9.Bölüm "Abi"

3.9K 331 44
                                    

Selamünaleyküm arkadaşlar,

Bu yazıları yazarken nasıl bir moral bozukluğu yaşadığımı bir ben bir Allah bilir. Bir süre buralarda yoktum, İnternet'e bağlanamamıştım. Bu süre içerisinde de bölüm yazmaya devam etmiştim ve taslağa kaydetmiştim. Bölüm bittiğindeyse yayımlamak için İnternet'e bağlandım ki, olan oldu, yazdıklarım silindi, neredeyse her şeyi tekrar yazdım ve sabah ettim. Anlayacağınız benim için zorlu bir bölüm oldu. 

Bir de bir konuya değinmeden geçemeyeceğim, takip ettiğiniz üzere çok fazla Şehit verdik arkadaşlar, Allahü Teâlâ Bakara Suresi'nin 154. Ayetinde: "Allah yolunda öldürülenlere "Ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler, siz farkında olamazsınız." buyuruyor. Ülkemizin barışa ve huzura kavuşması için bol bol dua edelim İnşallah.

Buraya kadar okuduğunuz için de, oy ve yorumlarınız için de teşekkür ederim.

Allah'a emanet olun.

***

Arkamdaki elektrikli süpürgeyi çekiştire çekiştire holde ilerlerken yatak odasına girip süpürgenin fişini prize taktım. Çalıştırıp odayı köşe bucak süpürdüm. Kalan son adayı da hallettiğimden dolayı rahatlama hissiyle fişi prizden çekip kablosunu sardım. Annem de arkamdan yeri silmek için gelirken odadan çıkmak için süpürgeyi tekrar çekiştirerek kilere doğru ilerledim. Süpürgenin takılmasıyla sıkıntılı bir şekilde iç çektim. Hiç hoşlanmadığım şeylerden biri de süpürgenin halıya takılarak peşinizden gelmemesi ve tekrar geriye dönüp onu bu durumdan kurtarmak zorunda olmanız. Eminim ki böyle düşünen tek ben değilimdir.

Kilerden çıkıp mutfağa girdiğimde su içmek için buzdolabını açtım, su şişesini aldım ama şişenin yarısından çoğunun boş olduğunu gördüm. Ah Derya ah... İçtikten sonra doldurmaya eriniyor. Buna bile şükretmek gerek aslında, daha önce dolapta boş bir şişeyle bile karşılaştığım olmuştu.

Raftan bir bardak alıp masaya oturdum. Şişenin kapağını açıp bardağa suyu doldurduktan sonra besmele çekip Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in de yaptığı gibi suyu yavaş bir şekilde dudaklarımın arasından süzerek ve üç yudumda içerek bitirdim.

Sınav sürecini atlatmıştım. Puanım beklediğimden de yüksek gelmişti. Ama babamla anlaşmamız gereği ve benim istediğim meslek doğrultusunda kendi şehrimdeki İngilizce Öğretmenliği bölümünü seçmiştim.

Sonuçlar açıklandıktan sonra arkadaşlarla durum değerlendirmesi için ve onlar çoğunlukla başka şehirlere gideceği için son bir kez veda amaçlı toplanmıştık. Çoğu kişi istediği yerlere yerleşmişken, bazıları beklediği bölümlere girmeye hak kazanamamış ama bir sene daha beklememek adına başka bölümleri seçmişlerdi, bazıları ise tekrar denemeyi tercih etmişti.

Bugün ise teyzemler akşam yemeğine geleceklerdi. Bir nevi benim için hayırlı olsun ziyaretine. O yüzden sabahtan beri evi temizlemekle meşguldük. Annem ve ben, Derya değil.

Sahi o neredeydi?

Annem de işini bitirdikten sonra mutfağa gelip yemek hazırlamak için kollarını sıvadı.

"Kızım hadi evin tozunu al ben de yemek yapmaya başlayayım." dedi.

"Derya nerede anne? Sabahtan beri bütün temizliği biz yapıyoruz. Bir zahmet evin tozunu da o alsın." diye sitem ettim.

Mutfak kapısından içeri giren Derya "Senin için geliyorlar. Neden ben yapayım temizliği?" dedi.

"Oo bu teşriflerinizi neye borçluyuz Derya Hanım? Yabancı dizilerinizi bırakmaya sebebiyet veren şey nedir?" diye sordum alay dolu bir sesle.

SON BAHARWhere stories live. Discover now