2.24 | Obstinate

2.4K 142 103
                                    

Elisa'nın Ağzından

"Gerçekten çok daha iyi yerlerde olabilirdik" dedi. Adımları hızlı ama bir o kadar da isteksizdi.

"Sınavlar başlamak üzere Harry. Senin aksine derslerimi bırakmak gibi bir huyum yok"

"Senin aksine bunu sorun etmiyorum"

Okulun kapısına doğru ilerlerken ona doğru döndüm "Seni gelmen için zorlamıyorum, evine gidebilirsin"

"Hayır" verdiği tek cevap bu olmuştu

Dün Harry'nin beni havalimanından alarak nehrin kıyısında bir kafeye götürmesinin ardından bir çok konuyu aramızda konuşmuş ama bir çözüme ulaştıramamıştık. Açıkcası o şu ana kadar tanıdığım o umursamaz, kaba, nefret dolu Harry değildi. Farklı biri haline gelmişti. Asla tanımadığım biri. Hatta kendisinin bile tanımadığına yemin edebilirdim.

İçinde sevgiye dair hiçbir şey olmadığına emin olduğum o çocuk beni özlediğini söylemiş, beni öpmüş ve gerçekten beklediğim aksine fazlasıyla uysal tavırlar sergilemişti. Bu yeni Harry her ne ise onu sevdiğimi gizlemeyecektim. Sanki eski halini sevmiyormuşum gibi...

Dün çok fazla ısrarda bulunmasına rağmen onun evine gitmeyi reddetmiştim. Hatırlamak istemediğim o gece aklıma gelmeden oraya girebileceğimi sanmıyordum. Onu sabaha kadar beklediğim ve mide bulandırıcı bir kadın parfümü ile eve geldiği o gece... Güneşin doğmasının henüz ardından onu öylece bırakarak evden adeta kaçmak zorunda kalmıştım. O eve tekrar girme düşüncesi bile midemi bulandırmaya yetiyordu, buna henüz hazır değildim.

O ise beni evime bırakırken bana bugün için "planımızın" ne olduğunu sormuştu. Elbette bir planım vardı ama bunun ortak bir plan sayılabileceğini hiç sanmıyordum. Yılın başında olacağını tahmin ettiğim gibi akademik açıdan parlak bir sene geçirememiştim ama bu sınavlar kaybettiğim zamanı toplayabilmem için en önemli şansımdı. Bu nedenle "plan" olarak Harry'e okula giderek kütüphanede ders çalışacağımı söyledim. Elbette ki bunun ne kadar mantıklı bir fikir olduğu konusunda bana katılmıyordu;

"Bu fazlasıyla saçma bunu biliyorsun değil mi? Kimsenin bizi rahatsız etmeyeceği bir evde çalışmak varken neden birbirinden rahatsız edici bir dünya insan ile aynı ortamda çalışmak istiyorsun?"

"Çünkü kimsenin bizi rahatsız etmeyeceği o evde beni senin rahatsız edeceğine eminim, Harry"

"Kesinlikle saçmalık"

Her ne kadar bunun bir saçmalık olduğunu düşünse de konuşmanın sonunda gözlerini devirmiş ve sabah 10 gibi beni evden alacağını söylemişti. Açıkcası okula gelmek istemesinin nedenini anlamıyordum ancak bir tahminim vardı, aramızı düzeltebildiğinden emin olmak istiyordu. Muhtemelen buna emin olduğu ilk fırsatta o eski hallerine geri dönecekti, o yüzden şu anki bu çocuk her kimse ona alışmamaya gayret ediyordum

Okula girerken kendimi olması gerekenden çok daha fazla tuhaf hissettiğim gerçeğini gizleyemezdim. Geçen yıldan beri 'gizemli çocuğun' gelip gelmeyeceğini görmek için gözümü ayıramadığım okul kapısından içeri, o gizemli çocuğun elini tutarak giriyordum. İnanılır gibi değildi ama işte yaşadığım tüm o inanılır gibi olmayan şeylere eklenecek yeni bir madde haline gelmişti

Parmakları, parmaklarımın arasında rahatsızca kıpırdandığı zaman bu yaptığı şeye pişman olduğunu ve elimi bırakmak istediğini hissederek parmaklarımı gevşettim. O ise bunun üzerine elimi iyice sıkmayı tercih etmişti

İnsanların bize bakacaklarını hissediyordum. Bunu yadırgayacaklardı, elbette bu gençlik dizilerinde olduğu gibi okulun havalı ve yakışıklı çocuğunun elinden tutarak okula girmek gibi bir şey değildi. İnsanların merakı Harry'den rahatsız olmalarından kaynaklanıyordu. Ondan çekiniyor hatta açık bir şekilde onu sevmiyorlardı. Haksız olduklarını söyleyemezdim. Dışarıdan -aslında içeriden de farklı sayılmaz- tam bir kendini beğenmiş olan, kaba ve ukala görünen bir çocuğu kim severdi ki? Ah elbette ben...

WonderwallHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin