18.Bölüm "Süveyda"

3.6K 252 38
                                    

Derya'nın iç sesimin dış dünyadaki şubesi olduğunu daha önce de belirtmiştim sanırım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Derya'nın iç sesimin dış dünyadaki şubesi olduğunu daha önce de belirtmiştim sanırım.

"Ben de Derya ben de."

Bıkkın bir ifadeyle gözlerini devirdi. "Sen ne anlarsın ki aşktan? Benimki senin gibi gelip geçici bir hoşlantı değil, harbiden aşığım ben."

Dedikleri zoruma gitmişti. "Asıl aşktan anlayan benim, eminim seninki liseden basit bir çocuktur. Beni fazla hafife alıyorsun Derya, duyguların kadınıyım ben."

"Aman şu havalara bak, üniversite bebesi."

"Bana bak Derya, düşün de konuş, yoksa yatıp uyuyacağım."

"Tamam be, ben sevdiğim adam isterse üniversiteye bile gitmem demiştim ya bu çocuktan dolayı işte."

"O çocuk en başta seni istiyor mu, bence ilk önce buna bir cevap bul."

"Abla sandığın gibi değil benden büyük ve... çok yakışıklı. Görsen tam ideal eş adayı. Böyle dinine düşkün, korumacı falan. Hem niye istemesin beni canım, öpsün de başına koysun."

Bu sefer göz devirme sırası bendeydi. Uykum iyice gelmiş ve esneme tutmuştu. Ağzımı elimle kapatıp salavat getirdim. Salavat getirdiğimiz anda esneme kesiliyordu. Çünkü esneme esnasında gafillik halinde olduğumuz için şeytan bunu fırsat bilip burnumuza üflüyormuş ve esniyormuşuz. Ve bunu engellemek için elimizi kapatarak salavat getirmemiz gerekiyor.

Uykum otoriteyi ele almıştı ve ciddiyetimi kaybettim. "Öyleyse git evlen."

"Yaa, bir şey anlatıyoruz şurada. Böyle, o kadar güzel ki her şeyiyle. Ne kadar baksan doyamazsın. Ama dedim ya bir dakika fazla baksan bünyeye zarar."

Aniden uykum cepheyi terk etmiş, beynime kırmızı alarm sinyali vermişti.

Her ne kadar cevabından hazır olmasam da o felaket soruyu sordum. "Dedim ya derken?"

"Demiştim işte geçenlerde. Nerede gördüm biliyor musun? Bizim okulun önünde. Sevde'yi almaya gelmişti. Herkesin dikkatini çekti tabii, ister istemez kıskandım."

Beynim bu söylenenleri algılamak istemiyordu, ben de anlamak istemiyordum. "Sevde derken?"

"Of abla, bizim Sevde işte. Ensar onun abisi ya. Bazen kıt kafalığın tutuyor."

Kelimeler ağzıma geliyordu ama bir türlü çıkmak bilmiyorlardı, çünkü bilinçaltım, beynim kulaklarım bunları duymaya henüz hazır değildi.   "Se-sen Ensar'ı mı seviyorsun?"

Geriye doğru yatağa attı kendini. "Sevmek ne kelime, havalarda uçuyorum."

"Yere çarparsın inşallah." Beynimin kötü temennilerini sesli söylememek için zor tuttum kendimi. Ben niye beynimi sorumlu tutuyordum ki hep?
Bal gibi ben de onun hakkında kötü düşüncelere sahiptim. Kız kardeş de olsa adamı sinir ediyordu işte. Gıcık şey. Ensar'ı mı buldun sevmek için?

SON BAHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin