya da Haram olan bir şeye Helal diyen kişi dinden çıkmış olur.

SON BAHARWhere stories live. Discover now