2.28 | So Happily

2.2K 155 106
                                    

"Ona olan aşkımı asla sözcüklere dökememiştim ama eğer bakışların da bir dili varsa dünyanın en aptal insanı bile onun için deli divane olduğumu anlayabilirdi"
-Emily Brontë/ Uğultulu Tepeler

Elisa'nın Ağzından

"Lydia. Styles mı?"

Bakışlarım Maria'nın fazlasıyla şaşırmış bakışları ile buluştu. Yüzündeki ifadede şu ana kadar görmediğim bir şeyler vardı. Bunun korku olduğunu söyleyemezdim, dehşet de değildi. Nefret? Hayır sanmıyordum. Sadece olması gerekenin çok üstünde bir şaşkınlık diyebilirdim.

"Evet" Çekinerek onu onayladım. Bu soyadını daha önce duymuş olduğuna emindim. Ona Harry'nin ne iş yaptığından veya tam anlamıyla nasıl biri olduğundan hiçbir zaman bahsetmemiştim. Oysaki yüzündeki ifade onu daha önce duyduğunu anlamam için yeterliydi. Ona dair bir şeyler duymuş olmasından korkuyordum, çünkü bu sahip olduğum tek destekçimi de kaybetmek anlamına gelecekti

"Harry'nin" duraksadı "Soyadı Styles mı?"

"Sorun ne?" Bu sorumun cevabını duymak konusunda yeterli cesaretimin olup olmadığını bilmiyordum. Çünkü bir sorun olduğu ortadaydı

"Baban" dedi "Baban onu tanıyor değil mi?"

Onu başımla onayladım "Yalnızca bir kere oturdular"

"Harry" duraksadı, sesinde bariz bir titreme vardı. Kendini toplamak için boğazını temizledikten sonra konuşmasını temkinli bir şekilde sürdürdü "Sana hiç ailesinden bahsetti mi?"

"Biraz" diyerek cevapladım, ailesini onun tanımadığı gibi ben de tanımıyordum. Bu nedenle haklarında bir bilgim yoktu. Ayrıca kendisi de onları 'aile' olarak tanımlamaktan nefret ediyordu. Ama çocukluk yaşantısına dair bazı şeylerden bahsetmişti.

"Onlar hakkında ne söyledi?"

"Harry bu konuyu konuşmaktan nefret eder."

"Ve Harry burada değil." Israrcı cevabı şaşırtıcıydı ama yine de ona bildiğim bazı şeylerden bahsetmemde bir sakınca olmayacağına karar vermiştim.

"Ailesini hiç tanımamış" dedim "Ayrıca onlara aile demekten de nefret ediyor"

Maria anlık bir şekilde yüzünü ekşittikten sonra beni dikkatle dinlemeye devam etti. Cümlelerimi dikkatli seçmeye özen gösteriyordum çünkü Harry'e karşı bir önyargı beslemesini istemiyordum

"Babasının bir arkadaşı ile yaşadığını ama o çocukken adamın öldüğünü söyledi, sonrasında ise kendi kendine yaşamaya başlamış. Daha o zamanlar çok küçükmüş"

"Tanrım" Maria acı dolu bir nefes verdiği esnada dudaklarımı birbirine bastırarak onu başımla onayladım

"Evet, bence de çok zor bir yaşantısı olmuş. İşte bu yüzden hayatına insanları alma konusunda çok çekimser" dedim "Beni de çok uzun bir süre boyunca kabul etmemişti"

"Başka bir şey anlattı mı?" Meraklı bakışları benimle buluştuğu sırada başımı hayır anlamında salladım

"Bu konuyu konuşmayı gerçekten sevmiyor, bu nedenle ben de onu zorlamıyorum"

WonderwallHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin