1.12 | Stupid Questions

3.4K 204 7
                                    


"Sen ciddi misin?" Sesim şaşkınlıktan titremişti.

"Şaka yapmak benim huyum değil biliyorsun" Odadan çıkarken elindeki havluyu kenara fırlattı. Onun ciddi olmadığını biliyordum. Muhtemelen benimle dalga geçiyordu. Koridorda yürürken onu izledim. Lavaboya doğru ilerliyordu. İçeri girmeden önce arkasını dönerek bana baktı.

"Ne duruyorsun sana hazırlanmanı söyledim? Açlıktan ölüyorum, bütün gün beni izlemeni mi bekleyeceğiz?" Kaşları çatılmıştı. Benim herhangi bir tepki vermemi beklemeden koridorun sonundaki kapıdan girdi.

Tanrım. O ciddiydi. Şaşkınlığımı gizleyemeden etrafa bakınırken Leo ile göz göze geldim. Gülmemek için kendini zor tutuyordu. Omzunu silktikten sonra birasını alarak televizyonun karşısındaki koltuğa yerleşti.

Harry'nin bulunduğu tarafa doğru yürüdüm "Harry, dışarı çıkmanın iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum"

Birkaç dakika öncesine kadar üzerinde olan kanlı tişörtü şuanda kir sepetinin üzerine fırlatılmıştı. Üzerinde bir tişört yoktu ve önümdeki bu manzara nefesimi kesiyordu. Sırtındaki kaslar onun yüzüne her su çarpmak için yaptığı her bir hamlede belirginleşiyordu.

Orada olduğumu şu ana kadar farketmemiş olmalıydı ki beni aynada gördüğü anda durakladı ve çeşmeyi kapattı.

"Sen beni mi izliyorsun?"

"Hayır" Yakalanmamın utancıyla yüzümü hızla yere eğdim "Sadece sana dışarı çıkmanın iyi bir fikir olmadığını söylemek için geldim."

Yüzünü havluyla kuruladı.

"Neden?"

"Seni biraz önce zorla dışarı çıkarmaya çalıştım ve şu haline bak Harry! Evde kalmalısın"

Gözüm vücudundaki dövmelere ve kaslarına kaymıştı. O da bunu farketti ve sırıttı.

"Ne var halimde?" Kendi vücuduna baktı. Bunu beni rahatsız etmek için yaptığını çok iyi biliyordum.

Kapının koluna astığı temiz siyah tişörtü ona uzattım. İkimizi de bu işkenceden kurtarmak istemiştim. Aslında işkence çeken sadece bendim çünkü o buna karşılık sırıtmakla yetiniyordu.

Tişörtü üzerine geçirirken konuştu. "Elisa, ben pişman olmadan önce o lanet olası çantanı al ve çıkalım"

Bunun iyi bir fikir olmadığını çok iyi biliyordum. Ama çok iyi bildiğim diğer bir gerçek ise bu şansın bir daha elime geçmeyeceğiydi. Bu yüzden onu başımla onayladıktan sonra çantamı almak için Leo'nun bulunduğu odaya doğru ilerledim.

☾ ☾ ☾

Yaklaşık on dakika sonra apartman kapısından çıkmıştık ve ben kendimi son derece tedirgin hissediyordum. Harry rahat bir şekilde Leo'nun arabasına ilerlerken ben, attığım her bir adımda etrafı kontrol ediyordum.

"Biraz rahat olsana" Harry arabaya binerken konuştu.

Ona cevap vermeden kapıyı açtım ve arabaya bindim.

Yol boyunca fazla bir şey konuşmamıştık. Hatta bana nereye gitmek istediğimi bile sormadan arabayı sürmeye devam etmişti. Her ne kadar ona ısrarla onu kaçıranların kim olduğunu ve ondan ne istediklerini sorsam da bana cevap vermek yerine sadece sessiz kaldı. Beni en çok şaşırtan gerçek ise benim tanıdığım Harry'nin bu sorularıma karşılık olarak sesimi kesmemi veya siktirip gitmemi söyleyeceği gerçeğiydi.

Oysaki şuan yanımda duran Harry beni geldiği andan beri kendi benliğinden çok farklı bir haldeydi ve ondan bekleyemeyeceğim kadar 'insancıl' davranıyordu.

WonderwallHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin